Trabzonspor'un kupasının çalındığı, hakkının gasp edildiği 3 Temmuz şike sürecinin yıldönümünde bordo mavili kulüp FIFA'ya başvuru yapmaya hazırlanırken Fenerbahçe'den bir açıklama geldi.
Taraftarlarını FETÖ'ye sığınarak aldatmaya çalışan Fenerbahçe Kulübü, yaşananların tamamen kumpas olduğunu iddia ederek, şikeyi tescil eden tüm kurumları FETÖCÜ olmakla suçladı. Şikenin UEFA ve CAS tarafından da tescil edildiğini unutan şikeden hüküm giymiş olan Aziz Yıldırım'ın başkanlığındaki sarı lacivertli kulüp aklınca Trabzonspor'a da önerilerde bulundu.
"Şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım" diyerek şikeyi yaptığını itiraf eden Aziz Yıldırım ağzıyla yayınlanan açıklamada Trabzonspor için şu ifadeler kullanıldı;
"Bu vesileyle, halen FETÖ/PDY kumpas düzeni iradesinin, algı temsilciliğini yapan Spor Kulübü Başkanı ve yöneticilerinin de kendilerine artık bir çeki düzen vermesi, bu sürece ilişkin olarak kullandıkları sözcükleri özenle seçmesi ve paralel devlet düzeninin değil, meşru demokratik hukuk devlet düzeninin yargı kararlarını benimsemeleri gerekmektedir. Zira sırf kendi dar tabanlarına ve taraftarlarına mesaj vermek adına FETÖ ve illegal yapı mensuplarının kararlarını kendilerine kıble edinmiş bu şahıslar, bu sürece ilişkin tüm söylemleri ile alenen suç işlemektedirler. Onlara yegane tavsiyemiz, kendilerini konuşmak zorunda hissettiklerinde, yöneticisi oldukları kendi takımlarının sportif performansı ve sportif gelecekleri ile ilgili konuşmaları, kupa palavralarını kullanarak taraftarlarını kandırmamaları, demokratik hukuk devletinin bireyleri olarak sorumlu bir şekilde hareket etmeleridir. Fenerbahçe Spor Kulübü tüm varlığı ile ayaktadır. FETÖ/PDY’ye geçit vermediği gibi onun yandaşı ve savunucularına da geçit vermeyecektir. Gün, Fenerbahçe için hesap sorma vaktidir."
İşte o açıklamanın tamamı;
Türkiye’nin en büyük Spor Kulübü ve aynı zamanda en geniş katılımcılı Sivil Toplum Kuruluşu olan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün canına kast edilerek yapılan acımasız, hain, başarıya ulaşması durumunda büyük bir yıkımın kaçınılmaz olduğu alçak terör örgütü FETÖ/PDY Kumpası’nın 6. yıldönümü.
3 Temmuz sabahının ilk saatlerinden itibaren Başkanımız Sayın Aziz Yıldırım tarafından teşhis edilen ve Başkan’ı, yönetimi, sporcusu, taraftarları ile derhal mücadele başlatılan bu hain yapının gerçek yüzü ilerleyen süreçte herkes tarafından görülmeye başlanmıştır. 15 Temmuz hain darbe kalkışması ile ne denli acımasız olabileceği görülen bu hain yapı, artık tüm devlet birimlerinin mücadele ettiği, milli güvenliğimizi tehdit eden silahlı bir terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün canına kast eden bu hain yapının yargı ve emniyetteki işbirlikçileri tek tek ortaya çıkarılmıştır. Bunların pek çoğu bugün yargı önünde hesap vermektedir. Hesap vermekten bile aciz, korkak ve şerefsiz olanları ise bugün kaçak durumunda işbirlikçi devletlerde, o devletlerin istihbarat teşkilatlarının himayesinde yaşamaktadır. Ancak bilinmelidir ki, adaletten kaçmak mümkün değildir. Fenerbahçe Spor Kulübü bunlarla adalet önünde mutlaka hesaplaşacaktır.
Bu hain yapının gerçek yüzünün ortaya çıkmadığı ve her kesimden destek ve iltifat gördüğü dönemde Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı, yöneticileri ve milyonlarca taraftarıyla birlikte bu yapıya karşı canları pahasına mücadele etmiş, göğüslerini kulüpleri için siper ederek çelik bir duvar örmüştür. İşte bu çelik duvara çarpıp tökezleyen FETÖ/PDY ilk kez geriye çekilmiş ve yenilmiştir. Kimisi işbirlikçi olarak, kimisi beka ve beklenti ile kimisi ise fanatizm ile bu yapıya destek verip onlarla iş tutarken Fenerbahçe taraftarı hep bir ağızdan aynı cümleyi haykırmıştır “YIKILMAYAN SON KALE FENERBAHÇE”
Bu slogan, cemaatin ele geçiremediği, Atatürk Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkeleri doğrultusunda yönünü tayin eden, her zaman ve her şart altında milletinin emrinde, devletinin yanında olan Fenerbahçe Spor Kulübü’nü en iyi tanımlayan bir anlam içermektedir. Bu şerefli, destansı mücadelemiz bugün tüm kesimler tarafından saygı görmekte, FETÖ/PDY’ye karşı başlatılan mücadelede örnek olarak gösterilmektedir. İşte bu yüzden, bu mücadelenin en büyük sembolü olan 2010-2011 Futbol Sezonu Şampiyonluk Kupası müzemizin en nadide köşesinde büyük bir özenle saklanmaktadır. Bilinmelidir ki, tüm Fenerbahçelilerin maneviyatının bir parçası olan bu kupa kanımız, canımız pahasına koruyacağımız ve asla vazgeçmeyeceğimiz, paha biçilmeyecek değerde, kutsal bir değerimizdir.
Bizler, 3 Temmuz 2011’de, tarihte eşi benzeri görülmemiş yalan ve kumpaslarla Başkanımız ve yöneticilerimizin özgürlüğünü elinden alan hainlerin yaptıklarını, milyonlarca Fenerbahçe taraftarını üzüntüye boğan düzenin tüm destekçilerini, bu düzenin medya ayağını ve halen daha o dönemki iğrenç düzenin aldığı kararları savunanları unutmayacağız. Bu düşünce ile kumpasın emniyet ayağı ile alakalı olarak başlayan kumpas davasının takipçisiyiz. Yargı mensuplarına karşı başlatılan soruşturmanın sonucunu büyük bir heyecanla beklemekteyiz. Kumpasın basın, medya ve federasyon uzantılarının peşindeyiz ve bunların peşini asla bırakmayacağız. Fenerbahçe taraftarının sabırla beklediği hesap günü yakındır. Fenerbahçe Spor Kulübü’ne zarar verenlerden tek tek hesap sorulacak ve ancak en son sorumlu hesap verdiğinde bu hesap kapanacaktır. Her kim ki, Fenerbahçe taraftarının aradan geçen zaman içinde bu mücadelen vazgeçeceğini düşünmekte ise yanıldığını en çarpıcı şekilde görecek ve anlayacaktır.
Bu vesileyle, halen FETÖ/PDY kumpas düzeni iradesinin, algı temsilciliğini yapan Spor Kulübü Başkanı ve yöneticilerinin de kendilerine artık bir çeki düzen vermesi, bu sürece ilişkin olarak kullandıkları sözcükleri özenle seçmesi ve paralel devlet düzeninin değil, meşru demokratik hukuk devlet düzeninin yargı kararlarını benimsemeleri gerekmektedir. Zira sırf kendi dar tabanlarına ve taraftarlarına mesaj vermek adına FETÖ ve illegal yapı mensuplarının kararlarını kendilerine kıble edinmiş bu şahıslar, bu sürece ilişkin tüm söylemleri ile alenen suç işlemektedirler. Onlara yegane tavsiyemiz, kendilerini konuşmak zorunda hissettiklerinde, yöneticisi oldukları kendi takımlarının sportif performansı ve sportif gelecekleri ile ilgili konuşmaları, kupa palavralarını kullanarak taraftarlarını kandırmamaları, demokratik hukuk devletinin bireyleri olarak sorumlu bir şekilde hareket etmeleridir. Fenerbahçe Spor Kulübü tüm varlığı ile ayaktadır. FETÖ/PDY’ye geçit vermediği gibi onun yandaşı ve savunucularına da geçit vermeyecektir. Gün, Fenerbahçe için hesap sorma vaktidir.
3 Temmuz Kumpası’na direnen, göğsünü Fenerbahçe Spor Kulübü’nün muhafaza ve müdafaasına çelik bir duvar gibi siper eden, tüm Fenerbahçelilere selam olsun.