Eğitim Sendikasının 10. Olağan Genel Kurulu Trabzon Lisesi Kongre salonunda yapıldı. Kongrede oy verme işlemi saat 13:30’da başladı ve saat:16:00’da son buldu.
Kongreye CHP Trabzon Milletvekili Halük Pekşen ,Trabzon Baro Başkanı Sibel Suiçmez, ve delegeler katıldı.Tek liste ile halinde gidilen genel kurulda Engin Nur 263 delegenin oy kullanma hakkının bulunduğu kongrede 136 oy alarak başkan seçildi.
İşte Engin Nur'un listesi;
Engin Nur, Cengiz Aydoğdu, Ulaş Bulut Karabulut, Soner Bayır, Fatma Feyza Alkan Bülbül, Şölen Köseoğlu Henden, Ersin Aydın
YEDEK: Bülent Mumcu, Gerçek Özkan Yatık, Erdoğan Balcık, Havva Yıldırım Durmuş, Cengiz Yılmaz, Fatma Kavraz, Abdulkadir Baş
DİSİPLİN KURULU: Günay Yeşilbaş, Ayten Koç, Cemil Kara,
DENETLEME KURULU: Abdulkadir Arslan, Ali Fuat Şayan, Esengül Kırlak,
ÜST KURUL: Muhammet İkinci, Abdulkadir Arslan, Nurgül Yakupoğlu
YÜRÜTME KURULU: Engin Nur, Ulaş Bulut Karabulut, Şölen Köseoğlu, Cengiz Aydoğdu, Soner Bayır, Barış Ersin Aydın, Fatma Feyyaz Alkan Bülbül şeklinde oluştu.
Anayasa değişikliği konusunda açıklamalarda bulunan Trabzon Baro Başkanı Sibel Suiçmez, "getirilmek istenen Anaysa değişikliği kuvvetler ayrılığına, hukuk devleti ilkesine insan haklarına hesap verebilirlik ilkesine ve bizim aslında anayasaya baktığımızda bu bir ülke için kişilerin hak ve özgürlükleri için neler getirebilir gibi kriterlerine baktığımızda tüm bu ilkelere aykırıdır. Dolayısıyla bunun sadece basit bir anayasa değişikliği değildir. Tüm vatandaşlarım anayasa değişikliğini değerlendirirken, insan olarak bize ne getiriyor. İnsan haklarımıza temel hak ve özgürlüklerimize artı bir değer veriyor mu ? diye değerlendirmesi gerekiyor. Aksi taktirde bunu bir siyasi parti seçimi veya bir kişinin başa geçmesi şeklinde değerlendirmeye tabi tutulması durumunda yanlış sonuçlar çıkacaktır. Türkiye’de herkes bunun çocuklarımız için nasıl bir katkı sağlayacağını görerek ona göre değerlendirme yapacaklarına inanıyorum. O yüzden anayasa değişikliği ile daha fazla bir şey söylemek istiyorum ama temel anayasa hukuku ilkelerine aykırı olduğunu tekrar buradan ifade etmek istiyorum. Değerli emekçiler hukukla eğitim arasında doğru bir orantı vardır. Hukuk devleti ile eğitim arasında da doğru bir orantı vardır. Ne kadar bilimsel çağdaş eğitimden geçmiş bireyler bu ülkede yetişirse onların hukuk devleti istemi o kadar güçlenir. Demokrasi istemleri o kadar güçlenir. Ben insan hakkıma artı değerler katılmasını istiyorum talepleri o kadar güçlenir ve yükselir. O yüzden bugün eğitim bu ülkede bugün yaz boz tahtası haline gelmişse bugün çocukları arasında 2 yaş fark olan ailede veliler hala ne olduğunu anlayamamışsa çünkü o iki yaş arasındaki farkta sistemin aynı gitmesi mümkün değil. Bir yıl başka diğer yıl başka bir şey değişiyor. Dolayısıyla tüm bunlara baktığımızda bilimsel ve laik bir eğitimden geçen nesilden korkmasını anlayabiliyorum. Korkuyorlar korkacaklar. O yüzden bu ülkede bir bakan eğitim seviyesi yükseldikçe oylarımız düşüyor diyebilmiştir. O yüzden ülkemizin bir üniversitesindeki bir rektör ben aydınlardan korkuyorum ülkenin geleceğini cahil insanlara bırakmak gerekir diyebilmiştir. Dolayısıyla bugün eğitim yaz boz tahtası haline getirilmişse bilimsellikten uzaklaştırmaya çalışılıyorsa bunun bazıları açısından bir tercih olduğu çok açık ve ortadadır. Ne kadar çağdaş eğitimden uzak insanlar yetişirse onlar için daha iyidir. Ekmeğine daha iyi yağ sürebilirler. Hukuk devleti özleminde olmayan aslında yurttaşlık bilincinde olmayan bir nesil onların tercihidir. İşte böyle bir Türkiye istemeyen böyle bir yeni nesil yaratılmasını istemeyen sizlersiniz. O yüzden gün bu mücadeleyi en iyi şekilde veren siz değerli eğitimciler ve eğitim emekçileridir. O mücadeleyi bugünde en iyi şekilde verdiğinize inanıyorum.17 Nisan sabahında sonuç ne olursa olsun yine en büyük mücadeleyi verecek kitlenin siz değerli eğitim emekçileri olduğunu da biliyorum. Mücadelenin içerisinden geldiniz bugün mücadele yürütüyorsunuz ama yarın da çok daha büyük mücadelelerin içinde olacaksınız. Bu birikiminiz var size güveniyoruz. Eğitim ne kadar artarsa hukuk devleti olma özelliği de artar. O yüzden hukukçular ve eğitim emekçileri olarak sizlerle dayanışma içinde olmamız gerekir. Bu dayanışmayı dün yürüttüğümüz gibi bugünde yarında yürütmek zorundayız. Ben bu dayanışmayı en iyi şekilde yürüteceğimize inanıyorum ve 6 yıllık yönetim sürecinde sevgili Muhammet İkinci hocamız Trabzon’un her yerinde olan her zaman insan hakları konusunda Trabzon’un öncülerinden olan bir kişi olarak ben kendilerini saygıyla yönetim kurulu ile birlikte selamlarken yeni göreve gelecek arkadaşlarında başta Engin hocamız olmak üzere bu görevi en iyi şekilde yürüteceğine inanıyorum ve genel kurulunuzu saygı ile selamlıyorum" dedi.