"Karadenizliler biraz daha esmer olacak, daha kısa burunlu daha yakışıklı olacaklar”rn- Trabzon'da “Küresel İklim değişikliği ve Trabzon” konulu sempozyumurn- Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu:rn- “İklim değişikliği en çok bin 500 metre ve üzerini etkiliyor; bu da kış turizmini vurduğundan kar yağışı büyük problem”rn- “Karadeniz'deki su sıcaklığının artması hamsi bakımından çok önemli. El Nino olayı Peru kıyılarında Karadeniz'deki -hamsinin de fiyatını etkiliyor, dünyayı da takip etmemiz gerekiyor”
“Sıcaklık arttıkça deniz suyunun 60 santimetre ile iki metre arasında yükselmesi bekleniyor”rn“Tarihi Kültür ve Sanatıyla Trabzon” sempozyumunda “Küresel İklim değişikliği Trabzon“ konusu üzerinde konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, iklim değişikliğinin en çok bin 500 metre ve üzerini etkilediğini belirterek bunun da kış turizmini olumsuz etkileyerek kar yağışında büyük problem oluşturduğunu söyledi.
Trabzon Büyükşehir Belediyesine ait Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi'nde düzenlenen sempozyuma AK Parti Trabzon Milletvekilleri Bahar Ayvazoğlu, Muhammet Balta, İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, eski bakanlar Faruk Nafiz Özak, Cahit Turhan katıldı. Trabzon'un tarihi, kültürü ve sanatı üzerine yapılan konuşmaların ardından moderatörlüğünü Doç. Dr. Hanefi Bostan'ın yaptığı Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Prof. Dr. Kenan İnan ve Prof. Dr. Miktad Kadıoğlu'nun katıldığı sempozyuma geçildi. Kadıoğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada Karadeniz'deki su sıcaklığının hamsi bakımından önemine dikkat çekerek “Karadeniz'deki su sıcaklığının artması hamsi bakımından çok önemli. El Nino olayı Peru kıyılarında Karadeniz'deki hamsinin de fiyatını etkiliyor; dünyayı da takip etmemiz gerekiyor” dedi.
“Sıcaklık arttıkça deniz suyunun 60 santimetre ile iki metre arasında yükselmesi bekleniyor”rnKadıoğlu konuşmasında, deniz suyu sıcaklığının artmasıyla deniz suyunun 60 santimetre ile iki metre arasında yükselmesi beklendiğine dikkat çekerek “Konu adı ne kadar küreselse de bunun içinde Karadeniz, Trabzon'da var. Karadeniz'de anlaşılması gereken bir husus, iklim değişikliği ileride bizi nasıl etkileyecek şimdiden neler yapmak lazım neleri yapmamak lazım şeklinde. Karadeniz'de, Trabzon'da olmak üzere yağışlarda özellikle kışın yüzde 10 bir artış bekleniyor. Ama bunun yanı sıra bir sıcaklık artışı var; bu da buharlaşmayı artırıyor ve ileride 2040'lara doğru özellikle yazın ortasında buharlaşmanın yağıştan daha fazla olacağını yani ilk defa mısırın sap yapmaya başladığı yedinci ayda sulamaya ihtiyacı olacak. Bu iklim değişikliği en çok bin 500 metre ve üzerini etkiliyor en çok da kış turizmini vuruyor. Kar yağışında büyük problem. Bin 500 metre ve üzerinde ama duman olmayan Karadeniz yaylaları özellikle çok öne çıkıyor bu kış turizmi bakımından ileride. Burada en büyük sıkıntı Karadeniz'in kendisi olacak. Çünkü deniz suyu sıcaklığı arttıkça su ısındıkça genleşiyor ve deniz suyu 60 santim ile iki metre arasında bir yükselme bekleniyor. Bu da kıyılarda büyük bir erozyon, kıyılara yapılan tesislerde büyük bir yıkım yapma ihtimali var. Su seviyesi yükseldiği zaman denize akan derelerde yüksek su ile karşılaştığı zaman geriye doğru şişecek bu yüzden de dere yataklarına yerleşim kıyılar ileride Trabzon için sıkıntı olabilir.
Biz bunu şimdiden önlemini alarak kıyılardan geri çekilmeyi politika edinmemiz lazım. Bunun yanı sıra Karadeniz'deki su sıcaklığının artması hamsi bakımından çok önemli. Aynı zamanda dünyadaki El Nino olayı Peru kıyılarında Karadeniz'deki hamsinin de fiyatını etkiliyor, dünyayı da takip etmemiz gerekiyor. Aynı zamanda yağış rejiminde değişiklik oluyor yağış miktarı artsa bile yağışın nasıl yağdığı önemli. Şiddetli hızlı yağdığı zaman kent selleri ve akarsu selleri birlikte olma ihtimali var. O yüzden Trabzon'un sünger şehir olma hedefi koyması lazım kendine. Su geçirimsi yüzeylerde mümkün ölçüde azaltıp daha çok mazgal, drenaj sistemiyle şehirlerdeki suyun tahliyesi konusu önem kazanacak ileride. Trabzon'un iklim değişikliğiyle beraber bazı şanslar doğuyor. Özellikle Akdeniz Bölgesi'nde yazın ortası çok sıcak olacağı için yazın ortasındaki turizm kuzeye doğru kayacak. Akdeniz'de baharlarda ortası kuzeyde yani Türkiye'nin en kuzeyi olan serin yerlerde. O yüzden yazın ortasında Karadeniz'deki doğa tabanı kültür turizminde büyük artış bekleniyor gelecek yıllarda tabi ki doğayı korursak. Çünkü turizmin ham maddesi doğadır” dedi.
“Karadenizliler biraz daha esmer olacak daha kısa burunlu daha yakışıklı olacaklar”rnİleriki yıllarda hava sıcaklığının artmasıyla Karadenizliler de burun küçülmesi olacağını kaydeden Kadıoğlu, “İleri ki yıllarda hava sıcaklığı arttıkça dışarıdaki havayı akciğere ayarlamak, uyarlamak için lazım olan burun Karadeniz'de küçülmek zorunda kalacak. Yani bugün Afrika'ya gittikçe burnun ne kadar küçüldüğünü görürsünüz kuzeye doğru giderseniz burunlar büyür. Karadenizliler biraz daha esmer olacak daha kısa burunlu daha yakışıklı olacaklar” diye konuştu.rnrnAfetlerin insan kaynaklı olabileceğine dikkat çeken Kadıoğlu, "Aşırı yağış veya toprak kayması insan yapımı bir şeyle karşılaşmasa afete dönüşmez. Bunların afete dönüşmesi yine insan kaynaklı. Devlet genellikle yolu derenin kıyında yapıyor derenin yarısını, dolduruyor kenarlardan da alıyor yolu derenin içinde yaptığı için vatandaş ta gidip evini yol boyunca yapıyor gibi bir durum var. Karadeniz'de Trabzon'da yerleşim yerlerinde eskiden yaşlılar gençlere yer gösterirlerdi burada heyelan olmaz, buradan taş düşmez, burada sel olmaz diye. Şu anda öyle bir gelenekte kalmadı devlette heyelan bölgelerinin yerleşime uygun yerleri belirleyip köy köy mahalle mahalle vatandaşa söylemiş de değil bunlar bilinmiyor. Kullanılan malzeme ağır eskiden binaların altı ahırdı üzeri ahşaptı. Şimdi binalar daha ağır, yamaçlarda bu beş altı kat yaptığınız zaman yamaçlar bunları taşıyamıyor. Karadeniz'de özellikle Samsun civarında direkler üzerine bina yapılırdı. Sel yataklarında sel suları alttan geçerdi insanlara bir şey olmazdı. Bu çeşit Karadeniz'de de su basmaz seviyeleri binaların dere yataklarına yapıldığı zaman bilinirdi yüksek yapılırdı. Şimdi bütün bunlar terk edildi. Yani geleneksel yapılaşma geleneksel kültür unutuldu o yüzden daha çok bu tür afetlere maruz kalıyoruz. Yoksa Karadeniz'de hep seller olmuştur hep heyelanlar olmuştur ama insanlar bunlardan uzak durduğu için bunlar afet olmuyordu” diye konuştu.