Trabzon'da, "6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri ve Trabzon İçin Deprem Riski ve Alınması Gereken Önlemler" konulu konferans gerçekleştirildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) tarafından, Hamamizade İhsan Bey Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen konferansa Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Hakan Ersoy konuşmacı olarak katıldı.
Ersoy ve Altunışık, fay hareketliliği, dünyayı ve Türkiye'yi nelerin beklediği, yaşanılabilecek depremde dayanıklı binaların olması için yapılması gerekenler, 2000 yılı öncesi yapılan binaların kalitesi, bina yapımında işçilik, kısa kolon, düz donatı gibi konulara değindi.
Altunışık, konferansın ardından gazetecilere, depremde zeminin önemine işaret ederek, bu konuda çok net kavramların olduğunu, zeminin bir binanın depremde hasar almasını tetikleyen en önemli etkenlerden olduğunu söyledi.
Altunışık, "Maalesef 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş bu yapıların bir çoğu burada malzeme kalitesinin oldukça düşük olduğunu, yönetmeliğin şu an izin verdiği değerlerin yarısından dahi düşük beton kalitesine sahip olduğunu, demirler dediğimiz donatılarında yeterli atma dayanımlarına sahip olmadığını, özellikle binaların alt katlarında fazla kat yüksekliğine sahip olan dükkan katlarının ki bu çok önemli binaların yıkılmasında özellikle Nurdağı bölgesinde çok önemli olduğunu ve çok büyük etken oluşturduğunu gördük."
Altunışık, mühendislerin görevinin yönetmeliğe uygun projeler üretmek, aynı zamanda da bu yönetmeliğe uygun projelerin yerinde bire bir uygulanmasını sağlamak için gerekli denetim hizmetlerinin verilmesi olduğunu dile getirdi.
Depremlerde yönetmeliğe uygun binaların daha az hasar aldığını aktaran Altunışık, "2018 Türkiye Deprem Yönetmeliği'ne göre inşa edilmiş, tabanından yukarıya doğru konsol olmadan çıkan, yeterli beton kalitesine sahip ve yeterli işçiliği görmüş binalarımızın depremde hasar almadığını gördük. Örneğin Hatay'da gördüğümüz Rönesans binasında, binamızın bodrum katının ve üst katındaki bir iki katın hemen hemen hiç hasar almadığını ama yetersiz bindirme boylarından dolayı üst katların arkaya doğru devrildiğini gördük. Bu nedenle 2018 deprem yönetmeliğinde bu gibi asmolen döşemelerin bazı kriterlere sınırlar getirilmiş." diye konuştu.
Türkiye'nin her yerinde can kaybı yaşanacak depremlerin meydana gelebileceğinin, bu nedenle önlem alınması gerektiğinin altını çizen Altunışık, şunları kaydetti:
"Şu an ülkemizin herhangi bir noktasında herhangi bir ilinde içerisinde can kaybı yaşayacağımız, binaların yıkılmasına neden olabilecek bir deprem meydana gelebilir. Bu nedenle biz artık Kahramanmaraş depreminden sonra 'Trabzon, İstanbul deprem bölgesidir, şurası değildir', kesinlikle demememiz lazım. Bizim artık bütün illerde kamu binaları ve öncelikli binalarımız başta olmak üzere 2000 yılından inşa edilmiş binaları da işin içine katarak binalarımızı depreme hazır hale getirmemiz gerekir diye düşünüyorum."
KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı da üniversitelerin birinci asli görevinin öğrenci yetiştirmek, ikinci asli görevinin de toplumsal olaylarda afetlerde destek sağlamak olduğunu vurguladı.