CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'na yönelttiği sorularla Karadeniz Bölgesi için hesap sordu.
Pekşen Komisyon toplantısında,, “Sayın Bakanım, elimde birkaç tane harita var, bunlardan bir tanesi… Bunlar devletin haritası, resmî kayıtlardan, devletin dökümlerinden aldım. Bu haritalardan hepsini burada konuşacak zamanım yok ama bir tanesiyle ilginizi çekmek istiyorum. Bu gördüğünüz haritada Kaçkar Dağları Millî Parkı var. Bu Kaçkar Dağları Millî Parkı’nı imara açmışsınız. Kutluyorum, dünyanın 35 millî parkından 1 tanesini imara açan ilk Bakan olarak tarihe geçtiniz!” ifadelerini kullandı.
DANIŞTAY’IN İPTAL KARARINA UYULACAK MI?
Pekşen , Bakana Danıştay’ın iptal kararını uygulayıp uygulamayacağını şu şekilde sordu;
“Sayın Bakanım, herhâlde çok elzemdi ki bu imara açtığınız a lan içerisine 4 tane de benzin istasyonu koymuşsunuz, bayağı iyi bir iş olmuş! Yani, ormanda buna ihtiyaç var demek ki! Bu imar planını bürokratlarınız size izah edeceklerdir diye umut ediyorum. Ama Sayın Bakanım, çok enteresan olan şey burada şu: Bu imar planı nasıl onaylandı? Dünyanın 35 millî parkından 1’isi; 2 tane endemik bitki barındıran, 100 tane Avrupa çapında endemik bitki barındıran bir millî park nasıl imara açıldı? Yine, hemen altında, bu kırmızı noktalarda görülen alan da doğal hayatı korum alanı. Orayı da imara açmışsınız. Evet, gerçekten bunun dünyada bir eşi benzeri yok. Ama bu plandan öte, Danıştay da hemen bu planla ilgili kendisine yapılan bir başvuruda bir ilam ortaya koymuş. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 2015/1068 sayılı Kararı’nda Doğu Karadeniz’de, ormanlarda, millî parklarda, sit alanlarında yapılmış olan bu … Çok sayıda var çünkü, 40’a yakın, tek tek bunları konuşacak zamanım yok çünkü ama özet söylüyorum. Bütün bunlara ilişkin Danıştay değerlendirmesinde sizin az önce söylediklerinizi tam tersini söylüyor, ‘Buradaki çevresel etki, yapılar vesaire hiçbiri değerlendirilmemiş. Buradaki yollar fenne, teknik koşullara, orman ilkelerine duyarlı değildir. Buradaki HES’ler o coğrafik koşullarla uyarlı değildir, sanayi tesisleri uyarlı değildir.’ diyor ve enteresan bir şey söylüyor, ona da geleceğim şimdi. Evet, Sayın Bakanım, benzin istasyonlu millî park, doğal SİT alanı, Kaçkar Dağları Millî Parkı ülkemize hayırlı olsun diyemeyeceğim çünkü Danıştay iptal etmiş. Şimdi, işin ilginç yanı, bu Danıştay kararını uygulayıp uygulamayacağız yönünde sizden bilgi almak istiyorum. Zira, Cerattepe’yle ilgili de geçmişte Danıştayın kesinleşmiş ilamı var. Cerattepe’de maden sahasıyla ilgili Danıştayın kesinleşmiş ilamına rağmen, bir yönetmelik değişikliğiyle sanki yeni bir durum varmış gibi yeni bir ilam ortaya çıktı ve yeni bir ruhsat verdiniz. Ona ilişkin de dava açmış arkadaşlar. Anayasa’nın 138’inci maddesi bu uygulamayı yasaklamış olmasına rağmen, hem 3046 hem 3056 sayılı yasalarla devlet işleyişinin nasıl olacağına ilişkin tanımlama yapılmış olmasına rağmen, bu uygulamayı siz durduracak mısınız?”
İÇİNDE KOLİBASİLİ OLAN SUDAN ÜSTÜNE BİR DE NEDEN PARA ALINIYOR
Karadeniz Bölgesi’nde büyük bir içme suyu problemine dikkat çeken Pekşen, “ Özellikle, Trabzon’da Karakaya adında bir içme suyu alanı var. Trabzon’un 35 mahallesine içme suyu veriyor. Büyükşehir Belediye Başkanının da izah ettiği gibi içerisinde yoğun miktarda koli basili var. İçinde yoğun miktarda koli basili olan ve içilemez kaydı olan bu içme suyundan su parası alınıyor ve buna ilişkin de hiçbir iyileştirme yapılmıyor. “Atasu Barajı” diye bir içme suyu barajı var. Barajın etrafında konutlar var, konutların evsel atıklarının, kanalizasyonlarının nereye aktığını bürokratlarınızdan bir talimatlandırır, öğrenirseniz çok mutlu olurum.” Dedi.
Pekşen , Sürmene Katı Atık Toplama Sahası’ndaki çöp suyu sızıntısını ve denize deşarj edilmesini gündeme getirerek, Bakana “ Dünyada bunun başka bir örneği var mıdır?” diye sordu.
İNŞAAT HAFRİYATLARI DERE YATAKLARINA NEDEN DÖKÜLÜYOR
Pekşen , “Orman Kanunu’nun 17 ve 18’inci maddesi Bakanlığınız döneminde değişti. Altını çizerek söylüyorum, vatandaşların tapulu arazilerini Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü adına tapuladınız Sayın Bakanım. Orman Kanunu’nun 17 ve 18’inci maddesi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne konu taşındı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu uygulamayı mahkûm etti ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ilamını Anayasa’ya rağmen hâlâ uygulamadınız. Sayın Bakanım, bir başka husus da Yomra Belediye Başkanı belediye sahası içerisindeki inşaatlara izin verirken, ne tesadüf ki o inşaatların hafriyatlarını çocuklarının şirketleri veya kardeşinin şirketinin derelere taşımasını da sözleşmeye bağlıyor. Bu, Bakanlığınızın ve özellikle bürokratlarınızın bilgisi dâhilinde, kayıtlara geçmiş bir uygulamadır. Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğünce de işlem yapılmadan hâlâ öyle duruyor burası.” şeklinde ifade ederek bölgenin önemli sorunlarına dikkat çekti.
JICA’NIN RAPORU NEDEN UYGULANMADI?
Pekşen , Bakana JICA’nın 2004 yılında yapmış olduğu “Doğu Karadeniz Bölgesinde Turizm Geliştirilmesine Yönelik Kalkınma Çalışması” projesine ne olduğunu, niye uygulamadan kaldırıldığını; özellikle, HES’lerin Karadeniz Bölgesi’nde bundan sonra bu Danıştay kararına rağmen devam edip etmeyeceğini, Bakanın Anayasa’ya uyup uymayacağını sorarak, “HES’lere Avrupa’dan örnek verdiniz, ‘Maksimize olarak değerlendiriliyor.’ dediniz ama Avrupa’da, HES’lerin çevreye verdikleri zararlar yani tarıma, üreticiye, köylüye, orada yaşayan insanlara verdiği zararlar da karşılanır. Karadeniz Bölgesi köylüsü de, çay üreticisi de, fındık üreticisi de bu HES’lerden olağanüstü zarar görüyor. Ekoloji değişti, oradaki iklim değişti, flora değişti, fauna değişti ama oradaki köylülere tek kuruş herhangi bir tazminat ödenmiyor. Buna ilişkin herhangi bir tazminat düzenlemesi çalışmanız var mıdır?” dedi.
KARADENİZ BÖLGESİ’NDE TURİZM NEDEN TEŞVİK EDİLMİYOR?
Pekşen son olarak şu ifadeleri kullandı;
“Sayın Bakanım, özellikle Karadeniz Bölgesi’ndeki turizme ilişkin de görüşlerinizi aktardınız, ben de bunlardan çok mutlu oldum. Turizme çok önem vermiş, çok emek vermiş bir hukukçu olarak bildirmek istiyorum ki Karadeniz Bölgesi’ndeki kar kalitesi, dağ kalitesi, kayak pisti kalitesi Avrupa Alplerinden daha iyidir, bu belgeli. Avrupa Alpleri her yıl Avrupa’ya 70 milyar Euro ciro üretirken Karadeniz Bölgesi’nde niçin bu konuda bir tam teşvik uygulamasına bugüne kadar geçilmemiştir? Akdeniz Bölgesi’ndeki yaz turizmi devletin tam teşvikiyle yapılmışken Karadeniz Bölgesi niçin bu teşviklerden uzak tutulmakta ve Karadeniz Bölgesi her yıl oluşabilecek ortalama 20 milyar Euro’luk bir cirodan uzak tutulmakta? Karadeniz Bölgesi’nde turizmi kamu eliyle desteklemek çok önemli; Akdeniz’de nasıl devlet planladı, hazine teşvik etti, Kalkınma Bankası finansmanını sağladı, öyle turizm planı oluştuysa, sonuçlandıysa aynısını biz Karadeniz’e de bekliyoruz. Niçin Karadeniz Bölgesi’nde kamusal finansmanlar hiçbir şekilde o bölgeye gelmiyor, hiçbir alanda devletin tam desteği, tam teşviki bu bölgede yoktur?”