Trabzonspor Divan Başkanlık Kurulu Başkanı Ali Özbak Yargıtay'ın şike kararını onamasından sonra sesliğinin bozdu. Özbak Yargıtay kararının uygulanmaması konusunda Fenerbahçe'nin tavrı yanı sıra TFF'yi sert bir dille eleştirdi. Özbak açıklamasında:
“Bakarsınız ki, ayarını bozduğunuz kantar bir gün gelir ki sizi de tartar!
Ülkemiz, Spor bağlamında 03 Temmuz süreci yaşadı. Bunun, yasal süreci 17 Ocak 2014 günü Yargıtay’ca noktalandı.
Fakat gel gör ki:
Yargının bu nihai kararına karşın, medya da görüş beyan eden edene…
Yani; bu bağlamda ülkemiz büyük bir aşınmışlıkla karşı karşıya!
Yorumcular, yapılmış olan yargılamayı hükümsüz gibi göstermeye çalışıyorlar. En azından böyle bir algı yaratma çabası içerisindeler…
Güya; Şike, Ergenekon ve Balyoz davaları bir bütünsellik içerisindeymiş gibi bir algı yaratarak, Aziz Yıldırım’a ve dolayısıyla Fenerbahçe’ye haksızlık yapıldığını göstermeye çalışıyorlar…
Fenerbahçeli; yetkili taraftar ve yandaş medyacıları anlamakta pek sıkıntı yaşamıyorum. Ama bu ülkede, hukukçu olanlar ile devleti yönetmiş, yönetmekte olan ve yöneteceğim iddiasında bulunanlara ne demeli?
Ülkemiz, bir 17 Aralık 2013 vakası yaşadı. Bu vakaya dayalı olarak siyasi otorite ve diğer siyasiler, ortaya bir gündem maddesi taşıdılar. Yeniden yargılama diye! Bu olur mu, olmaz mı? onu bilemem. Zira, bu öncelikli olarak bir hukuk işleyişidir. Ona hukukçular karar verecektir. Peki, yasa çıkar mı? O’nu da Türkiye Büyük Millet Meclisi bilir!
Ancak; birileri, bu gündemden faydalanarak ‘Sanki yasa yürürlüğe girmiş gibi’ Fenerbahçe’yi korumak adına yorum yapıyorlar. Hele bunların arasında hukukçu kimliği ile bulunanlara ne demeli?
Ama kimse şunları söylemiyor… 03 Temmuz sonrası, İstanbul Çağlayan 16. Ağır Ceza Mahkemesi bir karar verdi. Ve Yargıtay’da bunu onadı. Bundan sonrası için hukuk; şöyle işler, böyle işler diye söylenmiyor! Maalesef normal işleyen hukuku eleştiriyorlar… Bunu eleştiren hukukçulara da ne denmeli?
Yargı kararının sonuçlarına dayalı olarak ortaya çıkan kararlarda maalesef göz ardı ediliyor.
-TFF, şike var diyor ama gereğini tam anlamıyla yapmıyor.
- UEFA, 2011’de Fenerbahçe’yi Avrupa Şampiyonlar Ligi’ne kabul etmiyor, Trabzonspor’u kabul ediyor.
- 2013’de UEFA Disiplin Kurulu, Fenerbahçe’yi 2 yıl Avrupa müsabakalarından men cezası veriyor. Fenerbahçe, UEFA Tahkim Kurulu’na müracaat ediyor ama sonuç değişmiyor. Bunun üzerine Fenerbahçe, CAS’a müracaat ediyor yine sonuç değişmiyor ve iki yıl cezalı kalıyor.
Buna rağmen, bu yorumculardan biri çıkıp demiyor ki; Bu yukarıdaki deliller varken, 2010-11 Lig Şampiyonluğu nasıl Fenerbahçe’nin uhtesinde kalabiliyor?
Dolayısıyla, henüz hayal olan geriye doğdu yeniden yargılanmayı bir tarafa bırakalım da, şu TFF’yi geriye doğru bir sorgulayalım ki, siz bu kupayı halen Fenerbahçe müzesinde hangi hakla saklayabiliyorsunuz?
TFF’nin temiz düzen adına en tez bir günde, bu kupayı hak etmeyenden alarak, hak edene teslim etmek aslı göreviniz ve sorumluluğunuzdur. Bakarsınız ki, ayarını bozduğunuz kantar bir gün gelir ki sizi de tartar!
Bunu dışında, yapılması önerilen her ne varsa; onun adı adalet değil, aymazlık olur!" şeklinde konuştu.