Annemlerin kuşağı, uzakça bir misafirliğe giderken mutlaka ekmek de götürürdü. Yoksul da olsa, ev sahibi sana sofra kuracaktır ama ekmeği olmayabilir. Görgü kuralları kitabında öyle yazıyordu o vakitler. Yarı aç yaşamış insanların kutsal yiyeceğiydi ekmek. 2 bin 20’lerdeyiz, bu itibarını korumaya devam ediyor resmen. “Midesine kuru ekmek giriyorsa millet aç değildir.” demişti bir iktidar vekili. Bilgelik böyle bir şey olsa gerek.
Ekmek, vicdanları yumuşatan bir sözcük. “Ekmek parası” diyerek dilenen kadın, hasılatı toparlayıp mefruşatçıya giriyor, nevresim takımı alıp çıkıyor. Gazeteci buna sinirlenmiş, veryansın ediyor. İyi de “nevresim parası” diyerek dilense para verecek miydiniz?..
Geçim mücadelesine “ekmek kavgası” adını takmış eskiler. Bundan ötürü “ekmeğiyle oynamak” diye de bir deyim türetildi. Haklı haksız herkesin kullandığı…
Karabük’te Ayhan, trafik polislerine bir haftada ikinci kez alkollü yakalanmış. “Ben işçiyim. Ceza yazmayın, ekmeğimle oynamayın.” diye bir hoş açıklama yaptı, alkollü olduğu için…
Bir gece bekçisi, beni haksız yere ekmeğinden ettiler diye davacı olmuş. Geceleyin nöbet yerini terk edip yemeğe gittiği vakit birileri fabrikayı soymuş da…
Ankara’da iş yerinde hırsızlık yapan adamı döven adamı da işten attılar. Mahkeme “uygundur” dedi. Herkes kendi işine baksın, birader…
İnternet kafeler bir dönem çok yaygındı. İstanbul’da Nurullah Yavuz Öğretmen, ders vakitlerinde birçok öğrencisini internet kafelerden toplayıp okula götürürken dükkân sahiplerince tehdit ediliyormuş: “Ekmeğimizle oynuyorsun arkadaş, oynatmayız!..”
Bir işveren, “Haksız yere işten attığım kişiye 3 yıldır ulaşamıyorum, ne yapmalıyım?” diye soruyor. Bir de böyleleri var. “Aramaya devam et, Türkiye’de bir insanı bulmak kolay. Ahirete kalırsa işin zor.” diye yanıtlıyor bir âlim.
Haksız yere insanların ekmeğiyle oynayanlar onmasın. İltimasla çoluğunu çocuğunu işe koyanlar da bu tür yok olası haşerelerdir. Atama bekleyen gençlerin yıllarını heba edenlere ise en derin saygılarımızı sunalım da başımız ağrımasın…
Biz dönelim yine ekmek sözcüğünün fırından ilk çıktığı hâline…
Malûm, ekmeğimizle fırıncılar da oynar zaman zaman. Fiyatını sık sık artırmak hoş karşılanmadığı için ekmeği küçültüp dururlar. "İsrafı önlemek amacıyla..." diye açıklıyor bunu birileri.
Osmaniye’de bir geleneksel şiir yarışması düzenleniyor. Ödül töreninde tüm katılımcılara ekmek armağan ediliyor, ne güzel!.. Belediye fırınlarımız, diyorum, her gün şiir yazıp getirenlere parasız ekmek verse. Şairlerle dolar taşardı bütün memleketimiz…