Dün, yani 10 Kasım Atatürk’ümüzün ölüm yıl dönümünde CHP grup başkan vekili özgür özel Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı basın toplantısında, şahsımı ve eşimi ismen konu ederek, siyasi nüfuzumuzu kullanarak Gümüşhane Kürtün ilçesinin üç köyünü mahalle olarak Trabzon Büyükşehir sınırlarına aldırdığımızı iddia etmiştir.
Bahse konu köyler; Kırgeriş, Bağlama ve Damlı köyleridir. Burada yapılan köylerin Trabzon’a bağlanıp, mahalleye dönüşmesi değildir. Bahse konu yerden biraz daha yukarıda Kadırga Yaylası var ki çok önemli bir noktadadır, Gümüşhane Kürtün’e bırakılmış. Bahse konu yerde ise sınırda bir düzenleme yapılmış, o da Sayın İçişleri Bakanımızın Gümüşhane’den gelen talepleri değerlendirmesi yanında yargıya intikal etmiştir. Sorun sadece bir kısmi sınır değişikliğidir. (biri 1981 yılında, diğeri ise 2021 yılı kasım ayı)
Özel’in iddiası şu; 8 Aralık 2021 tarihli cumhurbaşkanlığı kararnamesi, yaklaşık bir yıl sonra, Atilla Ataman ve eşi tarafından çıkarılmış oluyor ve bu üç köy Trabzon’un Şalpazarı ilçesine bağlanıyor.
Yani daha yakında ve bitişiğinde olan Tonya ilçesine değil, Şalpazarı ilçesine… Üstelik Damlı köyü muhtarı Trabzon Tonyalı olduğu halde, ayrıca benim evim Gümüşhane Özkürtün sınırları içinde olduğu halde, ben böyle bir şey yaptırmış oluyorum… Niye yakınında otelimiz olduğu için…
İş bununla da kalmıyor, bu zamana kadar hiç duymadığımız bir yetki ile Büyükşehir yetkilendiriliyor ve ben buraları Ekoturizm bölgesi haline getiriyorum.
(burada bir parantez açmak istiyorum; eko turizm konusuna gelince bu yaylaların hangi il ve ilçenin sınırında olduğu değil hukuki statüsü önemlidir. Yayla statüsünde olan bu yerler 4.342 sayılı mera kanununa tabidir ve bu çerçevede hüküm yürütülür. Büyükşehir Belediyesinin de böyle bir yetkisi yoktur.)
Yani Ekoturizmi kendi tesisimin etrafında, Trabzon’da, Karadağ’da, Hıdırnebi'de, Sis Dağı’nda değil, ne hikmetse hiçbir altyapı hazırlığı olmayan bu yerlerde yapmaya kalkıyorum. Sanki buralar Kürtün’e bağlı olduğunda, muhtarlık olduğunda ya da belde belediyesi, ilçe belediyesi olduğunda bu yapılamıyor da Büyükşehir’e bağlandığında yapılıyormuş gibi…
Cümleyi de şöyle bitiriyor; “Bu meseleyi gündemden düşürmeyeceğiz. Bir Belediye Başkan Vekilinin, AK Partili siyasi bir kişinin kendisi için kullanmak üzere köylerin mahalle yapılması, şehirden şehre taşınması AK Parti iktidarının geldiği son noktadır.”
Öncelikle bu zatın bu açıklamayı yaparken kullandığı diğer cümlelere de ne dediğini görmek için baktım. Bu sonradan başörtüsü meraklısı olmuş muhteremler, Erzurum tabiriyle teze dinliler, Hazreti Ali’nin “bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” cümlesini peygamber efendimizin bir vasiyeti olduğunu söyledi.
Hadi bu teze dinliliğinden kaynaklandı. Duyunca kulaklarıma inanamadığım, Ekrem İmamoğlu davasına bakan hâkimin hükmünü de açıklamasın mı?
Hâkim davanın cezasının hükmün geriye bırakılması olacağını söylediği için görevden alınmış. Yanlış duymadınız; Özgür Özel kendi ağzıyla, ilgili hâkimin ihsası Rey’de bulunduğunu öğrenmiş, yani karar, ilgili hâkime göre CHP’ye önceden intikal ettirildiği için hâkim görevden alınmış…
Şimdi bunları niye söylediğim sorulabilir… Ben, bana atılı iftiranın ne olduğunu anlamaya çalışırken bunları görünce üzüntüm daha çok katlandı. Hukukun üstünlüğü diye çemkiren bu zevatın geldiği noktanın bilinmesi açısından önemli bulduğum için paylaşıyorum.
Gelelim bizim konumuza… Ben dünden bu tarafa Trabzon’a bağlanan üç mahallenin Büyükşehir, İçişleri Bakanlığı ve Çevre Bakanlığında kaydını aradım, bulamadım. Trabzon’a bağlanmış üç mahalle yok. Yani Trabzon’un mahalle sayısı halen 708.
Açıklamayı öğrendikten sonra CHP Trabzon milletvekili Ahmet Kaya ile görüştüm ve kendisine sordum; grup başkan vekiliniz Trabzon’la ilgili böyle bir iftirada bulundu. Sizinle görüştü mü? Bilginiz var mı dedim.
Sayın Ahmet Kaya da “Özgür Başkan hemen önümde, genel kuruldayız. Şimdi kendisiyle konuşuyorum” dedi ve bir müddet sonra bana döndü. Gümüşhane’den gelen Kürtün ilçesi üç mahalle muhtarı ve sivil toplum kuruluşu başkanı bir kişinin eski milletvekili Sabri Varan’ın nezaretinde odasına geldiğini, Sabri Varan’ın içeride konuşmalara şahit olmadığını, muhtarlardan aldığı bilgi ile basın toplantısı yaptığını söyledi.
Kendisinden Özgür Özel'in telefonunu istedim. Saat 21.12'de makam telefonundan bana dönüş yaptılar. Yaklaşık 20 dakika 25 saniyelik bir görüşmemiz oldu.
Doğal olarak bu meselelerle hiçbir alakamız olmadığını, kamu ile hiçbir alışverişimizin olmadığını, yaptığımız işlerde kör kuruş kamu kaynağı kullanmadığımızı, Trabzon milletvekili Ahmet Kaya’nın da kendisini bu çerçevede bilgilendirmiş olduğunu söyleyerek, neden bize bu iftirayı attığını, neden şahsımı ve Diyarbakır AK Parti İl Başkan Yardımcısı ve Kadın Kolları MKYK üyesi eşim Suna Kepolu Ataman’ı bu işe kattığını sordum.
Uzunca konuşmalardan sonra kendisine eşine ve çocuğuna küfür edildiğini bana anlattı. Ben de böyle bir gerekçenin bana iftira atması için yeter bir sebep olmadığını düşündüğümü söyledim.
Bana “Cumhurbaşkanını çok seviyorsun ya onun için ölürüm diyorsun ya, o zaman o muhtarlara söyle biz yalan söyledik desin. Ben de bunu düzelteyim” dedi.
Bu cümlelerin kamuoyuna mal olmuş Özgür Özel kimliği ile örtüşmediğini, bugün için, yarın öğlene kadar aynı kürsüden eşimden ve benden özür dilemezse, konu hakkında basın toplantısı yapacağımı söyledim.
Tam bu noktada çok daha rezil, çok daha garip bir cümle kurdu. Adeta sosyal medya silahşoru bir ergen edasıyla, “Sen basın toplantısı yaparsan ben de yaparım” diyerek beni bir noktada tehdit etti.
Kendisine siz siyaset yapıyorsunuz. Genç insansınız ben size bir şans ve hak verdim. Bizim şerefimiz söz konusu bir iftira attınız bunu düzeltmeniz lazım dediğim halde kendi hayat hikâyesini benimle paylaştı.
Şimdi buradan söylüyorum; konuşmanın içerisinde “Cumhurbaşkanı için ölürüm” dediğimi defaatle söyledin ya, işte haklı olduğun ve doğru söylediğin tek konu bu. Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında olmayı, onu sevmeyi bir sabıka olarak değil, bir şeref madalyası olarak görüyorum.
Trabzonlu Bakanlarımızı keyifle izliyorum. İçişleri Bakanımızın arkadaşı olmaktan şeref ve onur duyuyorum. Ulaştırma Bakanımız Adil Karaismailoğlu’nun evimizin evladı olarak görmekten büyük onur duyuyorum.
Bu noktada Trabzon’daki onurlu, şerefini düşünen CHP’li vatandaşlarımıza istirham ediyorum; sizin adınıza konuşan özgür özel, insanların şerefiyle oynayan bir müfteridir. Televizyonlarda bunu gördüğünüzde biliniz ki bir yalancı konuşmaya başlıyor.
CHP Grup Başkan Vekili Sayın Özgür Özel, ben Trabzon’da eşim Diyarbakır’da helal olan ile yasal olanı örtüştürerek, hayatımıza devam eden yurttaşlarız. Bu zamana kadar hiçbir işimizde, hiçbir ticaretimizde kamu kaynağı söz konusu olmamıştır. Bir kör kuruş teşvikten dahi istifademiz yoktur. Sen olmayan bir işi olmayan bir yetkiye dayandırarak, Trabzon- Gümüşhane kardeşliğine zarar verecek bir fitne tohumu ektin.
Bizim yaylalarımızın neredeyse tamamı Gümüşhane ve Bayburt sınırlarındadır ve bu konuda hiçbir sorunumuz sıkıntımız da yoktur. Gümüşhanelilerin yaptığı açıklama elimde. (ek 1’de) burada 1981'de Kenan Evren döneminde bir kararname ve 18.11.2021'de de bir kararname çıkmış.
Bahsettiğin muhtarlardan ikisine ulaştım. Şahit gösterdiği Bağlama Köyü Muhtarı Ali Altuntaş ile sabah görüştüm. Bu görüşmeyi yaptığını ancak bu görüşmede benim ismimin kesinlikle geçmediğini söyledi. Yine şahit gösterdiği Damlı Mahallesi Muhtarı Muhammet Gültepe de orada olmadığını ve benim bu işlerin içinde hiç bulunmadığımı bütün toplantılarda anlattığını söyledi. Yani Özgür Özel’ in şahit tuttuğu muhtarlar benim ismimi kendilerinin konuşmadığını anlattı.
Ayrıca bağlama muhtarı Ali Altuntaş, beni bir ay önce arayarak bu konunun düzeltilmesi yönünde 3 yıl önce iki ilçe muhtarları ile yaptığımız toplantının tekrarını talep etti. Ayrıca bu konuda açılan davada şahitliğime başvurulacaklarını beni de şahit göstereceklerini yeniden ifade etti. Ben de bildiğim ne varsa anlatacağımı seve seve kabul edeceğimi söyledim.
Netice itibarıyla AK Partili kimliğim üzerinden yalan da söyleyerek ki muhtarlar şahidim, bana iftira eden bu şahsa açık ve net olarak söylüyorum…
Şahsım ve eşimle ilgili iddia ettiğin hususlardan bir paragraf bir cümle bir satır bir kelime bir harf doğru çıkarsa ve bunu ispatlarsan, Trabzon Büyükşehir Belediyesi Meclis başkanlığından ve Belediye Başkan Vekilliğinden şahsım ve AK Parti Diyarbakır İl Başkan Yardımcılarından eşim Suna Kepolu Ataman derhal istifa edeceğiz. Şayet ispatlayamazsan gereğini hala var olduğunu zannettiğim şerefine havale ediyorum…
Tabii burada eşim Suna Kepoğlu Ataman’ın isminin buraya dâhil edilmesi ile ilgili de belli ki Diyarbakır’da yapılan muhteşem miting sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımızın Suna Hanım'ın evini ziyaret etmesi ortaklarınızı rahatsız etmiş. Şerikleriniz bu sebeple Suna Hanım'ın ismini de buraya yetiştirmiş.
Haksız da sayılmazlar çünkü suna hanım siyasete girdiğinde ticaretle uğraşan tek yeğenine dükkânını kapattırdı ama bunları sizin anlayışınızın idrak etmesini beklemiyorum.
Bu iftiralarla Trabzon ve Gümüşhane’yi birbirine hasım etmenize izin vermemek adına hassasiyet gösteriyoruz. Biz kardeşiz…
Bu dağlarda kardeşçe yaşıyoruz… Trabzon sınırlarındaki yollar kadar Gümüşhane içindeki yollarla da bir o kadar ilgileniyoruz. Hiçbir sıkıntımız da yok. Belediye başkanları ile de kardeşçe geçiniyoruz. bu meselede attığınız iftira karşısında dünden bu tarafa aldığım telefon sayısı haddinden fazla..
Sonuç olarak; bu konuda iftira davası açacağımı da belirtmek isterim. Gelirini de sokak köpekleri için harcayacağım.
Hepinize ilginiz için teşekkür ederim.
Haber61 - Haber Servisi -