AK Parti Genel Merkez İnsan Hakları Başkanlığımız tarafından İsrail’in başta Gazze olmak üzere bölgede gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerinin ve katliamlarına yönelik 81 ilde ortak basın açıklaması gerçekleştirildi.
Trabzon 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı'nda düzenlenen basın açıklaması AK Parti Trabzon İl Başkanı Dr. Sezgin Mumcu yaptı.
Başkan Mumcu şu ifadelere yer verdi:
"İsrail'in Filistin'e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırının birinci yılında bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu vesileyle Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediğimizi ve Filistin davasını savunmaya devam edeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha haykırmak istiyoruz.
İsrail, Gazze şeridine yönelik başlattığı saldırılarla Filistin'in savunması sivilleri hedef almış, uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanlık suçuna imza atmıştır. İşlediği soykırım suçunun üzerini örtmek için de 7 Ekim'i bağım etmektedir. Bu noktada çok önemli bir gerçeğin altında çizmek istiyoruz. 7 Ekim'i el ele sanki sıfır noktasıymış gibi ele alan bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmiyorum. 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım maçınasının hız ve şiddetinin daha da artmasıdır. Bir yılın içerisinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere, 42 binden fazla basın Filistinli, sivil, İsrail'in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştü. Hiçbir şey 7 Ekim'de başlamadı. Sürekli soykırıma 7 Ekim sebep olmadı. 77 yıllık bir işgal, zulüm ve katliam tarihinden bahsediyoruz. Topraklarından edilmiş, hakları ve malları gasp edilmiş, öldürülmüş, katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Böyle bir gasp ve hırsızlığın üstüne kurularak, uluslararası hamilerinden yüz bulup, günümüze kadar gelen kurtuluş şefeklerinden zaten ne hak ne hukuk ne de adalet beklenilir.
Diğer taraftan uluslararası hiçbir kurum bu insanlık dışı durumun durdurulması için yeterli çaba sarf etmemiş, insan haklarını ağzından düşürmeyen bazı batılı devletler maalesef ki İsrail'in kızama cesareti bile gösterememiştir. Bugün hala uluslararası toplum gerekli adımları atmaktan, uluslararası hukuku işletmekten son derece uzaktır.
İsrail, bölgenin ortasına batılı güçlerce bırakılmış bir bomba misali, on yıllardır bölgede istikrarsızlık ve kaos kaynağı olmayı sürdürmektedir. İsrail kurulduğu günden bu yana batılının çiftlik standartını, iki yüzlülüğünü ve iki yüz çiftliği tavrını gösteren bir örnek olmuştur. 7 Ekim'den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiş oldu. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek sözü yoktur. İsrail, 1930'ların Nazi Almanyası'ndan haksızdır. Tıpkı Nazi Almanyası gibi, soykırımcı, saplantılı ve hıristik bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanyası gibi fazla yağ, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. İsrail bugün Orta Doğu'da etrafına bulaşan ve tüm bölgenin güzel ve istikrarını tehdit eden bir yapıdır. Nazi Almanyası'nın durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde tüm gölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir.
Burada güçlü bir Türkiye'nin daha adil bir dünya ve daha etkin bir İslam dünyası için ne kadar elden olduğunu bir kez daha görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Hristi'nin haklı davasını her zaman ve her platformda savunduk, savunmaya da devam edeceğiz.
Bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda evrensel insan hakları mücadelesidir. İsrail'in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları izahlarına karşı mücadelemiz, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde devam edecektir."