Globalleşmenin, inovasyonun, bilimin, teknolojinin müthiş ilerlemesine şahit olduğumuz son dönemde; Türkiye'nin önümüzdeki 10-15 yıllık kritik süreci çok iyi değerlendirmesi gerekiyor.
Rekabetçi küresel ekonominin içerisinde yer alabilmek için ülke olarak elden gelenin en iyisini yapmak durumundayız.
Eğitim, bilim, yazılım, kodlama, teknoloji, algoritma, dijital gelişmeler dahası potansiyel gençlik Türkiye'nin önünü açabilecek fırsatlar sunuyor.
Dünya tam bu dönemde yol ayrımında. Türkiye de yol ayrımına geldi. Her ne kadar küresel büyük güçler varsa da, bazı ülkeler fırsatları değerlendirirse fark yaratacak. Ülkemiz de potansiyeli ile bu farkı yaratabilecek durumda. Bu ülkelerden biri olma şansını yakalayabiliriz.
Kiminle ?
Hep birlikte, birliktelikle...
Nasıl mı?
Bilimden, teknolojiden, tarihten, edebiyattan, sanattan, kültürden, spordan yararlanarak yapabiliriz. Akılla, ortak akılla...
Öncelikle gençliği; insani, etik, ahlaki, milli ve manevi değerler ile bezeyip, çağın bilim ve teknolojik imkanlarını kullanımlarına sunarak üst potansiyellerini ortaya çıkararak...
Sonrasında gençlere; okuyan, anlayan, yorumlayan, sorgulayan, meraklı, eleştiren, çıkarımlarda bulunan, üretken, katma değer oluşturabilecek saha açmak...
Ne İle ?
Ortak akılla... Ortak paydaşlarla... Donanımlı, değerler bütünü ile yetişmiştirilmiş, teknolojiyi bilen ve kullanan, kendisine imkan sunulan, toplumun her katmanında değer ve itibar gören, rol model öğretmenler camiasıyla. Herkesin benimsediği, eğitim camiasının, tüm eğitim paydaşlarının katıldığı ve ikna olduğu Modern Eğitim Modeli ile...
Bu sayede Türkiye bu kritik eşiği geçebilir. Gerekli potansiyel gençliğe, enerjiye sahiptir. Kararlı, sistemli, disiplinli, eğitim anlayışı temelinden hareketle önyargılar oluşturmadan, ideolojik kaygılarla değil, devlet-millet ideolojisi üzerinden uzun vadeli planlamalar ile var olan psikolojik, sosyolojik, ekonomik, siyasal etkenleri hesaplayıp; köklerinden, birikimlerinden, tecrübelerininden yola çıkarak, milli ve küresel ölçekli değerlendirmelerle ufkunu geniş tutup, ülkenin kritik yol ayrımında doğru tercihi yapmasını hep beraber sağlayabiliriz.
Türkiye Akıl Çağında bu eşiği istediği gibi geçmek istiyorsa eğitimi; her alanında işin ehli uzmanlarla toplumsal mutabakat ürünü haline getirip, yap boz tahtası olmaktan çıkarıp, her gelenin var olan üzerine geliştirici, yenilikçi, tamamlayıcı adımlar atıp milli hedefe doğru istikrarlı, sistem, düzen ve disiplinle ilerlenmelidir.
Yoksa bu 10-15 yıllık kısa vadede, yol ayrımında treni kaçırmış oluruz.