Kuzey Ekspres Gazetesi'nin Trabzonspor eski yöneticileri ile ilgili yaptığı röportaj serisi için açıklamalar yapan Tanju Akıncıoğlu Trabzonspor yöneticisi olduğu dönemle ilgili sorulara da cevap verirken önemli tespitlerde bulundu.
İşte o röportajTanju Akıncıoğlu kimdir?
1961 yılında Trabzon merkezde doğdum. İlkokulu Ankara’da bitirdikten sonra diğer öğrenimimi Trabzon’da tamamladım. İş hayatına genç yaşlarda başladım. Trabzonspor’da ilk yöneticiliğe Trabzonspor Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz döneminde yedek üye olarak başladım.1996 yılındaydı. Arından Özkan Sümer Başkanlığında oluşan yönetimde yedek yönetici ikinci Özkan Sümer döneminde ise asıl yönetici olarak Trabzonspor’umuza hizmet ettim.
Bir süre Trabzonspor alt yapıdan sorumlu yöneticisi olarak devam ettim. Atay Aktuğ dönemi ile Trabzonspor yöneticiliğim sona erdi.
Özkan Sümer’in istifası sonrasında yönetim kurulunun almış olduğu karar ile kongreye giderek aday olmadık ve görevi Atay Aktuğ yönetimine devrettik.
Trabzonspor’dan uzak kaldığım dönemlerde ise siyasete ailemin çevremin destek ve baskıları ile girdim.
Hem iş hayatımı hem de siyaset hayatımı aynı anda sürdürdüm. Siyasi hayatımda önemli görevler üstlendim. Basın sözcülüğünden teşkilat başkanlığına kadar görev aldım.
2005 senesinde evimde hobi olarak internet ve yazılım üzerine yaptığım çalışamlarıma artık tam mesai ayırma kararı aldım.
O dönemler dünyada internet fırtınası daha kopmamıştı. Kitle iletişimleri çok zayıftı. Bunu farkederek daha da geliştirmek Trabzon’u dünyaya açmak için çabalamaya başladım. İşte o sıra Haber61 markasını oluşturdum. Bu marka benim değildi. Tüm Trabzon’un ve gerçekleri paylaşmak isteyen herkesindi…
Ama Trabzon merkezinde bunu oluşturmak benim için çok önemliydi. Şu anda ekip arkadaşlarımla Haber61’i daha büyük hedeflere doğru taşımaya çalışıyoruz
25 yaşında 1 çocuk babasıyım.
VİCDANEN RAHATIM
Trabzonspor’da nasıl yönetici oldunuz?
Aslında bu soru çok önemli. Ben buna çok kısa ve öz cevap veriyorum; Vicdanen rahat, kulübün çıkarları doğrultusunda hareket ettim.
Hele de Özkan Sümer ve dönemin As Başkanı Erol Tuna gibi liderlerle çalışıyorsanız hata ve eksik yapma lüksünüz asla yoktur.
Ayrıca şu anda ki Trabzonspor Kulübü ve buna benzer büyük kulüplerin yöneticilerinin olanakları ve imkanları çok fazla.. O dönemi günümüzle kıyasladığımızda arasında büyük farklar var. Buna örnek sponsor veya gelişen futbol endüstrisinin sonsuz olanaklarını gösterebiliriz. Zor şartlar altında riskli alarak adım atmak oldukça zordur. Bunu başardığımıza inanıyorum. Kulübü komadan alıp ayakta tedavi edilebilir duruma getirdik.
ŞEHİR KULÜBE SAHİP ÇIKTI
Döneminizde kulüp ekonomisi nasıl çevirirdiniz?
Ürettiğimiz projelerle Trabzonspor’un çok kısıtlı olan gelirlerini artırmayı başardık. Örnek verecek olursam TS CLUB bizzat Erol beyin önderliğinde bir projeydi ve kulübe o dönem çok gelir elde ettik. Şehirden de çok destek aldık. Biz yönetime geldiğimizde sadece kulüpte değil ülkedede ekonomik kriz süreci hakimdir. Başımızda iyi bir ekonomist olan Erol Tuna’nın olması bizi daha da güçlendirdi doğru adımlar atmamızı sağladı.
Tabi bu noktada en önemli faktör Trabzonspor camiasının kulübe sahip çıkmasıdır. Taraftarlarımız dahil eski bakan ve kulüp başkanımız Faruk Özak, eski bakanımız Koray Aydın da kulübe sonsuz destekleri olmuştur. Trabzon halkıyla birlikte kenetlenmeyi başarmıştık.
PARA VEREN YÖNETİCİ DEĞİL GELİRLERİ ARTIRAN YÖNETİCİ GEREKİYOR
Trabzonspor sizce nasıl yönetilmeli?
Taşıma su ile değirmen dönmüyor. İşte o nedenle kulübe para veren değil kulübün gelirlerini artıran kulübün parasına sahip çıkan yönetici tarzı geliştirilmelidir.
Bu hem idari hem de teknik anlamda düşünülebilir.
Şöyleki alt yapıdan bir oyuncunuzu doğru planlamayla yetiştirebilir, transfer edebilir; bu doğru planlamayla kulübe büyük gelirler getirebilirsiniz. Ayrıca oyuncunuza sahip çıktığınız kadar ürettiğiniz projelerle kulübü ayakları üzerinde duran güçlü bir mali yapıya sahip olmasını sağlayabilirsiniz.
Dünyada dip yapmış ardından kısa sürede toparlanıp başarılı olmuş kulüplere baktığımızda hep şunu görüyoruz; bağları sıkı ve ekip anlayışı yüksek yöneticiler ve bunların atadığı profesyonel idareciler.
AVNİ AKER’DE ÇOCUKLUĞUMUZU YAŞIYORUZ
Trabzonspor sizin için ne anlam ifade ediyor?
Trabzonspor benim için; televizyon olmadığı dönemlerde Giresun’a Görele’ye gidip kahvehanedeki karıncalı siyah beyaz televizyondan maçı izleyip gol olduğunda havaya fırlamaktı.
Trabzonspor benim için;
Çocuk yıllarımda Trabzonspor daha 2. ligdeyken buz gibi bir Ankara sabahında sahaya girip tribünde ellerin donmasın diye oğuşturarak maç saatini beklemek ve PTT gol attığında ağlayarak başkent sokaklarında yürümekti.
Trabzonspor benim;
TS logosunun yaratılmasında büyük emeği olan efsane yöneticiler arasında yer alan dayım Naci Gürkök ile sohbet edip o logonun yanında poz vermekti.
İşte bizim gibiler Avni Aker’e girdiğinde sadece sevinmiyor. Çocukluğunu tekrar yaşıyor.
HER HAFTA TOPLANTI YAPIYORDUK
Döneminizde yaşadığınız ilginç bir anınızı anlatır mısınız?
Bir dün Özkan Sümer başkanlığında yönetim kurulu toplantısı yapılacak. Bende tatile gitmek için bir bilgilendirme dilekçesi imzalayacağı dosyanın arasında koydum. Toplantı başladığında Başkan Özkan Sümer’in önüne dosya kondu. Dosyayı incelerken benim dilekçemi okumaya başladı. Bende dilekçeye şu tarih arasında şurada ailemle tatile gideceğim. O dönem içerisinde Yönetim Kurulu toplantılarına katılamayacağımı yazmıştım. Biz her hafta salı günleri toplantı yapıyorduk. Asla bu toplantı firesiz yapılmıyordu. Özkan Sümer buna çok sinirleniyordu. Bizde bu gelenek haline geldi. Benim dilekçemi gören Sümer bana doğru döndü, “Bravo ya.. Çok teşekkür ederim” dedi ve o dilekçem Özkan Sümer tarafından örnek gösterilerek bundan sonra böyle olalım dedi. Yönetici arkadaşlarımız kabul etti. her izine giden yönetimi bilgilendiriyordu.
Bir de her hafta salı akşamları 20:00’de yapılan yönetim kurulu toplantıları daha dinç yapılması için öğlen 14.00’e alındı. Bunu da As başkanımız Erol Tuna önerdi ve kabul edildi.