AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, "Parlamenter sistem Türkiye'de tutmamıştır. Çünkü parçalanmış bir aklın, parçalanmış bir yönetme modelinin uygulandığı bir yer haline geldiği için bu topraklar, parlamenter sistem üzerinden büyük iddialarını gerçekleştirme yolunda hep sıkıntı çekmiştir" dedi.
Türkiye Gençlik Kulüpleri Konfederasyonu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğrenci Konseyi ve Genç Memur-Sen Trabzon Şubesi tarafından Hamamızade İhsanbey Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi" konferansında konuşan Külünk, başkanlık sistemi ve 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'de sistem değişikliği tartışmasının saf, teknik bir tartışma olmadığını belirten Külünk, şunları söyledi:
"Bu model, bu parlamenter sistem Türkiye'nin değişimine cevap veremiyor. 1839 Tanzimat Fermanı'ndan beri parçalanmış bir devlet aklıyla baş başayız. Devlette birlik esastır. Osmanlının güçlü olmasının sırrı bir olmaktır, tek başlı olmaktır. Dolayısıyla başkanlık sistemine inanmamın temel nedenlerinden birisi de parçalanmış devlet aklından bütünleşmiş devlet aklına, yani kamu yönetiminde yerel yönetimlerin ayrı yere, kendini devlet gören bürokrasinin ayrı yere gittiği bir parçalanmış modelden siyasetle kamu yönetimi arasında parçalanmış yetki kavgalarının üzerinden devletin enerjisini kaybettiği bir modelden devletin birliği ilkesi üzerinden bir yönetme anlayışının karşılığı olduğu için başkanlık sistemine inanıyorum. Bu yetmez çünkü tam başkanlık sistemine geçmeliyiz. Parlamenter sistem eşittir parçalanmış bir akıl üzerinden istikrarsızlığın istikrar haline getirilmesinin adıdır."
Külünk, bir devletin yönetme modelinin toplumun psikolojik derinliğine, psikolojik reflekslerine uygun olmak zorunda olduğunu dile getirerek, "Parlamenter sistem Türkiye'de tutmamıştır. Çünkü parçalanmış bir aklın, parçalanmış bir yönetme modelinin uygulandığı bir yer haline geldiği için bu topraklar, parlamenter sistem üzerinden büyük iddialarını gerçekleştirme yolunda hep sıkıntı çekmiştir. 70 yılda 65 hükümet. Cumhurbaşkanlığı sistemi olsaydı 70 yıl 14 hükümet görecekti Türkiye. 70 yıl 14 hükümetli bir Türkiye mi 70 yılda 65 hükümetli bir Türkiye mi istikrarlı olurdu" ifadelerini kullandı.
"İngilizleri, Amerika, Almanyayı ne ilgilendiriyor, sistem tartışması" diyen Külünk, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"Biz bağımsız, özgür bir ülke değil miyiz? Niçin müdahil oluyorlar? Çünkü İngilizler, bu ülkeyi hala Lozan sonrasında kendi muhitleri görüyor. Onun için Rusya'da Moskova'da Türkiye, Rusya, İran, Suriye görüşmesine itiraz ediyor ve Ortadoğu'yu bensiz şekillendirmeye kalkarsanız ben buna itiraz ederim diyor. Onun için Türkiye'nin neden cumhurbaşkanlı tek model değil de kuvvetler ayrılığı ilkesinin arkasına saklanılarak parlamenter sistemle neden baş başa bırakıldığını oturup kendi iddialarımız perspektifinden bir kere daha düşünmek mecburiyetindeyiz. Çünkü Türkiye'yi parlamenter sistemin ürettiği istikrarsızlık üzerinden kontrol ettiler. Hem askeri hem de sivil bürokrasinin milleti temsil eden siyasetçilerin alanı boşalttığını gördüğü an doldururlar. Türkiye'deki 4 darbenin en temel sebebi siyasetçilerin alanı boşaltması, inisiyatifsizliğidir. 14 yıllık süreçte Türkiye'de demokrasinin işleyişindeki en temel güç Erdoğan'ın karizmatik liderliğidir. Erdoğan'ın liderliği alanı doldurmuştur."
15 Temmuz darbe girişimiyle Sevr Antlaşması'nın yeniden dayatılmak istendiğini vurgulayan Külünk, "Yunan işgal devletlerinin aradan 100 yıl geçmesine rağmen bu toprakların içerisindeki devşirdikleri adamlar üzerinden Yunan işgalinin Anadolu'ya dayatılmasıdır. Biz böyle bir süreçte sistem değişikliğini konuşuyoruz" şeklinde konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, başkanlık sistemi ile ilgili tutumunu değerlendiren Külünk, "Devlet Bahçeli neyi gördü de başkanlık sistemiyle ilgili hemen getirin dedi. Devlet Bey neyi gördü de 'El-Bab'da olmazsak Gaziantep'i, Ankara'yı konuşamayız' dedi. Neyi gördü Sayın Bahçeli. Başkanlık sistemine 1 yıl önce son derece kritik çıkışlar yapan Bahçeli, bugün neyi gördü biliyor musunuz. Suriye ve Irak'taki sürecin nereye gideceğini gördü. Suriye ve Irak'ta olmayan bir Türkiye'nin Diyarbakır'da olamayacağını gördü. 15 Temmuz gecesinin arkasındaki yüz yıllık kirli aklın Filistin'den, Musul, Kerkük'ten bu yana bu topraklarda biçtikleri elbisenin tüm teknik resimlerini gördü" ifadesini kullandı.