Trabzon'da C18 mağduru vatandaşlar: "Neyin hesabını bu köyler üzerinden görmeye çalışıyorsunuz"

Trabzon'da C18 mağduru vatandaşlardan basın açıklaması.

Haber61 - Haber Servisi - Tabzon’da Kanuni Bulvarı güzergahında yerleri bulunan ve uygulanan C18 maddesi ile mağdur olduklarını ileri süren vatandaşlar bugün Atatürk Alanında Bulunan Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması yaptı.


Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;

Açıklamamıza başlamadan önce, şunu belirtmek isteriz ki; Ülkemizin içinden geçtiği bu kritik süreçte huzurunuza böyle bir konuyla gelmekten hicap duyuyoruz. Umarız ki bizi bu konu nedeniyle buralarda toplanmak zorunda bırakanlar da biraz olsun utanç duyuyorlardır.

Bilindiği gibi, ülkemiz güneyde, Ortadoğu’nun tam kalbinde, ordumuz eliyle bir beka, bir varoluş ve bir zafer mücadelesi vermektedir. Bu şanlı ordunun, mübarek ordusu 1000 yıl önce Anadolu’yu nasıl yurt edinmişse, 500 yıl önce nasıl dünyaya hükmetmişse ve daha100 yıl önce nasıl 7 düveli dize getirmişse, aynı onuru aynı gururu bugün de ve sonsuza kadar bize yaşatacağından en ufak bir şüphemiz yoktur.

Bu süreç yaşanırken de ne yazık ki ve onlar için ne mutlu ki, şehitlerimiz olmaktadır. Bizler de bu vesileyle açıklamamıza başlamadan önce, şehitlerimizin ruhu ve ordumuzun zaferleri için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunmayı uygun gördük. Allah şehadetlerini kabul etsin… 


 
SAYGIDEĞER TRABZONLULAR, DEĞERLİ BÜYÜKLERİMİZ

Bilindiği gibi biz Çukurçayır, Gölçayır, Düzyurt, Gözalan ve Akoluk mahalleleri olarak, imar kanununun 18. Maddesi eliyle, kanunun hukuk dışı kullanımı sonucu mağduriyet yaşayan, hakları gasp edilen sakinleriyiz.

Bugün aramıza Avrasya pazarı, Ataklı taşönü, Kadınlar pazarı mağdurları ve bugüne kadar mücadelesini tek başına sürdürmeye çalışan Tan hanım da eklendi.

Bugüne kadar, gerek sizlerin huzurunda, gerek mahalli idarecilerimizle, gerek sivil toplum kuruluşlarıyla ve gerek siyasilerimizle istişare ederek mücadelemizi devam ettirdik.

Sırası geldi sayın bakanımız Süleyman Soylu ya, sırası geldi değerli siyasi partilerimizin sayın il ve ilçe başkanlarına sorunlarımızı anlatarak tam destek aldık. Sırası geldi konunun muhatabı ve bilirkişisi konumunda olan meslek odalarımızdan teknik bilgi aldık. Başvurduğumuz, bizi dinleyen tüm kesimlerden destek aldık. Basınımız hep yanımızda oldu, sesimiz duyurdu. Huzurunuzda hepsine tek tek teşekkür ederiz. Sağolsunlar.

Ancak, bu süreçte az da olsa ne yazık ki kulağını bizden kaçıranlar ve bizim için en ufak bir inisiyatif kullanmak istemeyenler de oldu. Ortadaki rant demek ki ne kadar büyükmüş ki, ne olursa olsun dediğinden 1 adım geri adım atmak istemeyenler de oldu.

Şunu temenni ederiz ki; Rant ve çıkar uğruna bunca ahı, bunca bedduayı, bunca hakareti ve bunca küfürü göğüsleme cesaretine sahip olanlar, zamanı geldiğinde bu halka, bu millete hesap verecek kadar da yüreklidirler inşallah…



Bu milletin teveccühü ne kadar büyükse, emin olun ki keseceği hesapta bir o kadar büyük, bir o kadar keskin ve bir o kadar net olacaktır.
Bugüne kadarki süreç bizi şunu gösterdi. Gittiğimiz herkes bize hak veriyor. Tüm kurumlar , odalar, STK’lar, cesaret gösterebilen tüm idari ve mülki yetkililer bize haklısınız diyor.

Ancak sıra çözüme geldiğinde, çözüm merciindeki bazı yöneticilerimiz, sanki görünmez bir sopa ile tehdit edilircesine, kendi kabuğuna çekiliyor. Hukuk çözümünüz siyasette, siyaset çözümünüz hukukta diyor ve biz şunu anlıyoruz ki; çözüm bizim alın terimizde, çözüm bizim yüreklerimizde ve çözüm bizim bileklerimizde…

Sayın yöneticilerimiz, sayın hükumetimiz. Bu konuyu yanlış veya hatalı imar planı olarak algıladığımızı zanneden Sayın Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu…
Yaşam alanları oluşturmak için uygulanması gereken imar kanunlarını neyin kimin çıkarlarını korumak, kimlerin servetine servet ekletmek için keyfi ve hukuk dışı kullanmaya çalışıyorsunuz. İleri sürmüş olduğunuz tüm mazeretleri reddediyoruz. Yaptığınız hesaplama hatalarının ceremesini çekmeyi reddediyoruz. Bir hata varsa eğer cezası da bu hatayı yapanların olacaktır. Çıkıp hesap verirsiniz. Ama hukuksal ama siyasi bu maliyeti hata yapanlar yani sizler ödeyeceksiniz.

Her fırsatta, uygulamaya çalıştığınız bu imar planının, bu köyler ve bu şehir için, geri dönülemez bir kaos oluşturabileceğini, bunun bir ihtimal değil, kaçınılmaz, gerçekleşecek somut bir olgu olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.

1 metre için birbirine mermi atan kardeşlerden bahsettik, bu bölge için namus addedilen bu topraklar için mezara girmiş, hapishaneye düşmüş nice insanlardan bahsettik.

Neden bizi anlamamak için direniyorsunuz. Bu aşamada bizden daha ne bekliyorsunuz. Bizi neye itmeye çalışıyorsunuz. Neyin hesabını bu köyler üzerinden görmeye çalışıyorsunuz.

Karşı karşıya kalacağımız bu somut süreçten, hiç mi vicdan azabı duymayacaksınız.

Sırf birileri nemalanacak diye sırf bir yerlere şirin gözükeceksiniz diye, kardeşi kardeşe, komşuyu komşuya mı kırdıracaksınız…

20 km’lik bir yol için öngördüğünüz maliyette %300 yanıldığınızı, bu insanların ocaklarını söndürerek mi bir yerlerden saklayacağınızı sanıyorsunuz.
850 milyon liraya mal olacağı öngörülen bu yolun, şimdiden 2 milyar lira olmasına neden olan, isimlere göre havalarda uçuşan kamulaştırma bedellerinin, bu 18 uygulamasıyla kamufle mi edilebileceğini düşünüyorsunuz.



300 metre geride dönümüne 1.200.000 lira verdiğiniz kamulaştırma bedelinin,18 uygulayarak mazur görüneceğini mi planlıyorsunuz.

66 parsele hissedar ettiğiniz Aşkale çimento fabrikasının, sırf belediye olarak yakın ilişkileriniz var diye, dile getirilmeyeceğini mi farz ediyorsunuz…

Vatan hainleri mezarlığında tek başına yatan 15 temmuz hainini bu köyün mübarek topraklarına sokmayan bu milletin, sizin rantiyecilerinize kapısını açacağını mı öngörüyorsunuz.

Sakın ama sakın düşünmeyin. Düşünme cesaretini gösteriyorsanız da derhal bu düşüncelerinizden vazgeçin. Bu milletin ahını almayın. Vallahi de Billahi de yüzünüz gülmez, huzur bulamazsınız…

Avrasya pazarı esnafını ekmeğinden ettiniz, Araklı’yı çöpe gömmeye çalışıyorsunuz, kadınlar pazarı moloz esnafını görmezden geliyorsunuz, bizi yerimizden yurdumuzdan etmeye çalışıyorsunuz.

Allak aşkına bu şehir size ne kötülük yaptı. Bu şehirle ne alıp veremediğiniz var… Bu şehir size hayatınızda görebileceğiniz en büyük payeyi en büyük onuru verdi. Yüzbinlerce kişi yaşanabilir bir şehir olmak için size güvendi. Bu mu size verilen bu onurun, bu güvenin karşılığı. Bu mu şehirde hayırla yad edilmeniz için bu şehir verdiğiniz. Allah akıl fikir versin. Bu son kalan çok az zamanınızda, bu şehirle barışma adına, helallik alma adına Allah size hidayet versin.

Son bir sözümüz de sayın bazı yöneticilerimize. Bu haklı onurlu ve gururlu mücadelemizde,  bize aba altından sopa göstererek, ülkenin bekası ve teröristlerle mücadele için uygulanan OHAL i hatırlatarak, bu mücadeleden vazgeçeceğimizi sakın düşünmeyin. Biz terörist değiliz, biz vatan haini değiliz, anamızdan çiğ süt emmedik. Biz çoluk çocuğumuzun rızgı, yetimin hakkı için mücadele veriyoruz. Ve sonuna kadar da devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın…

Yorum Yap
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Trabzon Haber Haberleri