Korana virüs pandemi sürecinin bütün dünyayı olumsuz etkilediği ancak en çok etkilenen sektörlerin hizmet ve turizm sektörü olduğu belirtildi.
Değerlendirmelerde bulunan TÜRSAB Doğu Karadeniz Bölge Temsil Kurulu Başkanı Volkan Kantarcı, 1 Haziran itibariyle pandemide normalleşme sürecinin başladığını hatırlattı. Kantarcı, Haziran ortaları gibi iç turizmde bir hareketlilik beklentileri olduğunu ancak bu beklentilerin de umdukları gibi gerçekleşmediğini söyledi. Kantarcı “Avrupa ve etrafımızdaki diğer ülkelere bakıldığında rakip olan Akdeniz’deki İspanya, İtalya gibi ülkelere bakıldığında vaka sayıları olarak biz onlardan çok daha iyi durumdaydık. Haziran ilk haftalarında normalleşme sürecinde gayet iyiye doğru gidiyorduk. Beklentilerimiz fazlaydı. Zaten pandemi ilk etkilerini göstermeye başladığı zaman bizim hem kamuoyuna hem de bölge acentalarımıza özellikle ‘Artık kitle turizmi bu süreçte olmayacak çünkü insanlarda normalleşme sürecinde dahi bir tedirginlik olacak. Kalabalık gruplar halinde otobüslere binerek birlikte tanımadığı aileler ile hareket etme sayıları azalacak’ demiştik. Bölgemiz doğal güzelliklerin, vadilerin, göllerin, şelalelerin, derelerin çokça olduğu yeşilin çok fazla olduğu son yıllarda iç ve dış turizmde en çok rağbet gören destinasyonlardan bir tanesi. Buna yönelik tur paketleri ve programları hazırlamalarını özellikle sosyal medya üzerinde bunlara ağırlık vermeleri gerektiği konusunda telkinlerimiz oldu. Nitekim geçtiğimiz 3 aylık sürede baktığınız zaman bölgemizde kitle turizminde bir hareketlilik olmadı her hafta otobüsler dolusu gruplar gönderen İstanbul, Ankara, İzmir, Konya gibi büyük şehirlerdeki büyük tur operatörlerinin az sayıda gruplarının geldiği, gelen gruplarının da 15-20 kişi arasında olduğunu gözlemledik. Yaylalara yönelik tur paketleri hazırlayan tur firmaları halen daha hafta 2-3 kere gruplara hizmet veriyor. Yayla konaklamalı turlar yapan ve pandemi sürecinde kendini ‘izole’ etmek isteyenlere ulaşabilen acentalarımız bu süreci iyi değerlendiriyor” dedi.
“Vakaların az olduğu Körfez ülkelerinden vakaların hiç yok denecek kadar olduğu Doğu Karadeniz Bölgesi’ne bir akım bekliyorduk”
“Rakamlara baktığımız zaman bölge turizminde geçen yıla göre en az yüzde 80 gibi bir kayıp söz konusu” diyen Kantarcı “Pandeminin normalleşme sürecindeki akışı baktığımız zaman biz Haziran itibariyle gayet iyi gidiyorduk. Vakaların az olduğu Körfez ülkelerinden vakaların hiç yok denecek kadar olduğu Doğu Karadeniz Bölgesi’ne uçuşlar başlaması üzerine bizim bir baskımız vardı. O dönem sivil havacılık ile ilgili olarak girişimlerde oldu. Charter seferi koymayı planlayan firmalarla beraber sürekli irtibat halindeydik. Ama bu akış bir türlü olmadı. Haziran ortalarından itibaren Körfez ülkelerinde de vakalar artmaya başladı. Temmuz ve Ağustos’ta beklemiş olduğumuz beklemiş olduğumuz direkt uçuşlar hayata geçirilemedi. Özellikle 10 Temmuz’dan sonra planlamaları olan havayolu şirketleri ve charter seferleri vardı. Bunlar olmayınca rakamlar bölgemiz turizmine ve ekonomisine olumsuz olarak etkileri yansıdı. Geçen sene 600 bine yakın turist gelmiş, 1 milyonun üzerinde yerli turist var ama yabancı turistlerin kişi başı bırakmış olduğu gelir çok daha fazla. O nedenle dış turizm bizim için çok önemli. Maalesef olumsuz bir süreç geçirdik. Kurban Bayramı’ndan sonra Kuveyt’ten uçuşlar başladı. Hem sayı hem de doluluk oranı olarak oldukça düşüklerdi. Çok düşük oranda da olsa bir nebze katkıları oldu. Ama bölgemizin ihtiyacı çok daha fazlasıydı. İç turizminde aileler şeklinde gelişler oldu. Yayla ve ahşap otellerdeki konaklama oranları sahil şeridindeki yıldızlı işletme belgeleri otellerin 2 katı oldu” diye konuştu.
“2020 yılına bölge turizmi için büyük umutlarla başlamıştık”
2020 yılında bölge turizmini çeşitlendirmek adına büyük umutlarla çalışmalar yaptıklarını hatırlatan Kantarcı, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Şubat ayında Kuzey Afrika ülkelerine THY ve DOKA destekli bir program gerçekleştirmiştik. O ülkelerden de bölgeye turist çekmek adına çalışma yapmıştık. Devamında Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerine yönelik çalışmalarımız olacaktı. İran’daki turizm fuarına, Azerbaycan’daki turizm fuarlarını ziyaret ederek oradaki turizm acentalarına yönelik görüşmelerimiz olacaktı. Pandemi sürecinden dolayı bunu gerçekleştiremedik. Artı iç turizm adına da çalışmalar planlıyorduk. Çünkü ülkemizin 85 milyonluk bir nüfusu var. Bölgemizin değerlerini doğal güzelliklerine pandemide ortaya çıkan olumlu kısmı bölge olarak biraz daha sahiplenip bunu daha ön plana çıkartıp önümüzdeki yıllarda iç turizme yönelik tanıtım çalışmalarımıza önem vermemiz gerektiği ortaya çıktı. Pandemi devam ederse Allah korusun yine dış hatlar kapanacak veya 4-5 yıl sonra bir daha böyle bir şey yaşanırsa yine bu tarz şeyler yaşanacak dış turizm hareketliliği duracak ama bizim büyük bir nüfusumuz var içerdeki dengeleri iyi kontrol edebilirsek iç turizm hareketliliği ile ayakta kalabiliriz. Bu potansiyeli değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz. Buna yönelik hazırlık çalışmalarımızı yapmamız lazım. Türkiye’de bir turizm kültürü geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Değerlerimize sahip çıkıp adına bölge tanıtımı ile ilgili bir birliktelik sağlamamız gerekiyor. Çünkü bölgeye gelen turist sadece Trabzon’u gezmiyor, Ayder’e de gidiyor Şavşat’a da gidiyor. İlkokuldan itibaren turizmle ilgili çocuklara bir bilgilendirme okullarda bölgenin turizm değerleri ile ilgili gezilecek yerler ile ilgili bilgiler verilmeli. 10-20 sene sonra iklim değişimlerinden ötürü yaylalarımız daha da değerli hale gelecek, nehirlerimiz göllerimiz daha bir önem kazanacak. Bununla ilgili orta ve uzun vadeli bir planlama yapmamız gerekiyor.”
“Turizmciler için pandemi dönemi için alınan kredilerin ödeme dönemi geliyor ama elde avuçta bir şey kalmadı”
Turizmcilere bu pandemi sürecinde açıklanan paketlerle destekler verildiğini, düşük faizli krediler kullandırıldığını, kısa çalışma ödeneğinden yararlandırıldığını, SGK ile ilgili destekler olduğuna dikkat çeken Volkan Kantarcı, turizmciler için alınan kredilerin ödeme döneminin yaklaştığına dikkat çekti. Kantarcı “Gelinen noktada Nisan, Mayıs itibariyle kredi kullanan acentalarımızın bu kredileri geri ödemeleri Ekim gibi başlıyor. Bu geri ödemeleri yapmak için bu süreçte para kazanmaları gerekiyordu ama maalesef kazanamadılar. Ancak kendilerini geçindirecek kadar kazandılar, bazıları onu bile kazanamadı. Dolayısıyla geçtiğimiz yıl Eylül ayından itibaren giderleri olan ölü bir kış sezonu geçiren hatta bazıları gelecek turizm sezonunu yani ilkbahar ile birlikte okul turları, kültür turları ve akabinde yaz sezonunu düşünerek kışın borç alan seyahat acentalarımız olmuştu. Bu süreci de pandemi nedeniyle gerçekleştiremeyince zor bir dönem yaşadılar. Şimdi ödeme dönemi yaklaşıyor elde yok avuçta yok. İkinci iş yapan yani farklı sektörlerde iş yapan turizmciler bir şekilde ayakta kalmaya çalışıyor ancak sadece turizm ve seyahat acentalığı yapan işletmeler bu anlamda durumu gerçekten çok zor. Biz bu ay veya önümüzdeki ay özellikle turizmciler için ek paketler açıklanmasını bekliyoruz. Bu konuyu ilgili bakanlıklara ileteceğiz. Çünkü önümüzdeki yılın ilk yarısına kadar görüntü itibariyle turizmcileri zor dönemler bekliyor. Bölge turizmcileri için 2019 yılı Eylül ayından başlayıp 2021 yılının yaz sezonuna kadar turizmciler için geçen 20 aylık zor bir dönem var. Bu süreçte ayakta kalmak gerçekten çok zor. Kimi borç alarak kimi kredi alarak alarak ayakta kalmaya çalışacaklar ama bu süreçte ilave destekler verilmesi gerekecek. Sürekli borçlanma ile kredi ile ne kadar ayakta kalınabilir bu da ciddi bir sorun. Sadece öteliyoruz. Önümüzdeki dönemde para kazanacağız ve borçlar ödenecek diye ama bunu yapmaktan başka da bir şey yok gibi” ifadelerini kullandı.