Trabzon'da yaşayan 45 yaşındaki Mualla Çakır, yaklaşık 3 sene önce eşini iş kazasında kaybedince üç çocuğunun eğitimi için iş hayatına atıldı.
Çakır, eşi Zekeriya Çakır'ın 15 Ocak 2014 yılında geçirdiği iş kazası sonucu kaybedince 18, 15 ve 8 yaşlarındaki 3 çocuğuyla yalnız kaldı. Eşinin vefatıyla bağlanan maaşla çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmeye çalışan Çakır, 2015 yılında bir pastanenin mutfağında çalışmaya başladı.
O güne kadar iş tecrübesi olmayan Çakır, yaklaşık 6 ay çalıştığı mutfakta işin inceliklerini öğrendikten sonra akrabalarının açtığı pastaneye ortak oldu. Çakır, ortağı olduğu pastanenin hem mutfağında üretime katkı sağlıyor hem de müşterilere servis yapıyor.
Çakır, 19 yıl evli kaldığı eşinin vefatının ardından o dönemde Rize'de üniversitede okuyan oğlunun maddi sıkıntılar nedeniyle okulu bıraktığını söyledi.
Eşinin vefatına kadar hiç çalışmadığını ve çalışmayı da düşünmediğini dile getiren Çakır, "Çocuklarımın okumasını çok istiyordum. Çocuklarımın geleceği için bir tanıdığımızın yanında börek yapımında çalışmaya başladım. 'Ben bu işi yapabilirim' diyecek seviyeye gelince akrabalarımın açtığı iş yerine ortak oldum. Birlikte çalışmaya başladık." dedi.
Çakır, oğlunun yeniden üniversite sınavına girip Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesini kazandığını belirterek, en küçük oğlunun ortaokula gittiğini, kızının da işe girerek aile ekonomisine katkı sağladığını anlattı.
Çakır, eşinin yokluğunu her zaman hissettiğini ifade ederek, "Yolda babasıyla giderken bir çocuk görsem gözlerim doluyor. Çocuklarıma çok üzülüyorum. Bir anne olarak yetemediğimi hissettiğim zamanlar oluyor. Büyük oğlumu babasının yerine koydum. Çalışıp ayaklarımın üzerinde durmak, çocuklarıma yetebilmek çok güzel. Onlara hem anne hem de baba olabilmek benim için ayrı gurur kaynağı." diye konuştu.
Güçlü bir kadın ve anne olmaya çalıştığına dikkati çeken Çakır, en büyük hayalinin kimseye muhtaç ve yük olmadan çocuklarını okutup evlendirip "Artık görevim bitti" diyebilmek olduğunu kaydetti.
Çakır, çocuklarının da onlar için verdiği çabayı gördüğünü, umutsuzluğa kapıldığında kendisini teselli ettiklerini belirterek, bir anne olarak bunun kendisini mutlu ettiğini söyledi.
"BİR KADIN ANNEYSE 2-3 KAT DAHA GÜÇLÜDÜR"
Kadınların güçlü ve başarılı olduklarını görünce mutlu olduğunu ifade eden Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir kadın anneyse 2-3 kat daha güçlüdür. Anneyseniz her şeye karşı mücadele etmek zorundasınız. Hayat mücadelesi verdiğimde zorlandığım anlar oluyor ama karar verdim, pes etmeyeceğim. Zoru başarmak benim hoşuma gidiyor. Bir anne olarak hayata karşı mücadelemi veriyorum. Bir şey olduğu zaman 'yapamam' demiyorum. 'Deneyeceğim, yapacağım' diyorum. Tek amacım çocuklarımı okutup bir yerlere getirmek. Bu benim için büyük bir başarı."
Çakır, kanser hastası olan annesinin de kendisiyle birlikte yaşadığını kaydederek, "Onun da ihtiyaçları var. Hastaneye götürüp getiriyoruz. Çocuklarımla birlikte yardımcı olmaya çalışıyoruz. Elimden geldiğince hepsine yetişmeye çalışıyorum." ifadesini kullandı.
Tüm kadınlara çalışmalarını tavsiye eden Çakır, "Kendimiz çalışıp kendimiz kazanalım. Birileri bir şeyler versin de çocuğumuza bakalım demeyelim. Hayat mücadelesi veren annelerin hepsinde farklı bir gurur oluyor. Çalışıp kendi paranı kazanmak güzel bir şey. Bu vesileyle tüm annelerin de Anneler Günü'nü kutluyorum." dedi.