Eski Bakan Aşık’tan Haber61’e önemli açıklamalar: "Demokrasi bu değil"

Eski Devlet Bakanı Eyüp Aşık'tan Haber61'e önemli açıklamalar...

Eski Devlet Bakanı Eyüp Aşık, Atakan Kadıoğlu’nun hazırlayıp sunduğu ve Haber61 TV ekranlarında izleyici ile buluşan ‘Aleni Sorular’ programında önemli açıklamalarda bulundu.

Çocukluğundan eğitim hayatına, Trabzonspor yönetiminden siyaset hayatına adım atmasına kadar önemli konulara değinen Eyüp Aşık, günümüz siyasetindeki son duruma ilişkin de flaş açıklamalarda bulundu.

Erken seçim tartışmaları ile ilgili konuşan Eyüp Aşık, “Erken seçim işareti veren çok şey oldu. Vergi yapılandırması, Ayasofya konusu ve birçok şey gibi. Bunlar erken seçim sinyali veriyor. Ama diğer yandan da niye olsun ki diyorum” dedi.

Eyüp Aşık'ın açıklamaları şu şekilde;

TESİSLERİN BAŞLANGICI BENİM

28 yaşlarında Trabzonspor’da yöneticilik teklifi aldığını aktaran Aşık, o günlerde yaşananları ve tesisleşme sürecinin nasıl geliştiğini şu sözlerle aktardı;
Mustafa Günaydın döneminde geldiler dediler ki seni yönetime alıyoruz. Ben de dedim ki bana yöneticilik yaptıracaksınız ama sahadakiler benden büyük. O zaman Şenol Güneş, rahmetli Kadir Özcan’lar var. Sonra ben yönetime girince tesis işine girdim. Trabzonspor tesislerinin başlangıcı benim. Trabzonspor’un 5 kupası var ama Ziyabey’in yanında kahvehanenin bir köşesini kesmişler orada yönetim kurulu toplantısı yapıyor. Buna isyan ettim. 5 kupası olan takım buradan mı idare edilir. Trabzonspor’un kendine ait binası ve sahası olması gerekir. Ortalığa düştüm hatta benimle dalga geçtiler. Ben Ganita’nın olduğu yeri gözüme kestirmiştim. Sonra şimdiki tesislerin yerini buldum. Sahibi 40 Milyon Lira istedi. Ben İskender ve Hüsnü’yü Ankaragücü’ne sattım. Türkiye’nin en iyi futbolcularıydı. Kulübün mali işlerine ben bakıyorum. İki tane otobüs aldım. Birini 35 birini 22 Milyon Lira’ya sattım. Sonra Farozlular en iyi futbolcuları satıyorsunuz diye isyan ettiler. O yıl 2. Olduk. Ama ben o yıl Ahmet Ağaoğlu gibi önce kulübü kurtarayım tesis yapalım derdindeyim. Farozlular gelip kulübün camlarını kırdılar. Yönetim kurulu toplanıp satıştan vazgeçti. Ben dedim ki ben adamlardan çek aldım. Arsanın sahibine de verdim. Kongreye gidelim dedim. Kongre kararı aldık. Yönetim istifa etti.

MEHMET ALİ YILMAZ 500 MİLYON HARCADI

İbrahim Cevahir araya girdi Mehmet Ali Yılmaz’ı ikna edip getirdi. Kulüp parasızdı. O da benim yaşlarımdaydı ama İstanbul’da iyi para kazanıyordu. Dedi ki burada “Bana başkanlığı teklif ettiler, sayman sensin nedir durum. Bana 50 Milyon’a 1 yıl başkanlık yaparsın” dediler. Ben de “50 Milyon TL ilk hafta koyman lazım” dedim. Sonra konuştuk anlaştık. Sonra İskender’in satışından vazgeçtik. Hüsnü 22 Milyona gitti. O 40 Milyonu Mehmet Ali verdi. Tesisleri yaparken bütün kamu kuruluşları yardım etti… Mehmet Ali gelince baya rahatladı o sene 500 Milyon harcadı. İskender Türkiye’nin en pahalı futbolcusuydu 35 Milyon Lira’ydı. Mehmet Ali 500 Milyon harcadı. Yani bugün 10 tane Sörloth…

Türkiye’de kendi tesisini yapan ilk takım da Trabzonspor’dur. Sonra Bursaspor yaptı çok sonra Fenerbahçe yaptı. O zamanlar futbol devletindi. Devlet istediğini yapardı. Tesis isterse yapardı… Kendi tesisimizi yapmamız gerektiğini ilk söyleyen benim gönlünü ve parayı veren de Mehmet Ali Yılmaz’dır.

BENİ ÖZAL ÇAĞIRDI

Eski Bakan Aşık, Trabzonspor’dan siyasete geçiş sürecini ise şu şekilde anlattı;

Ben Trabzonspor’da yöneticiyken Fenerbahçe ile cumhurbaşkanlığı kupası için Ankara’ya gittik. Orada Turgut Özal benimle görüşmek istedi. Genel merkeze çağırdı. Ben 30 yaşındaydım o zaman. Özal beni görünce şaşırdı “Ben seni büyük adam sandım. Kime soruyorsam herkes senin adını veriyor. Ben de dedim ki Trabzon’u bu mu yönetiyor. Gel beraber siyaset yapalım” dedi. Trabzon’da kurucu il başkanlığı teklif etti. Ben dedim benim param yok, servetim yok, partiyi sürükleyecek adamın parası olacak. Benim dedim sülalem yok. Trabzon’da belli başlı sülaleler var, her biri 3 bin kişi. Benim sülalemi toplasan 70 kişi dedim. Geçmişimde siyasetçi de yok. Trabzon’da siyaset doğu batı ekseninde yapılır. Orada büyük ilçeler var Batı’da Akçaabat Vakfıkebir, doğuda Sürmene Of. Çaykara Trabzon’un en küçük ilçesi. İlçeler arası toplantı olsa bizi masaya oturtmazlar böyle bir avantajım da yok. Yanlış adamım ben dedim ona. Bu sefer dedi ki “Ben aradığımı buldum. Onların olmadığı adam arıyorum” dedi. Sonra bir yazı yazdırıldı getirildi Anavatan Partisi’nin Trabzon’da teşkilat yapılandırmasını il ilçe teşkilatlarını kurup feshetmeye tek yetkili Eyüp Aşık’tır. Sonra ben iyi bir yönetim kurayım ama il başkanı ben olmayayım dedim. O istemedi il başkanı beni istedi.

ÖZAK VE ÖNAL’A KIZDIM…

Trabzon’da 600 kişiyle görüştüm. Sağcısı solcusu herkesle görüştüm. Doktor lazım yönetime Turan Hacıahmetoğlu dediler sonunda Ahmet Yıldırım’a karar verdim. Onun bir özel hastanesi vardı. Hüseyin Usta, Sabit Sabır, Şamil Ekinci, Atay Aktuğ, Nevzat Ergüney, Faruk Özak, İskender Önal, Azer Benli, Fahrettin Kurt, Avni Akan o zaman ki işadamları, bir tane avukat vs 600 kişi bulduk. Çoğuyla da tanışmıyorum. Gidip soruyorum gelir misin bir de tavsiye ettiğin biri var mı diye sordum. Mesela Fahrettin Kurt’u çok tavsiye eden oldu. Faruk Özak ile İskender Önal’ı tanıyordum daha önceden. Onlarla siyaset de çok konuşurdum, siyaset çürümüş öyle kötü böyle kötü diye. Bu sefer ben gittim onlara “Allah bizi imtihan ediyor. Siyaseti bu kadar kötüledik. Önümüze düştü, gelin iyisini yapalım.” Dedim. Tabi o zaman herkes korkuyor. “Nasıl olur, bilmem ki” falan dediler derken onlara kızdım biraz moralim de bozuldu kabul etmediler. Büroya gittim peşinden Azer Benli geldi onlar üçü ortaktı o zaman. Çıkardı nüfus kağıdını attı masanın üzerine “Al istediğin yere beni yaz. Ben de onlara çok kızdım” dedi. Sonra Atay Aktuğ da bizimle oldu. Ama sonradan CHP’den biraz baskı geldi ona son anda vazgeçti. Ama ilk başta anlaşmıştık… Derken İli ilçeleri teşkilatları kurduk. Türkiye’nin en iyi teşkilatını kurduk.

TEŞKİLATIM 20 YIL YAŞADI

İbrahim Cevahiroğlu beni aradı “Ne var ne yok” dedi. Ben de “500-600 kişiyle görüştüm. Şamil Ekinci, Sabit Sabır gibi… Bazıları kaçtılar, sıkıyönetim var tabi. Gençlere yöneldik” dedim. Ben böyle deyince “Ben seni Trabzonspor’dan iyi tanıyorum. Çokta beğeniyordum akıllı biliyordum. Ama mankyakmışsın. Sen bu adamlarla toplantı yaparsan derler ki sen dışarda bekle biz seni çağırırız. İnsan kendinden zenginini kendinden önemlisini alır mı? Git Moloz’dan Çömlekçi’den topla adam. Ölünceye kadar parti senin olur. İstediğini il başkanı yaparsın, istediğini ilçe başkanı yaparsın. Ankara’da mühendis doktor diye aramıyorlar. Topla köyden, sağdan soldan. Sakın üniversite mezunu alma, işadamı alma. Sen siyasetten anlamıyorsun.” dedi. Ben de “Turgut Özal önemli biri bana samimiyetle güvendi. Buna karşılık böyle yapmak bana yakışır mı” dedim. O kıtlıkta kurduğum teşkilat 20 yıl yaşadı.

TRABZONSPOR SAYESİNDE SİYASETE GEÇTİM

Benim siyasete geçişim Trabzonspor sayesindeydi. Sadece ben geçmedim. Mehmet Ali Yılmaz, Faruk Özak, Atay Aktuğ da siyasete geçti. Benden sonra çok geçen oldu ama ilk bendim.

DEMOKRASİ BU DEĞİL

Aşık, siyaset dilinin ağırlaşmasına neyin sebep olduğu ile ilgili soruya şu şekilde yanıt verdi;

"İki şeyden dolayı oldu. Bir demokrasi bu değil. Şimdikilerinin içerisinde de demokrasi yok. Biz yönetime sallardık. Bizim grup toplantısında Özal’a “Karına kızına sahip çık” diyen milletvekilimiz var Ahmet Altan Sungurlu. Grup toplantısında “Biz muhafazakar partiyiz. Bu kesimden rey alıyoruz. Karılarınız her gün magazinlerde. Herkes sahip çıksın en başta başbakan” demiştir. Özal beni disiplin kuruluna verdi çok sert eleştirdim diye. Disiplin reddetti. Disiplin Özal’a haksızsın dedi. Siyaset böyle yapılıyordu. Yanlış bulduğun her şeyi eleştiriyordun."

SURİYELİLER BİZDEN DAHA MUTLU

İkincisi bugüne göre anormal bir hoşgörü vardı. Liderler birbirlerine şaka yapardı, siyasetçiler espri yapardı. 20 sene oldu biz iktidardan gideli. 20 senedir ekranda bir liderin güldüğünü fıkra anlattığını birbirine takıldığını gören var mı. Dört lider 20 sene bir kez televizyonda gülmez mi? Meral Akşener’in de biraz yüzü gülüyor çok espri yapmıyor. Binali Yıldırım da vardı ama… Halk o kadar gergin ki, Suriyeliler bizden daha mutlu. Caminin kapısında dileniyorlar, cemaat dağılıyor geçiyorlar bir kenara başlıyorlar gülmeye eğlenmeye ama o cemaatte kimse gülmüyor. Ankara’da mesela güleni görmüyorum. Böyle bir gerginlik olur mu, bunu hakettik mi. Biz birbirimize düşman mıyız. Bunu bir çok kez söyledim. Özellikle iktidardaki arkadaşlara. Bu gerginlik çok da kolay geçer. Tayyip Erdoğan bir bayramda çat kapı gitse Kılıçdaroğlu’nun evine bayramlaşmaya. Dünyanın şekli değişir. İnsanlar nefes alır. O kadar gerginlik var ki böyle bir şey olur mu… Siyaset gittikçe gerginlik üzerine kuruldu. Anavatan Partisi’ni kurarken her kesimi yanımıza almıştık. Bizim siyasete giriş nedenimiz buydu. Bizden önce de gerginlik vardı. 80’den önce hergün her yerde muhakkak adam vuruluyordu, gençler birbirini vuruyordu. 80 ihtilali onun üzerine kuruldu. Sonra biz Anavatan olarak birlik beraberi seçtik. Biz tarlayı sürdük, kalın hendekler kapandı, dümdüz çim oldu. Biz aradan çıktık 80’den sonra Anavatan felsefesi değişti. Karşımda aday olan birçok kişiyi farklı partiliyi işe koydum, yanlarında oldum. Hiçbiri benden şikayetçi olmaz. Böyle ağır laflar olur mu, düşman görmek falan olmaz. Gerginlik siyaseti iyi değil.

KOALİSYON OLSA DAHA İYİ

Geçen yıl meclisin 100. Yıldönümü nedeniyle bir belgesel hazırladılar. Bana da ısrar ettiler 20 senenin tanığısın programa gelir misin diye gittim bende. O dönemleri sordular. 80’li yıllarda tek partiyi yaşadım, 90’lı yıllarda da koalisyonları yaşadım. Ben burada da söylüyorum, vicdani olarak. AK Parti ile Tayyip Erdoğan ile bir sorunum yok. Muhalif değilim, yanlışına yanlış doğrusuna doğru diyorum. Ama yürekten söylüyorum bana soruyorsanız şuanda tek başına iktidar mı koalisyon mu iyi ben koalisyon derim dedim. Halbuki hep koalisyonlar kötü olarak bildik öyle söyledik, koalisyonların çok zararı var doğru. Karar almak zor oluyor vs. Hangisi ülke için daha karlı ben koalisyonu tercih ederim. Niye çünkü ortak akıl kullanılıyor. Kurban olayım ortak akıla. Ortak akla çok ihtiyacımız var. Toplumun güven sağlaması lazım. Koalisyon olsa güvenir niye Yargıtay’da benim de adamım var der. Toplumun güvenini sağlamak için koalisyonun bütün zararlarına razıyım.
5 sene önce 7 Haziran’da bir koalisyona düştü. Ben ulaşabildiklerime söyledim 2-3 yıl koalisyon kalsın, şu gerginlik ortadan kalksın. Görülmemiş hesapları görelim insanların kafasında bir şey kalmasın. Sonra yine tek parti devam eder. Şimdi söylendiği gibi dedikodu hukuksuzluk, hırsızlık, yandaşlık, kanunsuzluk vs onlar hükümet bittiği zaman insanlar der ki bizim duyduğumuz gibi değilmiş…

TWİTTER ÇIKTI SİYASETİ BIRAKTIM

Bana 2007’de sordular ben de siyasete devam etmeyeceğim dedim. Niye dediler ben de “Twitter çıktı ben siyaseti bıraktım” dedim. Bununla başa çıkılmaz. Bu sosyal medyayla siyaset kolay değil. Şimdi 5 tane televizyonu 10 tane gazeteyi elimde tutanlar zannediyorlar ki “Biz ne dersek herkes onu duyar”. Ama öyle değil. Tam tersine. AK Parti’nin elindeki medya Ak Parti’ye zarar veriyor. Her gün o gazetelerin AK Parti’yi övmesi onun lehine değil. Normal gazetelerde lehine yazılması lazım. Sosyal medya başka bir dünya.

TÜRKİYE AVRUPA’DAN DAHA AVANTAJLI

Çok hatalar var yönetimde ama katiyen umutsuz yılgın falan değilim. Kötümser değilim. Şuanda Türkiye potansiyel olarak, yönetimi bırakalım, avantaj olarak Avrupa’dan daha avantajlıdır. Şimdi bile diyoruz Fransa, İspanya kim oluyor diye.. Biz bunu söylediğimizde “İspanya’dan daha önemli bir ülke olacağız” diye Allah kuluna inandıramazdık. Neredeyse Avrupa’nın önemli ülkelerini yakaladık. Çok yakın gelecekte Avrupa ülkelerini sollayacağız. Bir Almanya var onu kolay kolay geçemeyiz.

ERKEN SEÇİM OLUR MU?

Erken seçim işareti veren çok şey oldu. Vergi yapılandırması, Ayasofya konusu ve birçok şey gibi. Bunlar erken seçim sinyali veriyor. Ama diğer yandan da niye olsun ki diyorum.

AKŞENER ÇOK BAŞARILI

Meral Akşener’i nasıl bulduğu ile ilgili soruya yanıt veren Aşık şöyle konuştu;

Seçimden yüzde 10luk bir sonuçla çıkınca beklenti daha fazla oldu. Cumhurbaşkanlığı adaylığında 8.5 oy alınca bir başarısızlık algısı doğdu. Kendisi de istifa etmek istedi falan… Ben 20 yıl milletvekilliği yaptım, 6 seçime girmişim sosyal tabanı olmayan yani MHP milliyetçi AK Parti muhafazakâr vs sadece itiraza isyana dayalı bir çıkışla kurulan bir partinin ilk seçimde yüzde 10 alması çok büyük bir başarı. Çiller’le mukayese edilmez, çok büyük başarı elde ettiler. Kurulurken 4 kişi çıktılar, Sinan Ogan, Koray Aydın, Ümit Özdağ. Üçünün de geçmiş tabanları ve siyasi başarıları vardı. Akşener daha ilk çıkışta 20 günde o kadar mesafe aldı ki diğerleri konuşulmaz hale geldi. O günden bugüne daha güçlü hale geliyor. CHP’de Kılıçdaroğlu’na her gün 40 tane itiraz var parti içi ve dışından. Akşener’in genel başkanlığına hiç itiraz oluyor mu? Toplama bir partide bütünlük sağlamak çok başarılı. Son dönemdeki tartışmalarda çok lehinde. Fetöcüymüş bilmem ne imiş, bunlar çok lehinde. Çünkü açıyorum televizyonu 5 tane haber kanalı her akşam bir bölümünü İYİ Parti’ye ayırıyor. Siyaset algı işidir. İnsanların kafasına yerleşiyor. MHP CHP konuşulmuyor. Sadece İYİ Parti konuşuluyor. Bundan yıkılmadan çıkarsa, ki çıkar da büyük bir yükseliş yakalar. Benim İYİ Parti’ye bir ilgim olduğu falan anlaşılmasın ama çok başarılı buluyorum. Sanki olaylar da onun lehine gidiyor. Bu tartışmalardan sıyrılıp çıktığında katlayıp gider. Geleceğin en iddialı, belirleyici isimlerinden biri Meral Akşener.

Yorum Yap
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (9)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Trabzon Haber Haberleri