CHP Ortahisar İlçe Başkanı Fatik Suat Oyman, AK Parti İlçe Danışma Kurulu toplantısında konuşan Selahaddin Çebi'ye yanıt geldi.
Oyman açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Danışma kurulu toplantılarında mikrofonu çok sevmişsin ama bir önceki danışma kurulundan bu yana kendini hiç geliştirmemişsin; hep aynı cümleler… Mikrofon sevginden daha çok okuma sevgisini arttırmanı tavsiye ederim. Siyasi kabiliyetinin yetersizliğinden, yaratmaya çalıştığın algıyı bile becerememişsin.
Merkez Bankası’nın tarihçesini istersen resmi internet sitesinden takip edebilirsin, ben sana tane tane anlatayım hem de kamuoyunu bilgilendirelim. 1850’lerde Osmanlı, dış borç aldığından ödenmesi için merkezi Londra’da kurulan İngiliz sermayeli Ottoman Bank kurulmuş, 1860’larda Fransız ortaklığıyla Osmanlı Bankası adını almıştır. Son zamanlarında kendi bankasını kurmak istese de 1. Dünya savaşı sebebiyle ilerleyememiştir.
Cumhuriyet dönemine girildiğinde 1923 yılında başlayan fikirle birlikte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, merkezden bağımsız olması düşüncesiyle Anonim Şirket olarak kurulmuştur. Hisseler 4’e ayrılır; (A) Hazine, (B) Milli Bankalar, (C) Türkiye’deki Yabancı sermayeli Bankalar (hisse sınırlı) ve (D) Milletin iştirakını sağlamak amacıyla Türk uyruklu tüzel ve gerçek kişiler. Yani bahsettiğin üzere %85 yabancıların falan değildir.
Buradaki sıkıntı “Merkez Bankası bağımsızdır” diye ifade ettikten sonra “bizim söylediğimizi yapmıyorlar” siteminiz ve sürekli müdahalenizdir; siz istiyorsunuz ki her şey saraya bağlı olsun.
“Cebimizdeki para CHP’nin ihanetini gösterir” cümlende üstü kapalı Mustafa Kemal Atatürk’e ihanet lafı edecek kadar küçülmüşsün. Hiç bir zaman unutmayın; bu memlekette Atatürk’e laf edecek olanın cesaretini katlar, aklını alırım.
Cebimizdeki ihaneti görmek istiyorsan, sizlerin bilgisizliği ve beceriksizliği sayesinde tüm dünya para birimleri karşısında eriyen Türk Lirası’nın durumuna bakacaksın. Paranın itibarı, milletin itibarıdır; bu sözü bir yerden hatırlarsın. Bu milletin emeğini, emekçisini dünyanın en düşük ücretli emekçisi haline getirdiniz. Bu güzel vatanın itibarını saraylardan, şatafattan, çoklu maaşlardan, yoğun koruma ordusundan kurtarıp, milletimizi güvenli, mutlu ve huzurlu yaşam hakkına kavuşturacağız; bu da benim sözüm olsun!
Ekonomik Kurtuluş Savaşı diye bir komik söylemle ortalarda dolaşıyorsunuz, eminim kurtuluş savaşını bile kavrayamamışsınız. Ekonomik kurtuluş savaşı dediğiniz günlerde “15 Temmuz’un finansörü” olarak ilan ettiğiniz BAE’yi ülkede ağırlayıp güvenlik güçlerimize selam durdurmanızı unutturmayacağız. Bağımsızlık, sadece ülke yönetimiyle olmaz; ekonomiyle olur, üretimle olur. Siz koca tarım ülkesini dışa bağımlı hale getirdiniz, özelleştirmenin zirvesini yaşatarak, güzelim şirketlerimizi yabancılara devrettiniz. Bu sebeple bizlere, partimize millilikten bahsedebilecek kişiler olamazsınız.
Türkiye Cumhuriyeti demek vatan demek AK Parti demek değildir, kendi kendinize anlamlar katıp her bir bireyinin ayrı yetenekleri olan güzel ülkemizde sadece siz varmışsınız gibi hareketlerin psikolojik olarak incelenmesi gerekmektedir. Bu ülkenin milyonları olarak ülkemize gelecek herhangi bir zararda dik durmasını biliriz. Siz unutmuşsunuz; dik durmak her anlamda büyük anlamlar ifade eder.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne ‘kukla’ demişsin, giderek kendini göstermeye devam etmişsin. CHP’yi başka bir siyasi partiyle eşleştirmeniz üzerine daha öncede çok şey söyledim, tane tane yine anlatırım ama siz önce kendi tarihinizi temizlemelisiniz. Mesela Cumhuriyet Bayramında seni bir defa alanda göremedik, neden bahsetmiyorsun bu konudan? Mesela siyaseti halkımızın içinde yapıyoruz demeden önce meydan parkında derdini anlatan vatandaşa “öyle şova dönük yok” diyenin de sen olduğunu unuttun mu?
Son olarak bir olay hatırlatayım yakın zamandan; meydan parkında dayak yiyeceğini anlayan bir kişi karşısındakiler için “bunlar terörist!” diye bağırınca ortalık karışmıştı. Sizin siyasetinizle bu benzer olay örneğindeki gibi gittiğinizi anlayınca ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz. Ama samimiyetime inanırsın o yüzden yine tüm samimiyetimle söylüyorum; siz gidiyorsunuz, geliyor gelmekte olan!