Trabzonspor taraftarı Fenerbahçe maçında yaşanan olaylarla ilgili basın toplantısı Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde basın toplantısı düzenledi.
Açıklamasına İçişleri bakanlığını göreve çağırmakla başlayan taraftar gurubu Trabzonspor - Fenerbahçe maçı öncesi medyada Trabzon Valisi abdil Celil Öz'ün en iyi şekilde güvenlik önlemlerini alacağız. Balkonlara bile polis koyacağız açıklaması üzerine şehride infial meydana gelmiş ve Vali bey Jtekip çekmişti. BU tepki üzerine Vali bey medyada çıkan açıklamaları yalanlamış ve binalara polis koyacağını yanlış ve asılsız bir haber olarak nitelendirmiş ve böyle bir açıklama yapma gereksinimi duymuştur. Fakat gördük ki maç günü Vali bey balkonlara polisleri koymamıştı ama çatılara özel hareketın keskin nişancılarını görevlendirmişti. Haklına karşı nasıl yalan konuştuğu ortaya çıkmıştı.
Bilindiği gibi keskin nişancılar özel yetiştirilmiş ve devlet büyüklerini korumak, terör eylemlerinde teröristleri mesafe tanımadabn nokta atışı yaparak etkisiz hale getiren bir nevi ölüm timidir. Böyle bir ölüm timi bir spor müsa bakasında neden görevlendirildi. Acaba Trabzonspor taraftarı terörist olarak mı görülmüştür.
Vali Bey'e soruyoruz...
Çatılara diktiğiniz sniper!lara vur emri verdiniz mi? Eğer verdiyseniz bu emri kimleri vurmaları karşılığında verdiniz? Eğer vur emri verdiyseniz keskin nişancıları oraya süs oldun şekil olsun diye mi koydunuz? Yoksa Trabzonspor taraftarını tahrik etmek için mi? Lütfen bunu kıvırmadan açıklayın!
Acaba tuttuğunuz takım Fenerbahçe mi? Bunuda merak ediyoruz. Bu maçtan sonra Fenerbahçe kulübünden bir teşekkür telefonu aldınız mı? Zaten gerilmiş ve sosyal olarak toplumsal olaylara gebe olacağı düşünülen bu maç öncesi bir şehrin en büyük yöneticisi olarak değil adalet hırsızlarının ve şikecilerin bir piyopnu olarak görev aldığınız ve yönetmekle sorumlu olduğunuz bu şehre ihanet ettiğiniziçin mutlumusunuz?
İçişleri bakanlığımızdan istediğimiz görev yaptığı şehrin huzurunu sağlamakla mükellef olan Vali Öz'ün bir şehri tahrik etmesi, Trabzon insanını terörist yerine koyması nedeniyle görevden alınmasını talep ediyoruz. Vali Abdil Celil Öz'ü Trabzon'da istemiyoruz.
Bundan birkaç gün önce Trabzonspor Başkanının Trabzon Valisine verdiği onur üyeliğinin geri alınmasını istiyoruz.
BU ŞEHRİ YÖNETENLER TRABZON HALKINA SAHİP ÇIKMAK ZORUNDADIRLAR
Devlet erkânına karşı tepki göstermekte insanlar sıkıntı çekiyorlar. Bu açıklama için bir grup hariç bütün gruplar burada olacaklarını taahhüt etmişti. Fakat şuanda telefonlarına ulaşılamıyor. Neden olduğunu bilemiyorum. Farklı endişelerden dolayı da olabilir. Ama bu konu önemsenmeyecek kapatılacak bir konu değildir. Trabzon Valisi, Emniyet Müdürü, Belediyesi, bu şehri yönetenler Trabzon halkına sahip çıkmak zorundadırlar. Trabzon’un haklarını savunmak zorundadırlar. Trabzon Valisi’nin yaptığı bu eylemler maç esnasında da görüldüğü gibi bir şekilde Trabzon Emniyeti ile Trabzon insanını karşı karşıya getirmiştir. Burada Trabzon Emniyetine de bir şekilde teşekkür etmek istiyoruz. Trabzon Emniyetinden herhangi bir zorluk stat içerisinde görmedik. Stat dışarısında toplumsal olayların patlaması ile beraber karşılıklı olarak bir mukavemet olmuştur. Ama bu büyük olaylara sebebiyet vermemiştir. Biz her zaman devletimize, Emniyetimizi polisimize yaşadığımız şehrine minnet duyan ve saygı duyan insanlarız ve her zaman da böyle olacağız. Trabzonluların en büyük özelliği de zaten budur. Ama Trabzon Valisi gibi şehrini savunamayan, yaptığı açıklamaların nelere sebebiyet vereceğini düşünemeyen insanların bu şehri yönetebileceğine inanmıyoruz. Bu belki küçük bir kıvılcımdır ama bu ileride daha büyük olaylara sebep olacağını düşünüyoruz. Bunları da bu şehirde istemiyoruz. Çünkü Trabzon her zaman huzur içerisinde yaşadığımız bir şehir.
TARAFTARLARIN BİLİNÇLİ PROVOKE ETTİĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM
Taraftar gruplarının bu işi bilinçli bir şekilde organize ve provoke edeceğine ihtimal bile vermiyorum. Bunların kale arkalarındaki taraftar gruplarından çıkmaları gayet normaldir. Dünyanın her yerinde bu tip olaylar çıktığı zaman en ateşli grupların ve gençlerin toplu olarak kümelendiği noktalarda bu olaylar çıkmıştır. Bu Trabzon’a özgü bir durum değildir. Bu maçlardaki gerilim, insanların şartlanması bir şekilde olayları buraya getirmiştir. Bu yapılan olaylardan dolayı hiçbir şekilde övünmüyoruz. Belki de Fenerbahçe buradan istediğini aldı. Biz bu oyuna tekrardan yenik düştük. Kendimize bu öz eleştiriyi getiriyoruz. Ama burada taraftarın yaptığı bu olaylar en son konuşulması gereken şeyler. Ülkemizdeki siyasilerin hırsızları kolladığı yerde, Adaletin işlemediği yerde, federasyon başkanının kafasını kuma gömdüğü, mahkeme kararlarının hiçe sayıldığı yerde hukuk kararlarına meydan okunduğu yerde ne beklersiniz.
ADALETİN OLMADIĞI YERDE ANARŞİ BAŞLAR
Ünlü düşünürün söylediği gibi Adaletin olmadığı yerde anarşi başlar. Bu böyledir, toplumsal olarak başlar. Bunu anarşi ile dile getirmek pek güzel şeyler değil ama bunlar toplumun istemeden sosyolojik olarak yaşadığı olaylardır. Bunu da Trabzonspor taraftarına çok görmemek gerekir. İnsanlar suçlu olduğu yerde polis araçlarını yaktılar. Statlara siyasetleri soktular. Trabzonspor taraftarı bunu hiçbir zaman yapmadı. Devletine milletine sahip çıkabildiği kadar sahip çıkmaya çalışıyor. Hatalarımıza rağmen bundan da taviz vermeyeceğiz. Suçu kimse Trabzonspor taraftarında aramasın. Sonuçta 3 yıldır kandırılan bir camianın taraftarıyız. Bu olaylar bir yerde patlayacaktır. Suç burada yetkililerde, federasyonda ve devlet büyüklerinde. Trabzonspor taraftarın da kesinlikle suç yoktur. Burada devletin en büyük erkanı Vali bile çatılara sniper yerleştiriyorsa ona bir şekilde emir verdi. Vur çünkü orada bu sniperlerin olaylara müdahale etme şansı yok. İnsanları yukarı çekip alamazlar. Orada gözcülükte yapmıyor, mobeseler var. Bunun bir anlamı vardır. Olay olduğu zaman vur. Ya da orada görüntü olarak dur insanları tahrik et. Valinin şuanda bile görevde olması büyük bir yanlıştır.
TRABZONSPOR’UN KUPASI SİYASİLERDE
Trabzonspor’un kupası başbakandadır, CHP’dedir, MHP’dedir ve diğer bütün siyasi partilerdedir. Bunu kişiselleştirmenin bir anlamı yoktur. Ülkemizin konjonktürü gereği oynanan bir oyun vardır. Biz artık kendi insanımızdan umudumuzu keserek artık Avrupa’ya gidiyoruz dedik. El âlemin adaletine sığınmaya çalışıyoruz. Buda Türkiye’deki hukuk ve adalet sisteminin insanlar arasındaki ayrımcılığı gözler önüne serdiğini güçlünün her zaman haklı haklının da güçsüz olduğu ve hakkını karayamadığı bir ortam doğuruyor. Bu sonuçla da kupanın nerede ne zaman geleceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz.