Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak olan yerel seçimler öncesinde Trabzon, Sakarya ve Kocaeli illerinde Belediye Başkan adaylarını kendisinin açıklayacağını söyledi. Erdoğan ayrıca ekonomik anlamda bir çok müjde verdi.
TBMM’de AK Parti grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti teşkilatlarını Cumhur İttifakı konusunda alınan kararlara uyulması konusunda uyardı.
Bugüne kadar olduğu gibi birilerinin meclisi çalıştırmamak, milli iradenin tecellisini engellemek için tüm güçleri ile çalışacağını söyleyen Erdoğan, “Sizlere düşen hem bu kifayetsizlere hak ettikleri cevabı vermek, onlara meydanın boş olmadığını göstermek hem de yasama sürecinin kesintisiz çalışmasını sağlamaktır. Her yerde olduğu gibi Mecliste de saflar netleşmiştir. Bir yanda AK Parti ve onunla ülkenin, milletin, devletin bekası konusunda birlikte yol yürüyen MHP ile yerli, milli duruş sahibi kesimler vardır. Diğer yanda ise ana muhalefet partisi ve artık onunla aynı yolda yürüdüğü gün gibi aşikar hale gelen bölücü örgütün güdümündeki parti ile benzeri yapılar vardır. Milletimiz bu net fotoğraflar arasında bir tercih yapacaktır” diye konuştu.
Türkiye’de yerli ve milli siyasetin karşılığının yüzde 100 olduğuna inandığını dile getiren Erdoğan, “Aldığımız oy ile bu oran arasındaki fark bizim ulaşıp kendimizi, davamızı, hizmetlerimizi, hedeflerimizi, vizyonumuzu anlatamadığımız kesimlerden oluşuyor. Oy alamadığımız seçmenleri, gönüllerine giremediğimiz, belki de bunun için henüz kendilerine ulaşamadığımız vatandaşlarımız olarak görüyoruz. 31 Mart seçimleri sürecinde geçmişte kimin hangi partiye oy verdiğine bakmaksızın milletimizin her bir ferdine ulaşıp, kendimizi ifade etmeliyiz. Bunun için hizmet siyaseti diyoruz, gönül belediyeciliği diyoruz” şeklinde konuştu.
Şu ana kadar açıklanmayan 6 il belediyesi olduğunu, Cuma gününden itibaren Trabzon, Kocaeli ve Sakarya’ya giderek adayları açıklayacağını belirten Erdoğan, diğer adayların ise Genel Merkezden görevlendirilen yetkililerce açıklanacağını söyledi.
“ARAMIZDA BU BAĞLARI KİMSE ZAYIFLATMA YOLUNA GİTMESİN”
Cumhur İttifakı çatısı altında MHP ile belediye başkanlığı seçimlerinde yapılacak işbirliğinin hayırlı neticelere vesile olmasını temenni eden Erdoğan, “Böylece siyasi tarihimizde ilk defa bir mahalli seçimde öyle gizli kapaklı değil, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla değil, her şeyin milletimizle paylaşıldığı şeffaf bir ittifak yapılmış oluyor. Burada bir şeyi çok açık ve net söyleyeceğim, teşkilatımın tüm mensuplarına sesleniyorum, yapmış olduğumuz bu ittifak konusunda tüm teşkilat mensuplarımızın partimizin MKYK’nın, MYK’nın aldığı kararlara ve yaptığımız istişareler neticesinde verdiğimiz kararlara saygı duyulmasını rica ediyorum. Sizler belki işin bir yanından olaylara bakabilirsiniz, bizler ise olayları enine boyuna istişaresini yapıyor ve kararımızı da ona göre veriyoruz. Bizler bu yürüyüş esnasında özellikle kaybetmeyi değil, Cumhur İttifakı olarak kazanmaya karar vermiş bir davayız, bir hareketiz. Aramızda bu bağları kimse zayıflatma yoluna gitmesin, kimse de kalkıp ‘ben’ diye hareket etmesin. Burada ben yok, burada biz var, herkes buna uysun. Aday tanıtım toplantılarımızda ittifakta destekleyeceğimiz MHP adaylarına da kendi adaylarımızla birlikte sahnede yer veriyor, onları da milletimize ilan ediyoruz. Cumhur İttifakı 31 Mart akşamı zaferle inşallah bu yoldan çıkacaktır. Ben buna inanıyorum. Karşımızda malum, Sayın Bahçeli’nin ifadesi ile ‘zillet ittifakı’, benim ifademle ‘illet ittifakı’ var. Bunlara karşı zaferimizi ilan edeceğiz ve vatanseverliğin, milliyetperverliğin ne olduğunu yerelde de göstereceğiz. İktidarı ile yereli ile omuz omuza el ele bir yürüyüş ve ülkemizin değişiminde de bu sürecin çok hayırlı olacağına inanıyorum. Bugün Türk siyasetinin en önemli sorunu ana muhalefettir. Daha doğrusu sorun, ana muhalefetin iktidara talip bir siyasi organizasyon gibi değil de marjinal bir örgüt gibi davranıyor olmasıdır. Bu partinin teşkilatları içinde, özellikle de seçmenleri arasında elbette ülkesinin ve milletinin menfaatini düşünen pek çok kişi vardır. Yerli ve milli duruş sahibi CHP’lileri tenzih ederek söylüyorum ki, bugün CHP yönetimi maalesef cumhuriyetçilikle de, halkçılıkla da, demokrasiyle de, tarihimizle de, kültürümüzle de uzaktan yakından ilgisi olmayan bir zihniyetin eline geçmiştir” şeklinde konuştu.
Erdoğan, Meclis'te partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
"31 Mart seçimleri öncesinde TBMM'yi yine yoğun bir gündem bekliyor. Kanunların çıkarılması konusunda sizlere çok önemli görevler düşüyor. Meclisimizin itibarı da yaptığı işlere bağlı. Milletimizin beklentilerine cevap verecek bir Meclis, milli iradenin temsilciliği unvanını hakkedebilir.
Her yerde olduğu gibi Meclis'te de saflar netleşmiştir. Ana muhalefet partisi ve onunla aynı yol yürüyen bölücü örgütün güdümündeki parti ve benzeri yapılar vardır. Biz ülkemizde yerli, milli siyasetin karşılığının yüzde 100 olduğuna inanıyoruz. Oy alamadığımız seçmenleri, kendilerine ulaşamadığımız vatandaşlarımız için 31 Mart sürecinde, kimin hangi partiye oy verdiğine bakmaksızın, kendimizi ifade etmeliyiz. Şu ana kadar açıklamadığımız sadece 6 adayımız kaldı. Büyükşehirlerin bir kısmını bizzat biz açıklayacağız. Bugün MKYK'da arkadaşlarımıza görev dağılımlarını anlatacağız, yarından itibaren arkadaşlarımız da illerinde bu çalışmaları yürütecek ve adaylarımızın tanıtımını yapacak.
"KİMSE BU BAĞLARI ZAYIFLATMASIN"
Cumhur İttifakı çatısı altında yapacağımız işbirliğinin hayırlı neticeler almasını temenni ediyorum. Tarihimizde ilk defa gizli kapaklı değil, şeffaf bir ittifak yapılmış oluyor. Yapmış olduğumuz bu ittifak konusunda her şeyden önce tüm teşkilat mensuplarımızın MKYK'mızın, MYK'nın aldığı kararlara ve istişareler neticesinde verdiğimiz kararlara saygı duyulmasını rica ediyorum. Herhalde bizler bu yürüyüş esnasında kaybetmeyi değil, kazanmaya karar vermiş bir davayız. Aramızdaki bu bağları kimse zayıflatma yoluna gitmesin. Burada ben yok, biz var. Aday tanıtım toplantılarında destekleyeceğimiz MHP adaylarına da kendi adaylarımızla birlikte sahnede yer veriyoruz.
"CHP MARJİNAL ÖRGÜT GİBİ DAVRANIYOR"
Cumhur İttifakı 31 Mart akşamı inşallah zaferle bu yoldan çıkacaktır. İllet ittifakına karşı zaferimizi ilan edeceğiz. İktidarıyla yereliyle omuz omuza bir yürüyüş... Bugün Türk siyasetinin en önemli sorunu ana muhalefettir. Daha doğrusu iktidara talip bir siyasi organizasyon gibi değil de marjinal bir örgüt gibi davranıyor olmasıdır. Yerli ve milli duruş sahibi CHP'lileri tenzih ediyorum, CHP'lilerin tarihimizle, kültürümüzle ilgisi olmayan bir zihniyetin eline geçmiştir. CHP adına konuşan, ahkam kesen bir takım isimlere baktığımızda kimi zaman öfkeleniyor, üzülüyoruz.
Sıkıntının ana kaynağı bu partinin başındaki zattır. Bu zat, sorsanız demokratlığı kimseye bırakmaz. Ama kendisi genel başkanlık koltuğunda 9 yılda 9 seçim kaybetmesine rağmen yerinden kımıldamaz. Koltuğunu riske atmamak için Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmaya da cesaret edemedi. Bu süreçte dikkatimizi çeken başka husus da CHP'nin başındaki zatın ve diğerlerinin Bizans aşkı oldu. Öve öve bitiremediği Gezi olaylarında, duvarlara zulüm 1453'te başladı sloganı yazılmıştı. Geçtiğimiz hafta CHP'li Edirne Belediye Başkanı'nın astığı afişler konuşuldu. Bizans ismiyle hazırlanan afişler CHP'nin Bizans tezahüründen başka bir şey değildir. Bunların İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayının yaptırdığı heykel de aynı hastalıklı zihnin eseridir. Biz yurtta sulhu sloganla değil, demokrasimizi ve ekonomimizi güçlendirerek sağlayabileceğimizi biliyoruz.
"MİLYONLARCA İNSAN SANDALLA KARŞIYA GEÇECEKTİ"
Uzunca bir süredir Türkiye'de ülkenin hayrına yapılan hangi iş varsa CHP hepsinin karşısında yer almıştır. Tüm hizmetleri engellemek için var gücüyle çalışmıştır. Demiryolu hamlesini Gazi'nin ölümüyle durduran yine CHP olmuştur. Boğaz'daki 3 köprünün inşasına, Marmaray ve Avrasya Tüneli'ne yine bunlar en büyük muhalefeti yaptı. CHP kafasına kalsak onlarca milyon insan sandalla karşıdan karşıya geçecekti.
"BU FAŞİST CHP ZİHNİYETİNE AİT"
Bu ülkenin meşrebi ve duruşu belli olan Cumhurbaşkanını bira içmeye, Mozart dinlemeye zorlamak faşistliğin dik alasıdır. En son 2-3 gün önce bir konserden çıkan başı açık başörtülü kızlarımıza bu şekilde sataşıp, Suudi Arabistan'a gidin, burada ne işiniz var diyenleri düşünün. Adı da sanatçıymış. Dert başka... Ne derseniz deyin, bu ülkede insanların yaşam biçimiyle uğraşan CHP zihniyetidir. AK Parti tam aksine yaşam çeşitlerini garanti altına alan bir zihniyettir. Bu milleti bidon kafalı, makarnacı, kömürcü diyerek aşağılayanların faşistliği lime lime üzerlerinden dökülmektedir. Türkiye sadece bu faşistler insanları içki içenler içmeyenler, sakallılar sakalsızlar diye ayırır. Yaşam tarzı dayatması sadece bu faşist CHP zihniyetine aittir. Asırlardır, farklılığı içinde yaşatan Anadolu insanı bu durumu zenginlik kaynağı olarak görür. Bu CHP zihniyeti hak ettiği dersi bir kez daha alacaktır.
ERDOĞAN MÜJDELERİ SIRALADI
Her yeni gösterge, gelişme finansal saldırıların etkisinin ortadan kalkmaya başladığını gösteriyor. Bir taraftan tüm göstergelerde pozitif gelişmeler sağlanırken, her güzel gelişmeyi müjde olarak yansıtacağız. Bir dizi müjdeyi daha paylaşmak istiyorum.
Düzenli sosyal yardım alan ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın aylık 150 kw/saat elektrik tüketimini devlet olarak biz üstleniyoruz. Bu kapsamda 2,5 milyon üzeri hanede 80 liralık elektrik faturasını devlet karşılayacak.
Kredi kartı borcunu ödemekte zorlanan vatandaşlarımıza, Ziraat Bankası aracılığıyla, kredi kartı borçları tek bir çatı altında toplanacak. Hangi banka olursa olsun, Buradan alınan krediyle borçlar kapanacak. Aylık gelirine uygun şekilde bu borcunu ödeyecek.
Halkbank, esnaf ve sanatkarların işletme giderlerini karşılamak üzere 22 milyar liralık kredi kullandıracak. Bütün kurlara ilgili oyunlara rağmen, dengelenme sürecini yansıtmak için 10 milyarlık tutarını ilk çeyrekte kullandırma kararı aldık. Detayları yarın Halkbank tarafından paylaşılacak.
Sigorta prim teşviki uygulaması kapsamında 500 ve üzerinde çalışanlar için 3 puan desteğini 5 puana çıkarıyoruz. 506 sigortalı çalıştıranlar için de 5 puan uygulamasını aynen devam ettiriyoruz.
"BOLTON ÇOK CİDDİ YANLIŞ YAPMIŞTIR"
Mahalli seçimler ve ana muhalefet sorunumuzla uğraşırken, ekonomik tedbirleri ele alırken, ülkemizin çıkarlarını korumayı ihmal etmedik. Suriye meselesinde kritik bir dönemden geçiyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğü, yeni anayasa ve özgür seçimler konusunda aynı kararlı duruşu sergiliyoruz. 3,5 milyonun üzerinde Suriye sığınmacıyı barındıran ülke olarak en büyük insani yükü biz üstlendik. Terör örgütleriyle gerçek anlamda mücadele eden tek ülke Türkiye'dir. DEAŞ'ı etkisiz hale getirip darmadağın eden Türkiye olmuştur. Kahraman askerlerimiz tarafından söndürülen DEAŞ balonu sonrası Suriye toparlanma sürecine girdi.
Ancak Bolton'un verdiği mesajı yutmamız mümkün değil. Bunlar bu ülkede benim Kürt vatandaşım kimdir, YPG kimdir sanırım bunları tanımıyorlar. PKK-YPG/PYD benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi olamaz. Biz bu terör örgütü mensuplarını ister Kürt vatandaşlarımızın, ister Arapların içinden çıkmış, ister Türklerin içinden çıkmış olsun teröristse hakkından geliriz. Terörist olacak, bunlar Kürt, bunlara dokunmayın... Yok böyle bir şey. Teröre yeni bir tarif mi geliştirdiniz? Teröre yeni bir tarif mi geliştirdiniz? Teröristse gereğini yaparız. Bolton çok ciddi yanlış yapmıştır. Suriye'deki terör koridoru içinde yer alanlar gerekli dersi alacaktır.
"TRUMP'IN KARARLILIĞI REFERANS NOKTAMIZDIR"
Sayın Trump'a Münbiç ve Fırat'ın doğusunda terör örgütleriyle yürüttükleri işbirliğine ilişkin görüşlerimizi ilettik. Türkiye'nin DEAŞ'la mücadele edebileceğini ifade etti. Bizim bu teklifimiz üzerinde Sayın Trump, Suriye'den çekilme görüşünde olduğunu ifade etti. DEAŞ bittiğinde ABD'nin Suriye'deki varlığına gerek kalmayacağını söyleyen Trump'a her türlü desteği verdim. Bunun ardından da ekiplerimize meselenin detaylarını konuşma talimatı verdim.
ABD yönetimleriyle daha önceden de yaşadığımız bir durum yeniden karşımıza çıktı. Biz Trump'la net anlaşmaya varmış olmamıza rağmen, farklı sesler gelmeye başladı. Sayın Trump'ın kararlığı bizim referans noktamız olmaya devam ediyor. Suriye'de halen faaliyet gösteren DEAŞ'a karşı askeri harekat için hazırlıklarımızı tamamladık. YPG/PYD'ye yönelik hazırlıklarımız da tamamlandı. Başka teröristler de olursa onların da hakkından gelmek boynumuzun borcudur.
"CUDİ'YE DE, GABAR'A DA GİRERİZ"
Türkiye'nin Suriye meselesindeki hassasiyetini anlamamış olanlara bu meseleyi tekrar anlatmak bizi yormaz. Terör örgütünün arkasında duranlara da iki çift lafımız var. Türkiye her zaman sözünü tutan bir ülke olmuştur, müttefiklerinden de aynı hassasiyeti beklemektedir. Suriye meselesinde Türkiye'nin inisiyatifi artıkça çarpıtmalar tedavüle sürülmeye başlandı. Kürtler katledilecek diyenler, meselenin ardını biliyor. Biz canlarını ve geleceklerini kurtarmak için Suriye'den gelen hiçbir kişiye ne dinini, kökenini sormadık, sormayız. Şu anda Kobani'den ülkemize gelen 200 bin Kürt kardeşimizi kim barındırıyor? Hangi Kürt öldürüldü, teröristten başka? Cudi'ye de girereiz, Gabar'a da gireriz gereğini yaparız. İnlerine gireriz.
Saddam Irak'ın kuzeyiine yönelik saldırı başlattığında yarım milyon insan hiç tereddüt etmesen sınırlarını açan biz olduk. Her kim ki mazlumu Türk diyerek, Türkmen diyerek yaftalıyorsa o zalimin ortağıdır. Türkiye hiçbir yer masum insanları yok etmeye gitmez. Türkiye sadece yaşatmaya gider. Tek istisnamız teröristlerdir.
"BU İKİ ÖRGÜTÜN ARASINDAKİ KAVGA..."
PKK, PYD'nin DEAŞ'la mücadelesi koca bir yalandan ibarettir. Bu iki örgüt arasındaki kavga çıkar kavgasıdır. DEAŞ gidip, PKK/PYD geldiğinde masum insanlar açısından paçavralar dışında değişen bir şey olmamıştır. Türkiye'nin bu iki örgütü hedef alması izlediği politikadan kaynaklanmaktadır. Suriye halkını ne rejimin katlimaı ne de terör örgütleri zulmü altında bırakmak bize yakışmaz.
Fransa'da sarı yeleklilerin içinde PKK'lılar var. Bu gerçeği görmeleri lazım. Diğerlerinde de aynısı olacak. Bu PKK denen terör örgütü onlardan gücünü alıyor. Bize akıl verenler kendi durumlarını bir test etsinler. Bu sürecin insani yükünü tek başına omuzlayan bir ülke olarak, bizim beka mcüadelemizden vazgeçmemizi beklemesinler.