Trabzon'da yaban hayatı için çalıştay
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Dekanı Prof. Gürsel Çolakoğlu, Ayder ve Uzungöl’de doğal yaşam alanlarının korunması için alınan kararı memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.
“Doğu Karadeniz’de yaban hayatı yönetimi” konulu çalıştayı Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Ahmet Şener Anfisi’nde yapıldı.
Çalıştayda bir konuşma yapan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Dekanı Prof. Gürsel Çolakoğlu, “Özellikle Ayder ve Uzungöl'de doğal yaşam alanlarını ve kültürümüzü korumak için bir düzenleme kararı almaları sevindiricidir” dedi.
Çolakoğlu, “Doğa ve eko turizmin, zengin coğrafyamız ve doğal potansiyeli nedeniyle bölgemize ekonomik katkısının, uzun vadede kitle turizminden gelecek gelirden daha fazla olacağını hem halkımıza hem de turizm sektöründen gelir sağlayan işletmecilerimize de anlatmak zorundayız. İlgili bakanlıklarımıza özellikle Ayder ve Uzungöl'de doğal yaşam alanlarını ve kültürümüzü korumak için bir düzenleme kararı almaları sevindiricidir. Duyarlılıklarından dolayı bir memleket bir Karadeniz sevdalısı olarak kendilerine teşekkürlerimi arz ediyorum. Ekolojik ayak izi ölçümlemelerine göre, dünyadaki herkes bir Kuzey Amerikalı kadar tüketse 5, bir Avrupalı kadar tüketse 3, Türkiye'de yaşayan biri kadar tüketse 2 gezegene ihtiyacımız olacağını ifade etmekte ve bu çalıştay da aramızda bulunan WWF bu konuda da dünyayı ve ABD’yi uyarmaktadır. Dünya sağlık örgütünün verilerine göre Afrika’da bir insanın yeme, içme, kullanma ve temizlik amaçlı su ihtiyacı ortalama 25 litre olurken ABD ’de bu miktar 360 litre veya üstünde olmaktadır. WWF bu konuda da ABD yi uyarmaktadır ABD 320 milyon nüfusuyla dünya nüfusunun yüzde 5’ni oluştururken tüm dünya sera gazı salınımının yüzde 25’ini tek başına elinde bulundurmaktadır. WWF bu konuda dünya kamuoyunu ABD üzerinde baskı uygulanması için uyarmaktadır. Bu nedenlerden dolayı, Doğal hayatı koruma vakfının Türkiye’nin de içinde bulunduğu yüzden fazla ülkede doğal yaşam alanlarını ve canlı türlerini korumak için yapmış oldukları çalışmaları KTÜ Orman Fakültesi Dekanı olarak takdirle karşılıyorum. Ve tabi ki Kudüs, bizler dünyanın daha yeşil havanın, toprağın, suyun daha temiz kalması için uğraşırken, ruhlarının kötülükten ve kirden arınmasını dilediğim insanların dünya barışını bozacak bu Kudüs kararından bir an önce vazgeçeceklerini ümit ediyorum” diye konuştu.
Dünyanın her tarafından insan geliyor
Uzman Biyolog ve Ornitolog (Kuş bilimci) Kerem Ali Boyla da Doğu Karadeniz Bölgesi'nin Türkiye’nin en canlı aynı zamanda biyolojik çeşitliliği açısından zengin bir bölge olduğunu belirterek bölgenin yabancı turistlerin ilgi odağı olduğunu söyledi. Boyla, “Doğu Karadeniz Bölgesi Türkiye’nin en yeşil en canlı aynı zamanda biyolojik çeşitlilik açısından çok zengin bir bölge. Bölge kuş göç yolları üzerinde. Çoruh Vadisi’nden her yıl bir milyondan daha fazla yırtıcı kuş göç ediyor. Dolayısıyla Trabzon ve çevresinin çok büyük bir potansiyel olduğunu düşünüyorum. Turizm uluslararası bir mesele. Buraya artık dünyanın her tarafından insanlar geliyor. Malezya, Afrika, Brezilya olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden bölgeye gelenler var. Özellikle Güney Afrikalılar bu tarafı çok seviyor. Turizmin uzun vadede sürdürülebilir bir şekilde yapılması konusunda kafa yormamız çok önemli. Elbette doyurucu getirisinin olması gerekiyor. Önemli olan uzun vadede güvenle Trabzon’u dostluk ve doğal yaşam açısından bir cennet niteliği taşıdığını bir şekilde anlatmamız lazım. Son yıllardaki gelişmelerde Trabzon ve Doğu Karadeniz betonlaşmalar HES’ler yollar nedeniyle belirli miktarda doğal değerlerini zayıflattı ve kaybetti. Ancak bulunduğumuz noktada gerek idarecilerimizin gerek yöneticilerimizin gerek yerel halkın doğal turizmi konusundaki talepleri de artıyor. Bu saatten sonra yapılanlar yapıldı, mevcut değerlerimizi en iyi şekilde kullanmamız lazım” şeklinde konuştu.
Görevimiz; doğal mirasımızı korumak
WWW-Türkiye Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem de amaçlarının yaban hayatını korumak ve yaşatmak olduğunu ifade ederek “Bize göre yerli ve milli olmak; kelaynakları, deniz kaplumbağalarını, kardelenleri, atmacaları ve onların yaşam alanları olan dağları, ormanları, nehirleri, kıyıları hatta insanların sağlığını korumaktır. 1975’de Birecik’teki yanlış tarımsal uygulamalara dur demeseydik bugün kelaynaklar yoktu. 1980’lerde Dalyan’daki turizm yatırımını durdurmasaydık denizkaplumbağaları da olmayacaktı. Bizim görevimiz doğal mirasımızı (yaban hayatını) korumak, yaşatmak, gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak” ifadelerini kullandı.