Haber61 Haber Servisi
Karadeniz Teknik Üniversitesi Kardiyoloji Bölümü Anabilim dalı Başkanı Prof. Dr. Merih Kutlu ile Kalp rahatsızlıkları, yaz aylarında kalp rahatsızlığı olanların dikkat etmesi gerekenler, Koronavirüsün kalbe etkileri ve kalp sorunlarının belirtilerini konuştuk.
Ayrıca Türkiye’de 5 merkezde bulunan Elektrofizyoloji harita tanıma sistemi konusunda Dr. Öğr. Üyesi Mürsel Şahin ve Dr. Öğr. Oğuzhan Ekrem Turan’dan bilgiler aldık. Özellikle çarpıntı şikayeti ile başvuran hastalara haftanın 7 günü hizmet verilen merkezde ile ilgili tüm bilgiler haberimizde…
Kalp Rahatsızlığı olanlar için yaz uyarısı
Karadeniz teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Merih Kutlu Kalp rahatsızlığı olanları artan sıcak havalara karşı uyararak “Aşırı sıcaklar ve özellikle nemli havalar ki bu bizim Trabzon için bölgemiz için oldukça önemli, kalp hastalıkları riskinde artış meydana geliyor. Bu kalp damar hastalıkları, kalp yetmezliği, yüksek tansiyon dediğimiz, hipertansiyon dediğimiz yüksek tansiyon durumlarında daha fazla risk oluşturabiliyor.” dedi.
Kutlu “Neden yaz ayları daha riskli bunu şöyle açıklamak mümkün. Yaz aylarında vücudun soğutma sistemi diyebiliriz, ciltte kan damarları var bu ciltteki kan damarları genişliyor ve bu şekilde terleme ile vücut ısısını düşürmeye çalışıyor, kışın ise tam tersi oluyor. Yaz dönemindeki bu damarlarda genişleme meydana geldiğinde kalp gibi böbrek gibi hayati organlar cilde doğru olan kan akımını arttırıyorlar ki terlemeyle beraber vücut ısısı düşebilsin diye. Bu normal insanlar açısından tolere edilebilir ama hastada, örneğin bir kalp yetmezliği varsa zaten kalp fonksiyonları yeterli olmadığından hayati organlar dediğimiz kalp gibi organlarda kan dolaşımını özellikle cilde doğru yönlendirdiğinde bu kalbi daha fazla yorabiliyor. Dolayısıyla kalp yetmezliği olan hastaları daha riskli duruma sokabiliyor. Aynı zamanda terleme ile beraber vücuttan sıvı ve elektrolit dediğimiz yani sıvı ve mineral kaybı oluyor. Bunun sonucunda da kanın akışkanlığı azalabiliyor. Bu kanın akışkanlığının azalması da kanın pıhtılaşmasına dolayısıyla miyokard infarktüsü dediğimiz, kalp krizi dediğimiz pıhtılaşmayla birlikte oluşan hastalıkların gelişmesine neden olabiliyor. Aynı zamanda tansiyon hastaları içinde sıcak zararlı etkiler meydana getiriyor ve bunun sonucunda tansiyon yükselmeleri ortaya çıkabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Kalp Rahatsızlığı olanların dikkat etmesi gerekenler
Prof.Dr. Merih Kutlu, kalp rahatsızlığı olanların dikkat etmesi gerekenleri sıralayarak “Kalp hastaları için aslında bu hepimiz için geçerli, yaz döneminde daha terleten koyu renk giysilerden uzak kalmak lazım. Yani bol, rahat, terlemeyi azaltan kıyafetleri tercih etmeliyiz. Sıvı alımına çok dikkat etmeliyiz. Günlük 2-2,5 litre sıvı tüketmemizde fayda var. Fakat eğer kişide ileri derecede kalp yetmezliği varsa bu dengeyi iyi kurması lazım. Fazla sıvı alacağım diye çok fazla sıvı almamak lazım. Bu önemli tabi doktorlarıyla irtibat halinde olmaları lazım.
Bunun dışında yaz döneminde sıvı elektrolit kaybı olabilir demiştik. Soda tüketimi olabilir buna dikkat etmeleri lazım, çünkü içinde tuz olduğu için. Yine aynı şekilde tuzlu ayranda tuz miktarı fazla olduğu için, bu özellikle tansiyon hastaları için risk yaratıyor. Yine aynı zamanda kalp yetmezliği varsa bir hastada, vücutta su tutacağı için ödem dediğimiz şişliklere sebep olabiliyor ve hastanın kalp yetmezliğini arttırabiliyor. Buna dikkat etmek lazım. Aynı zamanda kalp hastaları içinde egzersiz önemli. Yaz döneminde özellikle yüzme sporunu yapsınlar fakat egzersizde veya yüzmede güneşin dik açıyla geldiği öğle saatlerinde dışarı çıkmamaya dikkat etmeleri gerekiyor. Egzersiz yapacaklarsa yürüyüş olabilir yada yüzme olabilir sabah yada akşam saatlerinde ve tok karnına hem egzersiz hem de yüzme yapmamalarına dikkat etmeleri önemli. Bunun dışında hastalarda alkol konusu var. Güneşle birlikte alkol alımını önermiyoruz. Kişi mutlak alacağım diyorsa güneşin altında almaması önemli. Birde kalp yetmezliği olan hastalar özellikle idrar söktürücü kullanıyorlar ve bu vücuttan sıvı atılmasını sağlamak için kullandığımız ilaç grubu eğer yaz döneminde çok terlemeyle sıvı kaybı fazla olursa hem ilaçla sıvı kaybı hem terlemeye bağlı sıvı kaybı kişiyi daha zor durumda bırakabilir, bu nedenle de bu ilaçları kullanan hastalar yaz döneminde belki ilaç doz değişikliği gerekebilir bunun içinde hekimleriyle irtibat halinde olsunlar. “ ifadelerini kullandı.
Kalp Rahatsızlığı olanlar yaylaya çıkmalı mı?
Kalp rahatsızlığı olanları yaylalara çıkması konusunda uyaran Kutlu “Yayla bizim bölgemizde çok seviliyor fakat yaylada rakım yüksek olduğu için özellikle oksijen basıncıyla ilişkili olarak kalp yetmezliği hastaları yada yüksek tansiyonu bulunan hastalar bundan zarar görebilir. Kalp yetmezliği alevlenebilir yada mevcut durum kötüleşebilir ve hastalarda hipertansif ataklar yani tansiyon yüksekliğine bağlı bir takım olumsuz olaylar yaşanabilir. Onun için eğer çıkmak istiyorlarsa hekimleriyle görüşmeden böyle bir aktiviteye girmemeleri gerekebilir.” Şeklinde konuştu.
Koronavirüsün kalbe etkisi
Koronavirüs Pandemisinden kalp rahatsızlığı olanların neden daha fazla etkilendikleri konusunda açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Merih Kutlu “Ülkemiz tüm dünya aslında koronavirüs pandemisiyle ne yazık ki karşı karşıya. Hani biraz daha rahatladık nefes almaya başladık gibi bu konuda. Koronavirüs asıl akciğerleri tutan bir hastalık fakat özellikle kronik hastalığı olanlarda bu durum daha riskli geçiyor Yani kişilerde bu hastalık varsa koronavirüs enfeksiyonu ile karşılaştıklarında ölümcül seyredebiliyor. Neden kalbi tutuyor yada nasıl kalbi tutuyor? Birinci asıl kalp kasının iltihabına neden olabiliyor. Bizim miyokardit dediğimiz kalp kasının iltihabı dediğimiz hastalığa neden oluyor. Ama bununla birlikte kalpte ritim, iletim problemlerine yol açabiliyor, kalp krizine neden olabiliyor kalp yetmezliği gibi kalbi etkileyebiliyor.
Bunun dışında koronavirüs enfeksiyonuna kullanılan bazı ilaçlarda kalpte ritim iletim problemlerine yol açabiliyor. Bu gibi durumlar sonucunda kalp etkilenebiliyor. Koronavirüsten özellikle yaşlılar daha fazla risk altında, özellikle 65 yaş üstü yaşlılarımızın hele de yaşlılar hiçbir hastalığı yokken bile riskli iken, bir de kalp hastalığı varsa bu onları korumamız gerektiğinin vurgusunu yapmak gerekiyor. Çünkü kalp hastaları, yaşlı hastalar ikisi birlikte ise ve koronavirüs enfeksiyonu ile karşı karşıya kaldıklarında bu kalp hastalığı olmayanlara göre enfeksiyonları çok daha ağır seyredebiliyor. Yoğun bakım ve ölümle sonuçlanabiliyor ne yazık ki. Peki nelere dikkat etmek gerekiyor? Hep söylendiği gibi sosyal mesafeyi mutlaka korumamız gerekiyor, maske takmamız gerekiyor ama aksesuar olarak değil gerçekten maskeyle kendimizi korumamız gerekiyor. Çok kalabalık ortamlara girmememiz gerekiyor. Tabi ki hijyen çok önemli ellerin yıkanması eğer elleri yıkayamıyorsak dezenfekten kullanılması önemli, çok basit bir şey belki öksürürken bir mendille ağzımızı kapatıp o mendili çöpe atmanın bizi koruyabileceğini düşünüyorum.” İfadelerini kullandı.
Kalp rahatsızlığımız olduğunu nasıl anlarız?
Bir insanın kalp rahatsızlığı olup olmadığını nasıl anlayacağı ve hangi durumlarda doktora başvuracağı konusunda da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Kutlu “Eğer kişi ağrıyan yeri parmağıyla gösterebiliyorsa bu kalple ilgili değildir, bu konuda rahat olsunlar. Göğüslerinin üzerinde baskı, ağırlık, yanma sanki bir yük varmış gibi sıkışma hissi hissediyorsa bu bizim için çok önemli bir şikayet, bu tür şikayetleri varsa mutlaka bir hekime başvursunlar. Nefes darlığı bizim için önemli bir şikayet ama her nefes darlığı kalpten kaynaklanacak anlamına gelmiyor. Ama eğer kişi daha önce nefes darlığı hissetmediği durumlarda nefes darlığı hissetmeye başladıysa yada gece uyuduktan sonra nefes darlığı ile uyanıyorsa bunlar bizim için önemli şikayetler, mutlaka hekimlerine başvursunlar. Aynı zamanda kişi çarpıntı hissediyorsa kalp atımlarında tekleme hissediyorsa bazı hastalar boşluğa düşüyormuş gibi bir histen yakınıyorlar bunları hissediyorsa yada baygınlık veya bayılma atakları oluyorsa veya vücutlarında şişlik oluyorsa özellikle bacaklarında, hekimlerine başvurmalarını öneriyorum.” Şeklinde konuştu.
KTÜ Kardiyoloji bölümünde yapılan işlemler
Karadeniz Teknik Üniversitesi Kardiyoloji bölümü hakkında da açıklamalarda bulunan Pro.Dr. Kutlu “Bölümümüzde 7 öğretim üyesiyiz. 2 doktor öğretim üyemiz var, 1 Doçent arkadaşımız var, diğer 4 kişi profesör olarak görev yapıyoruz bölümümüzde.
Ekokardiyografi ünitemiz var, ekokardiyografi ünitemizde birisi üç boyutlu olmak üzere 3 tane ekokardiyografimiz var, bir holter cihazımız, bir tansiyon holter, bir ritim holter cihazımız, bir efor testimiz, bir tiltable testi dediğimiz özellikle bayılma durumlarının sebebini araştırmada kullandığımız bir tetkikimiz var. İki anjiyo ünitemiz var, bir tanesini anjiyografi yada perkütan koroner girişim dediğimiz, stent takmak için kullandığımız ünitemiz var. Diğer ünitemiz ise özellikle aritmi elektrofizyoloji konusunda hem tanı hem tedavi amaçlı kullanıyoruz. Yoğun bakımımızda 10 yatağımız bulunuyor, kardiyoloji servisimiz var doğal olarak 21 yatak sayımız var.” dedi.
Son 1 yılda KTÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji bölümünde tedavi gören hasta sayıları hakkında bilgi veren Kutlu “Son bir yıl içinde koroner yoğun bakım ünitesinde 1023 hastayı tedavi ettik, kardiyoloji servisinde 2055 hastaya hizmet verdik, polikliniğimizde 28 bin 951 hasta yani yaklaşık 29 bin hastayı baktık, yıllık ekokardiyografi sayımız 13 bin 200, 2600 ritim holter, 1300 tansiyon holter sayımız var. 3380 hastaya efor testi yaptık. Biraz önce tiltable testi dediğimiz - bizim bölgemizde sadece burada var- yılda haftada bir gün yapılıyor 208 hastaya bu testi uyguladık. Son bir yılda koroner anjiyo sayımız 1897 ve bunların 682 stent koyduk stent’i sadece ayaktan gelen hastalara değil aynı zamanda kalp krizi geçirip acilen acile başvuran hastalara da uyguluyoruz.
Kalıcı pil dediğimiz özellikle nabzı yavaşlayan hastalarda uyguladığımız bir işlem, toplam 55 hastaya bu işlemi uyguladık. Elektrofizyolojik çalışma dediğimiz bu aritmili hastalarda uyguladığımız yöntemi ise 95 hastada uyguladık. Özellikle ben aritmi ve elektrofizyolojik çalışma konusuna özellikle vurgu yapmak istiyorum. Bu hastanemizde, bizim anabilim dalımızda bu işlemi yapıyoruz. Bu işi burada yapan 2 tane öğretim üyesi hocamız var, birisi Dr. Öğr. Üyesi Mürsel Şahin diğeri ise Dr. Öğr. Üyemiz Oğuzhan Ekrem Turan, iki arkadaşımızla birlikte bu işlemi başarılı bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Bu konuda ben onlarında söyleyeceklerinin olduğunu düşünüyorum, bu aritmi konusu elektrofizyolojik çalışma konusu herkesin yaptığı bir girişim değil. Onun için özel eğitim gerekiyor. Bu iki öğretim üyesi arkadaşımız bu işlemlerin bu tanı ve tedavi yöntemlerinin eğitimini aldılar ben sözü kendilerine bırakıyorum. “ ifadeleriniğ kullandı.
Elektrofizyoloji merkezi nedir?
Dr. Öğr. Oğuzhan Ekrem Turan Elektrofizyoloji laboratuvarı konusunda bilgilendirme yaparak “KTÜ elektrofizyoloji laboratuvarından sorumlu hekimlerden bir tanesiyim. Bu laboratuvarda genellikle kalbinde çarpıntı yada ritim bozukluğu problemi yaşayan hastalarımıza tedavi uyguluyoruz. Bu ritim problemi kalbin kulakçıklarından yada karıncıklarından kaynaklanabiliyor. Her türlü ritim bozukluklarına burada, halk arasında yakma işlemi olarak bilinen ablasyon tedavisini başarılı bir şekilde uygulamaktayız.” Dedi.
Daha çok Çarpıntı şikayeti olan hastaların kendilerine başvurduğunu belirten Turan “Daha çok çarpıntı şikayeti olan hastalar bize başvuruyor. Kalbinde ritim bozukluğu başka merkezlerde tespit edilmiş hastalar bize başvuruyor. Bu konuda son bir merkeziz, ileri tetkik yöntemleri ile birlikte 3 boyutlu haritalama yöntemleri ile birlikte, ablasyon dediğimiz yakma işlemlerini hastalara başarılı bir şekilde uygulamaktayız. Trabzon’da birden fazla var ama her türlü ritim bozukluğuna, girişimin şartları mevcut olmayabiliyor. Genellikle üçüncü basamak merkezler daha iyi yöntemleri kullanabiliyor, bizde üçüncü basamak merkez olduğumuz için özellikle üç boyutlu haritalama ve ablasyon işlemini merkezimizde gerçekleştirebiliyoruz.” Şeklinde konuştu.
Dr. Öğr. Üyesi Mürsel Şahin ise “Oğuzhan hocamla beraber çarpıntı şikayeti olan hastalara burda hizmet vermeye çalışıyoruz. Çarpıntı hakikaten çok farklı bir şikayet. Hani kalp hastalıkları genelde yaşlı hastalarda beklenir ama çok genç yaşta hastalarda çarpıntı şikayeti ile aslında bir çoğu uzun süre tanı koyulmadan bu şikayetle yaşamak zorunda kalabiliyor. Çarpıntı yapan çok neden var. Hakikaten burada bizim amacımız gerçekten kalple olan hastalık düzeyiyle olan çarpıntıları ayırt edip onları tedavi edebilmek. Tanısı koyulup yıllarca ilaç kullanmak zorunda olan genç hastalar olabiliyor. Burada gerçekten artık teknik imkanlarla beraber bu hastalara faydamız daha da arttı. Son zamanlarda laboratuvarımızda bu cihazlar mevcut aslında. Burası bir anjiyo salonu ama normal bildiğimiz kalp hastalıklarında kullanılan anjiyodan farklı olarak biz burada hastaların kalbinin elektriksel çalışma sistemini test ediyoruz. Varsa bir bozukluk onları tespit ediyoruz Oğuzhan hocamın söylediği gibi de hakikaten hastalık düzeyinde bir bozukluk varsa yakma tedavisi ile bunları kalıcı olarak yüksek başarıyla tedavi edebiliyoruz. Bizim farklı olarak hastanemizde bu hizmeti laboratuvarımız hazır olduğu için her gün verebiliyoruz. Daha önce bunlar tabi imkanlar kısıtlı olduğundan dolayı hastalara randevu verilerek daha uzun sürelerde yaptığımız işlemlerdi. Artık cihazlarımız hazır haftanın her günü bu işlemleri yapabiliyoruz burada. Farklı olarak gerçekten Türkiye’de 3-5 tane merkezin sahibi olduğu harita tanıma sistemleri kullanabiliyoruz. En önemli faydası normalde anjiyo işlemleri radyasyon kullanılarak yapılan işlemler. Bu cihazlarla çok düşük oranda neredeyse 0 radyasyonla beraber hastalardaki ritim bozukluklarını tedavi edebiliyoruz. Başarı şansıda çok yüksek olabiliyor ve bu hizmeti Trabzon’da hastalarımıza sunabiliyoruz hastanemizde.” Şeklinde konuştu.