Feyzioğlu Haber61'e konuştu

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu Haber61 TV canlı yayınına konuk oldu

Bir etkinliğe katılmak üzere Trabzon’a gelen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu Haber61 TV’nin konuğu oldu.  Başkan Feyzioğlu, Haber61 TV canlı yayınında Tuncay Lakot'un sorularını yanıtladı.

AÇIKLAMALARIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
 

İşte Feyzioğlu'nun açıklamaları;

HOLLANDA VE ALMANYA'NIN UYGULADIĞI YASAK

Dış basını yakından takip ediyorum. Enteresan bir olay var. Biz bunu tavşan kaç tazı tut diye niteleyebiliriz. Avrupa’da en iyi kullanılan malzeme Türk düşmanlığı ve İslam düşmanlığı. Bunları yapacak hiçbir fırsatı kaçırmazlar. Hollanda ve Almanya’yı kınıyorum. İki sebepten dolayı. Demoktratik bir hakkın çifte standartı olmaz. Kendilerine yapmadıkları bir kısıtlamayı Türkiye’den gelenlere yapamazlar. Aslında işe de yarıyor yaptıkları. Biz ithal samandan sonra ithal mağduriyeti de gördük. Hükümetin yaptığı da bu. Türkiye’de onlara bişe yapan yok. İçerde ben mağdurum diyebilecekleri hiçbirşey kalmadı. Siyasette mağdurum diyerek önemli şeyler yaptıklarını görebilirsiniz. Burada da Almanya ve Hollanda’yla güzel bir paslaşma var. Siyaseti takip edenler paslaşmanın konuşulmadan yapılabildiğini de görürler. Ben pasları sıralayayım. Önce Tükriye’den bakanların geleceğine dair ve rahatsızlık yaratacağına dair haberler çıkar. Sonra "eyy Avrupa" diye söylemler çıkar. Burada Almanya ve Hollanda pası alır. Sonra onlar burası "Türkiye mi git kendi ülkende yap gelemezsin" der. Sonra Almanya gibi sığ sağ politikalar gerginliği üst düzeye çıkar. Türkiye bu sefer "gelirim bak" der.  Sonra Türkiye’de istediğini içeriye atan, dosyaları gizli halde olduğu halde tutuklama yapan bir iktidar Almanya ve Hollanda gibi ülkelerce mağdur edilmiş olur. Yani burada kazan kazan durumu var.

Hollanda’nın da Almanya’nın da yaptığı çirkin. Kendi düzenlerine aykırı olmayan bir toplantıyı daha önce defalarca kez yapılmış şeyleri ne hikmetse Türk Bakanlara yapması kabul edilemez. İki ülkeye de hiç yakıştıramıyorum. Türkiye’de mağduriyet yaratmaktadırlar. Bu çifte standartı kimse açıklayamaz. Saygısızlık yapmışlardır.

Referandum konusu

Biz teklif somutlaştığı anda kendi aramızda çalıştık. Akademisyenleri çağırdık, tamamen objektif olarak. Gerçek anlamda başkanlık sistemini oluşturursunuz bunu şuankiyle mukayese edersiniz. Şuanda ortada başkanlık sistemine dair mukayese edecek bir şey yok. Mesele burda başkanlık sistemi gelmiyor, denetimsiz tek adam sistemi geliyor. İyi bir otomobil isteyen çabuk hızlanabilen bir otomıobil isteyen iyi de bir fren ister. Eğer yoksa paramparça olursunuz. Bu sistemde fren yok. Mecliste vekil sayısı ister 600 ister 1600 olsun onlar emir kulu olsunlar istiyor. Onlara 15 bin lira maaşı talimatla el kaldırıp indirmeleri için veriyorlar. Meclisin başkanı denetlemesi lazım. Ama genel seçimle başkan seçimini aynı gün yapacaksınız. Başkanın belirlediği kişiler vekil olacak o da başkan olacak. O milletvekili gelip başkanı denetleyecek.  Nasıl olacak.  Sistem denetleme üzerine değil denetlememe üzerine. Meclis güçlendirilmiyor tam aksine güçsüzleşiyor. Bakan artık bürokrat olacak, siyasetçi değil. Senden gelip oy istememiş, kasaba köy gezmemiş. Sen vekiline gideceksin, o seni bakana yönlendirse onun yapacağı hiçbir şey yok o sadece memur.

Konunun başkanlık sistemiyle zerre kadar ilgisi yok. ABD’de durum şöyle oluşuyor. Orada başkanın mecliste söz hakkı sıfır. Onlar çok hızlı bir sistem kuralım ama iyi de bir fren sistemi kuralım demişler.

Milletvekillerinin önüne tek tek geldi bu maddeler o şekilde oylandı. Milletin kendisine ise paket geldi.  Mesela ben askeri mahkemelerin kaldırılmasına taraftarım.  Milletvekillerinin sayısının arttırılmasına da sakınca görmüyorum. Ama bu yöntemle seçilmelerini 50 kişiye fazladan maaş olarak görüyorum. Genel başkanın atadığı isimler değil vekiller ön seçimle gelsin. Millet gerçekten kendi vekilini seçsin. Partili başkana bizim itirazımız yok. Ama genel başkan olamaz. Buna dikkat edilmeliydi. Çünkü kendisini denetleyecek olan vekillerin kimler olacağını kendisi belirlememeli. Buna Türk tipi deniyor ancak bu bir çorba, karma. Türk milleti kobay mı ki ilk olacak bir şey burada denenecek. Dünyada başarısız olursak, üniversitelerde bakın bu yapılmaması gereken diye okutulacak.  13 kişilik 6sını başkan kendi sıfatıyla atayacak. Kalanından 7sini de partş başkanı olarak çoğunluk onda olduğu için yine kendisi atayacak.  HSYK’yı başkan belirlemiş olacak.

Ülkede çıkacak olan tüm kanunların değerlendirilmesi ve bu konuda uyarıların yapılması konusunda kanunda madde bulunuyor. Burada bilgi ve hakkı savunuyorsunuz. Siyasete bir şey kabul ettirmeniz için avukata değil iş takipçisine ihtiyaç var.
Vatan söz konusuysa herşey bir kenara bırakılmalı. Biz bir siyasi partiyle gezmiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız devletin kendisine tahsis ettiği uçakla propagandaya gidiyor. Milletin tamamı evet diyecek gibi sahneye çıkıyor. Normalde cumhurbşkanı herkesi temsil ediyor. Nasıl oluyor da evet propagandası yapıyor. Bu anayasa geçerse avukatlık biter düşüncesiyle yollardayım. Ben bizi temsil eden cumhurbaşkanının kürsüye çıktığında evet diyenler de var hayır diyenlerde var diye konuşmasını bekliyorum. Ancak o milletin yarısından fazlasına hayır diyenlere terörist muamelesi yapıyor. Siyaset yapma yasağı olan cumhurbaşkanı bir siyasi partiyle ünlük siyaset yapıyor.

Bebek katilinin 2013’te yazdığı mektup. Ben ismini zikretmiyorum. Diyarbakır’da bu mektup okundu.   Barış istiyoruz barış dendi. O bebek katili dedi ki sorunun çözümü sınırların yeniden çizilmesidir.  Bunu orada okudular. Biz bu konuda uyardık kandırılıyorsunuz dedik.  Yazımda, mektuptan barış değil savaş çıkar yazdım. Ne oldu sonra kandırıldık affedin dediler. Aradan geçen 3 yılda şehirlerimizin altlarına bomba döşediler. Devlet devlet olmaktan bu kadar mı uzaklaştı.
Bu anayasa değişikliğinin 123 ve 124. Maddelerinde öyle bir yetki veriliyorki; Tek başına istediği  kamu tüzel kişilik kurabilir. Bunun adına eyalet sistemi olmayan eyaletleştirmedir.

İmralı notları diye bir kitap çıkmış. Bu kitabın 22. Sayfasında şunu söylüyor. Eyaleti zaten getireceğiz. Çekinceleri gidereilim eyalet zaten gelir diyor. Başkanlık sistemini düşünelim yazıyor. Bu Almanya’da basılan o caninin tutanakları.

Benim hiçbir siyasi partimle alakam yok. Tehdit ediliyoruz, baskı uygulanıyor, her türlü yıldırma var. Bizim niye yollara düştüğümüzün bir tane açıklaması var. Bu anayasa 2008 yılından beri üstüste konulan kukla işinin çatısıdır. Bu çatı kapanmasın.   
 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Trabzon Haber Haberleri