Haber61 - Spor Servisi / Uluslararası Futbol Ekonomi Forumu'nda konuşan Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu kulülerin gelirlerinin azaldığını belirtti. Kulüplerin maddi anlamda yaşadığı sıkıntılara değinen Ağaoğlu MHK konusunda görüşlerini de açıkladı.
MHK’da bir sistem olmamasının altını çizen Ağaoğlu “Bizim bütün şikâyetimiz sistemle .Baba oğul, amca yeğen hakem silsilesinin oluşması. Hakem eğitim sisteminin yanlış olması.” İfadelerini kullandı.
Trabzonspor ve Kulüpler Birliği Başkanı Ahmet Ağaoğlu’nun açıklamalarının satır başları şu şekilde:
YENiDEN YAPILANDIRMA
yapılandırma ile bütçeler buna göre planlandı. Buna uyulması mümkün değil, neden? İki yıldır pandemi nedeniyle bütün sektörler çok büyük sıkıntı yaşadı. Geçen hafta bir otomotiv üreticiyle konuşuyorduk, Çin’e bu kadar bağımlı olduğumuzu bilmiyordum dedi. Talebe yetişilemiyor. Dünya ekonomisinin çok olumsuz etkilendiği bir dönemde futbolu dışında tutmak mümkün değil. 2 YIL önce uygulamaya koyulan bir uygulamamız var pandemi öncesindeki bir karardı. Oyuncuların geliri üzerinden yüzde 20 vergi alınması kararı pandemi öncesinde alınan isabetli bir karardı. Kulüplerin futbolcuların o günkü gelirlerine bakıldığında alınabilecek makul bir vergi. Bir çok geliriniz vardı. Pandemiyle birlikte bütün gelirlerde yüzde 70-80 azalma söz konusu. Seyirci hasılatı geçen dönem hiç yoktu, şimdi yüzde 50’lilerde. Zaten artık ok yaydan çıtı, madem çift aşı zorunluluğu var o zaman neden yüzde 50’de 70’te kalıyoruz. Artık yüzde 50 ile sınırlamanın anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Almanya’da Fransa’da neredeyse yüzde yüze yakın artık. En son toplantıdan önce sayın başkanla bu konuyu konuşmuştuk. Büyük ihtimalle devre arası döneminde değerlendirilip pandeminin de gidişine göre yüzdenin kademeli olarak arttırılabileceği söylendi.
Seyirci geliri dendiği zaman seyircinin alım gücünün azaldığı yerde bu da bir şey ifade etmiyor. Mesela Fenerbahçe maçında en çok seyirci alık. Orada seyirci hasılatı olarak 1.2 Milyon Lira elde edildi. İki deplasman parasını bile karşılayacak bir gelir değil.
BÜTÜN GELİRLER YÜZDE 70-80 AZALDI
Özet yaparsak bundan 3 sene önce 3 puan karşılığında elde edilen gelirin TL karşılığı 800 bin Euro’ydu. Bugün o rakam 240-250 Bin Euro’ya inmiş durumda. Bütün gelirleriniz yüzde 70-80 azalmış durumda. Burada yaptığınız anlaşmalara uymanız fiziki olarak mümkün değil. Yüzde 20-50 daralmayla da altından kalkamazsınız. Pandemi öncesi vergi sisteminin değişmesi, pandemi dönemini de bütün endüstrilerde vergi borçları bir iki sene ertelendi. Ertelenmeyen tek endüstri futbol endüstrisi. Oysaki futbol endüstri bu süreçte insanların eve kapandığı tam kapanma olduğu dönemde takımlar 3 günde bir maç oynuyordu. Haftanın her günü maç oynayarak Türk insanının evde psikolojik olarak rehabilite eden tek sektördü. Bu süreç içinde seyahat ederek, yaklaşık 43-44 farklı otelde kalarak, futbol oynayamaya çalışırken teknik direktörlerin futbolcuların yöneticilerin yüzde 90’ı da covid oldu. Sağlıklarını tehlikeye atarak endüstriyi ayakta tutmaya çalışan bir sektör düşünün ama o sektörün yapılandırılmış vergi borçları, yapılan müracaatlara rağmen netice alamadık. Hala o vergileri ödemeye devam ediyoruz. Geçen bir başkanımız yapılandırılışı vergi 8 Milyon Lira ödedim bu ay dedi. 5.5 Milyon Lira yayın geliri, 1.5 Milyon lira da sponsor ve taraftar geliri yaklaşık 6,5 Milyon Lira gelirim var ben futbolcu paralarını nasıl ödeyeceğim. Durum bu. Futbol endüstrisi yüzde 290 büyüdü ama borçlanarak büyüdü. Bütün sıkıntıları göz önüne aldığınız zaman herşeyi bir kez daha gözden geçirmek, yeniden yapılandırmak gerekir. 1 Milyon Euro verdiğiniz bir oyuncunun kulübe ve oyuncuya maliyeti 1.7 Milyon Euro. Bu vergilerin ötelenmemesinin kulüplere büyük sıkıntıları oluyor.
NAKLEN YAYIN GELİRLERİ
Naklen yayın gelirler konusunda, buradan gelen gelir, genel gelir içerisinde 4 büyük kulüpte yüzde 20- 30 arasındayken Anadolu kulüplerinde yüzde 90’a varıyor. Dolayısıyla çok önemli bir faktör. 500-550 Milyon Dolardı en başlarda sonra TL’ye çevrilmesi, pandemiden dolayı yapılan indirimler vs yüzde 70-75 daralma oldu. 4 büyük kulübü belirli oranda etkilese de Anadolu kulüplerini çok fazla etkiledi. Futbolda rekabet istiyorsak, Avrupa’da farklı noktalara taşımak istiyorsak, gözümüzü Anadolu takımlarına çevirmemiz lazım. Onlar gelişmedikçe, büyük takımlarla rekabet edecek düzeye taşımadıkça Türk futbolunun gelişmesi mümkün değil.
Pandemi dönemiyle birlikte bir çok çalışmaya ara verildi. Alt yapı 1 sene antrenman yapamadı. Pek çok oyuncu farklı şeylere kanalize oldu. Verilen ara gelişim için büyük eksiklik yarattı.
“SPOR ENDÜSTRİSİNİN ŞIMARIK ÇOCUĞU OLMAK İSTEMİYORUZ”
Spor endüstrisinin şımarık çocuğu olmak istemiyoruz, o borçları ödeyeceğiz. Ama her sektörde borçlar ertelenirken bizde yüzde 40’a kadar çıkartıyorsunuz. Üstelik erteleme ile ilgili müracaatların hiçbirinden netice alamıyoruz. Türk futbolu bu dönemde insanların psikolojisine hizmet etti. Her akşam maç oynandı. Onları rehabilite etmek gibi bir görev üstlendik. Ama gariptir ki 1 senedir görüşmemize rağmen sonuç alamadık.
“RAKAM BELİRLEMEDİK”
Federasyon başkanımızın kafasındaki gelir sanırım yayın geliri olarak 1 Milyar Dolar. Açıkçası bir rakam belirlemedik. Yurtdışında bu işlerle ilgili tecrübeli bir şirketle danışmanlık sözleşmesi imzaladık. Önümüzdeki ihalenin tek bir yayın paketi olarak değil, 7-8 farklı pakete bölünerek, yurt dışı hakları, dijital hakları gibi kalemlere bölerek ihaleye çıkacağız. Şartlar ne olursa olsun bu sene ödenen rakamdan sonra üzerinde bir bedelle dövize endeksli olarak, kur kaybından etkilenmememiz lazım. Oyunculara yaptığımız ödemelerin yüzde 80’i yabancı para birimi olarak gerçekleşiyor. Buradan da kulüplerin olumsuz etkilenmemesi lazım.
“MHK’DA BİR SİSTEM OLMAMASI…”
Kulüpler birliğinde oluşturduğumuz bir çalışma grubumuz var. TFF ile birlikte çalışmaları yoğun şekilde sürdürüyoruz. Bizim hiçbir şekilde isimlerle kişilerle alakalı olarak herhangi bir beklenti veya şikayetimiz yok. Bizim bütün şikâyetimiz sistemle. MHK’da bir sistemin olmaması. Gözlemci raporlarının 2-3 saat içinde verilmesi gerekirken 24 sat beklemesi. Baba oğul, amca yeğen hakem silsilesinin oluşması. Hakem eğitim sisteminin yanlış olması. Verilmiş olan bir eğitim var, bu eğitim sahaya bu şekilde yansıyorsa, ya eğitimi verende yanlış var ya eğitim alanda bir yanlış var ya da ikisi birden yanlış. Özette sistem yanlış. Bir lise düşünün 10-12 senedir mezun veriyor ama hiçbiri üniversiteye giremiyor.