Türk futbolunu Alman yazdı!

Almanya'nın en güvenilir gazetelerinden Süddeutsche Zeitung'un ünlü araştırmacı yazarlarından Thomas Kistner, Türk futboluyla alakalı çok çarpıcı bir yazıy imza attı. Almanya'da merkez sağa yakın bu sitenin Bayern Münih'e yakın olduğu  Almanya'nın en büyü

Almanya'nın en güvenilir gazetelerinden Süddeutsche Zeitung'un ünlü araştırmacı yazarlarından Thomas Kistner, Türk futboluyla alakalı çok çarpıcı bir yazıy imza attı. Almanya'da merkez sağa yakın bu sitenin Bayern Münih'e yakın olduğu 
 
Almanya'nın en büyük gazetelerinden Süddeutsche Zeitung bugün ünlü araştırmacı yazarlarından Thomas Kistner, daha önce defalarca Türk futbolunun içine düştüğü batağı kaleme almıştı. Kistner bugün de Türkiye'nin Euro 2020'den çekilmesi hakkında çarpıcı bir yazı yazdı. Kistner'e göre Türki'ye kendi isteği ile turnuvaya ev sahipliği yapmaktan çekilmedi, UEFA basıkısı sonucu böyle bir karara varmak zorunda kaldı.
 
İşte Thomas Kistner'in çok konuşulacak o yazısının tercümesi:
 
"Cuma günü UEFA'ya müracaat süresinin bitmesine saatler kala Türkiye, EURO 2020 müracaatından vazgeçti. Uzun zamandan beri bütün Avrupa'da oynanacak 2020 Avrupa Şampiyonası'nın Finalleri'nin Türkiye'de oynanacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Bunun yerine TFF internet sayfasında 2024 Avrupa Şampiyonası'nın tamamını almak için müracaat edeceklerini bildirdi.
 
İlk bakışta mantıklı olarak görünen: Türkiye mümkünse 2020 Avrupa Şampiyonası'nın yarısı olan yarı final ve final maçları yerine 2024 Avrupa Şampiyonası'nın hepsini almak istemesi. Bunun yanında da 2024 'ü isteyen Almanya'ya direk rakip olması.
 
Fakat dikkatli bakılınırsa kimsenin Türkiye'nin 2024 müracaatından çekinmesine gerek yok.
 
Türkiye'nin son anda çekilmesi, kapalı kapılar arkasında biriken kulislerden oluşan güncel politik durumla alakalı.
 
Türkiye, Mart ayında Kazakistan'daki UEFA kongresinde UEFA yetkililerinin , kendilerine; Türkiye'nin müracaatının hiç bir şansı olmayacağı" sinyalinin verilmesinden dolayı müracaat etmeme kararını aldı. Fakat asıl arka planda ise yine şampiyon olan Fenerbahçe'nin cezalandırılmaması yönündeki sürekli tartışma. Fenerbahçe 2010/11 sezonunda nerede ise yarı sezonu kapsayan maçlarda yaptığı şikelerle şampiyonluğu satın almıştı. Türkiye'de Fenerbahçe'nin durumu senelerdir hala duruyor. Hem de İstanbul ceza yargısının 13 maçta şike ve teşvik vardır kararını kısa zamanda almasına rağmen. Ceza mahkemesi hapis cezaları verdi. En yükseğini 6 sene 3 ay ile bir suç örgütü kurmak ve yönetmekten Fenerbahçe Kulübü başkanı Aziz Yıldırım aldı.
 
2013 senesinde UEFA, Fenerbahçe'nin katılabileceği önümüzdeki 3 sene için bütün Avrupa müsabakalarından men etti. UEFA Tahkim Kurulu ve Uluslararası Spor Temyiz Mahkemesi CAS kararı onayladılar.
 
Bunlara rağmen ulusal alanda ne Fenerbahçe'ye ne de Aziz Yıldırım'a ceza verildi, UEFA ve CAS kararları bunlara karşı uygulanmadı. Bunların yerine kanun ve talimatlar değiştirilerek Fenerbahçe'nin zorunlu küme düşmesi önlendi. Aynı şekilde o sezonu 2. olarak bitiren Trabzonspor'a şampiyonluk kupasının verilmesinin önüne geçildi.
 
Askerlerin kulübü olan Fenerbahçe'yi bir yerde "devlet içinde devlet" olarak yorumluyor eleştirmenler. Gerçekten, 2012 senesinde hapiste tekrar başkan seçilen askeri ihaleler girişimcisi Yıldırım'ın yanında kulüp için yalnız normal bir üyeden çok daha fazlasını ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da kulübün arkasında duruyor. Başbakan'ın tuhaf görüşü olan"demokrasilerde tüzel kişilerin değil de gerçek kişilerin cezalandırılmalı" tezini UEFA başkanı Platini reddetmişti. Buna rağmen kurum uzun zaman susmuştu.
 
Türkiye Futbol Federasyonu Genel Sekreteri Emre Alkin sonbaharda 2020 Avrupa Şampiyonası yarı final ve final maçlarının Türkiye'ye kesin söz verildiğini açıklamıştı:" Platini söz verdi- altını çiziyorum: söz verdi eğer olimpiyatları alamazsak" 2020 olimpiyat yaz oyunların Tokyo'ya verilmesinden kısa süre sonra bunları söylemişti.
 
O zaman da 2020 yaz oyunlarını alan Japonlar Fenerbahçe- kartını oynamışlardı.
 
Japonlar : "Bizde şikeden dolayı CAS'tan ceza alan herhangi bir klüp yok" demişler ve Türkiye buna bir cevap verememişti.
 
Böylelikle UEFA üzerindeki baskı artıyordu. Onbirlerce temiz futbol eylemcileri Mart 2012'den beri İstanbul'dan Trabzon'a İzmir'e kadar her Cumartesi günü eylemler düzenliyorlar, UEFA'nın Nyon'daki merkezini ablukaya alıyor ve maillerle UEFA'yı bombardımana tutuyorlardı. Hatta açlık grevine başvuracakları tehditinde bulundular.
 
Ocak 2014 tarihinde Trabzonspor 2011 senesinin şampiyonu olarak tanınması için UEFA'ya müracaat etti. Hatta şimdi de iki İsviçre avukatlık bürosu ile anlaşarak mücadelerine devam ediyorlar.
 
Türkiye Futbol Federasyonu Fenerbahçe'yi cezalandırmakta direnince UEFA müdahale etmek zorunda kaldı
 
Ve UEFA? UEFA Mart ayındaki kongrelerinde bir karar aldılar:" Avrupa futbolu oyunun hakkaniyetini birleştirir." UEFA, böyle sözlerin bir espri olmadığı sinyalini Şubat ayında Nyon'da Türkiye Futbol Federasyonu heyetine vermişti.
 
Mart'taki kongrede Türk Futbol Federasyonu heyetine, 2020 Avrupa Şampiyonası'ndan vaz geçmelerinin daha iyi olacağı bu konuda yeşil bir sinyalin olamayacağı, ifade edildi."

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Spor Haberleri