Trabzonspor’un kaleci antrenörü Metin Aktaş, bordo-mavili takımı hep birlikte ayağı kaldıracaklarını belirterek, “5 parmağın 5'i bir değil, ama bir araya geldiğinde bir el yapıyor. Şehrimiz birlik olup şampiyonluk yaşamayı hak ediyor. İnşallah da yaşayacağız” dedi.
1996-2003 yılları arasında aralıksız Trabzonspor formasını giyen ve şu anda bordo mavili takımın kaleci antrenörlüğü görevini yürüten Metin Aktaş, kulübün dergisinde yer alan açıklamasında doğduğu, büyüdüğü, kalecilik yaptığı takımda olduğu için mutlu olduğunu, bunun en büyük hayali olduğunu söyledi.
“ÜNAL HOCANIN DOĞRU İNSAN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Teknik direktör Ünal Karaman’ın kuralları olan biri olduğunu, başarılı olabilmek için ise kulübe bağlı olunması gerektiğini ifade eden Aktaş, şöyle devam etti:
"Ünal Karaman ilk başta bizim ağabeyimiz. Futbolcuyken de aynı takımda top oynadığımız için kendisini tanıyoruz. Ünal hocanın bir disiplini vardır, kuralları vardır. Başarının en büyük sırrı bu zaten. Evinde bile mutlu olabilmek için kurallar koyuyorsun, kuralların dışına çıkmıyorsun. Ünal hoca bu seviyede ilk öne çıkan insanlardan biridir. İkincisi aidiyet duygusu. Evinde mutlu olman için evine bağlı olman lazım. Burada da başarılı olman için kulübe bağlı olmak lazım. Trabzonspor'u benimsemen, herkesle aynı nefesi soluman lazım. Yönetimle, hocalarla, futbolcularla, çalışanlarla, taraftarınla aynı nefesi solumak lazım ki bir başarı gelsin. Durum da ortada zaten. Ben Ünal hocanın doğru insan olduğunu düşünüyorum.”
“KALECİLİKTE TECRÜBE, YEDİĞİN GOLLERİN TOPLAMIDIR”
Kaleciliğin hem zor hem de çok kolay bir meslek olduğunu kaydeden Metin Aktaş, bu konuda şunları söyledi:
“Kalecilik matematiktir, doğru hamleler, doğru uzanışlar, doğru açılar... Artı; kuvvettir, halterdir. Kuvvetli olduğun zaman iyi olursun. Zaten bu seviyedeki kaleciler bunları bilen kalecilerdir. Burada bir şey ön plana çıkıyor, kaleciyi maça hazırlamak, kuvvetli tutmak ve konsantresini sağlamak. Bir kaleci konsantre olduğu zaman her sorunu aşabilir. En çok zorlandığımız konu budur. Kopukluklar. Bir laf vardır, ‘Tecrübe, hayatta yediğin kazıkların toplamıdır’ diye. Kalecilikte de öyle. Tecrübe, yediğin gollerin toplamıdır. Ben yediğim bir golü bir daha yemezdim, tecrübe budur. Ama öyle pozisyonlar oluyor ki, enteresan goller olabiliyor. Her pozisyonda bir tecrübe ediniyorsun.”
“UĞURCAN, TRABZONSPOR'UN KALESİNİ 10-15 YIL KORUYABİLECEK KALİTEDE”
Trabzonspor’da şu anda birinci kaleci konumunda yer alan genç isim Uğurcan Çakır ile ilgili de konuşan Aktaş, şunları dedi:
“Uğurcan Çakır yakından tanıdığımız bir kardeşimizdi. Dört yıldır Trabzonspor'a hizmet ediyor. Fakat bir türlü oynama fırsatı bulup tecrübeyi yakalayamamıştı. Biz de sezon başından beri kendisine güvendik, hatta ikinci kaleci olarak hep Uğurcan Çakır'ı kaleye aldık. Ona güvendik ve ona her zaman destek olacağımızı hissettirdik. Trabzonspor'un kalesini güvenle koruyacak özelliklere sahip olduğunu biliyorduk. Diğer kalecilerimize de güveniyoruz. Uğurcan'a fırsat geldi ve gözümüz arkada kalmadan Uğurcan'ı oynattık. Çünkü o da Trabzonsporlu, o da altyapıdan. Altyapıya değer veren hocalarız. O da bizim düşüncelerimizi, güvenimizi boşa çıkartmadı. Uğurcan Çakır'dan kendisinde var olan özelliklerini göstermesini istedik. Farklı bir şey istemedik. Trabzonspor'un kalesini 10-15 yıl koruyabilecek kalitede bir kaleci. Allah'a şükür iyi başladı, iyi de gidiyor. Hedefimiz Uğurcan'ın uzun yıllar Trabzonspor'un kalesini koruması hem de Milli Takıma hizmet etmesi. Sadece biz Uğurcan'dan da iyi motive olması ve doğru şeyleri doğru zamanda yapmasını istiyoruz. Diğer oyuncularımızı da bu bilinçte yetiştiriyoruz. Her birinin önü açık, inşallah Trabzonspor'umuzun kalesini uzun yıllar koruyacak.”
“ATLETİK, GÜÇLÜ VE LİDER ÖZELLİKLERİ OLAN BİR KALECİ İYİ BİR KALECİDİR”
Kalecinin tek kişi olduğunu ifade eden Aktaş, açıklamalarına şöyle devam etti:
“11 kişilik oyunda kaleci tek başınadır. Son top sana gelir, sen kurtarırsın. Kurtaramazsan mağlup olursun! Kaleci bir takım oyuncusudur ama bireydir. Kaleci lider vasıflı insandır. Pasif kaleci olmaz. Önüne hükmedeceksin, onları organize edeceksin, takımı organize edeceksin. Bazı hücumlar kaleden başlıyor. Saygı duyulması gereken, sevilmesi gereken, güçlü olunması gereken, lider olunması gereken bir mevki. Futbolda boş yere dememişler ‘atan ve tutan iyi olacak’ diye. Lider özellikleri olan, atletik, güçlü ve lider özellikleri olan bir kaleci iyi bir kalecidir. Maç kurtarması önemli değil. Bir kalecinin sezonda en az 10-15 maç kurtarması lazım. Bir kaleciyi seyrediyoruz bir maçta 4-5 top kurtarıyor. Bu yeterli değil. Kaleci tek maçta karar verebileceğin bir mevki değil. İzleyeceksiniz, göreceksiniz, doğru hamleyle doğru kaleciyi anlayacaksınız.
“ALTYAPI EVİN TEMELİ”
Altyapıya baktığımız zaman üretmemiz gerektiğini görüyoruz. Üreteceksin ki faydan olsun. Tolga geldi, çıktı oynadı. Ben Sebat'tan bir takas sonrası geldim. Altyapıda üretmedikten sonra kalede sıkıntı yaşıyoruz. Ben elimden geldiği kadar antrenmanlarda altyapıdan kaleci hocalarını yanıma alıyorum. Benimle beraber idmana çıkıyorlar. Buranın havasını tatsınlar, buranın çalışma sistemini görsünler. Bir nevi kaleci antrenörü de yetiştiriyoruz. Her hafta altyapıdan başka kaleci antrenörü çağırıyoruz. Farklı bir kaleci antrenörü aldığımda, farklı bir kaleci de alıyorum. Yaşı kaç olursa olsun, ortama alışsın diye. Üste çıktığı zaman yabancılık çekmesin, ortama adapte olsun diye. Trabzonspor, alttan en az 2-3 tane üst düzey kaleci bulması lazım ki ilerleyen yıllarda kaleci sıkıntısını çözelim. Çözemezsek bu sefer dışarıya yöneliyoruz. Dışarıya yönelmek maddiyat demek. Dışarıdan alacağımız 17-18 yaşında bir çocuğa bile 1 milyon TL para ödemek zorundayız. Bu da kulübün cebinden çıkan bir para. Bizim bunları engelleyebilmek için altyapıyı güçlendirmemiz lazım. Hedefimiz bu olmalı, futbolcular için de böyle olmalı. Her anlamda Trabzonspor'un kurtuluşu altyapıdadır. Üretmedikten sonra hiçbir sıkıntıyı aşamayız. Dışarıya bağımlı yaşadıkça bu borç sürekli artar. Ama buradan Abdulkadir gibi Yusuf gibi 4-5 tane futbolcu çıkarttığın zaman hiç olmazsa sattığın zaman büyük bir gelir elde edersiniz. Bunda da bir süreklilik sağlamak lazım. Kulübümüzün bu yola girdiğini söyleyebilirim. Altyapı bence evin temeli. Oraya büyük bir önem göstermeliyiz.”
“ZORLAYABİLECEĞİMİZ BİR LİG VAR”
Ligi zorlayabilecekleri bir noktada olduklarını anlatan Metin Aktaş, şunları söyledi:
“Bu takım sezon başında ilk 10'a oynuyordu, Galatasaray'ı yendik ilk 3'e gireriz dedik. Sonra tekrar mağlup olunca yine ilk 10'a gireriz dendi. Takımımıza zaman gerektiğini sezon başından beri söylüyoruz. Ama şuna inanıyorum, takımın içindeyiz, takımın birlik ve bütünlüğünü görüyoruz. Trabzonspor yıllardır, ‘gelsin 10 oyuncu, gitsin 15 oyuncu’ diyerek zaman harcadı. Şu anda baktığımız zaman beraber oynayan en az 2-3 senelik oyuncularımız var. Birbirini tanıyorlar, bu zaten arkadaşlıkta da belli oluyor. Bir insanın bir başka insanı tanıması bir süreç işidir. Trabzonspor şu anda bunu aşmış, iki yıldır zaten birlikte oynayan bir takıma sahip. Araya kattığımız oyuncular oldu. Zargo ve Hosseini gibi oyuncularımız hemen adapte oldular takıma. Zaten böyle olmalı. Takımın yüzde 80'ini tutacaksın, yüzde 20'sine takviye yapacaksın. Trabzonspor bunu başardı. Baktığımız zaman rakiplerimizin durumu ortada. Ama gelinen noktada görüyoruz ki zorlayabileceğimiz bir lig var. Ve bizim takımımız da bunu aşabilecek güçte. Güzel bir doku oluşmuş, motivasyon var. Maddi sıkıntılar var, onların da aşılması için yönetim kurulumuz gece gündüz çalışıyor.”
“MADDİ ANLAMDA, BORÇ ANLAMINDA BÜYÜDÜKÇE ÖZÜMÜZÜ KAYBETMEYE BAŞLADIK”
Trabzonspor’un özünden uzaklaştığına dikkat çeken Aktaş, “2003 yılında buradan ayrıldığımda iki masör, iki malzemeci vardı. Kulübümüzün bütçesi de, kurum kültürü de, profesyonel çalışan sayısı da böylesi büyük değildi. Kısıtlı imkânlarla büyük işler yapıyorduk. Bizim zamanımızda takımda da en az 5-6 tane Trabzonlu vardı. Takım büyüdükçe, maddi imkânlar yukarı çıktıkça Trabzonlular kaybolmaya başladı. Kendimizden, özümüzden uzaklaştık. Şehirde yaşayan insanları da uzaklaştırdık. Büyüdük ama nereye büyüdük? Maddi anlamda, borç anlamında büyüdük ama bu sefer özümüzü kaybetmeye başladık. Yaşantımızda da ananelerimizi kaybediyoruz. Ben eskiden mahallemde hangi evde televizyon var biliyordum ama şimdi alt komşum kim bilmiyorum. Ananelerimiz gitti, kayboldu. Bunu Trabzonspor'a tekrardan kazandırmak için altyapıya yönelmemiz lazım. Kaliteli, 12 tane 13 tane yabancı getireceğine az getir ve kaliteli getir. Buradaki çocuklar da görsün, ders alsın ve kalitesini yükseltsin” diye konuştu.
“ŞEHRİMİZ ŞAMPİYONLUK YAŞAMAYI HAK EDİYOR”
Aktaş son olarak, "Camiamız bizi çok destekliyor. Kazandığımızda morallerinin yükseldiğini görüyoruz, mağlup olduğumuzda da evlerinde kahroluyorlar. Bunu gerçekten biliyoruz. 0 ruhu onlarla yaşıyoruz. Bizi hissediyorlar. Şehir aslında kulüpten kopmamış ama uzaklaşmış biraz. Bunu da bir araya getirmek bizim elimizde. Bu şehri ayağa kaldırmak bizim elimizde. Trabzon dediğin zaman insanların aklına Trabzonspor geliyor. En büyük nimetlerimizden biri Trabzonspor. Hep birlikte ayağa kaldıracağız. Yine Trabzonspor'u zirveye getirecek olan bizleriz. Taraftarımız zaten bizim 12’nci adamımız. İçerideki maçlarda onu yaşıyoruz, dışarıda da nerede olursa olsun tribünleri dolduruyorlar. Hep beraber, birlikte olacağız. 5 parmağın 5'i bir değil, ama bir araya geldiğinde bir el yapıyor. Şehrimiz birlik olup bir şampiyonluk yaşamayı hak ediyor. İnşallah da yaşayacağız” diyerek açıklamalarını tamamladı.