Haber61 Haber Servisi
Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve dünya genelinde bir pandemi oluşturan Koronavirüs Covid-19 hakkında Karadeniz Teknik Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kaya Haber61'e önemli açıklamalarda bulundu.
Prof Dr. Kaya koronavirüs hakkında merak edilen sorulara yanıt verdi.
İşte Kaya'nın açıklamalarından öne çıkanlar;
MASKE VE ELDİVEN KİMLER KULLANMALI?
Korunmada çok temel tedbirler önemli. Israrla üzerinde durulan konu evde kalınması. Kalabalık ortamlar enfeksiyonun yayılması açısından büyük risk. El temizliği çok önemli. Sadece bu virüs içinde değil normalde de el temizliğine dikkat etmemiz lazım. El dezenfektanları ve kolonyaları daha sık kullanacağız. Cerrahi maske ve eldivenlerin rutin olarak kullanılması çok doğru değil. Bunları hastalık belirti ve bulgusuna sahip olan kişilerin kullanmasını öneriyoruz. Uzakdoğu ile Avrupa’da bunun değişik uygulamaları oldu. Çin radikal kararlar kapsamında maske kullanıldı. Ama biz hastalık belirtileri olanların kullanmasını öneriyoruz.
KORONAVİRÜS VEDİR?
Koronavirüsler aslında uzun yıllardan beri bilinen virüsler. Bireylerde soğuk algınlığına enden olan virüslerden biri. Grip gibi diğer virüslerle benzeştiği var ama aslında çok farklı değil. Geçmiş yıllara bakıldığında 2000’li yılların başında Uzakdoğu’da solunum yetmezliği bulguları ile ortaya çıkarak 40’a yakın ülkeye yayılarak ciddi akciğer ve solunum yolu semptomlarıyla, yüzde 10 civarında ölüme neden olduğunu biliyoruz. Daha sonra 2012 yılında Ortadoğu’da Sudi Arabistan’da vakalar ortaya çıkıyor. Bu kez yüzde 35-40’lara varan bir ölüm oranı ile karşı karşıya kalındı. Günümüzde ise daha farklı tipte vir vürüs karşımıza çıkıyor. Virüsler mutasyonla değişebiliyorlar. Yapıları değişince onlara karşı mücadele daha zor hale geliyor. Hem ilaç, hem izolasyon hem de aşı çalışmaları konusunda bir takım zorluklarla karşı karşıya kalınıyor. Günümüzde ortaya çıkan virüsün farklı olan tarafın çok hızlı bir yayılma potansiyeli var. Bunda mutasyonların büyük rolü var. Bu virüsün akciğere ilgisi çok büyük.
ÇOK HIZLI YAYILIYOR
2019’un Aralık ayında ortaya çıkıp, dünyaya yayılım gösterdi. Dünya Sağlık örgütü pandemi olarak açıkladı. Burada en önemli şey, 2000’li yılların başından beri ciddi bir globalleşme söz konusu. Kıtalararası seyahatler inanılmaz bir hız kazandı. Bireyler çok hızlı yer değiştirebiliyor ve beraberinde kendi florasını götürebiliyor. Bu en önemli sebeplerden biri. Virüs çok önemli mutasyonlarda geçirebiliyor. Biz bunu 2009 yılındaki grip salgınında da yaşadık. Korunma tedbirleri de buna etki ediyor. Ülkelerin en gibi tedbirleri ne kadar çabuk alabildikleri ile alakalı. Bu nedenlerden dolayın bu kadar ciddi bir durum karşımıza çıktı. Bir İtalya, İspanya örneği var. Kültürel alışkanlıklarda çok önemli. Bir arada yaşama, ortak yeme içme ve ortak alanları kullanma da önemli rol oynuyor.
65 YAŞ ALGISI
65 yaş algısı aslında çok yanlış. Özellikle altta yatan kronik hastalığı olan, kalp, böbrek, akciğer olabilir, veya başka hastalıklar olabilir ve yaş faktörü de çok önemli, 50-60 yaş üzeri gibi. Sağlık bakanlığı yaş sınırını aşağıya çekiyor. Çünkü bulaş potansiyeli sadece 60 yaş ve üzeri değil. Kaldı ki genç bireyler mikrobu aldıkları zaman evdekilere bulaştırabilirler. Bu dönemde en önemli mesaj vatandaşların evlerinde kalmaları. Bu noktada yaş faktöründen bağımsız olarak hepimiz üzerimize düşeni yapmalı ve dikkatli olmalıyız.
KOVİD-19’UN BELİRTİLERİ
Bir kriz dönemi yaşıyoruz bu pandemi çerçevesinde. Akılcı, sakin ve sağduyulu yaklaşmamız lazım. Koronavirüs enfeksiyonları bir bulgu vermeden de geçirilebiliyor. Herkesi test etmek uygulanabilirliği olan rasyonel bir durum değil. Hafif üst solunum yolu bulguları ile genç, sağlıklı bireylerde görülmesi mümkündür. Bazen de üst solunum yolu ile başlayıp ilerleyen günlerde tablo ağırlaşabiliyor. Ana semptom ve bulgular özellikle ateş çok önemli. Basit bir ateş ölçer ile vatandaş ateşini ölçebilir. Bunun dışında kuru öksürük en sık görülen bulgulardan biri. Nefes darlığı. Olayın vahametini en iyi gösteren şey nefes darlığı veya akciğer tutulumu. Bu belirtiler varsa, yurt dışından gelmişse, yurt dışından gelen biriyle teması varsa veya tanısı konmuş bir vaka ile teması varsa bu şikayet ve bulguların dikkate alınması gerekiyor. Olası vakalar için test uyguluyoruz, yatırıyoruz ve izolasyona alıyoruz, tanısı doğrulanmış vakalar içinde tedaviler başlıyor.
SALGIN NE KADAR SÜRER?
Bu salgınla alakalı yüz güldürücü bazı haberler var. Olayın ilk patlak verdiği Çin’de olayın kontrol altına alındığı gibi. Dünya Sağlık Örgütü’nün ciddi uyarıları var. Pandeminin atlatıldığı meşalesi kolay söylenecek bir şey değil. Bu konuda dikkatli olmamız gerekiyor. Dünyada ciddi bir vaka sayısı var, tedbirin kolay kolay elden bırakılmaması gerektiği yönünde. Virüs ile ilgili bilinen kadar bilinmeyen bilgiler de var. Bizim bu konuda halkımızın tedbirlere ne kadar uyduğu çok önemli olacaktır. 1-2 aylık süreçte bu konunun gündem de ve yakın takipte olacağını düşünüyorum. 1 hafta 10 günlük sürece bakıldığı zaman sayıların pik yapacağı dönem ve bununla ilgili öngörüler önemli. Özellikle bu dönemde ekstra sabırlı olmamız lazım ve olayın gidişatını görmemiz lazım. Sokağa çıkma yasağı olayın en uç aşamalarıdır, bunu hiç birimiz istemeyiz ama gerekirse sokağa çıkma yasağı da olabilir. Biz kurallara uyalım ki bunlarla karşılaşmayalım.
“OLAYI CİDDİYE ALMALIYIZ”
Dikkatli ve alarm halinde olmamız lazım. Bu yaş ayırt etmek sızın herkesi etkileyebilir ve ardışık başkalarına da bulaşabilir. Biz kapalı ve bir arada yaşayan bir toplumuz. Bu bulaşın kırılmasındaki en önemli şey ortak kullanım alanlarından uzak durmak. Marketlerin büyük bir sirk oluşturduğuna şahit oldum. Bunlara da bir sınırlandırma getirilmesi lazım. Alınan tedbirler doğru şeyler. Biz olayı ciddiye almalıyız. Şuanda bir kriz durumu söz konusu. Şunu da unutmamak lazım; biz tedbirleri her zaman almalıyız, sadece salgın dolayısıyla değil. Grip içinde aynı şey geçerli. Belki o ada bu kadar sık karşımıza çıkmayacak. Ölüm olanları Grip virüsünde de koronavirüsten daha ön planda. Olayı ciddiye almalıyız.
HASTALIĞIN EVRELERİ NELER?
Süreç her vaka için aynı gitmez. Bu her enfeksiyon hastalığı için geçerlidir. Bu tamamen vücudun olaylara verdiği yanıt kapasitesi, bağışıklık sisteminin çalışması ve virüs yükü ile yakından ilgili. Hastanın hangi evrede müracaat ettiği de önemli. Genellikle bize müracaat edenler başlangıç aşamasında oluyor. Olası diye düşündüğümüz vakalarda mutlaka akciğer değerlendirmesi yapıyoruz. Vaka hızlı ilerleyebilir bunu öngörmeniz lazım. Bunun içinde vakaların fiziki muayeneleri dışında akciğer grafileri ve bilgisayarlı tomografileri de önem kazanıyor. Hastalık belirtisi olanlara ısrarla test tekrarları yapıyoruz. Bunlar çok kolay karar verilesi durumlar değildir. Yüzde yüz bu hastalıktır demek kolay değil. Dikkatli olalım ama aşırı düzeyde panorayak yaklaşımlara rıza göstermemek lazım.
5 GÜNDE TEDAVİ MÜMKÜN
Bu hastalıktan 5 günde kurtulmak mümkün. Bizim de tanılı hastalarımız var ve bu hastaların çoğunluğu çok ciddi semptomlar gösteren vakalar değil. Hastayı taburcu etmek için en önemli şey klinik olarak 2-3 gün içerisinde ateşsiz ve stabil bir gidişatı olması. Bu hastalıkla ilgili belli bir tedavi yok aslında. Yapılan ilaç önerilerinin 5 günlük tedavi süresi yeterli bir süre olarak önerilmiş durumda. 5 gün ilaç tedavisi verdiniz, 1-2 günde izlediniz, stabil gidiyorsa taburcu edilebilir.
“ALIŞKANLIKLARIMIZIN YANINDA TEDBİRLERİMİZİ DE ALMAMIZ LAZIM”
Vaka sayılarını açıklamak bizim işimiz değil. Açıklanan vaka sayıları ile gerçek olduğu düşünülen vaka sayıları hiçbir zaman birbirini tutmaz. Bu bir çok enfeksiyon hastalığında böyledir. Genel olarak bunun 3-5 katı kadar vaka olabileceği öngörüsü söz konusudur. Burada dikkatli davranmamız gerekiyor. Alışkanlıklarımız çerçevesinde önlemlerimizi de almamız gerekiyor. Tokalaştığımız oranda elimizi yıkıyor muyuz? Bazı koruyucu mekanizmaları kullanıyor muyuz? Bunlar önemli şeyler. Genellikle kapalı, dar alanlardan ve iç içe ortamlardan uzak durmaya gayret edeceğiz. Panik havası oluşmasına izin vermeyeceğiz, sağduyulu olacağız. Sağlıkçılar olarak özverili olarak işimizin başındayız. Halkımız kendilerine yapılan uyarıları çok ciddiye almak zorundadırlar. Bu birimizin ikimizin mücadelesi değil. Ulus olarak bir mücadele ile bunun altından kalkabiliriz. Biz kriz söz konusu. Bunun aşılması içinde olağanüstü tedbirler almak lazım ve burada her vatandaşa önemli görevler düşüyor.
EVDE KAL TÜRKİYE
Evde kal Türkiye, gerekmedikçe hayati durumlar dışında dışarı çıkmayalım. Hijyen kurallarına dikkat edelim, riskli davranışlardan kaçınalım.