Trabzon Taka Müzik ve Halk Oyunları Gençlik ve Spor Kulübü bünyesinde kurulan koroda, çoğunluğu aile bireyi olan kişiler görev alıyor.
Halk oyunlarını yaşatmak ve korumak amacıyla kurulan kulübe bağlı Türk Halk Müziği Topluluğu'nda, saz ekibiyle birlikte 40 kişi yer alıyor.
Yılda iki kez konser veren koroda, öğretmenden hemşireye, doktordan esnafa farklı meslek gruplarından kişiler yer alıyor. Anne kız, baba oğul, eş, yeğen gibi akrabalık bağı bulunan üyelerin bir arada türkü söylediği koro, bu yönüyle de ilgi çekiyor.
Kulüp Başkanı İsmet Sadi Ülker, 2007 yılında kulüp bünyesinde Türk Halk Müziği Topluluğu kurduklarını söyledi.
Koroda yer alan birçok kişinin akraba olduğunu dile getiren Ülker, "Koromuzda kimisi annesiyle kimisi eşi, kimisi yeğeniyle sahneye çıkıyor. Akraba olmayanlarla da burada akraba ortamı oluşturuyoruz. Çalışmalardan keyif alıyoruz." dedi.
"MÜZİK, EŞİMLE PAYLAŞACAĞIM EN GÜZEL ŞEYLERDEN BİRİ"
Korist Elif Erincik, müziği çok sevdiğini vurgulayarak, eşiyle paylaşacağı en güzel şeylerden birinin müzik olduğunu, bu nedenle birlikte koroya katılmaya karar verdiklerini dile getirdi.
Bir kızı olduğunu, provalara onunla geldiklerini anlatan Erincik, "Çok keyif alıyoruz. Eşimle olmak farklı bir keyif. Evde koroda söylediğimiz türküleri prova ediyoruz. Bazen 'Detone oldun' diye birbirimizi uyarıyoruz. Mutfakta birlikte türküler söylüyoruz." ifadesini kullandı.
Ercüment Erincik de 6 ay önce eşinin yönlendirmesiyle koroya katıldığını belirterek, "Emekli bir asker olarak sanatı seven insanlarız. 'Sanat olmadan her şey yarım olur.' diye düşünüyorum. Çalışmadan çıktıktan sonra daha arabaya binerken eşimle 'Şu şöyle miydi? Bu böyle miydi? Bak, burada bunu kaçırdın.' gibi söylemlerde bulunup eve gidiyoruz. Kızımız da türkü söylerken bizlere katılıyor." dedi.
Kamuda memur olarak çalışan Ebru Kalyoncu da müziğe ilgisi olan kızını yönlendirmek amacıyla iki yıl önce koroya katıldığını anlattı. Kızıyla aynı sahneyi 4 kez paylaştığını dile getiren Kalyoncu, "İnsanın çocuğuyla bir şeyler yapması, hele de sahneye çıkıp türkü söylemesi çok güzel bir duygu, gurur verici bir durum. Kızımın çaldığı ve söylediği türkülerde çok heyecanlanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Koronun en genç üyesi Rabia Kalyoncu (15) da ilk başlarda yaşıtları olmadığı için koroda yer almanın kendisine tuhaf geldiğini, daha sonra annesinin desteğiyle duruma alıştığını söyledi.
Kalyoncu, annesiyle birlikte sahne almanın kendisini heyecanlandırdığını vurgulayarak, "Koroda edindiğim tecrübe sayesinde güzel sanatlar lisesinde eğitim alıyorum ve müziğe ilerleyen dönemlerde de devam etmeyi planlıyorum." ifadesini kullandı.
"EŞİMLE BİRLİKTE ÇIKTIĞIM HER KONSERDE İLK GÜNKÜ HEYECANI YAŞIYORUM"
Derneğin yönetim kurulu üyesi Özgür Gürçınar, 10 yıldır görev aldığı koroda eşi ve oğluyla sahneye çıktığını söyledi.
Eşiyle birkaç kez düet yaptıklarını belirten Gürçınar, "O anki duygularımı anlatmam çok zor. Yaşamak gerekiyor. Eşimle birlikte çıktığım her konserde ilk günkü heyecanı yaşıyorum." dedi.
Gürçınar, derneğe ailece geldiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Oğlum ve eşime günler öncesinden uyarılarda bulunuyorum. 'Aman dernekte prova var, unutmayın.' diyorum. Sanatla uğraşan insanların başarılı olduğuna inanıyorum. 5 yıl önce büyük oğlum bizi seyircilerin arasında izliyordu. Eşimle yaptığımız bir düette bizi izleyenler 'Bunlar galiba sevgililer' deyince oğlum, 'Onlar benim annemle babam.' cevabını vermiş. Bu bizim için unutulmaz bir anıydı."
Batuhan Gürçınar da 8 yaşında anne ve babasıyla derneğe gidip gelirken koroda yer aldığını ifade ederek, "10 yıldır dernekteyim, son yıllarda da koroda annem ve babamla birlikte aynı sahneyi paylaşıyorum, farklı bir duygu. Çocukluğumun büyük bir kısmı dernekte, bir kısmı da koro da geçti. Buradaki ağabey ve ablalarımın ellerinde büyüdüm." sözlerine yer verdi.
Koro Şefi Ömer Akın da koroda, müzikal bilgisi ile eğitimi olmadığı halde yetenekleri ve azmiyle birçok kişinin akrabalarıyla birlikte yer aldığını dile getirdi.