Trabzonspor Teknik Direktörü Hüseyin Çimşir, kulüpte hikayesi okunan bir antrenör olmak istediğini söyledi.
Bordo-mavililerin 40 yaşındaki teknik patronu Hüseyin Çimşir, kafasındaki oyun felsefesi, Trabzonspor sevgisi ve kulüpte antrenör olarak hedeflerine yönelik açıklamalarda bulundu. Karadeniz ekibinin sosyal medya hesaplarından paylaşılan ve soru-cevap şeklinde hazırlanan videoda topa sahip olan, topla birlikte hem savunma hem de hücumu yapabilen bir oyun formatı düşündüğünü kaydeden Hüseyin Çimşir, “Hücum yaparken savunma güvenliğini alıp, savunma yaparken de topu kazanıp bir an önce hücum yapmak gibi bir oyun formatım ve felsefem var. Bunun üzerinde biraz daha kafa yoruyorum. Futbolda, takımımda hız benim için önemli. Fiziksel, düşünsel, bir de topun hızı önemli. Bu üçü üzerinde kafa yormaya çalışıyorum. Bunları takıma adapte edebilirsem çok daha farklı olabilir” dedi.
Trabzonspor sevgisini birkaç cümle ile tarif etmenin biraz zor olduğunu söyleyen Çimşir, “İnsan; çocuk, anne, babasını tarif ederken zaman yetmez, günler, haftalar, aylar alabilir. Ama kısa bir şey söylemek gerekirse Trabzonspor sevgisi anlatılmaz, yaşanır diyebilirim” diye konuştu.
“TRABZONSPOR’DA HİKAYESİ OKUNAN BİR ANTRENÖR OLMAK İSTİYORUM”
Trabzonspor’da hikayesi okunan bir antrenör olmak istediğini ifade eden Çimşir, şöyle devam etti:
“Trabzonspor, kulübe ait olmak, aidiyetle bağlı olmayı öğretti. İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Bir camiaya, bir gruba, bir topluluğa ait olmak ister. Aidiyet de sevgiyi gerektirir. İnsanın sevmediği bir yere aidiyetle bağlanacağını düşünmüyorum. Bu konuda parçalar bütünü oluşturur. Ama bütünün güzelliği parçaların ortak değeriyle alakalıdır. Mutlu olduğun yerde fedakârca davranırsın, kendinden bir şeyler veririsin. Bu karşılık beklenerek yapılan bir şey değildir. Trabzonspor’da hikayesi okunan bir antrenör olmak istiyorum.”
“YAN YANA DURURSAK BİZ BİZE YETERİZ”
Taraftarlardan takıma destek olmalarını da isteyen Çimşir, “Bu sene beklenti anlamında özellikle ilk yarı bittikten sonra puan ve sıralama, takımın potansiyeli olarak herkesin, hepimizin bir beklentisi var. Burada başkan ve yönetim kurulu beni bu konuma getirerek çok büyük bir fedakârlık yaptılar, özveride bulundular. Çünkü bu görevi vermek kolay bir iş değildir. Benim bir antrenörlük geçmişim var doğru ama birinci adam olarak bakıldığı zaman ilk Trabzonspor’da ve hedefi olan bir takımda gerçekleştirdim. Sağ olsunlar o konuda bana güvendiler, inandılar. Birinci önceliğim onları mahcup etmemek. Benim de mahcup olmamam gerekiyor. Onun için daha fazla çalışmam gerekiyor. Taraftar olarak bakıldığı zaman ben de taraftar olsam kafamda ‘acabalar’ olabilir, doğal şeylerdir. Ama ‘yapamaz, edemez’ demek, önyargı kötüdür. Benim antrenör potansiyelimi bilmiyorlar. Önyargıyı kırmak kolay bir iş değildir. Bunun için özellikle başarılı olmam gerekiyor. Taraftarlar kimsenin tarafı olmasın. Taraf olacaklar yer Trabzonspor’dur. Bu camianın etrafında birleşsinler. Bu oyuncu da antrenör de olabilir. Sevebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz ama eğer bu kulübün teknik direktörüysem, oyuncu da bu formayı giyiyorsa koşulsuz, kayıtsız, şartsız destek olmak zorundalar. Gidişatla alakalı bir sorun varsa zaten tepkilerini gösterebilirler. O konuda bir sıkıntı yok. Onlardan ricam lütfen bu takımın yanında olsunlar. Biz yan yana durursak biz bize yeteriz” ifadelerini kullandı.