Sinop’ta yaşayan 68 yaşındaki yorgan ustası Alaettin Karaahmetoğlu, çocukken çırak olarak başladığı yorgancılık mesleğini hala severek yapıyor.
Karaahmetoğlu, 1981 yılından emekli olduğu 2004 yılına kadar Sinop’ta gardiyan olarak görev yaptığı dönemde de ek iş olarak yorgan ve yastık yapımına devam etti. 2019 yılında çalıştığı dükkanda müşterisinin yün çuvalında altın bulan Karaahmetoğlu, altını sahibine teslim ederek olayın gazetelerde yer almasından sonra gelen destekler sayesinde kendi dükkanını açmaya karar verdiğini anlattı. Çalıştığı dükkanı satın aldığını belirten Karaahmetoğlu, 2019 yılından bu yana kendi dükkanında müşterilerine hizmet veriyor. Sinop’un son yorgancısı olan Alaettin usta, mesleğin devam etmesi için bildiklerini öğretmeye hazır olduğunu söyledi.
Yorgancılık mesleğine başlama serüvenini anlatan Karaahmetoğlu, “1965 yıllarında Trabzon’dan çıktım, Samsun'un Bafra ilçesine geldim. Orada ilkokuldan sonra yorgancılık mesleğine başladım. Mesleğimi uzun yıllar icra ettikten sonra askere gittim. Askerden geldikten sonra tekrar mesleğime devam ettim. Bu meslekten kopamadım, çünkü güzel bir meslek. Askerden sonra ben Sinop’a geldim. Sinop’ta 1977'den bu yana uzun yıllar çalıştım. 1981 yılında o dönem açılan bir sınavla cezaevinde infaz koruma memuru olarak göreve başladım. Fakat mesleğimi hiçbir zaman bırakamadım. Bu çok farklı bir meslek, insanın ruhuna işlediği zaman bundan kopmak mümkün değil. Mesleğimi memuriyet döneminde de yaptım. 2004 yılında emekli oldum, emekli olduktan sonra yine mesleğime devam ettim” dedi.
2019 yılında yaşadığı bir olayla dükkan açmaya karar verdiğini söyleyen Karaahmetoğlu, “2019 yılında bir yorgancı arkadaşımın yanında çalışıyordum. O dönem bir müşterim tarafından yün çuvalında ziynet eşyası buldum. Bu dönemden sonra dükkan açmaya karar verdim. Bulmuş olduğum ziynet eşyalarını sahibine teslim ettim. Yanında çalıştığım arkadaş bu işi bırakacağını söyledi, ben dükkanını devraldım. Bir süre orada devam ettikten sonra şu anki bulunduğum dükkana geçiş yaptım. 3-4 senedir burada devam ediyorum” diye konuştu.
"Sentetik ürünler tamamen bizim zararımıza"
Elyaftan üretilen yorgan ve yastıkların hastalıklara neden olduğunu, bu yüzden yün ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Karaahmetoğlu, “Son günlerde hekimlerimiz de yüne ağırlık vermeye başladı. İnsanların zamanla sağlıklarından oldukları saptandı. Çünkü hayatımıza giren sentetik ürünler tamamen bizim zararımıza. Sentetik üründen bahsederken elyaftan bahsediyorum. Bu işi yapan arkadaşlarımı tenzih ediyorum. Bundan para kazanıyorlar, fakat insanların sağlığı kaybolmuş durumda. Hastaneler dolu, çünkü sağlıksız ürünler kullanıyoruz. Ben daha çok yüne ağırlık verdim. Şu an işlerimde birinci kalite koza pamuğu kullanıyorum. Birinci kalite merinos kuzu yünü kullanıyorum. Kullandığım yünler merinos kuzu yününün yurt dışından geldiği söyleniyor. O yünlerin özelliği yazın asla ter yapmaz, sağlık deposu. Yattığınızda ve kalktığınızda herhangi bir yeriniz ağrımıyor ve yorgunluk hissetmiyorsunuz. Yünün özelliği bu” şeklinde konuştu.
"Mesleğin kaybolmaması lazım"
Çırak bulmakta zorlandıklarını ifade eden Karaahmetoğlu, mesleği öğrenmek isteyenlere yardım edeceğini belirterek, “Burada fazla yorgancı yok. Ben tekim, ben de bu işi sevdiğim için sanata olan aşkımdan dolayı yapıyorum. Emekliyim, bir şeyi başarmak, bir şey üretmek çok güzel bir şey. Bende onu yapmaya çalışıyorum. Tek büyük sorunumuz şu; mesleğimizi devam ettirecek nesil yetiştirmek mümkün değil. Kimse çocuğunu mesleğe vermiyor, çırak yetiştiremiyorsun. Ben bu mesleği Allah ömür verirse beş sene daha yaparım, ondan sonra meslek kaybolacak. Şu mesleğin kaybolmaması lazım. Halk Eğitim Merkezi'nde kurs olsa hanım kardeşlerimiz isteseler orada öğrenebilirler. Ben sanatımı onlara gösteririm, kendi iş yerimde öğretebilirim. Altı ay veya bir sene zarfında onlar da benim gibi yorgan dikebilir” ifadelerini kullandı.