Trabzon Jeoloji Mühendisleri Odası, Tonya’da 4 kişinin hayatını kaybettiği kaya düşmesi olayıyla ilgili açıklama yaptı. JMO Trabzon Şube Başkanı Semi Hamzaçebi, Trabzon’da yılda 20 heyelan olayının yaşadığına dikkat çekerek önlem alınmasa kaya düşme benzeri vakaların yaşanmaya devam edeceğini kaydetti.
Trabzon JMO Başkanı Hamzaçebi, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Türkiye, jeolojik, morfolojik ve iklimsel özellikleri dikkate alındığında bir afet ülkesi olarak bilinmektedir. Dünya ülkelerinden farklı olarak, son 50 yılda meydana gelen doğa kaynaklı afet dağılımında heyelanlar ve kaya düşmeleri %45’lik oranla ilk sırada yer almaktadır. Sadece 2019 yılında ülke genelinde taşkın, heyelan ve kaya düşmelerinin diğer afetler içerisindeki oranı ise %70’lere ulaşmıştır.
Doğu Karadeniz Bölgesi ise ülkede iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en fazla hissedildiği, oluşma sıklığı bakımından heyelanların ve kaya düşmelerinin en fazla yaşandığı bölgedir. Ülke istatistiklerinden farklı olarak bölgede doğa kaynaklı afetler içinde taşkın, heyelan ve kaya düşmeleri %95’lik oranla ilk sırada yer almaktadır. 1950-2020 arasındaki 70 yıllık süreçteki verilere göre ise; Trabzon ili heyelan ve kaya düşme olay sayısı açısından ilk sırada yer almaktadır. İlde yılda ortalama 20 heyelan olayı yaşanmaktadır.
Zaten topraklarının çok büyük bir bölümü doğa kaynaklı afet riski taşıyan Doğu Karadeniz Bölgesi’nde; yeni yerleşim alanları, karayolu güzergahları, doğalgaz boru hatları, hatta regülatör, hidroelektrik santrali ve baraj gibi büyük mühendislik yapıları için uygun yer seçilirken jeolojik-jeoteknik etütlere gereken önemin verilmemesi, bu yapıların heyelan, kaya düşmesi ve taşkın riski taşıyan alanlara denk gelmesine neden olmakta, bu durum sonucunda ise can ve mal kayıpları büyük boyutlara ulaşmaktadır.
Yapılan bilimsel çalışmalarda Doğu Karadeniz kıyı illerinde gelecek 20 yıl içinde yağış miktarının %20 artacağı, aşırı ve ani yağış oranın da bu derece artacağı belirtilmektedir. Bu sonuç, heyelan, kaya düşmesi ve taşkın gibi afetlere karşı alınacak önlemlerin günümüz koşullarında elde edilen verilerle belirlenmesinin pek mümkün olmayacağı net olarak göstermektedir.