Umut, Selçuk ve Engin'i beğendim

 5 doğru 5 yanlışHiddink 10 genci birden A Milli Takım'a aldığında, çoğu insan hepsini birden Hollanda'ya karşı oynatacağını sandı ve 'Eyvah' dedi. Bizim endişemizi Hiddink taşımıyor mu? Dünya ikincisi bir takıma karşı 10 genci aynı 11'de sahaya sürer mi?

 

5 doğru 5 yanlış

Hiddink 10 genci birden A Milli Takım'a aldığında, çoğu insan hepsini birden Hollanda'ya karşı oynatacağını sandı ve 'Eyvah' dedi.
 
Bizim endişemizi Hiddink taşımıyor mu? Dünya ikincisi bir takıma karşı 10 genci aynı 11'de sahaya sürer mi?
 
Nitekim ilk 11'de üç yeni isimle başladı. Savunmada Serdar Kesimal, hücumda Umut ve Burak...

 


 
SERDAR'DAN ENDİŞELİYİM
Hemen belirteyim, Volkan Demirel Türkiye'nin bir numarası, Serdar Kesimal da 'Tamamdır.' Bana göre, kusursuz sayılabilecek bir oyun ortaya koydu. Ama her genç gibi ondan da endişelerim var; ya havaya girerse, ya dağılırsa, ya 'Oldum' diye ayakları yerden kesilirse... Bunları çok gördük. Dilerim benzerini yaşamayız.

 


 
EN GÜVENİLİRİ SERVET
Üç gün önce kendi seyircisi tarafından ıslıklanan, morali yerle bir edilen Servet Çetin, Hollanda maçında görüldü ki, 'Galatasaray seyircisinin kara listesine girmiş olsa bile' halen bu ülkenin en güvenilir stoperi.

 


 
SABRİ-HAMİT TUTAR
Gelelim, eski isimlerle yeni uygulamaya. Yani sağ arka geride Gökhan, önünde Sabri. Bu uygulama da tamamdır. Koca Hollanda bu ikilinin olduğu sağ kanattan maç boyunca sadece bir defa, evet sadece bir defa gelebildi.

 


 
SOL YANIMIZ AĞRIYOR
Ama sol kanat için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Hele İsmail. Savunması neredeyse hiç yok. Hücum anlayışında iyi ama savunmada hiç yok. Üstelik çalımı da seviyor. Nitekim çalımla hücuma çıkmaya kalkınca kaptırdığı top maçın tek golü oldu. Oysa İsmail, bir de Hollanda'nın iki kenar bekine baksın. İkisi de İsmail'den çok daha kariyerli oyuncular. Ama bir defa olsun çalımla hücuma çıkmayı denemediler. Yani bizim İsmail akıllı, Hollanda'nın iki beki akılsız. Bizimki yetenekli, Hollandalı iki bek yeteneksiz. Kendi takımında yedek otururken, Milli Takım'da yer buluyorsa, değerini iyi anlamalı.

 


 
SOL ÖNE BİR ÇARE
Ancak İsmail'in önünde de kimin oynadığını anlamadım. Burak desem değil, Nuri desem değil. Sonuçta sağ kenar tamam ama sol kenara bir çare üretmek lazım. Örneğin bir sol bek bulunup, topu hücumda daha iyi kullanan İsmail ortanın soluna çekilemez mi?

 


 
SELÇUK İNAN SIRTLAR
Emre'nin yokluğunda Selçuk İnan'ı çok beğendim. Takımın şefi gibiydi. Belli ki, önümüzdeki yıllarda Selçuk bu takımı sırtlayıp götürecek. Alman Ligi'nde harikalar yaratan Nuri de bu alanda ilk defa kendini gösterebildi. Belki de 5 yıldır giydiği milli formanın hakkını ilk defa verebildi.

 


 
ÇALIMI BIRAK HAMİT
Ancak gençler böyle etkili olurken, ustaların kendilerine yardımcı olması gerekmiyor mu? Örneğin Hamit. Bir maçta bu kadar çalım, bir maçta bu kadar kişisellik olur mu? Hamit zaten kendini kanıtlamış bir oyuncu. O zaman neyi ispat etmeye çalışıyor. Hiddink'in yeni takım anlayışında, yakında kulübede oturmaya başlar.

 


 
UMUT'U ÇOK BEĞENDİM
Hücumda Umut'u çok beğendim. İki net pozisyonu kullanamasa bile çok beğendim. O kadar koştu, rakip savunmaya o kadar pres yaptı ki, Hollanda maç boyunca savunmasını önde kuramadı. Hollandalı savunmacılar bu nedenle istedikleri gibi hücuma çıkamadı. Deplasmanda oynuyorsak, bu takımın santrforu tartışmasız Umut olmalıdır.
 
BURAK YETERSİZ

Burak derseniz, tam anlayamadım. Elbette eski görüntüsünden daha iyi, ama yeterli mi derseniz, henüz değil, Yakaladığı pozisyondaki plasesini, ancak bizim ligdeki kaleciler yer. Uluslararası kalecilere karşı bu plaseyi yapıyorsanız, topu biraz daha sert kullanmanız gerekir.
 

 


KAZIM BOMBOŞ
Sonradan oyuna giren Engin iş yapar. Mehmet Ekici'den henüz bir şey anlamadım. Colin Kazım diyorsanız, 'Milli takımda, hatta Fenerbahçe'de ne işi var' diyorum. Ama bakıyorum, hangi hoca gelse vazgeçmiyor. Fatih Hoca çağırıyor, Hiddink çağırıyor. Kazım'da bir şey görmeseler çağırırlar mı, deli mi oldular da çağırsınlar. Ama onlar Kazım'daki parıltıyı görüyorlar da, Kazım'ı izleyen milyonlarca göz henüz bu parıltıyı göremedi. Kişisel olarak böyle.

 


 
PABUÇ ARTIK PAHALI
'Bu arayış, bu gençlere şans verme işi devam etmeli. Hiç olmazsa milli takımı 'Babasının tapulu malı sananlar' bundan sonra pabuçun pahalı olduğunu anlarlar.'
 
Takım oyununa gelince... İstekli, mücadele eden, rakibe önde ve çabuk basan bir milli takım vardı. İkinci yarının ilk 10 dakikası dışında kafa kafaya bir maç oynadık. Sertlik yapmadık, ona buna itiraz etmedik, oyunumuza baktık.
 
Ancak anlamadığım bir şey oldu. Hızlı hücuma çıktığımızda, rakibi az adamla yakaladığımızda, üstelik her seferinde ya yana pas yaptık, ya geriye oynadık. Hatta kaleci Volkan'a kadar. Niye? Bunun adı kontrollü futbol olamaz. Hücumdasınız, rakibi az adamla yakalamışsınız, yeteneklerinizi, sınırları ve rakibini sonuna kadar zorlayacaksınız. Bu konuda çok ciddi bir sıkıntı var. Belki de bizim ligin kötü alışkanlıklarından birinin milli takıma yansıması bu.
 

 


GOL VURUŞU DA ÖĞRETİLİR
En önemlilerinden biri daha. Gideremediğimiz illetimiz. Pozisyona giriyoruz, atamıyoruz. Hollanda'nın pozisyonu bile yok. Sadece İsmail'in ikramını geri çevirmediler o kadar. Diyeceksiniz ki, milli takıma kadar yükselmiş oyuncuya bu saatten sonra gol vuruşu mu öğretilir, son vuruş mu öğretilir. Bal gibi öğretilir. Örneğin Umut o kafa topuna o kadar rahat yükselmişken, kalecinin üstüne vurmak yerine, biraz sağına soluna vurabilse, o şiddetteki bir top çıkar mıydı. Mümkün değil. Kesin olarak ağlara yapışırdı. Hele Kazım'ın kaçırdığı... İnanılır gibi değil.
 
GENÇLERE ŞANS VERİLSİN
Her Şeye rağmen milli takımı beğendim. Bu arayış, bu gençlere şans verme işi devam etmeli. Hiç olmazsa milli takımı 'Babasının tapulu malı sananlar' da bundan sonra pabuçun pahalı olduğunu anlar. Biz fazla özel maç oynamalıyız. En kuvvetli rakiplerle. Hollanda örneğinde olduğu gibi Fransa ile İngiltere, İtalya ile. Kuvvetli kim varsa onunla. Şimdi denilebilir ki, 'Bu kadar ağır maç takvimi var, ne zaman oynayacağız.' Diyorum ki, eloğlu oynayacak zamanı buluyor da, biz niye oynamayalım. Üstelik bizim takımlar daha sezonun ilk ayında Avrupa kupalarına havlu atıyorlar. Yani rakiplere göre, daha rahat bir ülkeyiz. Ama tembellik ciğerlerimize işlemiş.
 
KİMSE ARTIK AĞLAMAYACAK
Haftada iki maç yaptık mı, on günde üç maç oynadık mı 'Of- pof' çekmeye başlıyoruz. Artık bir sezonu 50 maçla kapatmak devri bitti. Yılda 70-80 maç oynayacaksın. Buna ayak uyduracaksın. Buna göre yaşayacaksın, buna göre çalışcaksın, çıkıp oynayacaksın. Ağlamayacaksın. Bizim kulüplerimiz ise ağlama duvarı olduğu için yılda en fazla 50 maçta kalıyoruz. Eloğlunun canı can değil mi, 80 maç oynuyor, 'Gıkı' çıkmıyor.

 

Hiddink'e bir öneri ile yazıyı bağlayayım; Hollanda televizyonuna verdiği röportajda 'Türk oyuncular bir taca, bir sarı karta bile beş kişi birden itiraz ediyorlar. Başka ülkelerde olsa, daha ilk yarı bitmeden takımlar 3-5 kişi eksik kalır' demiş. Doğru da, Hiddink bunu Hollanda televizyonuna söylemek yerine Türkiye'de mücadelesini verecek. Bu yanlışları bıkmadan usunmadan Türkiye'de söyleyecek. Bu saatten sonra Hiddink'in kimden çekincesi olabilir ki. Biz söylüyoruz anlayan yok, dinleyen yok, dikkate alan yok. Çalım hastalığı, yere yatıp kalkmama hastalığı, yavaş oynama hastalığı, en ufak bir kararda hakeme itiraz hastalığı, her yenilgiden sonra hakemi suçlama hastalığı, rakibi sertlikle durdurma hastalığı, hepsi bizde, hatta daha fazlası bizde.
 
ARKASINDA SAF TUTARIZ
Milli takımın düzelmesi için, önce bu işlerin gerçekçi ve inandırıcı biçimde düzelmesi lazım. Hiddink bu hastalıklarla mücadele ederken, tek başıma kalırım diye korkmasın. Bundan şikayetçi olan milyonlarca futbolsever arkasında saf tutar. Yeter ki, Hiddink inandıklarını uygulasın. Doğruları, daha doğrusu yanlışlarımızı Hollanda televizyonuna değil, bizim yüzümüze çarpsın. Bize söylesin, bunları düzeltmek için destek istesin. Dedim ya, arkasında saf tutarız.

 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Spor Haberleri