Üstün kamu yararı sebebi ile milli ekonomi açısından vazgeçilemez hale gelen, orman alanlarındaki maden çıkarma çalışmaları neticesinde meydana gelen tahribatın, olumsuz etkilerinin azaltılması ve üretim çalışmaları sonlanmış maden sahalarına biyolojik verimliliğinin tekrar kazandırılması amacı ile; çevre dostu olarak ta bilinen, düşük maliyeti ve süre avantajı nedeniyle dünyada da sıklıkla kullanılan bitkisel ıslah yöntemi ile yapılan araştırma çalışmasında önemli başarı elde edildi.
Orman Genel Müdürlüğü, Doğu Karadeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından üretim aşaması sonlanmış Trabzon ili Tonya ilçesi Kalınçam köyünde bulunan 2.2 hektar maden sahasında, 2021 yılında başlatılan araştırma çalışmalarında son yıllarda popüler olan lavanta bitkisi potansiyel büyüme ve gelişiminin izlenmesi için çalışma yürütülürken, bölgenin florasında doğal olarak yer alan sık çiçekli nakıl Silene compacta araştırma alanında hızla gelişmesi üzerine lavanta bitkisinin yanı sıra sık çiçekli nakıl (Silene compacta) türünün büyüme ve gelişimi de takip edilmeye başlandı.
Geleneksel Tıp ve Peyzaj Çalışmalarında Kullanılıyor
Geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında geçmişten beri kullanılan, dünyada; arıcılık, çiçekçilik, süs bitkisi, çevre düzenlemesi ve peyzaj açısından çok kıymetli olan, halk arasında kanlıbasıra otu, sık çiçekli yapışkanotu ve sık çiçekli nakıl adları ile bilinen Silene compacta bitkisinin doğal yollarla araştırma sahasında çoğalması üzerine çalışmalar bu bitki (Silene compacta) üzerinde yoğunlaştırıldı.
2010 yılında mecliste kabul edilen kanuni düzenleme ile yasal zorunluluk haline gelen maden sahalarının rehabilitasyonu ve düzenleme tarihinden önce faaliyet sona eren maden sahalarının olumsuz çevresel etkilerini azaltmak, ekosistem dengesinin kısa sürede hızlı bir şekilde geliştirilmesi amacı taşıyan, araştırma çalışması ile alakalı bilgi veren proje yöneticisi Orman Yüksek Mühendisi Umut Bahadır Sarıtaş “Terk edilmiş maden sahalarında yer alan kalıntılar rüzgâr ve su erozyonu tehlikesine karşı açık oluşu sebebi ile, insan sağlığı ve biyolojik çeşitliliği olumsuz etkileme tehlikesi taşımaktadır. Bu sahalarda işletme faaliyeti başlamadan önce verimli üst toprak katmanının sahadan çıkarılmasından dolayı bu alanlarda toprak verimi oldukça düşmekte, toprakta bulunan organik madde miktarı oldukça az, besin bakımından oldukça yetersiz yapıdadır. Terk edilmiş maden sahalarında bozulan ekosistem dengesini yeniden sağlayabilmek amacıyla ekonomik, ekolojik ve estetik amaçlı bitki örtüsü tesisi gerekiyor. Bu çalışmada biz de Çay fabrikaları ve evlerde oluşan organik atıklardan oluşturmuş olduğumuz maliyeti çok düşük olan özel hazırladığımız kompost malzemeleri kullanarak çalışma yürüttük. Yürüttüğümüz çalışma ile Terk edilmiş maden sahalarına uygun koşullarla lavanta bahçeleri kurmayı düşünürken çok kısa sürede ve uygun şartlarda bölgenin florasında bulunan (Silene compacta) çok kıymetli olan bitkinin araştırma alnında doğal olarak yerleştiğini görünce araştırmamızı bu bitki üzerine yoğunlaştırdık” dedi. (Silene compacta) bitkisinin tıp ve peyzaj açısından aranan bitki olduğunu belirten Umut Bahadır Sarıtaş araştırma çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu belirterek “proje ile, oluşan tüm organik atıklar çok kolay bir şekilde değerlendirilebilir. Özellikle çiçek döneminin uzun sürmesi sebebi ile maden sahalarında bal ormanı çalışmaları sürdürülebilir. Hatta oluşan görsel ile bu alanlar Ekoturizim alanı olarak bile kullanılabilir” dedi.
Sıfır Atık Çalışmalarına Katkı Sunacak
Doğu Karadeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından yürütülen (Tahrip edilmiş maden sahalarında kompostlaştırılmış atıkların toprağın bazı özelliklerine ve lavandula x intermedia (Emeric ex Loisel.)’nın gelişimine etkisi) başarılı proje hakkında açıklamada bulunan Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey “Yapılan çalışma ile çevresel etkilerin minimize edilerek hızlı bir şekilde eko sistemin tekrar sağlanabilmesi çok önemli bir aşamadır. Özellikle Sayın Emine Erdoğan hanımefendi himayesinde yürütülen, “Sıfır Atık Hareketine” bu çalışma ile önemli bir katkı sunulacaktır. Ülkemizin dünyadaki sıfır atık çalışmalarına öncülük yaptığı bu dönemde, iklim değişikliği dolayısı ile yaşanabilecek olumsuzlukların etkisini azaltmak için, kurum olarak benzer araştırma ve geliştirme çalışmalarına hız verdik” dedi.