Trabzonspor'da Seçimli Olağan Genel Kurul tamamlanırken, Başkan Ertuğrul Doğan yeniden göreve seçildi.
Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, Genel Kurul'da Haber61 canlı yayınında Tuncay Lakot'a açıklamalarda bulundu.
Trabzonspor kongrelerinin geçmişte çok daha görkemli ve şölen havasında geçtiğini belirten Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, "Akşamki maçın travması insanların moralini bozdu. Bardağı taşıran son damla oldu. Özellikle penaltı kararından önce bariz faul var. Attığımız ama iptal edilen bir gol var. Saçma sapan bir şey. Hatalar yüzünden en az 13 puanımız gitti. İnsanların buna isyan edesi geliyor. Bayram havasında geçecek olan kongremiz maalesef istenen havada olmadı" dedi.
Bordo mavili camianın birlik içinde hareket etmesi gerektiğini de kaydeden Başkan Kaya, "Sicil Kurulu'nda 5 değerli arkadaşımız yarışıyor. Gönül isterdi ki, bu arkadaşlar da güç birliği yapsaydılar. Her zamankinden daha fazla dayanışmaya ihtiyaç var. Türk futbolunu, katledilen maçları ve çalınan emekleri görüyoruz. Bir araya gelerek bu haksızlığa dur diyelim" ifadelerini kullandı.
Ortahisar Belediyesi'nin çalışmaları ile ilgili olarak da konuşan Başkan Ahmet Kaya sözlerine şu şekilde devam etti:
"Belediyeleri nasıl çalıştırmayız, nasıl hizmetleri engelleriz çabasındalar"
Her gün ortalama 70-80 iş talebi bize ulaşıyor. İnsanlar haklı ama biz çaresiziz. Yapacağımız bir şey yok. Kötü gidişat sadece futbolda değil ki, nereye elinizi atsanız orada bir huzursuzluk var. Dün Ankara'da belediye başkanları toplantısı vardı. Orada da konuştuk. İktidar kaybettiği belediyelere karşı yeni politika geliştirmiş durumda. Bu belediyeleri nasıl çalıştırmayız, nasıl hizmetleri engelleriz çabasındalar. İnsanlara uzattığımız kardeş elini kesmeye çalışıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı 9161 sayılı bir kararname yayımladı. Bu kararname ile belediyelerin şirket borçlarını da gelirlerinden kesme gibi bir uygulamaya gidecekler. İki şirketimiz var, bunların geçmişten gelen 600-650 milyon vergi ve SSK borcu var. Bizden önceki belediye başkanı arkadaşa kimse 'Bu borçları niye yapıyorsun ve niye ödemiyorsun?' dememiş. Şimdi bana 'Ya borçları ödersin ya da tüm gelirlerini keserim' diyorlar. Bir haksızlığa imza atmış olurlar. Çalışan arkadaşları ekmeğinden etmiş olursunuz, biz bunu istemiyoruz. Hizmet edemememizi istiyorlar. Ne yaşanıyorsa, vatandaşlarımıza tüm gerçekliğiyle anlattık, anlatmaya devam edeceğiz.
"Yaşananlar enerjimizi elimizden alıyor"
Çağlayan'da kentsel dönüşüm projesi başlatıyoruz. İstiyoruz ki, eski mahalleleri kentsel dönüşüm ile güzelleştirelim. Önümüz kesiliyor. Sosyal belediyecilik anlamında kreşler açalım istiyoruz. Kreş fiyatı 16-18 bin lira. Belediye yaparsa daha uygun olur. Hal böyle olunca, kreş açma istediğimizi çıkardıkları kararla engellemeye çalışıyorlar. Çağlayan'da bir şelale keşfi vardı. Şehre değer katacak bir proje. Orayı açarsak, her yıl belki de 300-500 bin kişi Trabzon'a gelecek. Ekonomimize katkısı olacak. Yaşananlar enerjimizi elimizden alıyor. Artık B planları yapıyor ve ona odaklı kafamızı çalıştırıyoruz. Biz yaşamı nasıl güzelleştiririz, şehrin marka değerini nasıl yükseltebilirize odaklanmamız gerekirken, her gün önümüze konan haksızlıklarla odak noktamız başka bir şeye evrildi. Gelirlerimiz kesilirse personele nasıl maaş öderiz? Yapılan işleri nasıl devam ettiririz? Bütün odak noktamız oraya kaymış durumda.
"Ortahisar'a kayyum atanır mı diye konuşuyorlar"
Biz de bu devletin ve milletin insanıyız. Bu millete hizmet etmeyi şerefli bir görev olarak sayıyoruz. Bizim kabahatimiz ne? Millet iradesi tecelli etti, millet bizi seçti. Herkesin saygı duyması gerek. Dün akşam bir şey duydum, o çok canımı sıktı. Bakan Bey Trabzon'a gelmiş. Orada bakanın yanında AK Parti'den belli siyasetçiler 'Ortahisar'a kayyum atanır mı, atanırsa çok güzel olur, yakında atanır'ı konuşuyorlar. Utanmadan bunu konuşuyorlar. Bunu duyunca çok sinirlendim. Milletin iradesini elimizden alacaksın yani. Utanmadan bunu konuşabilmişler. Bunlar iktidar partisinin Trabzon'da en öndeki isimleri. Akşam havaalanında bunu konuşmuşlar. Bir tane vicdanlı AK Partili bize bunu iletti. Gerçekten bunları konuşurken insanın sinirleri bozuluyor. Her alanda, nereyi tutarsanız böyle bir huzursuzluk ve çalıştırmama eğilimi. Sanki devlet babalarının malları. Bu anlayışla devlet yönetilmez ve iktidar olunmaz. Herkes aklını başına toplasın.