UEFA Avrupa Ligi ön elemelerinde Videoton'a mağlup olarak elenen Trabzonspor hakkında spor yazarları ne yazdı ?
Hami Mandıralı, Hayati Maç Kötü Son, Takvim
Trabzonspor için gerçekten hayati bir maçtı...Tarihinde Şampiyonlar Ligi etiketi olan Bordo-Mavililer'in bir tek UEFA Avrupa Ligi eksikti... O etikete de dün gece sahip olmak için çıktı maça. Ama olmadı... Olmamasının nedenleri var tabii... Trabzonspor rakibinden daha maliyetli bir takım olabilir ama dün gece sahaya çıkan 11'in üretkenliği azdı. Alanzinho'yu ayrı bir yere koyduğunuzda sonucu değiştirebilecek kaç oyuncu sayabilirsiniz? Bunu tüm Trabzonspor taraftarına soruyorum... Hal böyle olunca, rakip Videoton da çok iyi takım savunması yapan ve alan bırakmayan takım olunca ortaya kısır bir maç çıktı. Trabzonspor iki sezonda önemli oyuncular kaybetti. Bu oyuncular kilit oyunculardı. Yıldız isimlerdi. Ama şimdiki durum öyle değil. Macar ekibi karşısında tek forvet Henrique... O da Videton savunması arasında kayboldu. Zaten Olcan (Oynamadı) solda, Volkan da sağda yoktu! Kanatlardan kim top getirecek. Celustka mı! O da getiremedi. Trabzonspor'un Videoton'a elenmesi maçları izlemeyenler için sürpriz olabilir ama iki maçı da izleyince hiçbir şey üretmeyen ekibimiz için sonuç normal. Trabzonspor'un orta sahasında Soner iyi niyetli ama hücuma katkısı sınırlı. Henüz bir Colman değil ama iyi olacak. Zokora, belli ki sadece Videoton'un ataklarını kesmek için görevlendirilmiş. O da İspanya'daki gibi oynamıyor. Tabii şu da var... İnsan şuna da üzülüyor. İki maçta da oyunu Trabzonspor yönlendirdi. Ama futbolda altın kural bellidir. Gol atmadığınız da başınız belaya her an girebilir. Nitekim, gol atamadığımız ve yemediğiniz Videoton'a elendik.
Necmi Perekli, Kabus Gecesi, Fotomaç
Trabzonspor uzatmalara götürdüğü maçta Soner ve Zokora'nın atamadığı iki penaltı ile Avrupa defterini kapattı. Genelde bu tür maçlarda kaleciler yıldızlaşır. Dün de öyle oldu. İki takım da çok kontrollü, önce gol yememeyi düşünerek oyun planını kurdukları maçta hem Onur, hem de rakip takımın kalecisi Bozovic yıldızlaştı. Ancak penaltı atışları Trabzonspor için hüsran oldu. Trabzonspor 0-0 biten ilk maçın dezavantajıyla çok kontrollü başladı maça. İki takım da ilk 15'te savunmalarını kalabalık tutarak gol yememeyi düşündü. Trabzonspor'da savunmada Bamba, orta sahada Alanzinho ve Soner rakibi yıpratan isimler oldu. Ancak ilerde tek kalan Henrique çok çalışmasına rağmen 6 kişiyle defans yapan Videoton savunması arasında fazla varlık gösteremedi. Trabzonspor ilk şutunu atmayı 30. dakikadan sonra yapabildi.
İlk yarıda hatlar arasında büyük kopukluklar yaşanınca Henrique ileride etkili olamadı. Yasin ve Volkan Şen de bal yapmayan arı gibiydi. İkinci yarıya ev sahibi baskılı başladı. 52'de Onur'un karşı karşıya pozisyonda atılan şutu maçın kader anı olarak kurtarması Trabzonspor'u motive etti. Güneş'in 60. dakikada, Volkan'ın yerine Halil'i oyuna alması yerinde bir karardı. Bu dakikalardan sonra Trabzonspor hücumda daha etkili oldu. 84'te Henrique karşı karşıya pozisyonda kaleciyi hedeflemesi maçın uzatmaya gideceğinin göstergesi gibiydi. Uzatma dakikalarında da değişen bir şey olmadı. Son vuruşlarda iki takım da etkisiz kaldı. Ve o talihsiz penaltı atışlarına kaldı maç! Trabzonspor'un eleyebileceği bir rakip önünde Avrupa'ya kolay veda etmesi üzüntü vericiydi. Hele buna bir de Bursaspor'un elenmesi eklenince dünü "Kabus gecesi" yaptı bize.
Cemal Ersen, Bedeller Ödemekle Bitmez, Milliyet - Devamı Sayfa 2'de
Maçtan önceki basın toplantısında Şenol Güneş’in verdiği çok önemli bir mesaj vardı; “Videoton’u geçip Avrupa Ligi’ne katılırsak, bundan sonraki planlarımızı daha doğru yapabilir, önümüzü daha net görebiliriz.” Şenol hoca açıkça ifade etmese de, Trabzonspor’un kaderi bir anlamda Macar temsilcisi karşısında alınacak sonuca endeksli idi. Tur, yeni transferler, dargınlıkların ortadan kalkması, bordo-mavili camianın içinde bulunduğu sıkıntılardan sıyrılması demekti bir anlamda. Videoton’un geçen hafta Trabzon’da elde ettiği beraberlik avantaj gibi görünse de, Avrupa Ligi’ne yükselebilmesi için gol atması şarttı. Dolayısıyla ilk maçtakinin aksine daha ofansif oynaması bekleniyordu. İlk etapta Trabzonspor’un da istediği bu idi. Ancak maçın normal süresi içinde görüldü ki, ilk maça oranla değişen fazlaca bir şey yoktu futbol adına. Ev sahibi kendi sahasında oynamasına rağmen son derece tedbirli, o şart olan golü bulmak içinse şansına güvenir bir havada idi. Daha doğrusu Trabzonspor savunmasının yapacağı hataları kovalayıp fırsat yaratmaktı amacı. İstediği fırsatları da bulmadı değil hani. Toth, Gyursco ve Adam ile yürekleri hoplatan pozisyonlar geldiğinde Onur’un mükemmel refleksleri devreye girmese maçın uzatmalara gitmesi, hatta penaltılara kalması mümkün değildi. Trabzonspor ilk yarım saatin ardından özellikle Alanzinho’nun büyük çabası ile oyunu rakip alana yıkmaya çalışırken, Zokora’nın hücuma katkısı, Henrique’nin ilerleyen bölümlerde açılması inisiyatifin rakibe geçmesini engelledi. Uzatma dakikalara her iki takım açısından da telafisi mümkün olmayan anlardı. Bu yüzden kontrollü oyun ve top dolaştırmayla geçti o sıkıntılı dakikalar. Kendi kaderini penaltı atışlarıyla belirleme isteği, soğukkanlı kalanın, sinirlerine hakim olanın yüzünü güldürdü. Görüldü ki bu tablo Trabzonspor’un işine yaramadı. Maçı normal süresi ya da uzatma bölümlerinde atacağı bir golle koparacak gücü olmayınca Avrupa macerası ilk sınavda sona erdi. Ve gerçeklerle yüzleşme vakti geldi çattı. Teknik Direktör Şenol Güneş’in tezi bu maç sonunda çürüdüğüne göre, Trabzonspor için bundan sonra geleceğin hesaplarını yapmak ne anlama gelecek bilinmez ancak, ufukta camiayı toparlayacak umut ışığının görünmemesi, zor günlerin habercisi olacak!
İskender Günen, Trabzon'un mazereti yok, Sabah
Dün bir kez daha gördük ki futbol, sahada oynanan bir oyun... Kağıt üzerinde ne kadar favori olursanız olun ya da rakiniz ile aranızda ne kadar büyük farklar olursa olsun rakibiniz kadar mücadele etmediğiniz zaman dünkü sonuçlar kaçınılmaz olur. Tabii ki hakem özellikle ilk yarıda çok kötü bir yönetim gösterdi. Videoton'a verilmeyecek faulleri çaldı, Trabzonspor'a verilmesi gereken gereken faulleri ise es geçti ama siz Trabzonsporsanız, bunların mazereti olmamalı. Videoton, Trabzondaki maçtaki gibi kendi alanında çok adam bulundurdu, orta sahayı savunmaya yakın kurdu, kenarları da kapattı ancak Trabzon'daki 11'inden farklı olarak önde çabuk oyuncuları Nikolic'e şans verdi. Trabzonspor hücum girişimlerinde bulunurken kaptıkları toplarla da Trabzonspor savunmasının arkasına öndeki oyuncuları sarkıtmayı düşündüler ve ilk yarım saatlik bölümde iki net gol pozisyonu yakalamayı başardılar. Trabzonspor ise sahada hiçbir şey üretemedi. Sadece orta sahada Alanzinho'nun top ayağına geldiğinde adam geçmesini bekleyerek hücum girişimleri yaratmaya çalıştı. Sol kenarda Yasin'in varlığı ile yokluğu belli değildi. Celustka, hücumda bilindiği gibi hiç yok! Sağ kenarda ise Serkan ile Volkan Şen'in aralarındaki uyumsuzluk o kenarı da etkisiz kıldı. Özellikle Volkan,, rakip savunmanın en kalabalık olduğu bölümde çalım yanlışına girdi ve bu yüzden birçok pozisyonu başlamadan bitirdi. İki kenardan top gelmediği için orta sahaya gelmek zorunda kalan Henrique de etkisiz kaldı. Trabzonspor'un ilk yarıda geliştirdiği ilk organize atak ve girdiği gol pozisyonunun dakikası 35! İkinci yarıda Trabzonspor'un kahramanı kaleci Onur'du. Öyle ki normal sürenin uzatmasında rakip ile karşı karşıya kaldığında pozisyonu önlemese zaten tur Videoton'undu. İkinci yarıdaki oyuncu değişikliklerinin de olumsuz tabloyu değiştirmediğini vurgulamak lazım. Trabzon'un bu kadar organizasyonsuz bir takım görüntüsü vermesi kabul edilebilir değil.
Murat Özbostan, Kalp Ağrısı, Sabah - Devamı Sayfa 3'te
Dramatik bir gece ve bir sondu. 120 dakikalık film 5 dakikaya sığdı. Maçın 90. dakikasında kaderimizi Onur belirlemişti ama penaltı atışlarında o kader lehimize dönmedi. Sıradan bir takıma elendik. Trabzon'da çizemedik güzel fotoğrafı... Trabzon'da alamadık turu, bir gol atamadık. Keşkeler yersiz, anlamsız ama dün gece bu keşkeleri çok söyledik. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde Inter, Lille, CSKA'ya kök söktüren bir takımımız Avrupa'da artık yok. Trabzonspor bu turu kaybetmemeliydi. Yazık oldu. Kısaca maçı, 120 dakikayı özet geçersek... İlk 10 dakika iki takım da orta sahada oyunu kilitledi. Bu, Trabzonspor'un istediği, planladığı bir şeydi. Fakat 10. dakikadan sonra dengeler değişmeye başladı. Bir Trabzon'a, bir Videoton'a... Macar ekibi, 4 adamını kendi yarı sahasında Henrique'nin başında bıraksa da hücumda etkili olmaya başladı. Trabzonspor'un kaybettiği toplar çoğaldı, bordo-mavili takım pas yapamamaya başladı. Görüntünün parlak olmadığı dakikalardı. 20 ve 24. dakikalarda Videoton'un iki ciddi pozisyonu sonrası aklımız başımıza geldi. 30'dan sonra ilk yarı bitimine kadar biz konuştuk sahada... Ama gol yapmak Trabzonspor için kolay değildi. Alanzinho'nun kişisel çabalarına pek ortak çıkmıyordu çünkü... İkinci yarıda da aynı hastalık vardı. İleri değil geriye pas yapan bir takım... Videoton da sevdi bu işi! Son bölümde iki takım 11'e 11 savunma halindeydi. Uzatma anları bol düdüklü geçti. Biz baskındık ama dermanımız bitti, giremedik ceza sahasına, vuramadık son noktayı. Ve kaderi çizen penaltılar... Ve hüzün... Ve veda... Ve kalp ağrısı... Son söz Videoton taraftarına... Mükemmel desteklediler takımlarını... Hiç bitmedi destekleri... Trabzon'daki taraftarı düşününce insan daha da üzülüyor. Daha öğreneceğimiz çok şey var!
Cengiz Tokgöz, Pisi Pisine Veda, Fotomaç
Beceriksiz yönetimin bulamadığı golcünün eksikliği bu maçta da hissedildi ve Trabzonspor pisi pisine Avrupa'ya veda etti. Hem de laubali atılan penaltılarda. Hakikaten yazık oldu. Maçı Onur uzattı. Yoksa Videoton turu maçta alıp gitmişti. Onur, üç kez mutlak gol pozisyonunda geçit vermedi ve duvar ördü. Avni Aker'den golsüz dönen Videoton'un önce savunmayı, sonra da kontratakla golü düşüneceği belliydi. Öyle de oldu. Macarlar yine orta alanı kalabalık tutup, Trabzonspor'u orada durdurdu. Henrique golcülük değil, dağıtıcılık yaptı. Savunmadaki Mustafa'nın hataları arkadaşlarını zora soktu. Bereket Onur kalede ve gününde iydi. İlk 45'te Alanzinho, Henrique, Volkan ve Yasin katı markajda idi. Takımların ikişer mutlak gol pozisyonu vardı. Beceriksizlik ve şanssızlık gol getirmedi. Böyle stresli maçta futbolcuların iyi niyetleri alkışa değer. Hakem, maç boyunca ev sahibine inceden ince sertlik avantajı tanıdı. İlk yarıda evsahibinin savunma kilidini açamayan Trabzon içeri umutla gitti. İkinci yarıda da takımlar bir o kalede, bir bu kalede oynadı. Heyecanlı, güzel ama gol olmadı. Alanzinho şov yaptı. Mustafa ile Bamba'nın hataları yürek hoplattı. Hele Onur'un harika kurtarışının hemen arkasından Balazs'ın boş kaleye topu atamaması, Trabzonspor için büyük şans idi. Esas şans, Onur'un kalesinde devleşmesiydi. 90+3 ve 90+4'te Onur gole izin vermeyerek maçı uzattı. Güneş 110'da Alanzinho'yu yorulduğu gerekçesiyle kenara aldı. Bu dakikada Macar seyircisi ayağa kalkıp Küçük Brezilyalı'yı alkışlarken, sporun ve seyircinin ne olduğunu gösterdi. Kendi kendime "Allahım biz bu günleri ne zaman göreceğiz" diye sormadan edemedim. Sabaha kadar oynasalar gol olmayacak maçın uzatması da skorbordu değiştirmedi. Penaltılar biraz da şans idi. Kazananı da kaybedeni de alkışlamak gerek. Ama böylesine vurdumduymaz topa gelirsen kaybedersin. Neyse bu kadro lig ile Avrupa'yı bir arada götüremezdi. Bence iyi de oldu. Ama G.Antep maçı için tedbir iyi alınmalı.