O bir döneme damgasını vuran büyük kaptan..O Trabzonspor'un 'Kara boğası'.. O son yıllarda Trabzonspor'a gelmiş '10 numaralı' adamların en iyisi..Trabzonspor'da yapamadığı tek şey şampiyonluktu..Aslında fazla söze gerek yok O'nu anlatmaya..Ünal Karaman demek her şeyi anlatıyor zaten insanlara.. Aslen Konyalı olan, Malatyaspor'dan tüm büyük takımların istemesine rağmen 'Anadolu ruhunu' taşıdığı için Trabzonspor'u tercih eden Ünal Karaman'dan Karadeniz'e çok çarpıcı açıklamlar
Trabzonspor'un dünü, bugününü ve yarınını konuşurken, 'Büyük Kaptan' Trabzonspor defterini hala kapatmadığını söylüyordu, şimdi hayali bu kez hoca olarak dümene geçip, tek yapamadığını gerçekleştirip, şampiyonluk kupasını kaldırmak.
Şimdi söz Ünal Karaman'da
İNSANLARA O HAZZI YAŞATAMADIK
"Trabzonspor'da 9 yıl futbol oynadım. Trabzonspor'u şampiyon yapabilme adına onurumla mücadele ettim. Şampiyonluk kupasını kaldıramadık ama bizim verdiğimiz samimi mücadele yanında başka gayretleri gözlemlediğiniz de benim burada utanacağım veya sıkılacağım 'şunları da yapmasa idik' diyebileceğim kesinlikle hiçbir şey yoktur. Ancak elbetteki şampiyonluk yaşanmamıştır. İnsanların beklentisine karşılık verememişizdir. Kupayı kaldıramamaktan değil, insanlarımıza bu hazzı tattıramadığımız için bu hazdan mahrum bıraktığımız için üzülüyorum"
TRABZON HAZIRSA ŞAMPİYON OLUR
"Siz neye hazırsanız, o şey de size hazırdır. Şayet Trabzonspor, dışarıdaki Trabzonsporlular ile ve Trabzonspor kimliği dışındaki insanlarla şampiyonluğa hazırlar ise o başarıya ulaşacağına inanıyorum. Bir takım şampiyonluğa ulaşacaksa, Avrupa'dan 20-30 milyon $'lık oyuncu transfer eder, sen de buna karşın Giresunspor'da, A.Hopaspor'dan oyuncu alıp, o baskıyı vereceğim dersen, bu gerçeklerle örtüşmez. Trabzonspor her sene 'şampiyon olacağım' diyor ama buna hazır olup olmadığına bakmıyor. Bizim dönemimizde bu kadro vardı, böyle bir ekibin oluşması için ise yıllar gerekli."
ŞAMPİYONLUK İÇİN BENİ BEKLEMEYİN
"Ben istemesem de bir gün Trabzonspor'a hoca olarak döneceğim. Çünkü zorlama ile bir oyuncuyu Trabzon'da 9 yıl tutamazsınız. Ben Trabzon'daki yıllarımı isteyerek, arzu ederek geçirdim. Burada dostluklarımı hayatım boyunca unutamam. Çünkü gönlümün en güzel yerinde en güzel insanları var burada. Bunun için üzüntü, sevinç, dostluk yaşadığım insanlarla benim ömrümü sonlandırmam gibi bir zorunluluğum var. İnşallah birlikte şampiyonluk yaşarız ama bunun içinde beni de beklemeyin derim"
ÖNCE İNSAN KENDİNİ ELEŞTİRMELİ
"Ben bugün profesyonel manada çok da umutsuz değilim. Özellikle şunu söylemek istiyorum; önce ben kendi kendimi eleştirmesen, başkasının telkini beni tatmin etmez. Önce kendimi eleştirmeliyim. Ancak yakın bir döneme bakın, ekranlarda görüyorsunuz. Kendi meslektaşlarımız, kulüpler kurumsallaşmamız, yöneticiler profesyonel değil, başkanlar da aynı şekilde olduğu halde 'Futbolumuz öyle veya böyle' diyorlar. Kimse kendine sormuyor 'biz tamam mıyız?" Onun için özeleştiri şart. Bunu yapmazsak, başkalarına sorumluluk yüklemeye başlarsanız, bu noktaya gelmiş olursunuz. Herkese büyük iş düşüyor ancak her şeyin üzerinde tek bir şey var; o da insan onuru. Onu alçaltacak bir yaklaşım, söylem kesinlikle Türk sporuna yakışmayacaktır."
UMUTSUZ ASLA DEĞİLİM
"Türkiye futbolu 'hiç de hoş gitmiyor' derken bizim kuşak Avrupa arenasında çok ciddi hezimetler yaşayan bir jenerasyon oldu. O hezimetleri yaşayan takımlar değil. Daha başa daha güzel oynayan, onun için temelinde özde futbolun kaynaştırıcı bir maya unsuru olduğunu bilerek, mevcut yeteneklerimizi en üst seviyede kullanarak, kaos ortamından çıkabilmemizi umuyorum. Ben Türk futbolu adına çok olumsuz ve umutsuz değilim."
BİZE DÜŞEN GÖREV
"Bir tek şu var; Türk futbolcusu gayret gösterip, çalışmalı. Aynı ölçüde teknik adamlarda kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Alt yapıdan daha profesyonel, olgunlaşmış, kalitesini yeteneğini birleştirmiş oyuncular yetiştirmek gerekiyor. Ayrıca oyuncuya rüzgarın savurduğu yöne gitmeyen, ayakta dimdik kalabilen, inandığın doğrular içerisinde Türk futboluna hizmet etmeye gayret eden, kimliği kazandırmanın da çabası içerisinde olmalıyız"
GÜVENDİĞİNİ GÖSTER
"Saha kapanması ve gelişen olaylarda binlerce Trabzon insanı özde kendini güvenini yeniden kazanması gerekiyor. Bu anlamda büyük bir kesimde dalgalanmalar var. Trabzonlu sakin olup, gelişen olayları çok daha dikkatli ve sakin olarak düşünmeli. Bir olay oldu, 'tekrar tel örgüler çekelim veya yükseltelim' zihniyetinden ziyade biz kendi insanımıza güveniyoruz, o sağ duyuludur anlayışında olmalıyız. Böyle ahvaki bir olay maalesef olmuştur ama şuanda bırakın tel örgüleri geri getirmeyi tribünün önündeki 1 metrelik engeli kaldırıp, tüm Türkiye'ye insanına güvendiğini göstermelisin"
YENİDEN LİDER OLMALIYIZ
"Taraftarımıza ve insanımıza o güvenle yaklaşmak gerekiyor. Son zamanlarda bazı beyanlar, bazı söylemler belirsizliğin, güvensizliğin göstergesi gibi görülmeye ve algılanmaya başlandı. Türkiye gündeminde o da maalesef şık durmadı. Bu gündem ne Trabzonspor'a ne de Trabzonlular'a yakışmıyor. Ayrı yeten siyasi anlamda da Türkiye'nin gündeminde de haketmediği bir şekilde büyük bir kesimini kapsayan Trabzon korkusu hakim oldu. Dolayısıyla bir an önce düşünerek daha dengeli daha tutarlı açıklamalarla önce Trabzonlu'nun var olan değerini dengeleyip, tabana oturtup, ondan sonrada hak ettiği liderliği yapması için gerekli fırsat tanınmalı."
CEBİNDE 43 BİN $ VARKEN
"Türkiye'nin hiçbir yerinde Trabzon kadar, Karadeniz insanı kadar bir bölücü örgüt mensubunu tutup, karakola getirip alın şunu, 'öyle veya böyle yapacağım' diyerek teslim eden başka bir yer yoktur. Hem de bu zatın üzerinde 43 bin $ varken.. Onun için Trabzon eleştirileri ve haksızlıkları hak etmiyor. Ben de diyorum ki bu hak etmedikleri için ilk önce Trabzonlu aynanın karşısına geçip, ilk yüzleşmeyi kendi kendiyle yapmalıdır. Şayet bir eksiği varsa, kimsenin eleştirmesine ve yol göstermesine ihtiyaç duymadan kendine güvenle olaylara karşı daha sakin ve tutarlı bir kitle olduklarını tekrar ifade etmeleri gerekmektedir."
HAZMEDEMİYORUM
"Ben Trabzonspor maçının son dönemde yaşananların da etkisiyle seyircili olmasını daha fazla arzu ediyordum. O tribünlerin tıka basa dolu olarak Trabzonlu'nun kendisine hizmet eden insana nasıl sıcak baktığını, dışarıdan bile gelmiş olsa nasıl kucak açtığını tüm Türkiye'nin bir kez daha görmesini isterdim. Trabzon şehrini bu şekilde kaos ortamında gösterilmesini ben hazmedemiyorum."
GÜCÜ HİSSETMELİ
"Trabzon şu andaki kamuoyunda eleştirileri hak etmeyen bir şehir. Trabzon, Türkiye gündemini hem siyasi hem de sportif açıdan yönlendirebilecek illerden bir tanesi. Ama Trabzon kenti maalesef bu gücünün farkında değil. O kadar kısır çekişmeler ve döngüler içerisinde ve o kadar mahalli düşünüyor ki. Halbuki Trabzon gerçekten Türkiye'nin gündemini ciddi anlamda belirleyecek illerden bir tanesi."
KÖRÜ KÖRÜNE OLMAZ
"Trabzonspor'a ilk geldiğimde de öze dönüş tartışmaları vardı, bugün yine de var. Ama ben bunu çok da doğru bulmuyorum. Bu şehirde kimsenin özden koptuğunu düşünmüyorum. Ama 'Öze döneceğim' derken de dışta da bir yetenek söz konusu ise araştırıp, bulup takıma kazandırılacak ise o zaman 'öze dönüşe' sıcak bakarım. Mevcut yeteneklerini en üst seviyede bulup, Türk futboluna çıkartma gibi de zorunluluğumuz vardır. Ama zorlama ile öze dönelim demeyle bir yerlere varamazsınız."
BİZ DE GÖREMEDİK
"Ben bugün Konyaspor'un teknik adamı olarak öncelikle genç yetenekleri takımıma kazandırmak zorundayım. Eğer var ise bunu yapmak görevimdir, şayet yok ise; dışarıya açılmak zorundayım. Yani öze dönüş derken çizgiyi kaçırmamak lazım. Kaldıki Trabzon'daki teknik adamlar kendi yeteneklerini kullanma, geliştirme diye bir zorunlulukları da vardır. 'Bana ne' diyemezsiniz. Bir yetenek var ise istesenizde engel koyamazsınız. Bugün Türkiye'nin her takımında Trabzonlu oyuncular var. Bizim dönemimiz dahil, demek ki biz de o oyuncuları görememişiz.
Siz zahmet etmeyin
Trabzon'a gidiyorum
BİR KAHVE İÇTİM
"O dönem Trabzonspor'un Başkanı M.Ali Yılmaz beni evine çağırdı. Hanımefendi bana kahve ikram etti. Bir çok konularda hoş sohbet ettikten sonra, "Başkanım benim bu sohbetimi, içtiğim kahvemi sakın söz olarak almayın' dedim. Ardından Malatya'ya gidip, Başkan ile görüştüm, o bana "Ben Trabzonspor, F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş ile anlaştım. Sen hangi kulübü istersen, benim için sorun yok. Seni o takıma vereceğim" dedi. O anda telefonda G.Saray Başkanı Alp Yalman ve yönetici rahmetli Ekrem Dürüst, "Ünal para çantada, sana imza attırmaya geliyoruz" dedi.
PARAYI TERCİH ETMEDİM
"Bir an belki bir saniyeden de az bir süre düşündüm ve Alp Yalman'a, "Sayın Başkanım lütfen zahmet etmeyin, ben Trabzonspor'a gideceğim. Orada oynamak istiyorum" dedim. M.Ali Bey'in beni Trabzonspor'a kazandırmak için ciddi girişimleri ve çabaları olmuştur. Kısaca çok emek sarfetti ancak Trabzonsporlu olmamdaki tercih benimdir. Bunun altında yatan gerçekte; medyatik güç ve parayla başarılı olma yerine Anadolu takımı olan Trabzonspor'da başarılı olmanın beni daha fazla mutlu edecek olmasıydı"
Mevlam Şampiyonluk nasip etmedi
"O dönem hiçbir takımdan korkumuz yoktu. Her takımı yenmek için sahaya çıkardık. Belki 1996'daki F.Bahçe maçında taraftarın 'Fener'i yende, şampiyon ol' baskısı üzerimizde var. Ama belki diyorum, çünkü bunun ana bir etken olduğunu düşünmüyorum. Kendi oyun düzenimizi, kendi sistemimizi, biz belirlerdik. F.Bahçe'yi de yenecek güçte bir takımdık ama Mevlam nasip etmedi. Olmadı işte. Tabi ki herkes gibi ben de o günü acı ile hatırlıyorum"
Karadeniz Gazetesi