Futbol sahalarımızdaki şiddeti azaltmak için artık Passolig kartı var. Kimileri bu kartın rant, kimileri ise taraftarları fişlemek için icat edildiğini düşünüyor. Peki, sorunlu başlayan Passolig statlarımızı güllük gülistanlık hale getirecek mi?
Türk futbolu bu sezon sahalarımızda görmek istemediğimiz olaylarda zirve yaptı. Birkaç sezondur unuttuğumuz, sahaya girip futbolcuya tekme atmaya çalışan taraftar tipleri de bu sezon statlarımızdan eksik olmadı. Başta Süper Lig’in şampiyonu Fenerbahçe olmak üzere, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor takımlarının sahaları şiddet, çirkin ve kötü tezahürat gibi eylemler sezon içinde defalarca tekrarlandığı için hiç olmadığı kadar kapatıldı. Kapatılan statlara son 3 sezondur kadın ve çocuk taraftarlar alınması bile spordaki şiddet ve düzensizliği önlemeye yetmedi. Birçok takımımızın taraftarı 6222 sayılı şike ve şiddet yasasına aldırış etmeden olay çıkartmaya devam etti. Oysa bu yasada hatırı sayılır yaptırımlar vardı. Ancak yasa tam randımanlı uygulanamadı. Yasanın getirdiği şartlar hem yetkili makamlarca hem de ceza alan şahıslarca defalarca delindi.
İsterseniz yaşanmış bazı olaylara kısaca bakalım: Bu sezonun ilk yarısında oynanan Kasımpaşa-Beşiktaş karşılaşmasında sahaya girip Siyah-Beyazlı futbolcu Fernandes’e tekme atan sözde futbol taraftarı Mustafa Özel, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile yargılanmasına, bu eyleminden dolayı bir daha futbol sahalarına girmeme cezası alması gerekmesine rağmen, Beşiktaş’ın 30. hafta F.Bahçe ile oynadığı Süper Lig karşılaşmasında Olimpiyat Stadı’ndaki yerini alarak trajikomik bir olaya imza attı. Fernandes’e tekme atan bu şahıs o günlerde bazı spor programlarının yıldızı hâline getirildi.
Geçen sezon F.Bahçe-G.Saray maçından önce Drogba ve Eboue’ye muz gösteren taraftarların kim oldukları herkesin malumuydu. O taraftarlar televizyon kanallarına dahi çıktı. Olaya imza atan taraftara ceza vermeyi bırakın, taraftarın kendilerini savunması manşetlerde yer aldı. Biz başımızı kuma gömerek, bu olaya imza atan şahısları görmezden geldik. Ama geçen hafta İtalya’daki bir gazete dünyada yaşanan ırkçılık olaylarıyla ilgili derlediği haberde bu olaya ve olayın kahramanlarının fotoğraflarına yer verdi. Sorunu temelinden çözmek yerine geçiştirmek, görmemek, eğer kulübe veya ülkeye ağır ceza gelecekse örtmek anlayışı maalesef meseleleri ortadan kaldırmaya yetmiyor.
Sahalardaki şiddet ve düzensizliği önlemede bir türlü istenilen başarıyı yakalayamayan, mevcut kanunları bir türlü uygulayamayan Türkiye Futbol Federasyonu ve Spor Bakanlığı bu sezonun sonuna doğru adına Passolig denen bir uygulamayı yürürlüğe koydu. 6222 sayılı yasa ile kanunlaştırılan E-Bilet uygulaması sezon başı yürürlüğe girecekti, ancak teknik altyapı buna müsaade etmediği için 14 Nisan 2014 tarihinde uygulamanın başlamasına karar verildi. Süper ve PTT 1.Lig takımlarının statlarında mecbur olacak uygulamaya daha başlangıcı itibariyle futbol takımlarının taraftarları tepki gösterdi. Bakanlık ve Futbol Federasyonu’nun inancına göre ise bu sistem sayesinde sahalardaki şiddet ve düzensizlik sona erecek. Bu karta sahip olmak isteyen 4 büyük takım taraftarı kart bedeli olarak 25 TL ödemek zorunda. Anadolu kulüplerinin taraftarları ise 15 TL ödeyecek. Bunun yanında satılan her bilet için hizmet bedeli karşılığı taraftarlardan 2 TL alınacak. F.Bahçe kulübü bu sezon taraftarları zor durumda bırakmamak için statlarında bu uygulamaya yer vermeyeceklerini açıkladı.
Passolig’in internet sitesine girdiğinizde çok bilinmeyenli bir denklemle karşılaştığınız hissine kapılıyorsunuz. Suçluları bir türlü cezalandıramayanlar sizi zorla bu kartı almaya itiyor. Oysa sizin bir suçunuz yok ki. Mesela hayatında sadece bir kez maç izleyen bir kişisiniz, tüm sezon maçları izlemek gibi bir derdiniz de yok. Sizden de bilet parası dışında 25 TL kart ücreti alınıyor. Bu parayı vermeye mecbursunuz yoksa maça giremezsiniz. Mesela Almanya’da yaşayan bir Türk’ün ya da bir yabancının ani bir kararla günübirlik Türkiye’de oynanan bir derbi maçı izlemeye niyetlendiğini düşünün. Bu da öyle çok kolay değil. Zira Passolig kartları 4 ila 7 gün içinde adresinize teslim edilebiliyor. Passolig kart vize bedellerinin 7,95 TL’si kartları basan şirket tarafından alınırken, geri kalan tutarın tamamı kulüplere kalıyor. Bu anlamda üç büyük kulüp ciddi bir gelire kavuşacak. Lakin Anadolu kulüplerinin işi bir hayli zor. Senenin neredeyse tamamını boş tribünler önünde geçiren bu kulüplerimiz, 3 büyükler ile yaptıkları maçlarda hatırı sayılır bir gelir elde ediyorlardı. Ama Passolig bu gelirleri sekteye uğratacak. Mesela Elazığ’ı ele alalım. Bu şehirde yaşayan ve senede bir defa şehre gelecek F.Bahçe’yi izlemek isteyen taraftar, sadece bir kez kullanacağı bir kartı satın alır mı? Fazladan 25 TL öder mi?
Passolig kartı olan taraftarın stadyuma girerken aldığı biletin onun adına olup olmadığı ekranlara yansıyan yüz ve el tarama sistemleri sayesinde belirleniyor. Parmak izi ve yüz tanıma bilgilerinin bir şirketin eline geçmesine taraftarlar tepki gösteriyor. Yüz tanıma sistemiyle dünyanın neredeyse hiçbir stadında maça giriş yok. E-bilet, anlatılanın aksine dünya ölçeğinde yaygın bir sistem de değil. Yalnızca Hollanda’da Den Haag’ın stadı, taraftarının aşırı agresifliği yüzünden yüz tanıma sistemini de içeren sıkı denetime tabi tutuluyor. Taraftarlar Passolig kartı almak için anne kızlık soyadının dahi sorulması sebebiyle devletin bir çeşit fişleme yaptığına inanıyor.
Peki, bu uygulama futbol sahalarındaki şiddet ve düzensizliği önlemeye yetecek mi? Bu sorunun cevabı çok basit: Hayır. Zira mesele olay çıkartanların kimler olduğunu tespit etmek değil ki. Çünkü emniyet bugüne kadar olay çıkartan birçok ismi tespit etmekte zorlanmadı. Hatırlayın 2012’deki F.Bahçe-G.Saray Süper Final maçı sonrası F.Bahçe taraftarlarının Kadıköy’de yaktıkları polis arabalarını. Faillerin hepsi tespit edildi. Ancak bu isimleri korumak ve cezalarını örtbas etmek için bizzat F.Bahçeli yönetici Şekip Mosturoğlu mahkemedeki yerini aldı. Bu taraftarların savunmasına destek verdi. 2010-2011 sezonu oynanan Beşiktaş-Bursaspor maçında yaşanan ve 3 Bursa taraftarının bıçaklandığı olaya karışanlar da herkesin malumuydu. Bu kişilerin bir daha futbol sahalarına ayak basmaması gerekiyordu. Ancak öyle olmadı. Yukarıda da değindiğimiz gibi son Kasımpaşa-Beşiktaş maçında Fernandes’e dayak atmaya çalışan
taraftarın bir daha Beşiktaş maçında tribünde olmaması gerekiyordu. Bunun için Passolig uygulamasına geçilmesine gerek yoktu. Zira yasaya göre olaylara karışan taraftarın bizzat karakola gidip kimlik kontrolü yaptırması gerekiyordu. Ancak bu yasa bir türlü uygulanmadı. Hatırlayın, bundan birkaç sezon önce Beşiktaş taraftarlarının Zincirlikuyu’da bindikleri metrobüslere zarar vermeleri ve hiçbir şey olmamış gibi polis eşliğinde Kadıköy’deki F.Bahçe maçına götürülmelerini. O taraftarların stadyuma alınmaması gerekmez miydi? Polis gözetiminde Kadıköy’de maçı izlediler. Sonra da yine polis nezaretinde metrobüse bindirilerek Zincirlikuyu’ya geri getirildiler. Bütün bunlar gösteriyor ki mesele Passolig uygulamasıyla çözülecek gibi değil. Hâlen var olan ve gerekli cezaları da barındıran 6222 sayılı kanunun bir türlü uygulanmaması.
Şöyle bir soru da akla geliyor: Bu kartla statlarda topluca yapılan eylemler bitecek mi? Bu sorunun cevabı da hayır. Bu durum bile taraftarların eline zorla tutuşturulan Passolig kartlarıyla şiddet ve düzensizliğin halledilemeyecek olmasına yetecek bir örnek. Bu sezon dünyanın başka bir ülkesinde yaşanmayan bir durum yaşandı Türk statlarında. Seyircisiz maç izleme furyası ligin 28. haftasında zirveye çıktı. Ligdeki 9 maçın 4’ü yani Trabzon-Kasımpaşa, Bursa-Konya, Beşiktaş-Akhisar, G.Antep-Fener maçları kadın ve çocuklar önünde oynandı. Cezalara sebep olayların çoğu erkek taraftarların stadyumlarda topluca yaptıkları çirkin ve kötü tezahüratlardı.
Yani kişinin elinde Passolig kartı olunca topluca yapılan küfürlü tezahüratlar ortadan kalkmıyor. Meselenin köklerine inilmesi gerekiyor. Son yıllarda kulüp taraftarları siyasetin futbola müdahale eder hâle geldiğine inanıyor. F.Bahçe’nin saha kapama cezası almasında taraftarlarının hükümet aleyhine tezahüratlarda bulunmasının da etkisi vardı. Trabzon’un bu sezon aldığı cezaların sebebi de şike davasında UEFA’nın tüm kurullarının ceza verdiği F.Bahçe’ye Futbol Federasyonu’nun ceza vermemesine olan isyandı. Onlara göre federasyonun ceza vermemesinde de siyasi iradenin rolü vardı. Taraftarlar son birkaç sezon olduğu gibi F.Bahçe’ye kendileri ceza verme yoluna gitti. Sahaya onlarca yabancı madde atarak takımlarının 5 maç ceza almasına yol açtılar.
Adil olmayan hakem kararları da taraftarları çileden çıkartıyor. Bunun yanında rakip takımın herhangi bir futbolcusunun da tribünleri tahrik etmesi olaylara sebep oluyor. Bu oyuncuya hakemin maç içinde gerekli cezayı vermemesi de olayların çıkmasında etken. Yöneticilerin maç öncesi veya sonrası demeçleri de taraftarlar üzerinde olumsuz etki bırakıyor. Futbol Federasyonu’nun da aldığı kararlarda adil olmaması, kişi, kulüp veya siyasilerin tavrına göre şekillenmesi de taraftarların gözünden kaçmıyor. Daha temiz daha adil ve daha güzel statlara kavuşmak için daha adil bir yönetim gerekiyor. Sadece kadınların izlediği maçlarda dahi küfür var. Beşiktaş’ın 2012 Mayıs ayında F.Bahçe ile oynadığı ve 1-0 kazandığı maçta kadın taraftarlar F.Bahçe aleyhine tam 6 dakika küfürlü tezahüratta bulundu. Siyah-Beyazlılar bu yüzden para cezası aldı. F.Bahçe’nin son Çaykur Rize ile oynadığı karşılaşmada 11 kadın taraftar sahaya yabancı madde soktukları için ceza aldı. Kadın taraftarın elinde bu kart olsaydı sahaya bu yabancı maddeler yine sokulacaktı. Bursaspor, cezası sebebiyle kadın ve çocukların izlediği Karabükspor maçında yine ceza aldı. Bu olay da dünyada bir ilkti. Kadın ve çocukların çirkin ve kötü tezahüratları sebebiyle Bursa’nın sahası bir maç daha kapatıldı. Ama sırf küfür ve şiddet yüzünden maça gitmeyen futbol sevdalısı kadınlar da var. Bu şartlarda onlara küfürsüz ortamı elektronik biletin sağlaması çok zor.
Tüm bunları göz önüne aldığımızda Passolig’in bir dayatma olduğunu görüyoruz. Kâğıt üzerinde, sporda şiddet olaylarının azaltılması, insanların küfür ve şiddetin olmadığı tribünlerde karşılaşmaları seyredebilmesi, biletsiz seyircilerin maça giriş yapmasının önlenmesi, çocuk ve kadınların daha çok stadyumlara gelmesinin sağlanması, şiddete ve olumsuz tezahüratlara sebep olan bireylerin tespit edilerek müsabakalardan men edilmesi ve karaborsa bilet satışının engellenmesi hedefleniyor. Bize göre ise sadece karaborsa bilet satışı ve biletsiz seyircilerin maça girişi bu kart sayesinde önlenmiş olacak. Gerisi aynı hikâye.
Seneye kadınlara bedava maç yok!
Kadın ve çocukların maçları izlemesi birçok ilki yaşattı. Futbol Federasyonu seyircisiz maç cezalarında stada sadece kadın ve çocukların alınmasına 2011-2012 sezonu karar verdi. F.Bahçe’nin evinde Manisaspor’la oynadığı 20 Eylül 2011’deki maçı 46 bin kadın ve çocuk izledi. Böyle bir olay Türk ve dünya futbol tarihinde ilk kez yaşanıyordu. Fenerbahçe bu şekilde 12 maç oynadı. Ve bu cezalar sebebiyle bir başka ilk daha yaşandı. Fenerbahçe’nin şampiyonluk turu atmasına kesin gözüyle bakılan 27 Nisan 2014’teki Çaykur Rizespor maçında da Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda yine kadın ve çocuklar vardı. Dünyada ilk kez bir takım kadın ve çocukların önünde şampiyonluk turu atıyordu. Maçların kadın ve 12 yaşından küçük erkek çocukların önünde izlenmesi uygulaması önümüzdeki sezon tarihe karışacak. Yıldırım Demirören federasyonu bununla kalmayıp saha kapatmayı da kaldırmak arzusunda. Federasyonun hedefinde, artık kötü ve çirkin tezahürat veya saha olayları nedeniyle saha kapatmaktan ziyade, o eylemi gerçekleştiren tribünü kapatma cezası uygulamak var. Çirkin tezahürat 7 saniye devam ederse cezaya tabi olacak.
Dünyada ilk kez Türkiye’de uygulanan kadın ve çocuklar önünde maç formülü Avrupa’da da Aralık 2011’de gündeme geldi. Ajax ve Alkmaar arasında oynanan maçta çıkan olaylar sebebiyle Hollanda Futbol Federasyonu maçın tekrarının kadın ve çocuklar önünde oynanmasına karar verdi. Ancak Hollanda mahkemeleri bu kararı kadın-erkek eşitliğine aykırı bularak maçın sadece çocuklar önünde oynanmasına hükmetti.