Trabzon'un Akçaabat ilçesinde 20 yıl önce hastalanan eşi İsmet Gedikli'ye (61), marangoz atölyesindeki işlerinde destek olan Hatice Gedikli (54), kısa sürede öğrendiği mesleğinde ustalaştı. Marangoz işlerinin yanı sıra bir köşesini terzi dükkânı olarak da kullandığı atölyede maharetli elleriyle dikiş de yapan Hatice Gedikli, diğer yandan evi ile bahçesindeki işlerini de aksatmıyor.
Akçaabat ilçesinde 33 yıldır marangoz atölyesi işleten İsmet Gedikli, 20 yıl önce hastalandı. Yapılan tedavi sonrası 4 yıl yatalak olarak hayatına devam eden İsmet Gedikli’nin yardımına eşi Hatice Gedikli yetişti. Evinin bir köşesinde ana yadigârı dikiş makinesi ile terzilik yapan Hatice Gedikli, eşinin atölyede yarım kalan işleri için de kolları sıvadı. Dikiş makinesini atölyeye taşıyıp çalışmalarını burada sürdüren Hatice Gedikli, eşine yardım için girdiği atölyede marangozculukta da kısa sürede ustalaştı. Marangoz işlerinin yanı sıra bir köşesini terzi dükkânı olarak da kullandığı atölyede maharetli elleriyle dikiş yapan Hatice Gedikli, diğer yandan ev ile bahçesindeki işlerini de aksatmıyor. Şimdilerde sağlığına kavuşan eşiyle birlikte hem terzilik hem de marangozculuk yapan, ev ve iş yerlerine de ölçümlere giden Hatice ustayı görenler şaşkınlığını gizleyemiyor. Atölyede yer alan makineleri ustalıkla kullanan 4 çocuk annesi Gedikli, çalışma azmi ile de çevresinde övgü topluyor.
‘BEN SADECE MARANGOZUM AMA O HER ŞEY’
Yaşadığı hastalık sürecini anlatan İsmet Gedikli, eşinin daima yanında olduğunu söyleyerek, "2000 yılında 'ülseratif kolit' diye bir bağırsak hastalığına yakalandım. Doktorlar fazla yaşamayacağımı söylediler. Tedaviye başlandı ve daha sonrasında 4 yıl boyunca felçli oldum ve yatalak kaldım. Defalarca ameliyat oldum. 33 yıldır marangozluk yapıyorum. Hastalık sonrası bütün işlerim dağıldı. İşçilerim gitti. Eşim bana hep destek oldu. Bana yardım olsun diye atölyeye yanıma geldi. Evi temizliyor, tarlaya gidiyor, çocukları bakıyor, terzilik yapıyor ve aynı zamanda bana da yardım ediyordu. Zamanla marangozluk işini öğrendi. Şimdi ise benden daha iyi işler çıkartıyor. Ben sadece marangozum ama o her şey. Şimdi beraber dolap ölçüsü almaya gidiyoruz, burada bütün yükü o çekiyor. Bütün makineleri kullanabiliyor. Onu dükkânda makinelerin başında gören çok şaşırıyor. Her şeyim eşim. Allah yokluğunu göstermesin” dedi.
‘YETER Kİ KALPLERDE SAYGI VE SEVGİ OLSUN’
Çektikleri sıkıntıların üstesinden el ele vererek geldiklerini anlatan Hatice Gedikli de, "Çok sıkıntı çektik. O dönemlerde atölyede çalışacak kimse yoktu. Eşime 'ayağa kalk ve bu işi bana öğret, ben yaparım’ dedim. O çok şükür ayağa kalktı. Bana marangozluk işini öğretti. Önceden evde terzilik yapıyordum. Şimdi artık iki mesleğim var. Marangoz ustası da oldum. Atölyenin bir köşesini terziye çevirdim. Atölyedeki işimi bitirince terzi dükkânı olan tarafına geçiyorum ve terzilik yapıyorum. Eşimle beraber dolap ölçüsü almaya gidiyoruz. Yaptığı dolapların projelerini beraber çiziyoruz. İnsan isteyince her işi yapabiliyor. Yeter ki kalplerde saygı ve sevgi olsun. Evde çocuklarıma da vakit ayırabiliyorum. İkimizden başka kimsemiz yok. Çiftlerin birbirine destek olması, zor günlerinde yanlarında destekçi olmaları çok güzel. Önce saygı olmalı insanda, daha sonra da anlayış ve sevgi geliyor. Yaklaşık 20 yıldır buradayım. İlk zamanlarda çok şaşıran oluyordu. Şimdi esnaflar, müşteriler bana alıştılar” diye konuştu.