Haber61 / Haber Servisi
Trabzon'da halka hitap eden Cumhurbaşkanı adayı ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, fındığın taban fiyatının 15 lira olması gerektiğini söyleyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslendi. Akşener ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı şehir hastanelerine gidecek hastaları müşteri olarak tanımladığı için sert şekilde eleştirdi.
24 Haziran erken genel seçim çalışmaları kapsamında Karadeniz şehirlerini ziyaret eden Cumhurbaşkanı adayı ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Trabzon'da miting yaptı. Meral Akşener'in mitingi Ortahisar ilçesi Meydan Parkı Atatürk Alanı'nda saat 14.00'te başladı.
Gezdiği şehirlerden hediye edilen tülbentleri yanında taşıyan ve Trabzon'da hediye edilen tülbentler için teşekkür eden Meral Akşener, "Sandıklardan tülbentler, yemeniler çıktı ve kadınlar bir tavır koydu. Sayenizde Türkiye’de tülbent, yemeni devrimi oluyor." diye kadınlara seslendi.
MERAL AKŞENER'İN MİTİNGİNİN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
MERAL AKŞENER'İN MİTİNGİNDEN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN
Oruçlu olmasına rağmen mitinge katılan halktan helallik isteyerek konuşmasına başlayan Meral Akşener'in açıklamaları şu şekilde:
"ÇOCUKLARINIZ AK PARTİ'DEN KAĞIT GÖTÜRMEDEN UZMAN ÇAVUŞ BİLE OLAMIYOR"
"24 Haziran’da niçin apar topar seçim yapıldığından bizim bilgimiz yok. Kendileri karar verdi şimdi pişman oldular. Mızıkçı bunlar. 24 Haziranda Türkiye’nin ya şu andaki sisteminin devam etmesinden yana ya da bu sistemin değişmesinden yana karar vereceksiniz. Ya kendi çocuklarınızın AK Parti’den kağıt götürmeden uzman çavuş bile olamadığı bir düzene ya da bu düzeni değiştirmeye karar vereceksiniz.
"ERDOĞAN'IN ALLAH'IN SIFATINI TAŞIDIĞINI SÖYLEYENLER..."
Ya nüfus cüzdanınızın ağada, paşada, reiste olduğu bir düzene ya da ‘haşa’ Sayın Erdoğan’ı Peygamber efendimizle eş tutanlar Allah’ın sıfatlarını taşıdığını iddia edenlere dur diyeceksiniz yada bu devran böyle devam eder diyeceksiniz.
Trabzon’un en büyük sorunu işsizlik. Özellikle genç işsizliği. Bir tarafta AK Parti teşkilatlarından kağıt götürüp ballı maaşlara kavuşanlar, bir taraftan vali yanında, kaymakam yanında, belediye başkanının ve rektörün yanında 1 ay çalışıp sonra memurlar kanununun en ballı maaşlarıyla taltif edilenler diğer taraftan sizin çocuklarını gibi KPSS sınavlarında sorular çalınarak hakkı yenilen çocukların yanında olacaksınız. Ben biliyorum ki Trabzonlular o haksızlığa son verecekler ve 24 Haziran’da bu düzenin değiştiğine karar verecekler.
"YANDAŞ MÜTEAHHİTLERE HASTALARI MÜŞTERİ OLARAK SUNUYOR"
453 milyar dolar borç alındı, 70 milyar dolara fabrikalar satıldı. Arkasından 16 yılda 2 trilyon dolar hepinizin cebinden çıkan vergilerle para toplandı. 16 yılda 2 buçuk trilyonluk Türkiye’nin kaynağı oldu. Bu parayla çocuklarınıza iş bulmak için fabrikalar açıldı mı? Bu 2 buçuk trilyon dolarla köprü yapıldı diye övünüyorlar ama köprünün sahibi yandaş müteahhit. Şehir hastaneleri yaptık diye övünüyorlar ama şehir hastanelerinin sahibi yandaş müteahhit. Bir düşün Trabzonlu, ihalelerde insanın ihale birimi olarak kabul edildiği bir dönem yaşadınız mı? Yaşamadınız. Sayın Erdoğan geçen gün TV’de diyor ki, “İnşallah şehir hastanelerindeki müşteri artacak.” Size soruyorum müşteri kim ? Hastalar. Şehir hastanelerine gidecek hastaları, yandaş müteahhitte yüzde 70 yatak kapasitesini garanti ettiler. Yüzde 70 hasta ve yemek garantisi verdiler. Köprüler, havaalanlarının hiçbiri milletin değil, bizim değil. Hepsi yandaş müteahhittin cebine para koymak için yapılan işler.
"MİLLETE FABRİKA YERİNE KIRAATHANE AÇIYOR"
Önce çılgın proje dediler, ben bir soru sordum ve dut yemiş bülbüle döndüler. Trabzonlular cin gibidir, İstanbul’da en başarılı insanlardır, Türkiye’nin her yerinde ekmeğini taştan çıkaran insanlardır. Trabzon’un ferasetine sesleniyorum; 65 milyar dolar Kanal İstanbul için bulunması gereken para. Sorum ise şu; 65 milyar dolar yatıracaksın, Türkiye’nin her yerindeki gençler, Trabzonlular, atanamayan öğretmenler, sağlıkçılar, 3600 ek göstergesi hallolamamış polisler, çalışan, çalışmayan herkese bu yatırımdan kaç lira geri ödenecek? Türkiye’ye hangi gelir sağlanacak sorusunu sordum, dut yemiş bülbül oldular. Onun yerine bir büyük çılgın proje diye Millet Kıraathanesi açıyor. Millet Kıraathanesinde 1 orta 1 sade kahve bedavaymış. 16 yıldır iktidardasınız, millete dokunan proje yapmanız lazım. 16 yıldır devir daim aynı şeyleri söylediniz. Bu parayla sadece bölünmüş yol yapıldı.
"BAKAN ÇOCUĞUNDA PARA VAR, VATAN ÇOCUĞUNDA YOK"
Akşener, bu sırada mitingde ön sıralarda kendisini izleyen Ceren isimli kadından çantasındaki parasını göstermesini istedi. Kadının çantasında para olmadığını söylemesi üzerine Akşener diğer vatandaşlara ceplerindeki parayı sordu. Birkaç kişiden de 'param yok' yantını aldıktan sonra Akşener şöyle dedi:
"Ben mitinglerimde işte bunu yapınca sinirleniyorlar. Ceren gibiler, Ali, Fatma, Ayşe gibiler her biri vatan çocuğu ama ceplerinde para yok. Ama bakan çocuklarının neleri var. Şimdi bir bakan oğluna soruyor, "oğlum nerdesin" diye, "evdeyim baba" diyor. Cevap ise "hangi evdesin oğlum?" O da diyor ki "rezidanstayım baba." Rezidansların normal dairelerinin aylık kirası 20 bin lira. Babası "evde para var mı" diye sorunca oğlu "yok baba azıcık bir şey var" diyor. Bakan "ne kadar var" diye sorunca oğlu "2 buçuk trilyon" diyor. 2 buçuk trilyoncuk para. Cerenin cebinde para yok, bir baltaya sap olamamış bakanın çocuğunun cebinde 2 buçuk trilyon var. Bu arada bakan çocuğunun rezidansında bir de para sayma makinesi var. Ama onlar bakan çocuğu kardeşim, o kadar para sayılırken parmak uçları su toplar, tabi ki para sayma makinesi evinde olacak. Bir tarafta bakan çocukları, bir tarafta vatan çocukları. Biz vatan çocuklarının yanındayız. Devletin görevi gence iş vermektir. Bu gençlerin boynunu ana babasının yanında dik tutmak zorundayız.
"BAKAN ÇOCUKLARINI ARABALARDAN İNDİRECEĞİM"
Diyoruz ki, liseyi bitirdikten sonra üniversite okusa da okumasa da her gencimize aylık 500 lira maaş vereceğiz. Ben bunu söyleyince ağaların siniri bozuldu, dümenlerine çomak sokuyoruz çünkü. Bunu söyledim ya bana ‘Kaynağını nerden bulacaksın’ diyor, bende kolay diyorum. Bakanların eşlerinin, çocuklarının, damatlarının, gelinlerinin bindiği arabaların kiralama parası 8 milyar tutuyor. Hepsine diyeceğim ki inin arabalardan aşağı. Alın size kaynak.
"EMEKLİ İKRAMİYELERİNİ EKSİK YATIRDILAR, ONU BİLE BECEREMEDİLER"
Gariban emeklilerden muayene ve ilaç katkı payı alıyorlar. Onu da kaldıracağız dedik, suratları asıldı ve emeklilere 1000’er lira para yatırdılar. Ama onu da becerememişler. Bazılarına 500 lira, bazılarına 750 lira, bazılarına 1000 lira gitmiş. Biz ise her bayram emeklilerimize 1500 iyi bayramlar ikramiyesi vereceğiz.
Kredi kartı borçlularının Türkiye’de takibe uğrayanların sayısı 4 buçuk milyon. Bu insanların borçlarının önemli kısmının bu borçlarını silip ödeyebilir olanını yüzde 80’ini silip yeniden yapılandıracağız dedik, yarım metre zıpladılar. Yine soruyorlar ‘kaynağı nereden bulacaksın’ diye. Saray çok para, her derde deva olacak.
Gencin aç ve işsizse ama sen 450 odalık saray yapıyorsan, 50 bin ağacı katlediyorsan haram zıkkım olsun. Rahmetli Özal’ın oturduğu ev 3 oda, 1 salonlu 1 bina. Beyefendiye 3 oda 1 salon yetmez. Ona 450 odalı olacak. Size soruyorum; milletin parasıyla milletin derdine deva olmak yerine kendinizin gönlünü eğlendiriyorsanız, bir adamın gönlünü etmek için bir ülkenin geleceği feda ediliyorsa, bu düzen değişecektir.
Ben bunu söyleyince mal bulmuş mağribi gibi atladılar. Ben Türk milliyetçisiyim diye bana TİKA'yı öne sürüyorlar. TİKA’yı satacağım demedim, TRT’yi satacağız dedim. 2 buçuk milyar lira sizin cebinizden çıkıyor ve ne kadar ahmak varsa zengin ediliyor. TRT’yi satacağım, özelleştireceğim. Onlar tüm fabrikaları sattı, ben de TRT’yi satacağım ve parasıyla gençlere imkan sağlayacağım.
"FETÖCÜ'YSEM VER TALİMATINI TUTUKLASINLAR BENİ"
Ama önemli bir şey var. TRT’yi YÖK’ü kaldıracağım dediğimde sesleri çıkmadı ama TİKA’dan bahsedince yerlerinden zıpladılar. Halbuki ben TİKA’yı satacağım demedim. Bunlar hem yalancı hem de iftiracı.
Koskoca başbakan dedi ki, "TİKA’yı kapatmak için Pensilvanya’dan talimat aldı." Pensilvanya’ya yüz sürenlerin tamamı iktidar partisinde. Hepsi milletvekili adayı ve AK Parti’de. Bunlar bana sökmez. Sayın Başbakan sen bu ülkenin başbakanısın, elinde her şey var. Adalet Bakanı sana bağlı. Gerçi sana bağlı dedim ama orası da şüpheli. İçişleri Bakanı sana bağlı. Ver talimatını, dokunulmazlığım yok tutukla gitsin kardeşim. Ama bana FETÖ’cü deyip ispatlamayan herkes şerefsizdir. Kereste gibi adamlar şerefsiz şerefsiz adamlar bu ülkede geziniyor ona da çok üzülüyorum.
"DEVLET KURUMLARI ARPALIK OLDU"
TİKA 6 buçuk milyar dolar devlet hazinesinden para almış. Bağışlar da var. Yani yıllık 8 milyar dolar para harcamış. Buradan sesleniyorum TİKA’yı da AFAD’ı da, devletin ne kadar çiftlik olmuş kurumu varsa hepsini önümüze alacağız. Buralar kimin arpalığı olmuş, kim nereden nasıl ve nereye para harcamış ise gereğini yapacağız. TİKA deyince hoplamalarının sebebi budur ama korkunun ecele faydası yoktur. Bunun gereğini yapmak namus borcumuzdur.
"SURİYELİLERİ GÖNDERECEĞİM"
Türkiye’de şu an 4 milyon Suriyeli var ve nereye gitsem şikayet ediliyor. 24 Haziran’da seçilirsem ilk işin Suriye’nin iç işlerinin düzelmesini sağlamak ve bu kardeşlerimizi ‘Herkes vatanlarında mutludur’ diyerek memleketlerine göndermektir. Bu insanlara 150 milyar TL harcandı. TİKA’da da 8 milyar doların nereye gittiği belli değil. Kimin nereye ne satın alındığı belli değil. Hepsini tek yerde toplayacağız ve yüzde 10 tasarruf sağlayacağız.
"ERDOĞAN, FINDIĞI 15 TL İLAN ET"
Çiftçilerin hali perişan, tarlalarına küstürüldüler. Karadeniz’in ürünü fındığı yok etmek için elinden gelen gayreti gösteriyor. Fındığın içine tükürdü. Ne Berlusconi’ymiş kardeşim. Fındık alımı ve pazarlanması olan aradaki kurumu yani Fiskobirlik’i çekti, yerine Berlusconi’nin şirketini koydu. Sonra da onu FETÖ’cü aldı ve şimdi başkasını koydu. Fındık için devletin ilan etmesi gereken fiyat 15 liradır. Hadi bakalım Sayın Erdoğan, fındığın taban fiyatını 15 lira ilan et, devletsin, et hadi. Biz 15 lira olarak 24 Haziran’dan sonra ilan edeceğiz. Hadi seni de görelim. Çiftçinin tarlasıyla barışması lazım. Göreve geldiğimizde 5 yıl içinde kendi kendine yeten bir ülke olacağız.
Türkiye’nin Buğday ambarı olan Konya buğday ithal ediyor. Geleceğin 2 büyük savaşı var, birisi gıda birisi sudur. Bu ülke 2 alanda da zengin ülke. Erdoğan tarımın içine tükürdün. Çay, fındık, pancar, buğday bunlar bizim stratejik ürünlerimiz. Bizim çılgın projelerimiz mutlu millet ve güçlü bir devlet yaratmaya yönelik projelerdir.
Konuşması sırasında Akşener İYİ Parti Trabzon Milletvekili adaylarını sahneye davet ederek “Tüm adaylarımızı sizlere emanet ediyorum” sözleriyle seslendi. Cumhurbaşkanlığı seçimi için de oy isteyen Akşener, “Özellikle kadınlara ve gençlere sesleniyorum. Bizler sandıkları koruyacağız ama sizler de bize yardımcı olun. Bizim arkadaşlarımız sandıkta oturuyor mu oturmuyor mu diye onları denetleyin. Bu ülkemiz için hayati bir seçim ve destekleriniz istiyorum. Oruç ağızlarınızla burada beni dinlediniz, Allah hepinizde razı olsun hakkınızı helal edin” diye konuşmasını tamamladı.