Trabzonspor’un önceki başkanı Hacıosmanoğlu döneminde de görevini icra eden mevcut başkan Ali Sürmen, iki adaylı bir seçimin Trabzonspor’da uzun bir aradan sonra ilk kez olacağını söyledi.
Seçim çalışmaları hakkında bilgi veren Ali Sürmen, “Trabzonspor kongrelerine alışkınız. Yapılacak olan genel kurulun sorumluluğu da üzerimizde. Bunun için gerekli tedbirleri alıyoruz. Aday olan diğer arkadaşımızın da birtakım çalışmaları var. Biz de Trabzonspor camiasına uygun şartlarda oluşmasını sağlamaya çalışıyoruz” dedi.
RÖPORTAJIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
BÖYLE BİR SEÇİM İLK KEZ OLACAK
Divan Başkanlığı’nda yıllardan sonra iki listeyle seçime gidilecek olmasını değerlendiren Ali Sürmen, 2 adaylı seçimin camiaya yansımasını şöyle anlattı: “Divan başkanının devam ettiği sırada karşısına bir aday ilk kez çıkıyor. Daha önce rahmetli Ali Özbek devam etmeyeceğini söylemişti, ben ve Nadir bey aday çıktık. Ben, Divan başkanı olarak devam kararı aldıktan sonra Şükrü kardeşimiz aday oldu. Bütün bunlara rağmen seçim kongre faaliyetidir, insanlarla fikir alışverişi yapılıyor, bu yönüyle de güzel. İnsanların genel kurula mutlaka gelip oyunu kullanması gerekiyor. Eğer bu eksik kalırsa bütün bu çalışmanın ulusal medyada yansıması yetersiz olur. 806 kişinin oy kullanacağı bir divana 150-200 kişi katılırsa ulusal medyada hoş görünmez. Bundan sadece Trabzonspor camiası değil, Trabzonspor dışındaki insanlar, kurum ve kuruluşlar da Trabzonspor’un büyük hedeflerinin olduğunun farkına varacak.”
KULÜBÜN AKLISELİM YÖNETİLMESİ LAZIM
Ali Sürmen, divan başkanlığı sürecinde Trabzonspor yönetimiyle olan diyalogu ve bugüne kadar pek çok kez gündeme getirdiği tüzük tadilatı konusunda gelişme olup olmadığını şöyle aktardı: “Tüzük konusunda 2009’dan beri çalışıyorum. Sadri Şener’in döneminden beri. Mevcut yönetimin, tüzüğün belli bir bölümü yazıldıktan sonra yeni bir komisyon oluşturmak istemesi ve sıfırdan başlaması zaman kaybına yol açmıştır. Tüzükleri bütün kulüplerde divanlar hazırlar. Tüzüğü genel kurula getirme yetkisi yönetimlerindir ancak yönetimlerin sportif veya mali nedenlerle üyelerle, taraftarla birtakım sıkıntıları olabilir. Divan ise daha kucaklayıcıdır, herkese hitap edebilir, görüşünü alıp katkı sağlayabilir. Ne olursa olsun bizim bir dargınlığımız yok fakat divanların ne kadar önemli bir kuruluş olduğunu anlamaları ne yazık ki görevden ayrıldıktan sonra oluyor. Bunu üzülerek görüyoruz. Kurucumuz ve eski divan başkanımız Nizamettin Algan der ki; "Biz hamalız, yönetimleri bizim hamallığımızın farkına varamıyor. Biz onlara gelebilecek saldırıları, onların zaman kaybedecekleri şeyleri yapan, dargınlık olduğu zaman bir araya toplayan yeriz. Bunu nasıl bir yönetim reddeder?” Şimdi değerli abimizin sözü işin özetidir. Yoksa kişisel bir sorun ne bizimle onlarla ne önceki yönetimlerle yoktur. Herkesin amacı Trabzonspor’un iyiye gitmesidir. Ama yönetimin, yönetimde kalma amacı vardır. Eğer saha sonuçları kötüyse hata yapma şansı fazlalaşır. O dönemlerde Divan ortak aklın toparlanacağı yerdir. Yönetimler bunun farkına varırsa onların da sığınağı olur. Kulübün de daha aklıselim yönetilmesi için fırsat yakalarlar. Divanın, yönetimin yerine geçmek gibi bir iddiası olamaz, öyle bir hakkı da yoktur."
YÖNETİMLER DİVAN KURULUNDAN FAYDALANMAK İSTEMİYOR
Önceki başkan İbrahim Hacıosmanoğlu ve şimdiki başkan Muharrem Usta’ya divan olarak verilen tavsiyelerin yönetimlerce karşılık bulmadığını aktaran Ali Sürmen, “Hem birebir görüşmelerimiz olmuştur hem de ben alışık olmayan şekilde bunu sosyal medyada, genel kurullarda gündeme getiriyoruz. Yönetimlerin her defasında birebirde veya kürsüde söz veriyorum en kısa zamanda yapacağız demelerine rağmen, herhalde sportif konularda çok fazla meşgul oluyorlar veya yoruluyorlar ki bunları unutuyorlar. Biz Trabzonspor’un iyiye gitmesini arzu ederiz, kimin yönetici olacağına biz karışmayız. Yönetim vaat ettiklerini yapamıyor, kulübü borçlandırıyorsa, buna rağmen sportif başarı gelmiyorsa uyarmak bizim asli görevimizdir. Bu sadece bizi seçenlerin değil, taraftarın da beklentisidir. Bir yandan eleştirsin bir yandan eleştirmesin diyen kesimler de var ve bunlar şartlara göre değişiyor. Geçen yıl 10 maddelik deklarasyonumuz vardı ve yönetime tavsiyelerde bulunmuştuk. O zaman bazı taraftarlar bize’ divan başkanı şampiyonluğu engeller mi, şampiyonluk istemiyor musunuz’ gibi çok fazla eleştiri gelmişti. Fakat Trabzonspor’un sportif olarak başarısız olduğu bir dönemde yine aynı kesim ‘siz divan başkanı değil misiniz neden müdahale etmiyorsunuz’ dedi. Bu durumun tek bir ortası var, o da kulübün ortak akılla yönetilmesi. Bu sağlanamadıktan sonra asla başarı gelmez” diye belirtti.
TRABZONPOR’UN KURTULUŞU ORTAK AKILDA
Sürmen, Trabzonspor’un iyiliğini isteyen delegelere, “Trabzonspor’u seven, gönül veren, iyiliğini isteyen Türkiye’nin neresinde olursa olsun herkes ortak akla katkı sağlayabilir. Yeter ki divanın düzenlediği bu ortak akıl toplantılarına yönetim de katılsın, konuşulanları not alsın ve içerisinden iyi gördüklerini alsın. Bu yıl bizim seçim yılımız, bu sadece yönetimi ilgilendiren bir konu değil. Gelecek olan seçimde herkes aday olabilir, bunu engellemek ne divanın ne de başkasının gücü ve yetkisindedir. Bizim yarışacak başkan adayına değil, çözüm üretecek yönetime ihtiyacımız var. Çözüm üretecek yönetim ancak ortak akılla bulunursa onun arkasındaki destek gücü çok daha güçlü olur. Divan başkanı olarak bunun gerçekleşmesi için elimden geleni yapacağım” şeklinde seslendi.
TRABZON’DAN ADAY ÇIKMADIYSA DOĞRU YOLDAYIM DEMEKTİR
Divan başkanlığı görevinde bulunduğu süre boyunca Trabzonspor için ortak aklın üretilmesi konusunda yol kat ettiklerini anlatan Sürmen, “3 yıllık icraatımız var. Bunun içinde olumlu olumsuz olan bizim bile kendi kendimize yetersiz kaldığımız dediğimiz konular var. Bir insan her şeyi güzel yaptım diyemez, dememeli. Burada olması gereken ortak aklı üretecek bir hinterlanda ulaşabilmek için 3 yıllık bir çalışmamız oldu, çok yol aldık. Benim arkamdaki büyük destek 3 yıl içinde ortak aklı üretecek, kulübümüzün sportif ve mali sorunlarını çözecek yönetimin oluşması için bir araya gelmesi gereken insanların, taraftarların, kurumların, çalışmalarını organize edecek bazı çalışmalarımızı doğru yere oturttuk. Bugün Ali Sürmen’in karşısına Trabzon’dan bir aday çıkmıyorsa ben doğru yoldayım demektir. Bu benim için çok büyük büyük bir manevi güçtür ve bu destekten dolayı büyük gurur duyuyorum. Beni tercih edecek insanların bu 3 yıllık, belki görünmeyen, çok da açığa çıkmasının, tartışılmasının değil, birlikte düşünülmesinin yolunu üretecek çalışmayı programlayacak ve bunun sonunda Trabzonspor’u yönetecek kadrolara ulaşma mecburiyetimiz var. Futbolda elbette saha sonuçları önemli ama kulübün bütçesi futbolcunun, çalışanın parasını ödeyemeyecek duruma düşüyorsa ve saha sonucu kadar bunu önemsiyorsa ona aklıselim derim. Yoksa sadece saha sonucuna bakıp Ronaldo’yu alalım, bunu alalım’ diyorsa ben ona aklıselim demem. Bu görüştüğüm aklıselim insanların yüzde 90’ı ‘önce Trabzon’dan yetişen futbolcu, sonra Anadolu’dan yetişen futbolcu, olmadıysa yabancı futbolcu’ diyor. Ortak aklın en önemli donesi bu. Benim de savunduğum 3 yıldır söylediği bu sözler benim desteklenmem için neden olmuştur. Kongrenin hayırlı olmasını diliyorum. Mutlaka divan kurulu üyelerimiz mutlaka gelip tercihlerini kullanmalarını istiyorum” sözleriyle sonlandırdı.