Koray Aydın: “Bıkmadan usanmadan”

Koray Aydın’dan önemli açıklamalar…

Bayındırlık ve İskân Eski Bakanı, 19, 21, 24 ve 25. Dönem MHP Milletvekili Koray Aydın, “davamızın ve partimizin bekası için itirazlarımızı, tespitlerimizi, taleplerimizi ve tekliflerimizi ülkücü edep ve terbiye içinde bıkmadan usanmadan ifade etmeyi sürdüreceğiz” diyerek açıklamalarını şu şekilde sürdürdü;

"Anayasa’da ve Siyasî Partiler Kanunu’nda demokratik hayatın vazgeçilmez bir unsuru olarak nitelendirilen siyasi partiler, siyaset yapmak isteyen ve meşru yollardan seslerini duyurmak isteyen vatandaşların müracaat ettikleri ortak bir çatıdır.

Bu meşru çatı altındaki samimiyet ve tutarlılık, yalnızca ülke meselelerine yönelik tavırlarda değil aynı zamanda parti içi çalışmalarda da sergilenmesi gereken bir tutumdur.

Vatandaşların her parti için test ettikleri samimiyet ve tutarlılıkta ön şartlardan biri de parti içi demokrasidir. Bu sınavdan geçmenin en önemli göstergelerinden biri, parti içi demokrasinin işletilmesi ve korunmasıdır.

Parti içi demokrasinin en önemli anahtarları hür düşünceye önem vermek, hür düşünce sahiplerinin farklı fikirlerine tahammül etmek ve hoşgörülü yaklaşmak, farklı fikirlerin katkısına açık olmak ve uzlaşmaya varmaktır.

Bu anahtarların bir parti içinde sağlıklı bir şekilde kullanılması, iktidara talip olan partilerin devlet idaresinde de aynı anlayışla hareket edeceklerini gösterir. Bu yönüyle parti içi demokrasi, aslında toplumsal birlikteliğin temelini de oluşturmaktadır.
Nitekim Rahmetli Başbuğumuz Alparslan TÜRKEŞ de bu konuya dikkat çekmiş ve “Demokrasiyle hürriyet kavramı arasında çok yakın bir münasebet vardır. Demokrasi, genel anlamda hürriyet demektir. Hürriyet, bir şahsın başkasından emir almadan kendi iradesine göre karar verebilmesi, hareket edebilmesidir. Başkasının baskı ve etkisi atında olan insan hür değildir.” diyerek hepimize ilham vermiştir.

Ülkemiz olağan dışı dönemden geçmektedir. 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi sonrasında, meşru bütün toplum katmanları bir araya gelmiş ve bu yönde ortak bir çaba sergilemektedir. Çatışma ve kutuplaşma dili bir tarafa bırakılmışken partimiz MHP ise hâlâ disipline sevk işlemleriyle uğraşmakta ve maalesef kamuoyunun gündemine bu vesileyle gelmektedir. Ülkemizin içinde bulunduğu bu nazik süreçte birlik ve beraberlik, MHP içinde de sağlanmak zorundadır. Aksi tutum ve davranışlar, birlik ve beraberliğe hizmet etmemektedir.

Bu çerçevede, partimiz MHP’nin daha önce Denizli’de birçok kademesinde görev almış, aralarında eski milletvekilleri, il başkanları ve parti yöneticileri bulunan kıymetli ülküdaşlarımız için ihraç talebinde bulunulmuş olması, üzücü olduğu kadar kırgınlıkları ve dargınlıkları arttıracak bir mahiyet arz etmektedir.

Oysa MHP ve Ülkücü Hareket mensupları, her biri ayrı kıymet taşıyan gönüllü neferlerdir ve Türk Milleti’nin en çok ihtiyaç duyduğu bir süreçten geçilirken hiçbiri feda edilemeyecek serdengeçtilerdir. Partilerine ve davalarına bağlılıkları tartışılmaz olan bu arkadaşlarımızın MHP’deki yönetim anlayışına eleştirel yaklaşmaları, ihraç mekanizmasının işletilmesini kesinlikle gerektirmez. Zira böylesi bir tutum, MHP’nin ve Ülkücü Hareket’in yeni bir atalet dönemine düşmesine yol açar.

İhracı istenen Denizlili arkadaşlarımız metin davranmalı, meşru mücadele yolundan ayrılmamalı ve en önemlisi, haklı mücadelelerini sevdamız MHP içinde kalarak sonuna kadar devam ettirmelidirler. MHP Genel Merkezi de kalıcı bir başarı ve iktidar hedefi için demokratik itiraz ve muhalefet kanallarını sürekli açık tutmalıdır. Bırakın yıllardır MHP’ye karşılıksız hizmet edenleri, ömrünün herhangi bir döneminde MHP diyenler bile kucaklanmalı; muhtemel bir erken seçimin dillendirildiği böylesi bir dönemde gönül seferberliği yeniden başlatılmalıdır.

Herkes şundan emin olsun ki davamızın ve partimizin bekası için itirazlarımızı, tespitlerimizi, taleplerimizi ve tekliflerimizi ülkücü edep ve terbiye içinde bıkmadan usanmadan ifade etmeyi sürdüreceğiz. Bu noktada en önemli ölçümüz, MHP’nin ve Ülkücü Hareket’in gelenekleri ve ilkeleridir.

Bizimle bu yolda yürüyen bütün arkadaşlarımızın haklı mücadelelerinde de her zaman yanlarında olacağız. Demokratik ilkelerden sapmadan ve ülküdaşlık hukukundan ayrılmadan, ilk ve son durağımız MHP’de haklı ve meşru mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.

MHP ve Ülkücü Hareket’in mensupları olarak bizi biz yapan değerlere ve davamızın bu günlere erişmesine vesile olan ülkü ve iman erlerine sonuna kadar sahip çıkmalı, ahde vefayı asla ihmal etmemeliyiz.

Bu vesileyle bundan tam 36 yıl önce 7 Ekim 1980’de hayatının baharında suçsuz günahsız yere 12 Eylül darbecilerinin denge uğruna asarak şehit ettikleri ülküdaşımız Mustafa Pehlivanoğlu’nu, tüm şehitlerimizi ve Başbuğumuzu bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyorum."

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Trabzon Haber Haberleri