Haber61/Haber Servisi
Röportaj; Levent Ustabaşı
Trabzonlu iş insanı Erol Tuna, turizm ve Trabzonspor konularında sorularımızı yanıtladı. Bir çok soruya cevap verirken turizmde önerilerini de sundu.
Öne çıkan sözleri şu şekilde oldu;
TRABZON’UN BÜYÜK TURİZM ÇEŞİDİ VAR
Trabzon’da turizm gelecek vaat ediyor. Trabzon’un elinde turizmle alakalı baya bir malzeme var. Hem iç hem de dış turizmi tekleyecek olan baya bir ürün çeşidi var. Önemli olan bu ürün çeşitlerini oraya çıkarabilmek ve pazarlayabilmek.
ORTA DOĞU’YA TRABZON’UN DOĞASI PAZARLANDI
Bunlardan bir tanesi Trabzon’u doğasıydı. Doğası Orta Doğu’ya pazarlandı. Sebep olanlara teşekkür ediyoruz. Trabzon eski valimiz merhum Recep Beyi rahmetle anıyoruz. Çok teşekkür ediyoruz. Orta Doğu turizminin Trabzon’a akıtılmasında büyük uğraşlar verdi.
SEÇKİN ŞEHİRLERDEN BİRİ OLMALIDIR
Tabi bu gelişmelerle Trabzon’da turizmle alakalı sorunlar da olmaya başladı. Bu sorunları profesyonel ekibimizle gözlemliyoruz. Sizin aracılığınızla da bunları yetkililere iletip, gerekli önlemlerin alınmasını ve Trabzon’un turizmde Türkiye’de seçkin şehirlerden biri olmasını istiyoruz. Moda tabirle önemi bir destinasyon olması gerekir Trabzon’un…
TRABZON’A GELDİKLERİNİ ANLAMALILAR
Bunun için bizim önerilerimiz bir defa turizmin olmazsa olmazı gelen misafirlerin iyi yolculuk yapmasını sağlayacak uçak seferlerinin gayet rahat sorunsuz bir şekilde şehrimize inmelerini sağlamaktır. Şehre ilk inişte bir şehre geldiklerini yansımasını onlara göstermek!
Hava alanından çıkarken terminalde çok güzel bir ortamda karşılanıp, şehre öyle giriş yapmalarını sağlamız lazım.
ŞU ANDA KARŞILAMADA KÖTÜYÜZ
Bir gözünüzün önüne getirin. Trabzon Havalimanı’nda indiniz, giden yolcudan çıktınız, hiçbir ayrıcalık yok! Çok kötü bir ortam yani.. Peyzajı yapılması gerekir. Bir önerimiz daha otoparkların olduğu yere information’ların kurulması lazım. Gelen yerli ve yabancı turistlerin danışacağı noktalar olması gerekir.
MENÜLER VİTRİNDE OLMASI ŞARTI GETİRİLMELİ
Trabzon hakkında asılsız iddialar var. Bunları önlememiz lazım. Yüksek fiyatta mal satılıyormuş, yemek veriliyormuş. Bunlar inanın çoğu uydurmadır. Asparagastır. Böyle şeylerin olduğuna inanmıyorum. Ayrıca bunun da önüne geçmemiz lazım. Belediyeler bütün kafe ve restoranların önüne menü tabelasını bulundurma şartı getirmesi lazım.
Yabancı dildede olur. Ama önemli olan orada fiyatların şeffaf bir şekilde gelen turist orada o fiyat listesini görmesi gerekir.
BUNLAR UYDUR GAYDIR ŞEYLER
İşte duyuyoruz Uzungöl’de çayı 20 liraya satıyorlar. Yok yemeği 100 liraya satıyorlar. Arkadaşlar turizmin gerçek bir yüzü var. Orda bir turizm yatırım yapılmış, öyle bir ortamında turistik değeri var. Yatırımlar öyle ucuz paralarla olmuyor! Madem öyle inersin aşağıya Çaykara’ya çayı 1 liraya içersin! Hemen 10 km aşağıda. Yemeği 10 liraya ye.. Bu uydur gaydır şeyler. Turizm işi Avrupa’da da aynı. Turizm destinasyonlarının olduğu yerlerde ücretler yüksektir, diğer yerlerde daha düşüktür. Turizmin doğasında var bu. Ha şunu yapmamız lazım eğer o yemeği ben 100 liraya yiyorsam onu ben dışarda girmeden görmem lazım. Uygun gelirse içeri girilir değilse başka yere bakılır. Bunlar turizmimizi baltalamak için üretilen şeyler.
RAMAZAN’DAN SONRA TRAFİK SORUN OLACAK
Zabıtalar gıda ve fiyat denetimleri yapması gerekir. Bunun haricinde ulaşım sorunu başladı. Trafik mühendisleri tarafından çözümler bulunması gerekir. Çünkü bakıyorum, Ramazan arefesinde sıkışmalar oluyor. Ramazan’dan sonra yoğunlaşacak olan turizm sezonunda trafik büyük sıkıntılar yaşatabilir. Emniyetle birlikte Trabzon belediyesi yapacak bunu.. Trafiği farklı yerlere kaydıracaklar. Bunlar mevcut almamız gereken önlemler. Bir çok yere trafik tabelası koymamız lazım.
HAVA KİRLİLİĞİNİ ÖNLEMEMİZ LAZIM
Biz bir turizmle alakalı önerler hazırladık. Bunu dosyaladık. Her kuruma bu dosyayı sunuyor. Burada açıklayacağım. Mesela şehirde halen daha kömür kokusu oluyor. Bu kömür kokusu olmamalı. Trabzon turizm şehriyle hava kirliliğini çözmesi gerekir. Bunun önlenmesi lazım. Bunları ortadan kaldırmamız lazım. İlgili belediyeler çare olacak.
Biz dosyamızda iş adamları turizmde üzerine düşen bütün görevleri yerine getirmiştir. Ne yaptı iş adamları, dediki devletimiz, ‘siz turizm alanları yapın, tesisler, konaklama tesisleri yapın biz sizi destekleyip teşvik vereceğiz.’
Ve Trabzon girişimcisi, iş adamı üzerine düşeni yüzde yüz yaptı. Bu yapılan tesislerin şimdi sürdürülebilir hale getirilmesidir.
Bunu ne yapacağız sürdürebilir hale getirmek için gelen misafirlerin buraya gelmesini sağlayacak aktiviteler yapmamız lazım.
TRABZON’UN BALIK FESTİVALİNE İHTİYACI VAR
Bizim önerilerimiz bir, balık festivali öneriyoruz. Nedir bu balık festivali yılın 10. Ve 11. Aylarında, yüksek sezon sonrasına denk düşüyor, gerçekten dünyanın en lezzetli balıkları bu denizimizde oluyor. EN lezzetli pişirme ve yeme anlamında bizim mutfağımız var. Bunu pazarlamamız lazım. Bunu pazarlayalım derken sadece gurme anlamında demiyoruz. Endüstiriyer, akademik ve gurme diyoruz. Üçe ayrılıyoruz. Endüstiyer anlamda bu balıklar nasıl işlenecek, hangi ilaçlarda kullanılacak, nasıl ihracat edilecek? Akademik anlamda üniversitelerimiz var. İlgili bölümler yoksa ilave edilebilir. Balık nesillerinin korunması, yen nesiller üretilmesi, balık çiftleri gibi.. Hatta bizim otelimizin konsepti buna dayalı. Bizim her katımızda bir balık heykeli bulursunuz. Orada nesli tükenmekte olan balık çeşitlerimizde sergilenmektedir.
TURİSTE KISITLAMA YAPMAK ÇAĞDIŞI OLUR
Bizim projelerimiz tamamı şehrimize ülkemize gelir elde etmek. Buradan sizin aracılığınız sayın başkanımıza (Murat Zorluoğlu) sesleniyorum şehrimizin konser salonlarına ihtiyacı var.
Ben özgür bir ülkede yaşıyorum. Özgür bir ülkede yasalara uyan herşeyi geçerli olduğu bir kent istiyoruz Trabzon’umuzda.. İçkili alanların dahi oluşturulması lazım. Benim balık festivali konusunda iddia ediyorum Japonya’dan Almanya’dan çiftlerin buraya balık ve şarap için geleceğine inanıyorum ben. Siz adama vermezseniz yani niye gelsinki buraya adam.
Ben inancım gereği içki içmiyorum. Ama beni illa içki içeceksin diye zorlayamazsın ki.. Onun gibi bişey yani. Biz onları kısıtlayamazki.. Bu çağdışı bir düşünce olur. Benim dikkat çektiğimiz festivallerden takı ve mücevherat festivali var. Mesela Akyazı’da Trabzonspor stadyumu hemen altında epey bir alan var. Otoparkı müsait. O alanlarda mücevherat alanları oluşturulabilir.
Trabzon’un kendine has ürüleri var. Mesela Sürmene’de bıçak sanayi var. Çok çeşidimiz var. Önemli olan bunları bir üst kurul oluşturup pazarlamalıyız. Bu üst kurul danışman şirketlerine işi verir, o danışmanlar çeşitlerimizi kırpar, en iyi pazarlanan ürünlerimizi önerir pazarlarız.
SIRA DIŞI İNSANLARI KORUMALIYIZ
Konser salonları, kongre salonları yapmamız lazım. Bir sanatçı burada canlı performansını yapabilmesi lazım. Tiyatro alanlarımız çok kısıtlı. Bir toplumda sanat olmaz ise kültür olmaz. Sanat ve kültürün olmadığı bir yerde ekonomi olmaz. Ekonomi çökmeye mahkumdur. Ekonomi sanatı ve sanatçıyı desteklemelidir. Bu bir birinden ayrılmaz. Uygarlık çağdaşlık diyorsak, bunları yapmalıyız. Sıra dışı insanları korumalı sanatçıyı desteklemeliyiz. Ondan sonra da toplum olarak ülke olarak meyvelerini yemeliyiz. Mesela bizim çok resim sanatçımız var. Bunların hepsi dünyada isimleri geçen sanatçılar. Bunları daha da geliştirmek şehrimizin üst yönetimlerine bağlıdır.
Trabzon’umuzu hak ettiği yere getirmemiz lazım. Trabzonlu girişimci üzerine düşeni yapmıştır. Eğer bunun altı doldurulmazsa Trabzon’da çöp oteller olur.
Hiç bir şey olmaz! Ve Allah muhafaza.. Yazık milli servet hepsi bizim paramız! Ülkemizin kaynakları kullanılmış..
Trabzonspor markası adı altında Orta Doğu ile ilişkiler sıkılaştırarak bölgemizde dizi filmler çekilmesini öneriyorum.
YURT DIŞINDAN DÜĞÜN GETİEEBİLİRMİYİZ DİYE DÜŞÜNÜYORUZ
Sümela açılırsa buraya Ortodoks ülkelerden ayin için kilise nikahı kıyılması için düğünler getirebilir miyiz, Japonya’dan Uzakdoğu’dan düğün getirebilir miyiz diye biz otel olarak çalışıyoruz. Ama bizim otel olarak kısıtlı kalıyoruz. Şehrin buna katılması lazım. Yunanistan, Hindistan, Çin, Lübnan, Endonezyo’ya çalışıyoruz. Gelir bizim otele böyle misafirlerimiz.
Avrupa Birliğine girmek istiyorsak biz bunları yapmalıyız. AB’de sınır yokki!
Kış turizmiyle alakalı kayak mayak işleri deniyor ya, bunların hepsi palavra! Bunlar Trabzon’da olmaz! İşte Erzurum! Dünyanın en güzel kayak alanlarına sahip. Ben kayakçıyım aynı zamanda. Hiçbir ülkede yokturki havalimanından in 10 dakikada kayak merkezine git. Sarıkamış’a git tesisler boş. Hele biz şu elimizdekileri yapalım. Bakalım ki kış turizmine buna ihtiyaç var mı? Biz Ocak, Şubat, Mart ayında kongreleri buraya getirelim, festivalleri buraya getirelim, yerleştirelim. Bak ki buna ihtiyacımız oluyor mu? Bak Uludağ’da pistler bomboş.. Hemde ekonominin ortasında olan bir yer.. Marmara’nın ortasında.. Her tarafa yakın. Pistler boş. Onlara ihtiyacımız yok.
Biz ne yapacağımız biliyor musunuz? Biz bu şehirde planladığımız turizm ve üretim sanayisini geliştirip, zengin Trabzonlular olarak yurt içinde ve yurt dışında kayağa gideceğiz. Burada kazanacağız ve orada harcayacağız. Çakırgölmüş, Uzungölmüş hikaye bunlar. Uzungöl’ün şu halinden faydalan. Kayak işinin yatırımına değmez. Örnekler ortada görüyoruz.
TRABZON YERLİ KAYNAKLARA DÖNDÜ
Trabzonspor yönetici olduğum dönemlerde, dediki;
Bizim kaynağımız yereldir. Yerli kaynaklardan faydalanacağız. Bizim amatörlüğümüz profesyonelleştireceğiz. O dönemlerde şampiyonluğa oynadık. Bu tuttu. Harika sonuçlar aldık. 2 Türkiye kupası aldık. Oyuncularımız hiçbiri milli değildi. Belki 2 taneydi ama sonra 9 tane milli oyuncu verdik. Bunları görmeye Allah bize nasip etti. Geldiğimiz noktada şu andaki yönetim bizim o dönem yaptığımızı mecburen yerli kaynaklara döndü. Bu yönetimin hatası yok tabi. Toparlamaya çalışıyor. Ama yönetim doğru yolda.