CHP İstanbul’un tamamında seçimlerim yenilenmesi talepli tam kanunsuzluk başvurusunu YSK’ya yaptı. Başvuru dilekçesinde; sandık kurullarının oluşumunda usulsüzlük tespiti nedeniyle İstanbul’un 39 ilçesinin tamamında seçimlerin iptali istendi. CHP, ayrıca 24 Haziran seçimlerinin de iptalini istedi. İYİ Parti de YSK'ya yaptığı itirazda 31 Mart seçimlerinin "tam kanunsuzluk" gerekçesiyle iptalini istedi.
CHP İstanbul’un tamamında seçimlerim yenilenmesi talepli tam kanunsuzluk başvurusunu YSK’ya yaptı. Başvuru sonrası açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "Önemle şunu vurgulamak istiyorum, 298 sayılı kanundaki değişiklikler iktidarın isteğiyle TBMM'de kabul edildi ve 13 Mart 2018'de yürürlüğe girdi. Bundan sonra iki seçim yapıldı. 24 Haziran'da Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim ile 31 Mart yerel seçimleri. Eğer siz İstanbul'daki yerel seçimlerde organize usulsüzlükler var, şaibe var diyorsanız, aynı olaylar 24 Haziran'da da gerçekleşti. Bir şeyler olduysa eğer gerçekten 24 Haziran'da da oldu. Siz Ekrem İmamoğlu seçimi şaibeli diyorsanız, 24 Haziran'daki Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi de şaibelidir" dedi.
Başvuru dilekçesinde; sandık kurullarının oluşumunda usulsüzlük tespiti nedeniyle İstanbul’un 39 ilçesinin tamamında seçimlerin iptali istendi. CHP, ayrıca 24 Haziran seçimlerinin de iptalini istedi.
İYİ Parti de YSK'ya verdiği dilekçede "tam kanunsuzluk" gerekçesiyle 31 Mart mahalli idareler seçimlerinin iptal edilmesini istedi.
CHP'NİN BAŞVURUSU
CHP, Yüksek Seçim Kurulu'na verdiği dilekçede, AK Parti'nin 13 Mart 2018'de yaptığı mevzuat değişikliğine işaret edilerek, "tam kanunsuzluk" nedeniyle 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri ile 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimlerinin iptalini istedi.
Dilekçede şu ifadelere yer verildi:
"İktidarın isteğiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen seçim mevzuatındaki değişikliklerin 13 Mart 2018 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra yapılan tüm seçimlerde “bir şeyler olduğu” açıkça ortaya çıktıysa; artık seçmenin iradesinin ortadan kaldırılmasının bir önemi yoksa, artık sandık kurullarında görev yapanların seçim sonuçlarına ne şekilde etki ettiklerine dair açık, kesin, somut deliller aranmayacaksa ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin ve Sayın Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının iptali kararı doğruysa;
- 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinin TAM KANUNSUZLUK SEBEBİYLE iptaline;
- 24 Haziran seçimleri sonucunda verilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mazbatasının ve Milletvekillerinin mazbatalarının TAM KANUNSUZLUK SEBEBİYLE iptaline;
- İstanbul’da gerçekleşen 39 ilçedeki tüm seçimlerin TAM KANUNSUZLUK SEBEBİYLE iptaline."
ERKEK'TEN AÇIKLAMA: TAM KANUNSUZLUK İDDİASIYLA BAŞVURUYORUZ
Başvuru dilekçesini YSK'ya ileten Erkek, şunları söyledi:
"Hepimizin bildiği gibi YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını, sandık kurullarında kamu görevlisi olmayan kişilerin görev yaptığı iddiasıyla iptal etti. Bu görevin seçim sonucunu hiç araştırmadı. Geçmişte verdiği tüm kararlarına karşı aksi bir karar tesis etti. Önemle şunu vurgulamak istiyorum, 298 sayılı kanundaki değişiklikler iktidarın isteğiyle TBMM'de kabul edildi ve 13 Mart 2018'de yürürlüğe girdi. Bundan sonra iki seçim yapıldı. 24 Haziran'da Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim ile 31 Mart yerel seçimleri. Eğer siz İstanbul'daki yerel seçimlerde organize usulsüzlükler var, şaibe var diyorsanız, aynı olaylar 24 Haziran'da da gerçekleşti. Bir şeyler olduysa eğer gerçekten 24 Haziran'da da oldu. Siz Ekrem İmamoğlu seçimi şaibeli diyorsanız, 24 Haziran'daki Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi de şaibelidir. Çünkü 24 Haziran'da da Türkiye genelinde kamu görevlisi olmayan kişi sandıklarda görev yaptı. Siz eğer kamu görevlisi olmayan kişiler görev yaptı gerekçesiyle bu seçimi iptal ediyorsanız, 24 Haziran'daki Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri de iptal etmelisiniz. Tam kanunsuzluk gerekçesiyle başvurduk. Süre şartı aranmaz. Tam kanunsuzluk ortaya çıkmışsa eğer, 24 Haziran seçimleri de iptal edilmek zorunda.
YSK, önceki tüm kararlarında, bu seçim döneminde verdiği 14 Nisan Pasinler, 20 Nisan Mustafakemalpaşa kararında YSK 'Bir usulsüzlük varsa dahi seçimin iptali olmaz' diyor. Sandık kurullarında usulsüzlük varsa seçmenlerin iradesini sakatlayamam diyordu. Yıllarca verdiği kararlarda, seçimini hep seçmenden yana kullandı. Referandumdaki mühürsüz oy kararında YSK, 'Esas olan seçmen iradesi' dedi. Şimdi ne değişti? Bugün ne değişti?
Sandık kurullarında görev yapan kişilerin o sandıktan çıkan sonucu etkilediklerine dair somut bir delil, AK Parti'nin itiraz dilekçesinde dahi ortaya konmadı. Günlerce, haftalarca oylar sayıldı. Sonuç değişmedi, bu sefer başka iddialar ortaya atıldı. Kanunun amacı, ruhu, iradesi buysa, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin iptali gerekir. Ekrem İmamoğlu kararı doğruysa o zaman Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da mazbatasını iptal etmek zorundasınız. Bunu biz değil, YSK ortaya çıkardı.
Sandık kurulunda görev yapan başkan ve üyelerin belirlenmesinde seçmenlerin, adayların, siyasi partilerin hiçbir dahli yok. Tamamen YSK gözetiminde gerçekleşiyor. Siz kendi kusurunuzu nasıl seçmene yüklersiniz? Nasıl seçmen iradesini yok sayarsınız? Eğer ben sandık başında usulsüzlük olmasa dahi seçmenin iradesine müdahale edebilirim diyorsanız, 24 Haziran sonuçlarına da müdahale etmek zorundasınız. İki seçimde de aynı yasa, aynı genelgeler, aynı uygulamalar, aynı şartlar var. En mükemmel adalet vicdanlardır. Adaleti tecelli ettirmek istiyorsanız, benim verdiğim son karar doğrudur diyorsanız, 24 Haziran'ı da iptal etmek zorundasınız. Ekrem İmamoğlu'nu 39 ilçede oy kullanan seçmenler seçti. Aynı zarftan çıkan diğer sonuçları niye iptal etmiyorsunuz? 39 ilçedeki tüm seçimleri de iptal etmek zorundasınız."