Trabzon'un Akçaabat ilçesinde, Yumak ailesinin 4'üncü kuşak üyelerinin işlettiği 150 yıllık su değirmeni, mısır öğütmek isteyenlerin adresi oluyor. Değirmeni işleten Hasan Yumak (68), “Sağlığımız el verdikçe değirmende taşlarımız dönmeye devam edecek” dedi.
Akçaabat ilçesi Yıldızlı Mahallesi'nde 150 yılı aşkın süredir işletilen 2 katlı binanın altındaki su değirmeni yöre halkı tarafından yoğun ilgi görüyor. Yumak ailesinin dördüncü kuşak üyesi Hasan Yumak tarafından işletilen değirmen, yassı taşlar arasında ezilen mısır ve buğday tanelerinden un elde ederek, Trabzon ve çevre illerden gelenlere hizmet ediyor. Yıllara meydan okuyan değirmende küçük yaşlardan itibaren un öğüten Yumak, dedesinden kalan değirmeni sağlığı el verdiği sürece çalıştırmak istediğini söyledi.
u2018MÜŞTERİLER YOĞUN İLGİ GÖSTERİYORLAR'rnrnÇocukluğunun değirmende geçtiğini anlatan Yumak, “İlkokula gittiğim dönemlerde dedeme burada yardım ederdim. Yazları hep dedemle birlikte değirmende çalışırdım. 17 yaşından sonra yurt dışına gittim ve orada çalıştım. Vatani görevimi yapabilmek adına askerlik için ülkeme geldim. 25 yıl taksicilik yaptım.
Emekli oldum. 2000 yılından beri de değirmeni amca çocuklarıyla birlikte işletiyorum. Benden önce babam ve amcalarım çalıştı. 1990'lı yıllarda sel felaketi oldu, dere yatakları kapanınca değirmen de yaklaşık 5 yıl kapalı kaldı. Kepçeyle birlikte dere yataklarına girdik, iş yerini tadilattan geçirdik ve 2000 yılından beri ara vermeden hizmet ediyoruz.
Değirmenimiz üç taşlı su değirmenidir. Merkezde olması açısından müşteriler yoğun ilgi gösteriyor. Bazen öyle çok sırada bekleyen oluyor ki; günler sonra ancak bıraktıkları mısırları eleyip teslim edebiliyoruz. 2 hafta boyunca sıra bekleyen müşterilerimiz de oldu” dedi.
u2018ÇOK MEŞAKKATLİ BİR İŞ'rnrnDeğirmenciliğin çok meşakkatli olduğunu kaydeden Yumak, “Benden sonra oğlum var Ordu'da memur. O gelecek, baba yadigârı değirmeni o devralacak. Amcamın oğlu ve kardeşimle beraber işletiyoruz burayı zaten. Bizden sonra buralar evlatlarımıza kalacak. Çok meşakkatli bir iş su değirmeni. Dere yataklarına gidiyor, taşları temizliyoruz. Suyu kontrol etmeye çalışıyoruz. Sağlığımız el verdikçe değirmende taşlarımız dönmeye devam edecek” diye konuştu.
'TEKNOLOJİYE DİRENİYOR'rnrnYıllardır mısırlarını değirmene un olsun diye getirdiğini belirten Selim Çolak ise, “10 yıldır buraya getiriyorum mısırlarımızı. Sadece ben değil, tanıdığım herkes buraya getiriyor. Hem merkeze oldukça yakın hem de bildiğimiz bir yer. Böyle yerlerin teknolojiye direniyor olması oldukça güzel. Bazen çok sıra oluyor. Mısırlarımızı burada bırakıyoruz. Un oldukları zaman da buradan bizi arayıp almamızı söylüyorlar. Oldukça memnunuz” ifadelerini kullandı.