Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Enflasyonu yüzde 25 ve 30'lardan şimdi 18'lere düşürdük. Buradan çok net söylüyorum, 3 ay sonra eylül ve ekim ayları gibi büyük bir ihtimalle biz tekrardan tek haneli enflasyonları görmeye başlayacağız." dedi.
Bakan Albayrak, AK Parti Trabzon İl Başkanlığınca Yomra ilçesindeki bir otelin açık alanında düzenlenen bayramlaşma programında yaptığı konuşmada, Trabzon'un hem ana hem de baba ocağı olduğunu ancak memleketi olmasının ötesinde tüm Türkiye'de milli ve manevi değerlerin en yoğun yaşandığı şehirlerin başında geldiğini söyledi.
Trabzonluların, konu vatansa herkesten önce bir adım öne atarak kendisini fark ettirdiğini, temsil ettiği şehri onurlandırdığını dile getiren Albayrak, "Trabzon böyle olunca Trabzon'dan çıkıp dünyaya örnek rol ve model olan insanlarımız önemli. Bugün Türk siyasetinde son yıllarda müthiş bir Karadeniz ve Trabzon rüzgarı esiyor. Karadeniz insanının o inatçı, mücadeleci, tüm saldırılara karşı yıkılmak bilmeyen dik duruşunu temsil eden bir siyasi yakın tarihimizde sonsuz, sayısız örneklerine şahit olduğumuz bir dönemden geçtik." diye konuştu.
Albayrak, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin müthiş bir tarih yazdığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Son 17 yılda Türkiye 'Nereden nereye' şarkısındaki gibi nereden nereye geldi. Bunları tüm Türkiye'nin iklimini değiştirirken Karadeniz ve Trabzon'a da ayrı bir ruh ve maneviyat katarak yaptı. Bu tabii ekip işi. Cumhurbaşkanımız bu mücadeleyi verirken yanında Trabzon ve Karadeniz'in insanı birçok dava arkadaşı hizmet etti. Ben sadece şahsım özelinde değil, Sayın Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız, İçişleri Bakanımız ve birçok bugün ve geçmiş bakanlarımız da bu hizmet yolunda çok önemli hizmetler ettiler, etmeye de devam ediyorlar."
Trabzon insanının çok vefalı, duruş sahibi olduğunu, rüzgarın yönüne göre istikametini değiştirmediğini belirten Albayrak, şunları kaydetti:
"Ben hep onu diyorum, Trabzon insanının yüzde 100'ü yerli ve millidir. Niye bunu söylüyorum? Bugün ne yaşanırsa yaşansın yüzde 100'ü yerli ve milli, siyasi iklimine baktığımızda da asgari yüzde 70 ve 80'i de milliyetçi ve muhafazakar değerleriyle yaşayan bir şehirdir Trabzon. Konu muhafazakarlık ve milliyetçilikse Karadeniz ve Trabzon insanı elhamdülillah. İşte görüyorsunuz, terörle mücadelede bakanımız ve şehrimiz başta olmak üzere en ön safta mücadelesini veriyor. Konu ülkenin birliği ve beraberliği ise ha keza öyle."
Albayrak, Trabzon'un aynı zamanda bir spor şehri olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sporun yaşandığı bir şehir. Cumhuriyet tarihindeki yatırımların hepsinin ötesinde sadece son 15 yılda olimpiyatları düzenleyecek bir marka şehir olma noktasına geldi. Havuzlarından tesislerine, tenis kortlarından kapalı spor salonlarına kadar muazzam bir yatırımla hakiki bir spor başkenti olacak noktaya geldi. Trabzon ve Trabzon'un aşkı Trabzonspor. Trabzonspor'a Türkiye'de değil, dünyanın en güzel statlarından biri yine bu dönemde kazandırıldı. Elhamdülillah, herkesle konuşuyorum. Maça gittiklerinde girip çıkmaları 5 dakika. Şimdi stat o kadar muhteşem ki nasıl bağırıyorsak sahanın içerisinde karşı takım sadece futboldan değil, seyirci baskısından da titriyor."
"Birileri çok rahatsız"
Türkiye'nin ekonomik olarak muazzam bir yol kat ettiğine dikkati çeken Albayrak, "Bugün geldiğimiz noktada 2013 yılından bu yana son 6 yılda Türkiye müthiş bir mücadeleyle karşı karşıya. Yaklaşık 6 yıl önce mayıs ayında Gezi süreciyle başlayan bir mücadelenin içerisine girdik. Yaktılar, yıktılar, ağaç dediler, şunu, bunu dediler. Meğerse mevzu bahis ağaç değilmiş, sonradan anladık. Onu püskürttük 17-25, o gitti öbürü, diğeri gitti, darbe mücadelesi. Bunların her birini ekonomik saldırı aracı olarak kullanıp faizlere, enflasyona yönelik müthiş bir operasyonla karşı karşıya kaldık. Bunun en sonuncusunu yaklaşık 10 ay önce ağustos ayında başlayan bir süreçle direkt ekonomimizi hedef alacak şekilde bir operasyona maruz kaldık." dedi.
Bakan Albayrak, birilerinin çok rahatsız olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Birileri 6 yıldır 'Türkiye batacak, batacak' dedikçe ve başarılı olamadıkça öfke nöbetleri büyüyor. Suriye, Irak, İran, Orta Doğu'daki Körfez ülkelerinde yaşananları takip ediyoruz, değil mi? Milyondan fazla insanın öldüğüne şahit olduk mu? Milyonlarca insanın evini, yurdunu, anasını, çocuğunu kaybettiğini takip ediyoruz, değil mi? Birilerinin de hesabı bu muydu acaba? Türkiye'yi de bunlar gibi devirip Suriye'den, Irak'tan beter bir noktaya getirmek istemeleri. Amacı bu muydu acaba? Bu noktayı çok dikkatli görmemiz lazım. Son 6 yılda yeni bir dünya haritası çerçevesi içerisinde tıpkı bölgedeki ülkeleri bölmek istedikleri gibi Türkiye'yi de bölecekleri bir senaryoya maşa yapmaya çalıştılar ama elhamdülillah ülkemizin başındaki güçlü liderlikle Türkiye bütün bu saldırılara karşı her birine teker teker 'dur' diyerek güçlü bir mücadeleye devam ediyor."
Birkaç sene öncesine kadar her gün bir bölgede, şehirde, ilçede bombalar patladığını belirten Albayrak, "İstanbul'dan Ankara'ya kadar, Kilis'ten Hatay'a kadar sadece Mehmetçiklerimiz değil, sivil insanlarımız bombalarla terör eylemleriyle şehit oluyordu. Bugün geldiğimiz noktada güçlü operasyonlarımız var. Bunu görmemiz lazım. Birileri niye Trabzon'un evladı İçişleri Bakanımıza saldırıyor? Terörün kafasına vurdukça sesi bir yerden, teröristlerin avukatlarından geliyor. Sen niye gocunuyorsun ya? Bu ülkede teröre yaşam hakkı yoksa, bölmek isteyenlere yaşam hakkı yoksa bunun mücadelesini veren İçişleri Bakanımıza niye saldırıyorlar? Trabzon'un evladı İçişleri Bakanımıza birileri saldırıyorsa Trabzon olarak biz sahip çıkmayacak mıyız?" diye konuştu.
Albayrak, "Kim bu ülkenin ihanet şebekeleriyle yıkılmasını isteyen birilerinin can evine ateş ediyorsa kimler saldırıyor, buna bakacağız." ifadesini kullanarak, şöyle devam etti:
"Trabzon insanı akıllıdır. Leb demeden leblebiyi değil, kuruyemiş dükkanını sayar. O zaman bu resmi göreceğiz. Kim bu ülkede bu operasyonlara karşı dik duruyorsa, kim bu mücadeleyi en ön safta Cumhurbaşkanımız verirken yanında dik duruyorsa kimler bu operasyonun karşısında bunu göreceğiz. Bunu görüp bu noktada çok daha fazla dik duracağız. Hemşehrilerimizle Trabzon'la tarih yazmaya devam edeceğiz. Bu oyunu görmemiz, bu oyunu bozmamız Türkiye'nin kaderi açısından da çok önemli. Tıpkı 31 Mart'ta olduğu gibi, geçmişte ve öncesinde olduğu gibi Trabzon'umuz bu yerli ve milli duruşa, Cumhur İttifakı'na, tüm bu istikamet noktasındaki bu duruşa sahip çıktı. Her zaman olduğu gibi sahip çıkmaya da devam edecek. Bizler de kabinedeki bakan arkadaşlar, vekillerimiz, siyaseten Cumhurbaşkanımızla bu mücadeleyi verenler olarak gece gündüz demeden Trabzon'a mahcup olmamak için herkesten daha da korkusuzca mücadele ederek Türkiye'nin bu büyük ve güçlü yolculuğuna sonuna kadar mücadele vermeye devam edeceğiz."
"Bu lig bize yetmiyor"
Bakan Albayrak, AK Parti olarak Cumhurbaşkanlığı sisteminin yeni hükümetiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ile artık Türkiye'yi, Trabzonspor gibi bir üst lige çıkaracaklarını dile getirerek, "Bu lig bize yetmiyor. Şampiyonlar Ligi var, biliyorsunuz değil mi? Trabzonspor 2010-2011 yılında Şampiyonlar Ligine katılmıştı. İnşallah bu sene Trabzonspor'umuzda da iyi bir hamur var. Genç ve dinamik bir kadro var. Türkiye'yi geziyorum 'Sayın Bakanım, bu sene Trabzonspor şampiyon olur, değil mi?' diyorlar. Ben de 'İnşallah' diyorum. Demek ki Trabzon şampiyon olacaksa Şampiyonlar Liginde oynayacak bir mücadele ortaya koyacaksa işte Türkiye olarak biz de ülkemizi şampiyonlar ligi dediğimiz dünyanın bir üst ligindeki güçlü ve büyük, daha gelişmiş ülkelerle aynı noktaya koyacaksak Allah'ın izniyle biz daha çok çalışmak zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin tarihsel sorunlarını teker teker geride bıraktığını vurgulayan Albayrak, şunları söyledi:
"Ekonomide 17 yıldır geçmişten gelen bir cari açık sorunumuz vardı. Biliyorsunuz hep duyuyoruz, nedir bu cari açık? Cari açık ekonominizin ürettiği ve tükettiğiyle ilgili arasındaki fark. Yani yurt dışından tükettiğiniz fazlaysa dışarıdan para ihtiyacınız var. Finansman bulacaksınız. Geçtiğimiz yıl mayıs ayı itibarıyla Türkiye'nin cari açığı 58 milyar dolardı. Bugün geldiğimiz noktada bunun altını çok net çizerek söylüyorum, elhamdülillah haziran ayı itibarıyla 17 yıllık AK Parti iktidarı döneminde inşallah Türkiye ekonomisi ilk defa yıllık cari fazla vereceği bir döneme geçiyoruz. Türkiye artık cari açık değil, cari fazla vereceği bir döneme giriyor. Kış ayları en kötü geride kaldı."
Albayrak, sadece mart ve nisan ayında 500 bin kişiden fazla vatandaşın ekonominin daha da iyiye gitmesiyle SGK'lı işe girerek iş sahibi olduğuna işaret ederek, mayıs ve haziran ayında bir o kadar daha kişinin iş sahibi olmasıyla bir milyondan fazla insanın yeni istihdama kavuşmuş olacağını aktardı.
"Artık bundan sonra çok daha güçlü adımlarla önümüz açık"
Dışarıdan ekonomiye yönelik hiçbir temeli olmadan oluşturulan saldırıların etkisinin Allah'ın izniyle yavaş yavaş daha da eridiğini, ekonominin daha da güçleneceğini ifade eden Albayrak, şunları kaydetti:
"Enflasyon ve faiz. En son o kaldı. Enflasyonu yüzde 25 ve 30'lardan şimdi 18'lere düşürdük. Buradan çok net söylüyorum, 3 ay sonra eylül ve ekim ayları gibi büyük bir ihtimalle biz tekrardan tek haneli enflasyonları görmeye başlayacağız. Bu ne demek? Aynı şekilde faizler de güçlü bir şekilde düşmeye başlıyor. Peki faizler düşünce ne olacak? İş dünyamız ve şirketlerimiz yavaş yavaş daha da finansmana erişim, faiz giderleri düştüğü için daha çok yatırımlarını güçlendirecekler. Dünyada hiçbir ülkenin maruz kalmadığı kadar son 8 aydaki şu saldırıları Allah'ın yardımı, milletin desteği ve Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle hiçbir ülkenin ortaya koyamadığı hızlı bir süreçte püskürttük. Artık bundan sonra çok daha güçlü adımlarla önümüz açık ama şunu görmemiz lazım. Bu coğrafyada bin yıldır beka mücadelesi veren bir millet olarak hiçbir zaman eğilmedik, bükülmedik, yıkılmadık.
Buradan baba vatanımdan seslenmek istiyorum, içerideki bir kısmı, dışarıdaki bir kısmı Türkiye'yi sevenler olduğu gibi sevmeyenler de var. 'Bir çelme taksak da tepe taklak düşse' diyenler de var. Ben de diyorum ki bu milletin bin yıldır bu coğrafyada bir cümle ile tanımlanan bir deyişi var. Bu millete bin yıldır bütün dünya şöyle bakıyor; Türk milleti dosta güven, düşmana korku salan bir millet. Bizler dostlarımıza selam ediyoruz, bizden emin olsunlar ama düşmanlarımıza diyoruz ki 6 yıldır hani böyle kuklaları gönderiyorlar ya artık maşaları konuşmuyoruz, ipiniz kimin elinde biliyoruz. Korkma vakti... Bu millet artık bundan sonra bu deli gömleğini yırtmıştır. Bu saatten sonra ölümü öldürüp korkuyu korkutmuştur. Bu milleti Allah'ın izniyle hiçbir şekilde korkutamayacak, yolundan geri koyamayacaksınız."