Sanayi ve Ticaret Bakanlığı himayelerinde Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansının desteği ile sekiz üniversitede eş zamanlı düzenlenen Girişimcilik Haftası etkinlikleri, Trabzon’da da Avrasya Üniversitesinde başladı.
Avrasya Üniversitesi Ömer Yıldız Yerleşkesi Konferans Salonu'nda düzenlenen etkinliğe Avrasya Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yavuz Özoran ve Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu, Genel Sekreter Gülay Yeniçeri, KKTC Trabzon Başkonsolosu Zalihe Erden, DOKA Birim Başkanı Fikri Akkaya, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği etkinliğin açılışı tango gösterisi ile başladı. Etkinlikte kadın girişimcilerin hikayeleri ise dikkat çekti. Açılışta konuşan Avrasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yavuz Özoran, “Global Girişimcilik Haftası çok önemli. Çünkü haftanın amacı genç kuşaklara girişimciliğin bir kariyer fırsatı olarak tanıtılması, benimsetilmesi, bu konuda bir farkındalık yapmaktır. Fakat 300'ün üstünde kamu kurum ve kuruluşlarıyla özel sektör bir arada olduğundan bu artık ekosisteminde ötesinde geniş bir iletişim platformu oluşturmuş durumda. Bizde Avrasya Üniversitesi olarak bu bağlamda öğrencilerimizi, öğretim üyeleri eşliğinde bu haftaya katlamaya davet ettik. Etkinliğimiz üç gün boyunca devam edecek. Ayrıca etkinliğimize katılımları ve konuşmaları ile destek verecek olan girişimcilerimize şimdiden teşekkür ediyorum’’ dedi.
“Trabzon’da Türkiye şampiyonu dansçılar yetiştirdik”
Trabzon'da tango ve diğer dans eğitimleri veren dans antrenörü Meltem Atagün, "Benim çocukluğumda Trabzon’da bir cemiyet hayatı vardı. Balolar düzenlenirdi, annem babam dans ederdi. Vals ve tango aslında benim çocukluğumda başlayan bir serüvendir. Üniversitede Latin dansları ile tanıştım. Birkaç yıl Latin danslarının her çeşidini yapmaya çalıştım. Sene sonlarında çok keyifli sunumlarımız oluyordu. Okul bittikten sonra ailem İstanbul’da olduğu için İstanbul’da devam ettim. Çocukluğumda gördüğüm tangoyla en son tanıştım. Bütün dansları denedikten sonra oldu. Sertifikalar aldım, eğitimlere devam ettim ve sonunda Trabzon’a döndüm. Bu arada kendi mesleğimi de yapmaya başladım. İnsan kaynakları uzmanı olarak İstanbul’da başladım ve sonra Trabzon'da devam ettim. Karşılaştığım Trabzon, benim çocukluğumda bıraktığım Trabzon değildi. Trabzon’a döndüğümde dansa dair bir çalışmanın olmadığını gördüm. Burada kendi mesleğimi yaparken çocuklar üzerinden kendi çocuğumla başlayarak, dansa dair bir şeyler anlatma çalıştım. Çok uzun bir vakit sonra ben bu işi Trabzon’da yapmaya karar verdim. Bana çok kızdılar, çok zor olur dediler. Ben her şeyden çok kendime çok güvendim. Önce dans sporuyla başladık. Çocuklar, gençler, yetişkinler yetiştirmeye başladık. Bir çift, yani iki öğrenciyle başlayan eğitimlerim bir yılın sonunda 98 çifte ulaştı. Yani federasyona kayıtlı 98 çift. Salsa da, tango da, Latin de yarışmacılar yetiştirdik. Önce yarı finaller, sonra finaller derken Türkiye şampiyonları yetiştirdik” şeklinde konuştu.
“Hem fındığımızı toplayacak, hem de üstüne para verecek gönüllüler bulduk”
Fındık Ocağı işletmesinin kurucularından girişimci Seyyare Sungur ise, “Fındık, temmuz sonu ağustosun başı gibi toplanıyor. Şimdi bizim arazilerimiz olduğu için ve fındık topladığımız için ve o fındığı işleyip ürün çıkardığımız için o serüveni çok iyi biliyoruz. Birçok Trabzonlu, Karadenizli öğrenciler fındık ayı geldiği zaman ya gitse gelmese, sıkıcı, ne yapacağız, köyde nasıl vakit geçireceğiz diyoruz, fındık toplamak istemiyoruz. Evet kabul ediyorum, ben de aynı sorunları yaşadım. Ama arkadaşlar fındık toplatmak için biz işçi arardık bulamazdık. Fındığı nasıl müşterilerimize toplatabiliriz diye düşündük. Kızlarla bir istişare yaptık. Dedik ki bir duyuru yapalım İnstagram'dan, diyelim ki biz fındığımızı toplayacak gönüllüler arıyoruz. Ama bunun için para vermeniz gerekir. Bunu sadece düşünmedik, bir de yaptık. Gelen bir sürü insan oldu. Şu gördüğünüz dört kız kardeş fındığı toplatarak para kazanan insanlardır’’ şeklinde konuştu.