Trabzon Halk Sağlığı Müdürü Dr.Köksal Hamzaoğlu, Avrupa Obezite günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Köksal Hamzaoğlu yaptığı açıklamada şı ifadelere yer verdi;
Obezite; günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin, yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.
Son yıllarda araştırmalar vücutta yağın toplandığı bölgenin toplam yağdan daha önemli olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Özellikle karın bölgesi yağlanma obeziteye bağlı gelişen hastalık riskini arttırmaktadır. Bu nedenle bel çevresinin kalça çevresine oranının kadınlarda 0,85; erkeklerde ise 1,0 den fazla olmaması hedeflenmektedir. Yağın karın bölgesinde ve iç organlarda toplanması diyabet, hipertansiyon, koroner arter hastalıklarına yol açabilmektedir.
Günlük yaşamda bireylerin (gebe, emzikli, bebek, okul çocuğu, genç, yaşlı, işçi, sporcu, kalp-damar, şeker, yüksek tansiyon hastalığı, solunum yolu bozuklukları vb.) yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalık durumuna göre değişen günlük enerjiye ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir. Günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır.
BEDEN KÜTLE İNDEKSİ NEDİR? NASIL HESAPLANIR?
Bireylerin ağırlıklarının kilogram cinsinden değerinin, metre cinsinden boyunun karesine bölünmesiyle ortaya çıkan değer beden kütle indeksi değeridir. Beden Kütle İndeksi değerinin 30 ve üzeri olması durumunda obeziteden söz edebiliriz.
BKİ = Kilonuz (kg) / (Boyunuz (m))²
Teknolojinin ve sanayinin gelişmesi, beraberinde sağlıksız beslenmeyi ve hareketsiz yaşamı da getirmiştir. Obezitenin ülkemizde son 10-15 yıldır hızla ve katlanarak artmasının en önemli nedenlerinden biri fastfood tüketme alışkanlığı ve aynı oranda teknolojiye bağımlı olmamızdan kaynaklanmaktadır.
Sağlık Bakanlığı tarafından 2011’de yapılan “Kronik Hastalıklar Risk Faktörleri Araştırması”na göre ise Türkiye genelinde kadınların %87’si, erkeklerin ise %77’sinin yeterli ölçüde fiziksel aktivite yapmadığı belirlenmiştir. Bu durum hareketsiz yaşam tarzının ülkemiz için ciddi boyutlarda olduğunu ortaya koymaktadır.
OBEZİTENİN YOL AÇTIĞI BAZI SAĞLIK PROBLEMLERİ
• İnsülin direnci
• Tip 2 Diyabet
• Hipertansiyon
• Koroner arter hastalığı
• Hiperlipidemi – Hipertrigliseridemi
• Safra kesesi hastalıkları
• Bazı kanser türleri (kadınlarda safra kesesi, yumurtalık ve meme kanserleri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri )
• Osteoartrit
• Felç
• Uyku apnesi
• Karaciğer yağlanması
Çok tehlikeli olarak seyreden diğer bir durum ise çocukluk çağı obezite ve diyabet sıklığının çok hızlı bir artış göstermesidir. Bakanlığımız, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince yürütülen “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010” Ön Çalışma Raporuna göre Türkiye’de
• 0-5 yaşta obezite sıklığı % 8,5 (erkek %10,1, kız %6,8)
• 6-18 yaşta obezite sıklığı % 8,2 (erkek %9,1, kız %7,3)
olarak bulunmuştur.
ÇOCUKLARIMIZ İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?
• Anne sütü ile beslenmenin obezite oluşumunu önleyici etkisi iyi bilinmektedir. Süt çocukluğu döneminde mama ile beslenmenin ve zamanından önce ek gıdaya geçilmesinin de obeziteyi kolaylaştırdığı gösterilmiştir.
• Çocukluk obezitesi ile ilgili ilk ortam aile ortamıdır. Ailenin obez olma durumu, sosyo–ekonomik durumu, ailenin eğitim seviyesi, aile tipi çocukluk obezitesi ile ilişkili bulunmuştur.
• Küçük çocuklarda düzenli yeme alışkanlığı aileler ve bakıcılar tarafından üstlenildiği için, bu kişiler önemli rol oynarlar. Ailenin yeme tercihleri, evdeki yemek çeşitleri, yeme şekli obezitenin oluşup oluşmamasında etkili bir role sahip olan çevre etkenlerindendir.
• Çocuklarımızı mümkün olduğu kadar doğal besinlerle beslemeye, hazır ve katkılı gıdalardan uzak tutmaya, aşırı şekerli ve aşırı tuzlu besinlerden kaçınmaya özen göstermeliyiz.
Unutmayın çocukluk döneminde edinilen yeme davranışları hayat boyu onlarda alışkanlık haline gelecektir. Hareket eden, sağlıklı beslenen bir nesil yetiştirmek geleceğimizin de teminatı olacaktır.