Türk-İş Trabzon İl Temsilcisi ve Yol-İş Sendikası Trabzon 1 nolu Şube Başkanı Gökhan Gedikli 1 Mayıs etkinliğinde toplanan kalabalığa hitaben bir konuşma yaptı. Gedikli konuşmasında "1 Mayıs Kutlamalarına katılmak üzere Elbistan'dan Şanlıurfa'ya giden işçileri taşıyan otobüs kaza yaptı ve ilk belirlemelere göre 5 işçi arkadaşımız, kardeşimiz vefat etti. 14 işçi arkadaşımız ise yaralı, bu anlamda ölen işçi arkadaşlarımıza Allah'tan rahmet kederli ailelerine, işçi sınıfına ve emek sınıfına başsağlığı diliyorum. Üzücü olay üzerine konuşmalar sonunda yapacağımız eğlenceyi iptal ediyoruz." ifadelerierine yer verdi
Gedikli konuşmasına şöyle devam etti:
Cennet Yurdumun Güzel İnsanları
Değerli Hemşehrilerim
Değerli Emekçi Kardeşlerim,
Ekmek, Barış, Özgürlük, Adalet, Eşitlik, Demokrasi Ve Dayanışma İçin
1 Mayısta Alanlardayız
İşçiler, İşsizler,
Gençler, Emekliler,
Kadınlar,
Öğretmenler, Doktorlar, Mühendisler,
Esnaf Kardeşlerimiz, Çiftçiler,
Emekçiler,
Bugün 1 Mayıs;
Bugün İşçilerin BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA Günüdür!
Alanda Bulunan Tüm Emek Dostları
Bugün İşçilerin BİRLİK Günüdür!
Bugün Emekçilerin MÜCADELE günüdür!
Bugün, çalışanların DAYANIŞMA günüdür!
Bugün 1 Mayıs!!!
Hepinizi sevgi ve saygılarımızla selamlıyorum.
1 Mayıs Bayramımız Kutlu Olsun!
Değerli Emekçi Kardeşlerim Bugün hepimiz 1 Mayıs coşkusunu yüreğimizde hissediyoruz.
Bugün dayanışma içinde yan yana, omuz omuza olmanın bizi nasıl güçlü kıldığını hep birlikte görüyoruz.
Bugün işçilerin uluslararası düzeyde mücadele, dayanışma ve birlikte hareket etme kararlılığı gösterdiği gündür.
Bugün tüm dünyada emekçiler, hak ve özgürlükleri için hep birlikte sesini yükseltiyor. Ülkesi, siyasal görüşü, dini, dili, cinsiyeti, yaşı, mesleği ne olursa olsun, yurdumuzda ve dünyanın dört bir yanında emekçiler meydanlarda birleşip taleplerini seslendiriyor. Dünyada emeğin haklarına yönelik bir saldırı var. Buna top yekün karşı durmalıyız.
Değerli Emekçi Kardeşlerim.
Ekmek, barış, özgürlük ve huzurlu bir Türkiye için bir araya geldik.
Herkese ekmek...
Siyasal ve ekonomik demokrasi yoluyla özgürlük...
Adalet temeline dayalı toplumsal barış...
Temel insan haklarına dayalı, çoğulcu ve özgürlükçü demokratik düzenin tüm kural ve kurumlarıyla ülkede egemen olması için bir araya geldik.
Yine ve yeniden alanlardayız.
Bugün 1 Mayıs 2019
Tüm dünyada emekçiler, daha dün kölelik koşullarında çalışmaya karşı çıkarken, 8 saatlik çalışma uğruna canlarını verirken, bugün, hala birçok ülkede benzeri çalışma koşullarının var olmasını kabul etmiyoruz.
Ülkemizdeki işsizliğe, yoksulluğa, güvencesiz çalışmaya, baskılara karşı çıkıyoruz, Sağlığın, eğitimin, sosyal güvenlik hizmetlerinin paralı hale getirilmesine karşı çıkıyoruz. Sosyal devlet uygulamalarının budanmasına, yalnızca sosyal yardımlarla sınırlı tutulmasına karşı çıkıyoruz.
1 MAYIS’TA YİNE ALANLARDAYIZ
İnsana yakışır iş ve yaşam şartlarını sağlamak için tüm emekçiler dayanışma içinde bir aradayız.
EVET Emek En Yüce Değerdir
Bizler, emeğiyle geçinmeye çalışan milyonlarız. Çocuklarımıza onurlu ve güvenli bir gelecek sağlamak istiyoruz. Şehrimiz, ülkemiz, dilimiz, inancımız, görüşümüz, işyerimiz farklı olsa da bizler emeğin ortak dilini konuşup, onun en yüce değer olduğuna inanıyoruz. Bu anlayışla dünyanın farklı ülkelerinde ve yurdumuzun değişik illerinde kardeşlerimiz, bizler gibi bugün alanları dolduruyor.
Talebimiz çok açık...
İnsanca bir yaşam istiyoruz…
Değerli Emekçi Kardeşlerim
Ortak Mücadelemiz İçin Buradayız.
Haksız işten çıkarma, sendikasızlaştırma, kıdem tazminatına müdahale, özelleştirme, esneklik, kuralsız ve kayıt dışı çalıştırma, vergide adaletsizlik yıllardır mücadele ettiğimiz sorunlar. İnsanı insan yapan değerleri ülkemizde egemen kılmadıkça bu sorunlarımız devam edecektir.
1 Mayıs 2019’daki Gündemimize Baktığımızda…
Zorlu mücadeleler sonunda elde ettiğimiz haklarımız yoğun bir saldırı altında. Yaşama ve çalışma şartlarımız giderek bozuluyor. Ücretlerimiz artan fiyatlar karşısında sürekli eriyor.
Bizler karşılaştığımız sorunlara karşı taleplerimizi seslendirmek ve somut adımlar atılması için buradayız.
Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik haklarımız piyasa şartlarına bırakılıyor. İş kazaları her ay yüzlerce arkadaşımızı yaşamdan koparıyor.
Kamu kurumlarındaki taşeron işçilerinin kadroya alınması önemli bir kazanım olmasına karşın, birçok tartışma ve yeni sorunu da beraberinde getirip mağduriyetlere neden oldu.
Mesela Karayollarında 6 yıldır çalışan işçi arkadaşlarımızın yaptığı iş, rutin yol bakım ve onarım, menfez temizliği, karla buzla mücadele, yol kenarı temizliği, tünel içi temizliği, trafik işaretleme ve bakım onarımı Yani Karayollarının ASIL İŞLERİNİ yapıyoruz. Ne yazıktır ki asıl işi yaptığımız halde kadro alamadık. Kaldı ki bu mağduriyet 2013 yılından itibaren devam etmektedir. Sadece İdare tarafından ihalenin adının değişmesi sonucu kadro alamayacağımızı söylüyorlar. İşin isminin değiştirilmesi çalışan işçinin suçu değildir.
Bizler yapım işi adı altında hizmet alımında çalışıyoruz. Kadrolarımızı istiyor ve talep ediyoruz.
Yine kitlerde, Hastanelerde, Milli eğitimde, İl Özel idarelerinde ve Belediyelerde kadro alamayan arkadaşlarımız vardır.
Bizlere kadro aldınız deniliyor. Buradan sesleniyoruz bizler hala kadrolarımızı alamadık ve mağduruz.
Diğer yandan, işçiler arasında ücret ve çalışma şartları bakımından ayrım sona ermemiştir.
KİT’lerdeki taşeron işçilere, geçici işçilere kadro istiyoruz.
696 sayılı KHK ile kadro geldi ama sorunlarımız hala bitmedi.
Örgütlenme ve toplu pazarlık hakkımızı sınırlayan düzenlemeler devam ediyor.Enflasyonun yüzde 20’ye dayandığı koşullarda kadroya geçirilen işçilere yüzde 4 ücret zammı veriliyor.
Bu mağduriyetlerden en önemlisi, kapsam dışında kalan taşeron işçilerdir.
Özel sektörde de taşeron çalıştırmanın önüne geçilmiyor.İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin en az önemsendiği işyerlerinin başında yine taşeron şirketler geliyor.Taşeron uygulaması güvencesizliği kalıcı hale getiriyor.
İşçi sınıfının örgütlü gücü olarak bugün 1 Mayıs alanlarından haykırıyoruz!
Fetö, Pkk, Pyd, Ypg Terör Örgütüdür. Her Türlü Terörü Buradan Lanetliyoruz.
Kim Ki Gazi Mustfa Kemal Önderliğinde, Şehitlerimizin Kanıyla Bedel Ödenerek Alınan Bu Vatanın Çakıltaşına, Yine Şehitlerimizin Kanıyla Boyanmış Ay Yıldızlı Bayrağımızın Tozuna Dokunmak İsterse, Biz Emekçileri, Her Zaman Olduğu Gibi Karşılarında Bulmuştur. Bulmaya Da Devam Edecektir.
Yakın Tarihte 15 Temmuzda Olduğu Gibi....
Nasıl Devletimiz Yanında Olduysak Terör Örgütlerine Karşı Her Zaman Devletimizin Yanında Olacağız.
Hiç Kimse Ama Hiç Kimse Bu Ülkeyi Bölmeye Çalışmasın.......
Bu Ülke Bizim Çünkü Başka Türkiye Yok....
Çünkü Başka Türkiye Cumhuriyeti Yok...
Dış Güçlere Ve İç Düşmalarımıza Karşı Birlikte Hareket Etmek Zorundayız.
Omuz Omuza Vermek Zorundayız...
Kimsenin Birbirini Ötekileştirmeye Hakkı Yoktur...
Bizim Bizden Başka Dostumuz Yoktur...
Bu Duygu Ve Düşüncelerimizle,
Bütün Şehitlerimize Allahtan Rahmet Kederli Ailelerine Ve Türk Milletine Baş Sağlığı Gazilerimize Ve Yaralılarımıza Emek Sınıfı Olarak Acil Şifalar Diliyor Şükranlarımızı Sunuyoruz.
DEĞERLİ EMEKÇİ KARDEŞLERİM...
1 MAYIS’TA SESİMİZİ TEKRAR YÜKSELTİYOR ve TALEPLERİMİZİ SÖYLÜYORUZ.
Başta kıdem tazminatı olmak üzere,işçi hak ve özgürlüklerinde gerilemeye yol açan, emeklilikte yaşa takılmamıza neden olan her türlü program, adı ne olursa olsun bizler için bir İMF programıdır. Bu programa karşı olmak ve haklarımıza sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur!
Kıdem tazminatımızdan yapılacak hiç bir hak kaybını kabul etmiyoruz.
Buradan tekrar söylüyoruz son kalemiz olan kıdem tazminatımıza dokunmayın...
Kıdem tazminatı alamayan emekçiler için bir çalışma yapın....
Öncelikle ‘iktisaden güçsüz durumda olan geniş halk kesimlerini’ korumak ve kollamak birincil görev olmalıdır. Hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde temel insan hak ve özgürlüklerinin kullanılması sağlanmalıdır.
Kadınlara yönelik erkek egemen söylem ve eylemler son bulmalı, kadınların çalışma yaşamına aktif bir şekilde, uzun vadeli katılımını sağlayacak sosyal politikalar geliştirilmelidir.
Her türlü çocuk emeğinin ortadan kaldırılmasını sağlayacak programlar en hızlı şekilde uygulamaya konulmalıdır.
Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet ve kötü muamele engellenmelidir.
Sendikal örgütlenmede işçilerin hür iradesine herkes saygı göstermelidir.
Sendika seçme özgürlüğüne saygı gösterilmiyor, sendikal ayrımcılık yapılıyor!
Çalışanların “ekmek” sorunu sürdürülen iktisadi ve mali politikaların sonucudur. İktisat politikaları rant sağlama ve rant elde etme yaklaşımından çok, yatırım ve üretime odaklı olmalıdır.
Eşit işe eşit ücret verilmeli, işyerinde ayrımcılık ve taciz ortadan kaldırılmalıdır.
Son dönemlerde bir utanç kaynağı olarak sıkça duyulan çocuk istismarının önüne geçmek, adil ve yaşanabilir güzel bir dünya kurmak, biz emekçilerin asli görevleri arasında yer almaktadır.
Çocuk istismarına karşı suç işleyenler, insanlıktan nasibini almayanlar, en ağır suçla cezalandırılmalıdır.
İş cinayetleri halini alan iş kazalarına köklü bir çözüm bulmak öncelikle işverenlerin ve devletin görevidir. Bu konuda herkes üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
İşçi cinayetleri durmak bilmiyor. Sadece mart ayında 108 arkadaşımız iş cinayetine kurban gitti.Ama insan yaşamının,insan onurunun hiçe sayıldığı çalışma koşulları bizlere sunulmuş bir lütuf gibi kimi çevrelerce hala savunuluyor!
Kayıt dışı çalıştırma, işçilerin yıllarca ortaya koydukları emeğin yok sayılmasına neden olmaktadır. Kamu kurumları öncelikle işverenleri hedefleyen söylem ve politikalar geliştirmelidir.
Başta şuanda güvenliğimizi sağlayan emniyet güçlerimiz olmak üzere bütün memurlarımız için 3600 ek göstergenin verilmesini talep ediyoruz.
İşsizlik adeta patladı! İşsizlikteki artışın önüne geçilemiyor.
İşsizlik, sosyal dışlanmayı kaçınılmaz hale getiriyor ve insan onuruna yaraşır yaşam umudunu söndürüyor.
Özellikle, eğitimli gençlerimizin işsizliği toplumsal bir felakete davetiye çıkarıyor.
İşsizliğe çözüm bulunması için, insanı ve çalışmayı, yatırımı ve üretimi temel alan programlar uygulanması gerekmektedir.
İnsan onuruna yakışır yaşam koşullarına ulaşmanın temellerinden biri, emekçinin ailesi ile birlikte yaşamını insan onuruna yaraşır şekilde sürdürebileceği bir ücrete ulaşmasıdır. Bu nedenle asgari ücret bireye göre değil, aileye göre hesaplanmalıdır.
Değerli Emekçi Kardeşlerim
Vergide adalet istiyoruz.
Vergide “az kazanandan az, çok kazanandan çok” İlkesinin geçerli olmasını talep ediyoruz.
Ülkenin en fazla vergi veren kesimi olan tüm ücretlilerin üzerindeki bu yük azaltılmalı, vergilendirme politikasında adalet sağlanmalıdır.
Bizler 14 Ocak 2019 tarihinde aldığımız maaşı 14 Aralık 2019 tarihinde de almak istiyoruz.
Yerli besicilik ve tarıma gereken destekler sağlanmalıdır.
Yerli üretimde araziye değil, ürüne teşvik verilmeli ve buna göre üreten çiftçi kazanmalı ve üretim artırılmalıdır. Milli tarım ve tohum politikası oluşturulmalıdır.
Toplumsal politikalar engellileri tam anlamıyla kapsayacak bir şekilde tasarlanmalıdır.
Emeklilik şartları yeniden düzenlenmeli, emekli maaşları asgari ücretin altında olmamalıdır.
DEĞERLİ EMEKÇİ KARDEŞLERİM.
duygu ve düşüncelerle başta Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ay yıldızlı bayrağımız ve bu vatan için iç ve dış düşmanlarımıza karşı mücadele verip şehit düşen tüm asker ve polislerimize Allahtan rahmet kederli ailelerine ve Türk milletine baş sağlığı gazilerimize ve yaralılarımıza emek sınıfı olarak acil şifalar diliyor şükranlarımızı sunuyoruz.
İşçiler, Kamu Emekçileri, Esnaflar, Emekliler, İşsizler, Yoksullar, Kadınlar,
Gençler, Öğrenciler
1 MAYIS BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ
TÜM EMEKÇİLERE KUTLU OLSUN
Gökhan GEDİKLİ
Türk-İş Trabzon İl Temsilcisi
Yol-İş 1 Nolu Şube Başkanı