Trabzon'da 11 yıl önce yakalandığı lenf kanserini (lenfoma) yenen 45 yaşındaki Sabire Güney, kanser hastalarına morallerini yüksek tutmaları tavsiyesinde bulundu.
Gölçayır Mahallesi'nde yaşayan 3 çocuk annesi Güney, 2011 yılında boğazındaki şişlik ve ağrı nedeniyle Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Polikliniğine başvurdu.
Yapılan tetkikler sonucunda Güney'e lenf kanseri teşhisi konuldu. 6 seans kemoterapi tedavisi gören Güney, hayattan kopmadan günlük yaşantısına devam ederek hastalığı yenmeyi başardı.
26 yıllık evli Güney, kanser olduğunu öğrendiğinde çok üzüldüğünü söyledi.
Aklına ilk ölümün geldiğini belirten Güney, "Kanser nasıl bir şey, ne olduğunu anlamadım, bir şey yapamadım. Çocuklarım geldi aklıma, 'Ben ölürsem o çocuklara ne olur?' dedim. Ağladım. Ama eşim olmasaydı psikolojik olarak bitmiştim. Allah razı olsun eşimden. Bana hep destek oldu." dedi.
İlk kemoterapiyi Ocak 2012'de aldığını dile getiren Güney, tedavisi devam ederken babasının vefatıyla 2013 yılında hastalığın kol altında nüksettiğini anlattı.
Sabire Güney, "Hastalığım 1. evredeydi. İlk evrede gitmenin faydasını gördüm. 3 ay daha geç kalsaydım daha kötü olabilirdi. Psikolojim çok şükür yerindeydi. Tedaviden sonra hastalığım tekrar etti. 2 seans daha aldım. Daha sonra doktorum '3 ayda bir gel.' dedi. İlaçsız geçti, sadece kemoterapi aldığım zamanlar ilaç aldım. Kontrollerim 3 aydan 6 aya çıktı." diye konuştu.
Toplamda 6 kemoterapi gördüğünü kaydeden Güney, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Saçlarım uzundu. 2. kemoterapiden sonra gece uyandığımda yastığımın üzerinde saçlarımı gördüm. Ağlayınca eşim 'Giden saçın olsun, yine çıkar.' diyerek beni teselli etti. Ertesi gün komşuya giderek saçlarımı sıfıra vurdurdum. Ama yine de çok zordu. 6 ay aynaya küstüm, aynaya bakmadım. Kaşlarım da 5. seanstan sonra döküldü. Sonra hem saçım hem de kaşlarım yeniden geldi."
Güney, 2015'te kanseri yendiğini, 2018 yılına kadar 6 ayda bir yapılan kontrollerine gittiğini belirterek, "Şu anda çok şükür iyiyim." ifadesini kullandı.
Hastalığı süresince günlük yaşantısına devam ettiğini de kaydeden Güney, "Hastalığıma rağmen yaşantıma devam ettim. Hayattan hiç kopmadım. Günlük temizlik, yemek, çocuklarıma, evime bakmak, hepsini yaptım. Çünkü benden daha beterleri var. Eşim ve kayınvalidem o dönemlerde bana çok yardımcı oldu." dedi.
"Hastalığı tamamen yendim"
Sabire Güney, sağlığının çok iyi olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Hastalığı tamamen yendim. Allah herkese şifa versin. Ailemin yanı sıra ineğimle tavuklarımla baktığım sokak hayvanlarıyla moral motivasyonumu da yüksek tutarak hastalığı yendim. Bu hastalıkla mücadele edenler morallerini yüksek tutsunlar. Moral, moral, moral... 'O ne demiş, bu ne demiş.' demesinler. Hastalığım döneminde televizyonu açar, çocuklarla oyun oynardım. Ne ilaç içerlerse içsinler, mutlaka psikolojilerinin çok iyi olması gerek. Ben psikolojik tedavi görmedim, doktorum da gerek görmedi."
Güney, eşi çalışmadığı için ineğinden elde ettiği sütü, ayrıca mahallelerinde kurulan pazarda peynir, maydanoz, lahana gibi ürünleri satarak geçimini sağladığını da sözlerine ekledi.