Trabzon’da Sağlık Çalışanları yaptıkları basın açıklaması ile sağlık kurum ve kuruluşları çalışanlarının, çalışma şartlarının iyileştirilmesi, şiddetin ve mobingin önlenmesi, ücretlerin iyileştirilmesiyle ilgili yasa tasarısının TBMM’ye getirilerek bir an önce yasalaşması gerektiğini vurguladı.
Atatürk Alanı Atatürk Anıtı önünde yapılan basın açıklamasında Türk Sağlık-Sen Trabzon Şube Başkanı Mustafa Serdar şunları söyledi;
“Türk Sağlık-Sen olarak bugün burada çalışanlara son aylarda yaşatılan hak ve ücret mağduriyetlerinin giderilmesi ve daha iyi bir çalışma hayatının tesis edilmesinin sağlanması için sesimizi Ankara'ya, TBMM'ye ve kamuoyuna daha güçlü bir biçimde duyurarak, uyarılarımızı yapmak ve haklarımız alabilmek adına siz kıymetli üyelerimiz ve çalışanlarla bir araya geldik. Aramızda zorunluluk gereği bulunmayanlar ise bulundukları çalışma yerlerinde eylemlilik kararına uyarak hakkımızı alana kadar ki mücadele sürecine destek vermeye devam ediyorlar.
Kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere, Ağustos ayında yapılan toplu sözleşmeden bu yana, toplu sözleşme sonuçları hekimler ve sağlık çalışanlarını mutlu ve tatmin etmemiştir. Bu toplu sözleşme yetersizdir diyerek hükümeti çalışma hayatı ve ücretlere ilave bir iyileştirme yapması için eylemlerimiz ve basın açıklamalarımız ile defalarca uyardık. Enflasyon farkını ödemek ücret iyileştirmesi değildir, kaybın sadece bir bölümünü kapsar, ilave refah payı istiyoruz dedik, ancak Hükümet olumlu bir adım atmamıştır.
Sayın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ağustos ayındaki verimsiz toplu sözleşmeden birkaç ay sonra alkışlamamız yetmez? "çok yakında sağlık çalışanlarına müjdemiz var" çünkü sağlık çalışanlarımız olarak siz bu ücret artışını hakediyorsunuz demişti. Ancak denildiği gibi olmadı ve bugüne kadar da olumlu bir gelişme yaşanmadı.
Bunun üzerine Türk Sağlık-Sen Genel Merkezimizce Sağlık Bakanı, TBMM Sağlık Komisyonu ve Partilerin Grup Başkanlıkları ziyaret edildi, duruma çözüm arandı. Aradan geçen zaman sonra Sn.Sağlık Bakanı Kıymetli Hekimlere bir iyileştirme çalışması yapılacağı hususunu 1 Aralık'ta ülke gündemine getirildiğini ifade ederek taslak TBMM'ye getirilmiş, ancak hiçbir ilerleme olmadan 3 Aralık'ta düzenleme geri çekilmiştir. Düzenlemenin geri çekilme gerekçesinde daha kapsayıcı bir çalışma yapılacağı ifade edilmiş ancak bu defa da hiçbir çalışma yapmadan 23 Aralık 2021'e ertelendiği açıklaması yapılmıştır. O tarihten bu yana da birkaç açıklamanın dışında olumlu hiçbir adım atılmamıştır. Kahramanca mücadele veren Hekimlerimizin duygularıyla ve gururlarıyla oynanmıştır. Halkımıza verilen mesajda ise Hekimlere ve sağlık çalışanlarına mükemmel bir ilave zam verildiği algısıydı? Oysa gerçekte Hekimlerin artık yoksulluk sınırının altında kaldığı gerçeğiydi.
Yapılması gereken tasarı geri çekilmesi değil eksikliklerin giderilmesiyle birlikte kanun tasarısı görüşülmeye devam edilmesiydi.? Bu kapsamda, Üniversite Hekimleri, Aile Hekimleri, Adli Tıp Hekimleri ve Diğer Bakanlıkların Hekimleri ile sağlık meslek mensuplarına vaad edilen müjdenin tasarıya eklenerek tasarının kanunlaştırılmasının sağlanmasıydı. Ancak bunu yapmadılar kolaycılığı seçerek tasarıyı geri çektiler ve çalışanları, meslek mensuplarını ve sivil toplum örgütlerini birbirlerine düşürdüler.
Hayat şartlarının günden güne ağırlaştığı, ekonomik sıkıntıların başgösterdiği bir dönemde aylık ücretleri neredeyse yoksulluk sınırı düzeyinde olan Hekimlerin maaşlarının ve mali haklarının iyileştirilmiş olmasından Türk Sağlık-Sen olarak son derece memnuniyet duyacağımızı defalarca ifade ettik. Bu tasarının geri çekilerek TBMM gündemine bir daha getirilmemesinden Sağlık Bakanlığı ve Hükümet sorumludur. Artık TBMM açılmıştır. Yapılması gereken bellidir,e emek ve alınterinin karşılığı ücretin ödenmesi için daha fazla beklemeye gerek yoktur. Tasarı hızlı bir şekilde TBMM'ye getirilerek yasalaşmalı Hekimler ve Sağlık çalışanlarının insanca yaşayabileceği hakettiği ücretler biran önce ödenmelidir. Covid ile mücadelenin ivme kazanarak devam ettiği riskin son derece yoğun olduğu bir dönemde Kıymetli Hekimlerimizin ve değerli sağlık çalışanlarının hakları görmezden gelinemez. Sağlık hizmetlerinin bir ekip çalışmasıyla sürdürüldüğü ve bu ekip olmazsa nitelikli ve kaliteli sağlık hizmeti verilemeyeceği tartışmasızdır.
2021 yılı Yıllık enflasyonu Aralık ayındaki %13,58 artışla, Toplam % 36,08 olmuştur. Bu durumda 15 Ocak Maaşı %30,5 artışlı olarak ödenerek 2021 yılındaki kayıplar karşılandı diye düşünürken, Ocak ayında %11,10 oranında gerçekleşen enflasyon rakamıyla birlikte Yıllık enflasyon % 48,69 olmuştur. Bu durumda daha ilk aydan 2022 yılı ilk altı ay için verilen %7,5'luk erimiş olup %3,60 alacaklı duruma geçilmiştir. Bu nedenle, 2022 yılının ilk altı aylık dönemin sonu beklemeden aylık mahsuplaşmaya gidilmeli ve oluşan enflasyon farkları her ay maaşlara yansıtılmalıdır.
Ocak ayı TÜİK açıklaması çerçevesinde dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı Aralık ayına göre %14.71 artarak 5584 TL, Asgari Geçim haddi 11898 TL, Çalışanın tek kişilik açlık sınırı ise 4433 TL olmuştur.
Hayat pahalılığı almış başını gitmiş, geçim zorlaşmıştır.Temel ihtiyaç ve geçim harcamaları en az %70-%100 oranında artmıştır.
Hastanelerin ve sağlık tesislerinin onca yükünü çeken başta Hekimler ve Diş Hekimleri olmak üzere, Eczacı, Psikolog, Biyolog, Odyolog, Fizyoterapist, Eczacı, Kimyager, Sağlık Fizikçisi, Diyetisyen, Hemşireler, Ebeler, Sağlık Memurları, Laboratuvar, Röntgen, Acil Tıp, Diş Protez, Çevre Sağlığı, Evde Sağlık Teknisyen ve Teknikerleri Tıbbi Sekreter, Dil ve Konuşma Terapisti, Perfüzyonist, Optisyen,Podolog, Radyoterapi, Ortez ve Protez Teknikeri, Sağlık Bakım Teknisyeni, Mühendis, Memur, VHKİ, Tekniker, Teknisyen, Aşçı, Şoför, Hizmetli, Hastabakıcı vb gibi daha birçok farklı sağlık meslek mensubu çalışanların hızla eriyen ücretlerinin iyileştirilmesi temel beklentimizdir
Ülkemizde ne acıdır ki Tıp ve Diş Hekimliği okumanın Sağlık Meslek mensubu olmanın bir değeri bir anlamı kalmamıştır. Ya parayla ,Ya dayakla, Ya Ölümle,Ya Sakat kalmayla terbiye ve tehdit ediliyoruz. Sağlıkta şiddet istemiyoruz. Tıp veya diş hekimliği fakültelerinde okuyan doktor adayları ile Hemşireler yurtdışında çalışmanın planlarını yapmakta, yabancı dil kurslarına gitmektedirler. Son birbuçuk yılda 9 Bin yetişmiş Hekim İstifa etti. 3 Bin Hekim emekli oldu.
Sağlık çalışanları, kamu çalışanları arasında en düşük mali haklara sahip durumuna düşmüşlerdir. Çalışanlar ailesine ve çocuklarına ayıracağı zamanı bir miktar daha ilave ücret alabilme adına mesai saati sonrasında fazla çalışarak geçinmeye çalışmaktadırlar.
Acil servislerde, diyalizde, yoğun bakımlarda, ameliyathanelerde, 112 ASHİ istasyonlarında, kısaca hastanelerin riskli birimlerinde çalışanların döner sermayeleri sıfırlanmıştır. Normal servis ve polikliniklerde çalışanlar zaten yıllardır döner sermaye alamamaktadırlar. Geçen yıl acil serviste çalışan bir sağlıkçının döner sermayesi %50 oranında azalmıştır. Sabit ek ödeme %20 artırılırken, ödenen döner sermaye aynı oranda düşmüştür. Değişen olumlu birşey olmamıştır.
Ortalama bir Hekimin, Acil Serviste nöbet tutan acil uzmanlarının aylık döner sermayesi asgari ücretin yarısına düşmüştür. Performans sistemi artık ömrünü tamamlamış, hekimler ve çalışanlar için kabul edilebilir, sürdürülebilir bir durum olmaktan çıkmıştır. Hemşire,sağlık memuru, att vb gibi sağlıkçıların aylık döner sermayeleri sıfırlanmıştır. Ücretler Üçüncü dünya ülkeleri ile kıyaslanabilir düzeydedir. Aylarca KPSS çalışarak emek ve alınteriyle zar zor atanan Hemşire vb gibi sağlık meslek mensupları atandıkları kurumda en az ücret alan durumuna düşmüşlerdir. Bu durumu kabul edemeyiz.
Genel idare hizmetler, teknik hizmetler sınıfı çalışanlar (memur, hizmetli, teknisyen, tekniker, vhki,şoför vb gibi çalışanlar) ise maaş ve sabit ek ödemeye mahkum edilmişlerdir. Kısaca, sabit ek ödeme dışı döner sermayeler ya çok az ödenmekte ya da sıfır düzeyindedir.
Hekimler ve Sağlık çalışanları mutsuz ve umutsuzdur. Polikliniklerde bir hekim günde 100 ün üstünde hasta bakmak zorunda bırakılması hangi mantıkla açıklanabilir. Beş dakika da bir hasta muayenesi için randevu vermek hem hekime hakaret, hem de hastaya mağduriyet doğurabilmektedir. Hasta muayene randevularındaki tıkanıklık çalışanlara yeni bir şiddet alanı daha oluşturarak fiili şiddete dönüşmüştür.
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinden kaynaklanan tüm sorunlar çözülmelidir. İzinlerde kolaylık sağlanmalıdır. Yeni açılacak ASM'nin mevcut yakındaki ASM'yi hasta sayısı ve aylık maaşlar açısından olumsuz etkilememelidir. Cari giderlerdeki artık personel ve zorunlu giderleri karşılamıyor, ücret iyileştirilmesi yapılmalıdır. Aile hekimlikleri özel işletmeler değildir, gelir getirici konumundan çıkarılmalıdır. Artık, amaca hizmet etmeyen filyasyon çalışmaları yeniden düzenlenmelidir. Meslekleriyle ilgili basın açıklaması yapma yasağı kaldırılmalıdır.
Hekimler malpraktis davalarından bıkmışlardır. Malpraktis işlemleriyle ilgili ihtisas mahkemeleri kurulmalıdır. Mesleki sorumluluk sigorta rakamları açılan davalardaki rakamlar gözönüne alındığında çok çok düşüktür, bu rakamlar artırılmalıdır. Bu durumu gören gençler artık Tıp fakültelerini tercih etmekten kaçınmaktadırlar.
3600 Ek Göstergeden hala net bir haber yok. Verilen sözler tutulmalı ve tüm çalışanları kapsamalı, emeklilere de bu hak verilmelidir.
Yüzdeyirmi sabit ek ödeme artışından Sahil Sağlık Genel Müdürlüğü çalışanları ve Araştırmacılar'da yararlandırılmalıdır.
Ek ödeme döner sermayeler tavan katsayısı oranında maaşın içerisine alınarak tek maaş olarak ödenmeli, emekli maaşı ve ikramiyesine dahil edilmelidir. Aylık sabit ek ödemeler emekliliğe sayılacak şekilde genel bütçeden karşılanmalı ve döner sermaye sistemi üzerindeki yük kaldırılmalıdır.
Tüm sözleşmeli çalışanlar (Vekil Ebe Hemşireler, Kamu Dışı ASM çalışanları dahil) kadroya alınmalıdır. Eş, mazeret ve eğitim durumu tayinlerine müsaade edilmelidir.
Fiili Hizmet zammında 1 yıllık hizmet karşılığı net üç ay yıpranma hakkı uygulanmalı, covid salgını döneminde bu hak genişletilmelidir. Vergi dilimleri %15'e sabitlenerek çalışanlar yüksek vergi vermekten kurtarılmalıdır.
Süreklilik arzeden geçici görevlendirmelerden bıktık uzandık, araçların üzerinde bir o hastanede bir bu hastanede ömrümüz geçiyor, yorulduk, yıprandık.
Şiddetin önlenmesiyle ilgili sivil toplum örgütleriyle koordineli çalışmalar yapılarak kanuni düzenleme gerçekleştirilmelidir.
Üniversite hastaneleri YÖK'e bağlıdır. Bu nedenle YÖK'e bağlı Üniversite sağlık kuruluşlarında çalışanlara illerarası tayin, Becayiş, Eğitim ve Mazeret tayin hakkı verilmelidir.
Emeklilik hakkını kazanan sağlık çalışanları emekli olmaya korkuyorlar, zira maaşının yarısını kaybediyor ve nasıl geçineceğim diye karar kara düşünüyorlar.
Covid pandemisi devam etmektedir. Bu nedenle tüm çalışanlara covid ilave ödemesi yapılmaya devam edilmelidir.
Covid hastalığı ilavesiyle Meslek hastalıkları yasasındaki eksiklikler giderilerek çıkartılmalıdır. Covidden hayatını kaybeden sağlık çalışanları Sağlık şehidi sayılarak tüm hakları verilmelidir. Bu vesileyle bu salgında hayatını kaybeden 500 Civarındaki sağlık çalışanlarına Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
84 Milyon vatandaşımıza emek ve alinteri dökerek sağlık hizmet götüren sağlık çalışanlarını sadece alkışlamak yetmez, mali hakları verilmelidir.
Artarak devam eden Coronavirüs salgınında canını tehlikeye de atarak kahramanca mücadele ederek, yorularak ve yıpranarak sağlık hizmeti sunan sağlık meslek mensupları sizden sadece emeklerinin karşılığını istiyorlar. Bu talep görmezden gelinemez.
Özellikle son yıllarda yaşanmakta olan Covid-19 Pandemisinde aylarca omuz omuza cephede savaş veren kahraman Hekim ve Sağlık çalışanları bir ve bütündür. Sağlık hizmetleri bir ekip işi olduğuna göre bu ekibin her biri değerlidir, önemlidir,vazgeçilmezdir. Özellikle son günlerde ne olduğu ve kime hizmet ettiği belli olmayan bir kısım kendini bilmezler sosyal medya ortamından faydalanarak yalan ve kandırmacalarla hekimler ile sağlık meslek mensuplarının arasını bozmaya çalışarak kendilerine rant alanı devşirmeye çalışmakta olduklarını görmekteyiz. Çalışanlar için verdiğimiz haklı mücadeleye nifak tohumu ekip, ilgiyi ve gündemi başka yönlere çekmek isteyenler, gerçekleri değiştirip farklı yansıtmak gibi çirkinliklerle uğraşanlar iyi bilsinler ki onlara ne bizler ne de sağlık çalışanları fırsat vermez. Hekimler, Hemşireler, Sağlık Memurları, Ebeler, kısaca tüm sağlık çalışanları birlik ve beraberlik içerisinde bir aradadırlar,
Türk Sağlık-Sen olarak haklarımızın daha fazla gaspedilmesine seyirci kalmayacağız. Çalışanlarının güveni ve desteği ile bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada çalışanların hakları için mücadele etmeye ve çalışanların sesi olmaya devam edeceğiz Mücadelemiz başarıncaya ve kazanıncaya kadar kesintisiz devam edecektir. Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız.