TS'nin geleceği alt yapıda

Süper Lig hariç bütün kategorilerde Türkiye Şampiyonluğu yaşadı. En zor dönemde Trabzonspor'un teknik adamlığını üstlendi. Şimdi ilk hocalık deneyimini yaşadığı yerde. Yani Trabzonspor altyapısının başında. Ancak bu kez 30 yıllık deneyimiyle. Bu 30 yıllık

Süper Lig hariç bütün kategorilerde Türkiye Şampiyonluğu yaşadı. En zor dönemde Trabzonspor'un teknik adamlığını üstlendi. Şimdi ilk hocalık deneyimini yaşadığı yerde. Yani Trabzonspor altyapısının başında. Ancak bu kez 30 yıllık deneyimiyle. Bu 30 yıllık deneyim; Trabzonspor'un ekonomik kaynak girdisinin çeşitli projelerde ancak geleceğinin altyapıda olduğunu söylüyor…

 

 

Futbola altyapının kurulduğu ilk yıllarda Trabzonspor'da başladı. İlk hocalık deneyimini de yine Trabzonspor altyapısında minik takımı çalıştırarak yaşadı. Sonrasında Türkiye Liglerinde hemen hemen her kategoride şampiyonluk gördü. Son hedef olan Süper Lig şampiyonluğu için Trabzonspor'a geldiğinde kulüp en kötü günlerinden birini yaşıyordu. Bu arzusundan bugün dahi vazgeçmiş değil. Ancak konu Trabzonspor olunca görev teklifi hangi bölümünden gelirse gelsin “Hayır” demek olmazdı.

 

Trabzonspor altyapısının eğitim politikası ne olacak ?

 

Alt yapının ilk kurulduğu yıllarda ben Trabzonspor'da futbolcuydum. Daha sonra yine altyapıda minik – yıldız takımda antrenörlüğe başladım. Bu işin kökünden, mayasından gelen biriyim. Dolayısıyla bu işi iyi bildiğimi düşünüyorum. Daha önce burada iyi işler yapılmış. Bizim altyapıya bakış amacımız şu. Bir kere Trabzon'dan her dönem futbolcu çıkmıştır ve çıkmaya da devam edecektir. Trabzonspor'un o günkü ihtiyacıyla bu günkü ihtiyacı bir olmadığı için altyapıya duyulan ihtiyaç zaman zaman farklılıklar gösterir. Geçmişteki ekonomik yapı altyapı oyuncularını öne çıkarmış olabilir ancak bugün şartlar değişti. Bugün daha çok hazır oyuncu düşüncesi hakim. Uzun süredir Trabzonlu oyuncuların ön plana çıkmayışı, sanki altyapıda bir şey yapılmıyor imajı çizdi. Bundan dolayı böyle bir güvensizlik oluştu.

 

Alt yapının üretkenliğinin arttırılması için neler yapılabilir?

 

Bir kere Trabzonspor'da geçmişte zaman zaman uygulanan zaman zaman da bundan vazgeçilen bir sistem vardı. Bu da iyi oyuncunun nerede olursa olsun bulunup çıkartılmasıydı. İyi oyuncu sadece Trabzon'da yetişecek diye bir kural yok. Her ne kadar altyapıyı savunuyorsak da böyle bir şövenist yaklaşımla olaya bakmak yanlış olur. Gönül ister ki hem yetenekli olsun, hem de geçmişteki Trabzonspor'da olduğu gibi Trabzonlu olsun ancak ne o günkü gençler bugünkü gençler, ne de o günkü Trabzonspor, bugünkü Trabzonspor. Bırakın futbolcuları ve Trabzonspor'u taraftar profili bile değişti. Şartlara ayak uydurmak gerekir. Bizim düşüncemiz Türkiye'nin her yerindeki yetenekli futbolcuları bulup buraya getirmek. Eğer Trabzonspor'da yabancı oyuncu oynayabiliyorsa, federasyon da 6-7 yabancıya izin veriyorsa, oyuncuya yatırım yapmak gerekiyor. Karadeniz'de var, başka yörelerde var. Ancak bunu yaparken yaşlarının çok küçük olmamasına dikkat edeceğiz. 12-13 yaşındaki futbolcuyu annesinden – babasından, yemeğinden, kültüründen ayırıp da buraya getirmek istemiyoruz. Biz daha çok 15 yaşından büyük gençlere yöneleceğiz.

 

Uzun süre, teknik direktörlük yapıp, alt yapıya dönme kararı vermenize neden olan neydi?

 

1979 yılında başladım takım çalıştırmaya. O çalıştırdığımız dönemde futbolcu olan İhsan Derelioğlu, Şenol Ustaömeroğlu, Halil İbrahim Akçay, Okan Alemdar ve kaleci Alper gibi isimler şimdi antrenörlük yapıyor. Bu işe genç yaşta başladım. Türkiye liglerinde sadece Süper Lig'de şampiyonluk yaşamadım. Yıldızlarda yaşadım. İkinci ligde 5 şampiyonluk gördüm. İkisinde teknik direktör, üçünde yardımcı antrenördüm. Yaşamadığım tek şey süper lig şampiyonluğuydu. Bunu da çok arzu ediyordum. Trabzonspor'a teknik adam olarak geldiğimizde bu düşünce hakimdi bizde. Halen daha bu arzumu kaybetmiş değilim. Ancak şu an itibariyle Trabzonspor'dan gelen istek üzerine alt yapıya döndüm. Bu konuda beni Sayın Hayrettin Hacısalihoğlu aradığında bu görev için erken olduğunu söyledim. Trabzonspor'un bu yönde bir ihtiyacı olduğunu ve benden teklifi düşünmemi istedi. Konu Trabzonspor olunca hayır diyemiyorsunuz. Ben 2000 yılında A Takım'da görev kabul ettiğimde her babayiğit bu göreve talip olamazdı. O günkü şartlar, Trabzonspor tarihinin en olumsuz şartlarıydı. Ekonomik sıkıntı vardı. Ancak dediğim gibi konu Trabzonspor olunca hayır diyemiyorsunuz. Şu anda 70 yaşında teknik direktörler var ligde. Ben henüz 52 yaşında altyapıya döndüm. Uzun yıllar profesyonel yaşamımı sürdürüp, daha sonra Trabzon futboluna fahri olarak hizmet etmeyi planlıyordum. Arsin'e, Yomra'ya, Vakfıkebir'e… Kim ihtiyaç duyarsa oraya. Ancak şuanda profesyonelliği bir anlamda noktalamış gibi olduk.

 

Son dönemlerde bu bölgeden oyuncu yetişmediği konusunda eleştiriler var. Bu eleştirilere katılıyor musunuz?

 

Hiç katılmadığım bir konu bu. Geçmişte de aynı şeyleri söyledim. Yetişeni görmek lazım. Çok fazla öne çıkan oyuncu olmayabilir ancak yetişenlere biraz sabır gösterildiği taktirde nerelere kadar gelebilecekleri gerçeği ortada. Buradan giden Çağlar, kimsenin hesabında olmayan bir oyuncuydu. Orduspor'a gitti orada oynayamadı. Bakırköy'de de tutunamadı, Denizli Belediyespor'da bulduğu şansı iyi kullandı ve şimdi Denizlispor'da. Milli takıma kadar yükseldi. Yetişmiyor ifadesi yanlış. Şans bulamıyorlar demek gerek. Trabzonspor şampiyonluğa oynarken fazla şans verilemiyor. En son gençlere yine biz şans vermiştik. Bir Denizlispor maçıydı. Ferdi'yi oyuna soktuk. 17 yaşındaydı ve biz ayrılmak zorunda kaldık. Doğruyu yaptığıma inanıyorum. Herkes bu şansı verirse futbolcu çıkar.

 

Gençlere şans verdiniz ve görevinizden ayrılmanıza sebep oldu. Keşke oynatmasaydım dediniz mi?

 

Hiç olmadı. Aksine keşke daha çok genç oynatsaydım dediğim oldu. Keşke gol atsaydı da haftaya 90 dakika oynatsaydım dediğim çok oldu. Çünkü bu durum gençlerin önünü açacaktı. Ayrıldığıma değil, bunu yapamadığıma üzüldüm. Ferdi kaçırdığı o golleri atsaydı kafama koymuştum. Hami sakat olduğu için haftaya onu oynatacaktım. Arkasından Ali Şen, daha sonra Burak, şu anda oynayan Tayfun gelecekti. Kimse havadan gelmiyor geldiği yere. Şu anda Ankaraspor'da oynayan Özer. Lemi'nin kız kardeşinin, benim ise baldızımın çocuğudur. İlk getirdiğimizde şans bulamadı. Gitti iki yıl sonra 17 yaşındaki çocuk 2-3 milyon dolarlık oyuncu olarak çıktı. Şansını iyi kullandı ve bu duruma geldi.

 

Geçmişte görevde bulunduğunuz dönemdeki oyuncuların sosyal yapısıyla şimdiki oyuncuların sosyal yapısı arasında önemli değişiklikler var. Şu anki gençleri futbola yönlendirmek için ne gibi çalışmalar yapacaksınız?

 

O zamanki çocukların tek dünyası futboldu. Trabzon da küçük olduğu için kontrol edilebiliyordu. Sokağa çıkınca karşılaşıyordun. O olmadı babası karşına çıkıyordu. Bütün uğraşımız onları futbolcu yapmaktı. Onlar da bu işi seviyorlardı. Dünyaları futboldu. İdmandan çıkmazdılar. A takım idmanlarını kaçırmaz, Avrupa maçlarını izler, spor programlarını takip ederlerdi. Son dönemlerde biraz daha eğitim ağırlaştı. Hafta sonu kursları yaygın değildi. Dershaneler çok şimdi. Her evde bilgisayar var. Atari bağımlısı oldu çocuklar. Ancak ne olursa olsun bana göre futbol alternatifsiz. Çocuk zaten futbolu sevmiyorsa onu futbola yönlendirmek gibi bir gayretimiz olmaz. Futbolu seven insanla bizim işimiz.

 

Altyapıda yetişen oyuncuların A takımda değerlendirilmesi adına her iki birimin başındaki teknik adamların uyumlu çalışması önemli. Bu anlamda Ersun Yanal'la diyalog süreci başladı mı?

 

Benim şansım şu. Ersun hocayla hep karşılıklı takım çalıştırdık. İkinci ligde, birinci ligde. Camianın içinde olmuşuz. Seminerlerde karşılaşmışız. Ben her ne kadar 2-3 yaş büyük olsam da aynı jenerasyonuz. Bir de en önemlisi ortak payda Trabzonspor olunca diyalog olmaması mümkün değil. Geliyor hocamız konuşuyoruz. Ben gidiyorum. Dışarıda karşılaşıyoruz. Hep bir aradayız. Konu Trabzonspor'un başarısı olunca bu durum kaçınılmaz. İhsan Derelioğlu ile de öyle. Diğer bölge antrenörleriyle de diyalog içindeyiz. Hep nasıl olur da daha faydalı olabiliriz diye düşünüyoruz.

 

Trabzonspor, altyapı ve Karadenizspor üçgeninde nasıl bir çalışma programı düşünüyorsunuz?

Bir kere kulübümüzde Asbaşkanımız Sayın Hayrettin Hacısalihoğlu'nun düzenlemiş olduğu toplantılar oluyor. Sağlık ve Futbol Sorumlusu Sayın İhsan Alioğlu, Sayın Ersun Yanal, Sayın Özkan Sümer ve Sayın İhsan Derelioğlu ile bir araya geliyoruz. 15 günde bir, kulüp gerekli gördüğünde haftada bir, gerek görülürse her gün. Kulübe faydalı olabilecek ne varsa tartışıyoruz ve çok güzel bir sentez ortaya çıkıyor.

 

Gündemde geleceğe yönelik bir çok proje var. HES Projesi ve Marina gibi ekonomik katkı sağlayacak projeler hazırlanıyor. Sizce altyapının en önemli projesi ne olmalı?

 

Bana göre geleceği kurtaracak olan altyapıdır. Trabzonspor öncelikli olarak futbol kulübüdür. Bunun için ekonomik kaynak girdisi tabi ki şarttır. Ancak Trabzonspor'u ayakta tutacak tek girişim bana göre, ucuz ve genç oyuncu bulup uzun mukavelelerle transfere harcanan parayı azaltmaktır. Bugün Galatasaray'ın bu kadar borcu varsa, bu borç malzeme, yemek veya deplasman giderlerinden ortaya çıkmamıştır. Transfer politikasındaki yanlışlardan çıkmıştır. Jardel'e bu zamanki ekonomik yapıyla değerlendirildiğinde 30 milyon YTL para ödenmiştir. Antep'ten Ayhan Beşiktaş'a gittiğinde 7 milyon dolar ödenmiştir. Kulüpler batarsa bundan batar. Transferde hata yapmayan kulübün batma şansı yoktur. Dolayısıyla Süper Lig'e çıkarken başında bulunduğumuz Akçaabat Sebatspor kulübü örneğini de verebiliriz. Süper Ligde kalma adına yapılan transferler kulübü bugün dahi içinden çıkamayacağı bir duruma sokmuştur. Bir çok organizasyon yapılıyor ekonomik girdi sağlamak için. Peki bu girdiler nerede harcanıyor. Transferde. Yoksa kulüp otobüs almakla, altyapıya malzeme vermekle ekonomik anlamda sarsılmaz. 4 Oyuncu da hata yaparsanız 30 milyon YTL kayıp edersiniz. Tam dersine 4 tane yetenekli oyuncuyu kazanırsanız aynı oranda girdi sağlamış olursunuz. Yani 60 milyon YTL kar edersiniz. Böyle bir gerçek ortadayken altyapıya daha çok önem vermek gerekir.

 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

 

Biz Trabzonspor altyapısı olarak sadece Trabzon'daki futbolcuları bulmak için çabalamayacağız. Türkiye'de hatta Avrupa'da top koşturan Türk gençlerini bulup Trabzonspor'a kazandırmanın çabası içerisinde olacağız. İlk bulduğunuz oyuncuyu 50-60 bin YTL'ye oynatabiliyorsunuz. Uzun mukavelelerle ekonomik anlamda kulübü rahatlatabiliyorsunuz. Daha sonra da Gökdeniz ve Fatih gibi bonservis bedelleriyle büyük girdiler sağlayabilirsiniz. Yani Trabzonspor'un 25 yılda altyapıya harcadığı parayı hesaplasanız 10 trilyonu geçmez. Hami, Lemi, Gökdeniz, Soner, Küçük – Büyük Hamdi, Fatih şu anda oynayan Barış ve ismi şuan aklıma gelmeyen bir çok oyuncu gibi isimlerin yetişmesi Trabzonspor'u ayakta tutacaktır. Trabzonspor'un borcunun ödenmesi de şampiyonluğa oynaması altyapıya kazandırılacak oyunculara bağladır. Yani Trabzonspor'un geleceği bu çimlerde gömülüdür.

 

 Kaynak: Trabzonspor Dergisi

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Spor Haberleri